Dunning - Kruger Sendromu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde felsefegunlugu tarafından oluşturulan Dunning - Kruger Sendromu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,590 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Dunning - Kruger Sendromu
Konbuyu başlatan felsefegunlugu
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs

felsefegunlugu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2011
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Dunning-Kruger Sendromu

Cornell University’de görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani “Dunning-Kruger Etkisi” adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır “cahil cesareti” dediği şeydir aslında. Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel Ödülü kazandılar.
Journal of Personality and Social Psychology’nin Aralık-99 sayısında yayımlanan teorileri özetle, “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” der.
Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Değerlendirme Zaafı
İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. Cornell Üniversitesi’ nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden “testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini” istediler.
En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60′ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70′e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.
En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70′ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü.
İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, “kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliği”ne bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu “yetersizlik + haddini bilmeme” kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.
İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz”, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir “hak” olarak görecektir. “Uyanıklık” bilecektir.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından “ihtiras eksikliği” ile suçlanacaklardır. Üstleri de zaten, genelde “aynı yoldan geçmiş” insanlardır.
Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, “kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek” adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu’nun Peter Prensibi’nin yatağını yaptığı da ortaya çıkar.
Sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak vereceksiniz.

Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?
Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi havalarına girer.
Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.
Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.
“Beşer şaşar” diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.
Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.
Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.
İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.
İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.
Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.
Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına.

Siz de şimdi etrafınızda buna yakalanmış kişileri düşünün.Eminiz ki bu yazıyı okurken birçok kişi aklınıza geldi.Dikkatli olun :)
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
anlamlı bir tesbit yapmışlar. ancak "saman alevi" teorisini gözden kaçırmış gibiler. cahil cesaretinin bilge cesaretinden daha etkili sonuçlar doğurduğunu söylemek istiyorlarsa yanılmışlar. ilki kısa sürede sonuç verir, ikincisi uzun erimlidir. gölge uzadıkça kişi kısalırmış. "insan kaynakları" tanımı ise insanı mekanikleştiren, robotlaştıran bir tanımdır. insan, oldum olası kaynak olmamıştır.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
''fark edebilmek'' ileri adımlar atabilmek için / gelişim için/değişim için vs.. çok önemli hatta olmazsa olmaz.. bunu yapabilecek zihni kapasiteye ve eğitim imkanına sahip olmayan insanlar ne yapabilir ki?.. peki ya 'fark edebildiğini düşünen insanların fark edemedikleri şeyler yok mu? tabiki var herkesin fark edemediği şeyler var mutlaka.. ve madolyanın diğer yüzü; fark ettiğimiz şeyler ya bizi başka fark etmemiz gereken şeylerden uzaklaştırıyorsa ? pofff bunun sonu yok ki ya:( tam felsefe yaptım galiba kendi inşa ettiğim labirentte kaybolmadan yazmayı bırakıyorum:)
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Dunning-Kruger Sendromu

Siz de şimdi etrafınızda buna yakalanmış kişileri düşünün.Eminiz ki bu yazıyı okurken birçok kişi aklınıza geldi.Dikkatli olun :)

Bir kaç ekleme yapayım..Çok şatafatlı ama "kurumlaşamamış" pek çok holding, hızlı yükselme potansiyeline sahip bu" altın çocuklar""a bayıla bayıla yatırım yapar.Çünkü...Efendim..Bu dahiler grubu eninde sonunda bir b.. olmadıklarını kavrarlar...İşveren sabırla bu "farkındalığı" bekler.Sonra..Zaten nitelikleriyle oraya gelmemiş/getirilmemiş olan kişi, mevkiinden olmamak için her türlü tavizi vermeye hazırdır artık..Yemi yutmuştur..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst