Doğal zihniyetin oluşumunda aile faktörü

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde faşist tarafından oluşturulan Doğal zihniyetin oluşumunda aile faktörü başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,690 kez görüntülenmiş, 30 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Doğal zihniyetin oluşumunda aile faktörü
Konbuyu başlatan faşist
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Doğal zihniyetin oluşumun da aile faktörü.

Doğal zihniyetin oluşumun da aile faktörü.


Doğal zihniyet bireylerin din,hukuk,eğitim hayatı,bilim gibi unsurlardan kabul görmüş değerleri benimsemesi ve bu değerlere göre yaşaması sonucu ortaya çıkan genel soyut değerlerin bütünüdür.Birey bu doğal zihniyetin her aşamasının dayattığı değerlere göre yaşar(yaşamaya çalışır).Bu başlık altın da bu zihniyeti oluşturan ilk öğe olan aile eğitimini tartışmak istiyorum.

Kuşkusuz aile bireyin eğitim hayatının başlangıcıdır.Birey ana rahminden çıkışıyla birlikte ebeveynlerin eğitimine(dayatmalarına) maruz kalır.Aklının henüz hiçbir erginliğe ulaşmadığı dönemde dahil çevresinde oluşan olaylarla (ebeveynlerin davranışları) eğitimine başlar.Bireye verilen bu eğitimde ebeveynlere din,hukuk,bilim gibi unsurlardan öğrendikleri kaynaklık eder.Eğitimin amacı bireyi bu öğelerin kurallarına uygun davranan bir insanoğlu yaratma isteğinden farklı bir şey değildir.Öyle ki bireyden kendi özünü reddeden evrensel bir insan(erdemli,ahlaklı,kin beslemeyen vs)olması istenir.Bir örnek verelim.Sokakta oynarken arkadaşını topuyla oynatmayan çocuk gerek ebeveynleri gerekse çevre tarafından kınanır ve doğru olanın paylaşım olduğu çocuğa dayatılır.Halbuki çocuk varoluşundan kaynaklı bencillik duygusuyla bu eylem içindedir.Ve çocuktan varoluşuna aykırı olarak paylaşımcı olması istenir.Çocuk sonra ki hayatında paylaşımcılığı deneyecek ve belki de başarılı olacaktır.Ama bu başarı bile ona acıdan başka bir his vermeyecektir.Bireye öğretilen diğer değerler içinde aynı durum söz konusu olacaktır.Bir kaç soruyla yazımı bitirmek istiyorum.Hanginizin ebeveynleri size insanlık dışı hareket etmeyi öğretmeye kalktı ? Ebeveynlerimiz bizlere ahlak,erdem,doğruluk gibi insanlık değerlerini öğretmek için dayatmalarda bulunmadı mı ?Hangi ebeveyn genel toplum kurallarına uymayıp kendi değerlerimiz için yaşamamız gerektiğini söyledi?

Cevap vermek ve yazı yazmak isteyen arkadaşlarımızın sadece bu konuyu irdeleyip bu sorulara cevap vermesini istirham ediyorum.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Doğal zihniyet bireylerin din,hukuk,eğitim hayatı,bilim gibi unsurlardan kabul görmüş değerleri benimsemesi ve bu değerlere göre yaşaması sonucu ortaya çıkan genel soyut değerlerin bütünüdür.Birey bu doğal zihniyetin her aşamasının dayattığı değerlere göre yaşar(yaşamaya çalışır).Bu başlık altın da bu zihniyeti oluşturan ilk öğe olan aile eğitimini tartışmak istiyorum.

Kuşkusuz aile bireyin eğitim hayatının başlangıcıdır.Birey ana rahminden çıkışıyla birlikte ebeveynlerin eğitimine(dayatmalarına) maruz kalır.Aklının henüz hiçbir erginliğe ulaşmadığı dönemde dahil çevresinde oluşan olaylarla (ebeveynlerin davranışları) eğitimine başlar.Bireye verilen bu eğitimde ebeveynlere din,hukuk,bilim gibi unsurlardan öğrendikleri kaynaklık eder.Eğitimin amacı bireyi bu öğelerin kurallarına uygun davranan bir insanoğlu yaratma isteğinden farklı bir şey değildir.Öyle ki bireyden kendi özünü reddeden evrensel bir insan(erdemli,ahlaklı,kin beslemeyen vs)olması istenir.Bir örnek verelim.Sokakta oynarken arkadaşını topuyla oynatmayan çocuk gerek ebeveynleri gerekse çevre tarafından kınanır ve doğru olanın paylaşım olduğu çocuğa dayatılır.Halbuki çocuk varoluşundan kaynaklı bencillik duygusuyla bu eylem içindedir.Ve çocuktan varoluşuna aykırı olarak paylaşımcı olması istenir.Çocuk sonra ki hayatında paylaşımcılığı deneyecek ve belki de başarılı olacaktır.Ama bu başarı bile ona acıdan başka bir his vermeyecektir.Bireye öğretilen diğer değerler içinde aynı durum söz konusu olacaktır.Bir kaç soruyla yazımı bitirmek istiyorum.Hanginizin ebeveynleri size insanlık dışı hareket etmeyi öğretmeye kalktı ? Ebeveynlerimiz bizlere ahlak,erdem,doğruluk gibi insanlık değerlerini öğretmek için dayatmalarda bulunmadı mı ?Hangi ebeveyn genel toplum kurallarına uymayıp kendi değerlerimiz için yaşamamız gerektiğini söyledi?

Cevap vermek ve yazı yazmak isteyen arkadaşlarımızın sadece bu konuyu irdeleyip bu sorulara cevap vermesini istirham ediyorum.

Neden ilk oge aile? Insanoglu ailesiz bir donem gecirmedi mi? Mesela anaerkil donemde aile var miydi?

Ayrica aile o duzeye kendi ailesinin ona verdikleri ile gelmistir, o da kendi evladina kendine verilenleri verecektir. Bu cografi, tarihi, toplumsal, etik nessilden nesile aktarimdir.

Ayrica bir kisi sadece aile egitimi de almaz. Akrabalar, cevre, mahalle, okul ve is hayati her turlu devlet yapi ve kuruluslari ve kisinin kendi taraf degerlendirmesi de bunlara dahildir. Gene konuyu guduye getirmissiniz? unutmayin ki arkadasini topuyla oynatan cocuklar da vardir. Cunku top birden fazla kisi ile oynanirsa zevk verir.

Siz insanlikdisindan ne algiliyorsunuz?, once onu belirtin ki, ben sonra yanit vereyim. "Genel toplum kurallari" bunyesinde insanlikdisi olanlari ne yapiyorsunuz? mesela toreler ve dini uygulatmalar. "Ahlak/erdem/dogruluk" v.s. gibi kavramlar, kisiyi ipe de goturur, ipten de alir. Ne algiladiginiza ve bu kavramlara ne kadar bagli oldugunuza bagli.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
evet ebeveynlerimiz öncekilerden gördükleri insanlık ve toplum değerlerini dayattılar....peki başka ne yapabilirlerdi? insanın ''aklının yetmesi'' denilen durum ve fiziksel olarakta bakıma muhtaçlıktan kurtulması oldukça uzun süren bir dönem.. bu dönemde bizden sorumlu olanlar gerek güvenliğimiz için gerekse içine girecegimiz dünya ve sosyal koşulları için bizi hazırlamak zorundaydılar... hiç bir konuda telkinde bulunmayıp ; içinden geldiği gibi yap sen özgür bir bireysin demeleri yada bu ne? sorusuna ''senin ne algıladığına bağlı bu henüz epistemolojik olarak olgulaştırılmadı oğlum seni yapılandırmak istemiyorum :) :) dese olmazdı gibime geliyor :)

epistemolojik olarak bakıldığında tabiki herşey insan yapılandırması, yönlendirmesi ,yorumlamasıdır..ister doğal zihniyetle ister kişisel bilişle olsun hiç bir mutlak insanlık değeri yoktur.... bu kuralların temeli sosyal yaşamı düzenlemek içindir.. Tanrı olmasaydı herşey mûbah olurdu. Dostoyevski..
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
'doğal zihniyet' oluşumunda 'aile' ÇEVRE faktörü! ...etkendir ve 'çevre' ...bireyin beslendiği tüm!! faktörler dir.

Aile de ilk çevredendir. Çevre; görünen görünmeyen- göz ardı edilen- dolaylı dolaysız ve giderek kişilere indirilebilen..sorgulanmaksızın toplumsal kabul haline getirilip - teslim olunan…oysa her türden 'davranışsal düşünsel kalıp'ın zorlayıp kendine yer bulduğu ve çoğunlukla!! zafiyete sebep olan…

''doğal zihniyet! '


'neden?' bilinmiyor...!? 'neden?' denil-e-miyor-sorgulanmıyor …

(neden?.... yeterli düşünülemediğinden, baskıdan, kolaycılıktan/tembellikten vs.vs.ve ve ve insan sayısınca olabilir! çeşitten) : /

ancak..yetişkin- yetkin bir kişi, doğal gelişme sürecini an layabilir.
Kendinde- görünürdeki fizik bedeninin, biyo/kimyasının çevre doğal faktörüyle alış-verişte olduğunu ve doğal olarak henüz yeterli düşünsel faaliyette bulun-a-mayan, herhangi bir canlının da bu doğallıktan nasiplenip her uyaran-dürtüye etki-tepkide olacağını
ve -yine- çevre-doğanın güdülemesi yani doğallıkla yönlendirmesine açık.. ve/dahi kendinden talep edilen-isteğe kolaylıkla! tepki vereceğini/alınacağını bilir (doğal olarak :p her türlü bilir : ))) )


-normalinde- kişi her türlü düşünebilir ve her düşünceye zihin açıktır.. bu zihin açıklığı da -esasen- iyidir ancak sağlıklı gelişimle, kendinde; -düşünce ile zihin kontrolünü - akl eden ve bireysel zekasını kullanıp-açarak nihayetinde 'kendinden! sorumlu!!' luğu üstlenmiş (dolayısı ile, çevresinden de sorumludur diyebileceğimiz) yeterince! kişiliğe sahip bireyler yetişebilir

her türlü ezbere karşı 'neden'leri korkutmadan sorgulayan-sorgulatan bireylere ihtiyacı var toplumun

püf noktası... ( kendine karşı! ) kontrolü, elden bırakmadan : ) iradene sahip ol

tabi ki her şey anlayış!... ulaşabilirsek : /
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
'doğal zihniyet' oluşumunda 'aile' ÇEVRE faktörü! ...etkendir ve 'çevre' ...bireyin beslendiği tüm!! faktörler dir.

Aile de ilk çevredendir. Çevre; görünen görünmeyen- göz ardı edilen- dolaylı dolaysız ve giderek kişilere indirilebilen..sorgulanmaksızın toplumsal kabul haline getirilip - teslim olunan…oysa her türden 'davranışsal düşünsel kalıp'ın zorlayıp kendine yer bulduğu ve çoğunlukla!! zafiyete sebep olan…

''doğal zihniyet! '


'neden?' bilinmiyor...!? 'neden?' denil-e-miyor-sorgulanmıyor …

(neden?.... yeterli düşünülemediğinden, baskıdan, kolaycılıktan/tembellikten vs.vs.ve ve ve insan sayısınca olabilir! çeşitten) : /

ancak..yetişkin- yetkin bir kişi, doğal gelişme sürecini an layabilir.
Kendinde- görünürdeki fizik bedeninin, biyo/kimyasının çevre doğal faktörüyle alış-verişte olduğunu ve doğal olarak henüz yeterli düşünsel faaliyette bulun-a-mayan, herhangi bir canlının da bu doğallıktan nasiplenip her uyaran-dürtüye etki-tepkide olacağını
ve -yine- çevre-doğanın güdülemesi yani doğallıkla yönlendirmesine açık.. ve/dahi kendinden talep edilen-isteğe kolaylıkla! tepki vereceğini/alınacağını bilir (doğal olarak :p her türlü bilir : ))) )


-normalinde- kişi her türlü düşünebilir ve her düşünceye zihin açıktır.. bu zihin açıklığı da -esasen- iyidir ancak sağlıklı gelişimle, kendinde; -düşünce ile zihin kontrolünü - akl eden ve bireysel zekasını kullanıp-açarak nihayetinde 'kendinden! sorumlu!!' luğu üstlenmiş (dolayısı ile, çevresinden de sorumludur diyebileceğimiz) yeterince! kişiliğe sahip bireyler yetişebilir

her türlü ezbere karşı 'neden'leri korkutmadan sorgulayan-sorgulatan bireylere ihtiyacı var toplumun

püf noktası... ( kendine karşı! ) kontrolü, elden bırakmadan : ) iradene sahip ol

tabi ki her şey anlayış!... ulaşabilirsek : /

Dedigin sorulama, asil onemli olan beyinde yer etmis kavramlarin ifadeye, yani "var/yok, dogru/yanlis, ityi/kotu v.s." tasinmadan once sorgulanmasi, yararinin/zararinin kontrol edilmesi ve kavramlara teslim olmak onlar icin yasamak yerine onlari sahiplenmek, sabitlemek, savunmak/karsi cikmak yerine, kavramlarin kontrol altinda sadece bir iletisim araci oldugunun ve kullanilip, paylasildiginin bilinc ve farkina varmak.

Kisaca bir kisiye dogumdan itibaren verilen ne varsa, cikarsama, curutme, yanlislama temelinde ve yarar/zarar algisinda kritik ve analitik sorgulamasini yapmak. Bir onemli konuda kavram ile kisiyi ozdeslestirmemek. Mesela kisinin hakli/haksizligini degil; konunun, kavramin hakkinin hakli/haksizligini ve hatta hakki tartismak. Mesela kisiyi namuslu/namussuz yapmak degil; namusun ne oldugunu ve namusun namuslu/namussuzunu ortaya koymak.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Neden ilk oge aile? Insanoglu ailesiz bir donem gecirmedi mi? Mesela anaerkil donemde aile var miydi?

Ayrica aile o duzeye kendi ailesinin ona verdikleri ile gelmistir, o da kendi evladina kendine verilenleri verecektir. Bu cografi, tarihi, toplumsal, etik nessilden nesile aktarimdir.

Ayrica bir kisi sadece aile egitimi de almaz. Akrabalar, cevre, mahalle, okul ve is hayati her turlu devlet yapi ve kuruluslari ve kisinin kendi taraf degerlendirmesi de bunlara dahildir. Gene konuyu guduye getirmissiniz? unutmayin ki arkadasini topuyla oynatan cocuklar da vardir. Cunku top birden fazla kisi ile oynanirsa zevk verir.

Siz insanlikdisindan ne algiliyorsunuz?, once onu belirtin ki, ben sonra yanit vereyim. "Genel toplum kurallari" bunyesinde insanlikdisi olanlari ne yapiyorsunuz? mesela toreler ve dini uygulatmalar. "Ahlak/erdem/dogruluk" v.s. gibi kavramlar, kisiyi ipe de goturur, ipten de alir. Ne algiladiginiza ve bu kavramlara ne kadar bagli oldugunuza bagli.


Neden ilk öğe aile ? Ben bu dönem bireylerini tartışmak istediğim için aileyi esas alarak tartışmak istedim.Bundan dolayı bu başlık altın da sadece aileden alınan eğitimi değerlendirelim istiyorum(tabi sizler de kabul ederseniz).(Daha çok 0-7 yaş arası dönem)

Tarih,coğrafya ve kültürel yapı olarak tabi ki değişir.Ama çocuk eğitimin de bilinen genel kurallar vardır(ailelerin kabul ettiği).Bunlar da insanı daha da insanlaştırmak.Bununla ilgili cevabınızı bekliyorum.

Ben sadece aileyi tartışmak istiyorum(evrensel-insan).Sizinle birkaç gündür yaptığımız makro tartışmalar o kadar farklı kollara ayrıldı ki toplaması imkansız hale geldi.Bireyin eğitimini sırasıyla tartışırsak bir sonuca varacağımızı ümit ediyorum(tümevarım da diyebiliriz buna).

İnsanlıkdışı konusuna gelince,ben aileler bireylere insanlıkdışı(bu sizin belirlediğiniz insanlık değelerini baz alarak insanlıkdışı kavramını kullanıyorum)değerler öğretsinler gibi bir düşüncem yok.Bu insanlıkdışını şundan dolayı değindim,siz doğal zihniyetin bireylere tür bilincinden uzaklaştırdığını savunuyorsunuz.Ama aile de verilen eğitim hiçte sizin söylediğiniz gibi tür bilincinden uzaklaştırma gibi bir kaygı taşımıyor.Bu nedenle bu soruyu yönelttim(bu kavramı başka başlık altın da tartışalım).

Aile de verilen eğitimle ilgili düşüncelerinizi (sadece aile eğitimiyle ilgili olan) ve sorularınızı merakla bekliyorum.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
evet ebeveynlerimiz öncekilerden gördükleri insanlık ve toplum değerlerini dayattılar....peki başka ne yapabilirlerdi? insanın ''aklının yetmesi'' denilen durum ve fiziksel olarakta bakıma muhtaçlıktan kurtulması oldukça uzun süren bir dönem.. bu dönemde bizden sorumlu olanlar gerek güvenliğimiz için gerekse içine girecegimiz dünya ve sosyal koşulları için bizi hazırlamak zorundaydılar... hiç bir konuda telkinde bulunmayıp ; içinden geldiği gibi yap sen özgür bir bireysin demeleri yada bu ne? sorusuna ''senin ne algıladığına bağlı bu henüz epistemolojik olarak olgulaştırılmadı oğlum seni yapılandırmak istemiyorum :) :) dese olmazdı gibime geliyor :)

epistemolojik olarak bakıldığında tabiki herşey insan yapılandırması, yönlendirmesi ,yorumlamasıdır..ister doğal zihniyetle ister kişisel bilişle olsun hiç bir mutlak insanlık değeri yoktur.... bu kuralların temeli sosyal yaşamı düzenlemek içindir.. Tanrı olmasaydı herşey mûbah olurdu. Dostoyevski..


Ben ebeveynler hiçbir şey öğretmemeli ya da öğretmeli gibi bir yaklaşım da bulunmuyorum.Tabi ki bir şeyler öğretecekler ve öğreneceğiz.Burada sorun bireyin varoluşundan kaynaklı aşamayacağı şeylerin aşılması için bireye yapılan dayatmalardır.Sormak ve tartışmak istediğim buydu esasen.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Ben ebeveynler hiçbir şey öğretmemeli ya da öğretmeli gibi bir yaklaşım da bulunmuyorum.Tabi ki bir şeyler öğretecekler ve öğreneceğiz.Burada sorun bireyin varoluşundan kaynaklı aşamayacağı şeylerin aşılması için bireye yapılan dayatmalardır.Sormak ve tartışmak istediğim buydu esasen.

Nefret,kin,kıskançlık,saldırganlık,öfke v.s ..peki madolyanın öbür yüzü; sevgi,şevkat,merhamet,haya,paylaşım,yardım etme istegi v.s..
varoluşumuzda bunlarda yok mu?

Aile çocuga; kısaca kötü,pis,ayıp,sevap ,günah ve benzeri terimlerle ilk başta sıraladıklarımı(kötü) bastırmayı, ikinci sıradakileri (iyi) artırmayı ögretmeye/dayatmaya çalışır..ilk sıradakileri teşvik etmez yasaklar çünkü bilirki bu duygular ilk olarak kendisine yönelecektir tehdit edecektir...bu olursada aile kurumu zaten sarsılacak,yıkılacaktır.. yada mutasyona ugrayıp yeni bir formata geçmelidir..

insan doğuştan medeni ve sosyaldir bana göre..

Tanrı bize kendisinden bir parça vermiştir..insan bu parçadan dolayı Tanrıya karşı sorumludur ve Cennetide /Cehennemide bu parça sebebi ile HAK edecektir..
kendimize iyi bakalım kendimizin ne kadar hakimiyiz? beynimizde var olan düşüncelerin tamamı bize mi ait? bu içimizde olanlar biz miyiz? hayır!! bence biz İçimizdeki Tanrı parçacığıyız..işte o zaman tüm güçte bizde ve sorumluyuz..onu nasıl kullanacağımız bize bırakılmış...ama bu güç bizi yarı Tanrıda yapmaz...ölüm açısından demiyorum ölüm ölümlüler için kurtuluştur..(içimizdeki sonsuzluk isteğide bu parçadan kaynaklanıyor olabilir )Bu Tanrı parçacığı ile insan varoluşunu( insan/Tanrı) dengelemek zorundadır..asıl varoluşu onu var edendir ve emirleridir.. içindeki Tanrı parçacığı Tanrıyla restleşmek için değil ona ulaşmak içindir..mutlak doğrunun sahibide odur.. (konudan biraz ayrıldım ama konuyla ilgili doğru/yanlış ikilemine bakışım inancım budur..biraz fantastik mitolojik anlattım yanlış anlaşınmasın efenim:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Neden ilk öğe aile ? Ben bu dönem bireylerini tartışmak istediğim için aileyi esas alarak tartışmak istedim.Bundan dolayı bu başlık altın da sadece aileden alınan eğitimi değerlendirelim istiyorum(tabi sizler de kabul ederseniz).(Daha çok 0-7 yaş arası dönem)

Tarih,coğrafya ve kültürel yapı olarak tabi ki değişir.Ama çocuk eğitimin de bilinen genel kurallar vardır(ailelerin kabul ettiği).Bunlar da insanı daha da insanlaştırmak.Bununla ilgili cevabınızı bekliyorum.

Ben sadece aileyi tartışmak istiyorum(evrensel-insan).Sizinle birkaç gündür yaptığımız makro tartışmalar o kadar farklı kollara ayrıldı ki toplaması imkansız hale geldi.Bireyin eğitimini sırasıyla tartışırsak bir sonuca varacağımızı ümit ediyorum(tümevarım da diyebiliriz buna).

İnsanlıkdışı konusuna gelince,ben aileler bireylere insanlıkdışı(bu sizin belirlediğiniz insanlık değelerini baz alarak insanlıkdışı kavramını kullanıyorum)değerler öğretsinler gibi bir düşüncem yok.Bu insanlıkdışını şundan dolayı değindim,siz doğal zihniyetin bireylere tür bilincinden uzaklaştırdığını savunuyorsunuz.Ama aile de verilen eğitim hiçte sizin söylediğiniz gibi tür bilincinden uzaklaştırma gibi bir kaygı taşımıyor.Bu nedenle bu soruyu yönelttim(bu kavramı başka başlık altın da tartışalım).

Aile de verilen eğitimle ilgili düşüncelerinizi (sadece aile eğitimiyle ilgili olan) ve sorularınızı merakla bekliyorum.

Tamama senin dedigin gibi yapalim aslinda getirdigin yas ve konu psikolojinin ve sosyolojinin konusudur. Bu konuda da bilimsel gozlem ve bilissel algi ve bilgi ve de bilinc ve farkindalik gerekir.

0-7 Yas arasi insanoglunun yasam ve numenal yeti olarak en onemli cagidir. Birincisi 3 yasina kadar gecen yasam hatirlanmaz. Yalniz cok etkileyici ve olaganustu olaylarin hatirlandigi bilimsel gozlem olarak gorulmustur, savas, saldiri v.s. gibi.

Insanoglunun 3-7 yas arasi iki noktadan en onemli yastir. Birincisi cocugun beyninin acik oldugu her seyi sordugu, ogrenmek istedigi ve ogrendigini bilinc altina yerlestirdigi yastir. Ayni zamanda cocugun en kolay yonetilip yonlendirilebilecegi yastir.

Insanlikdisi konusuna gelince, bu yaslarda verilen; ayrimci, cikarci, parcasal etik her turlu deger sahiplenilmek ve sabitlemek olarak bilincaltina yerlesir.

Bir ornek verelim. Tore ile buyutulen bir cocuk, 10 yasini gectiginde hic gozunu kirpmadan tore geregi cinayet isleyebilir. Cunku 7-16 yas arasida bilincaltina yer etmis ogretilerin egosal savunusu ve inatla yerine getirme istemi cagidir. Cocuk eger serbest buyumusse 16 yasindan itibaren verilenleri degerlendirmeye ve aldigi "yenilikler" ve "yeni dunya" degerleri ile mukayese etmeye baslar, ya verilenlerde iki turlu aktiflesir, ya bir emireri/kulu olarak, ya da "asi/baskaldiran" algi temelli red edis/karsi cikis olarak.

Oyuzden 3-7 yas en onemli cagdir ve bu cagda alinan her turlu etik deger bilinc altina yerlesir. Tum etik degerlerde, evrensel olamamanin yaninda, ayrimci, cikarci, egosal ve insanoglu yasam ve iliskisini degerlerin arkasina iten verilerdir.

Ayrica dunyanin hicbir toplumunda, cografyasinda, hic bir tarihte aileler evrensel ve tursel bilinc vermezler. Verdikleri uygulamali uygulanmasi istenen ve istenmeyen her turlu etik; deger, veri ve tabular hem insanoglunu ikinci plana iten hem de degerlere teslim eden iceriktedir. Yukaridaki tore orneginde de goruldugu gibi insanlikdisi ve tehlikelidir. Cunku cocuk o yasta yaptiginin bir yarar/zarar iyilik/kotuluk v.s. oldugunu algilayacak beyne sahip degildir.

Konu ilerledikce detaylasnacagini umuyorum.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Insanlikdisi konusuna gelince, bu yaslarda verilen; ayrimci, cikarci, parcasal etik her turlu deger sahiplenilmek ve sabitlemek olarak bilincaltina yerlesir.

bilim insanları en son galiba 2004 te beyinde bilinçaltı denen bölgeyi bulduklarını ve buradaki nörö kimyasal değişimleri (yoğunluğu-azalmayı falan) tesbit ettiklerini söylediler..de.. bu bilinçaltı olayı ve işleyişi hayli sorunlu bir tespit bana göre .. bununla ilgili en son bilgileri alabileceğimiz bir site yada kaynak varsa paylaşırsanız inanın sevinirim üstadım..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bilim insanları en son galiba 2004 te beyinde bilinçaltı denen bölgeyi bulduklarını ve buradaki nörö kimyasal değişimleri (yoğunluğu-azalmayı falan) tesbit ettiklerini söylediler..de.. bu bilinçaltı olayı ve işleyişi hayli sorunlu bir tespit bana göre .. bununla ilgili en son bilgileri alabileceğimiz bir site yada kaynak varsa paylaşırsanız inanın sevinirim üstadım..

Bunu algilayabilmek icin, cesitli psikolojik yansimalarin temeline bilimsel olarak iniliyor. Siddete tesbbus, seri katillik, oldurebilme yetisi v.s. Kisiye kucuk yaslarda bilincalti islemis ve kendinden kontrolsuz uygulamasi yerine getirilen dusunce ve davranislar olarak bilim acikliyor.

Kisaca kim yasam ve iliskilerinde ne yaparsa, ne dusunurse, nasil davranirsa davransin; bunun mutlaka bir cocuklukta verilen ve bilinc altina yerlesen bir icerigi oldugunu soyluyor.

Iste bu temelde yapilandirmaci epistemolojinin temeli cocuklarin bilgisel ve bilissel egitimine cok onem veriyor. Cunku algilaniyorki,m bugunun cocuklari yarinin buyukleri olarak cocukken nasil yetistirilirse oyle oluyor.

Oyuzden yapilandirmaciligin ve bilginin genetiginin sorgulanmasi, algilanmasi ve egitimi cok onemli. Herseyden once cocugun onu hickesilmiyor ve cocuk kritik ve analitik zihniyet olarak leyhte ve aleyhte dusunce ve davranisi ve biribiri ile olan iletisimi ortaya koyuyor. Halbuki dogal zihniyet birini savunur, sahiplenir, sabitler; digerine karsi cikar, sahiplenmek istemez ve sabitine tehlike olarak gorur.

Iste o yuzdenb her turlu tartismayi bir celiski cekisme olarak degil, ayni urun ve temelin bir iliskisi olarak algilamak basli basina bir bilinctir.

Ben bunu "bilginin ne oldugu" ve "constructive epistemoloji" basliklarinda detayli da olmasa soyle bir isledim.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Teşekkürler üstadım..sonuçta psikoloji bilimi beni bana anlatıyor:) haliyle itiraz hakkım doğabiliyor bazen:) kafamızın içinden daha özeli varmı yani :) bunu bundan yaptın sunu sundan yaptın falan demeleri çokta hoşuma gitmiyor.. her insan özel ve beyinde oluşabilcek olasılıklar kişiye göre sonsuz değişkenlikte bence..bir kalıba sığdırmaya çalışmak imkansız olmalı .. ben son gelişmeler hakkında vakit bulunca google abimiz sayesinde neti bir tarayım, kayda değer bir son gelişme bulursam psikoloji bölümünde başlık açar paylaşırım..
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Tamama senin dedigin gibi yapalim aslinda getirdigin yas ve konu psikolojinin ve sosyolojinin konusudur. Bu konuda da bilimsel gozlem ve bilissel algi ve bilgi ve de bilinc ve farkindalik gerekir.

0-7 Yas arasi insanoglunun yasam ve numenal yeti olarak en onemli cagidir. Birincisi 3 yasina kadar gecen yasam hatirlanmaz. Yalniz cok etkileyici ve olaganustu olaylarin hatirlandigi bilimsel gozlem olarak gorulmustur, savas, saldiri v.s. gibi.

Insanoglunun 3-7 yas arasi iki noktadan en onemli yastir. Birincisi cocugun beyninin acik oldugu her seyi sordugu, ogrenmek istedigi ve ogrendigini bilinc altina yerlestirdigi yastir. Ayni zamanda cocugun en kolay yonetilip yonlendirilebilecegi yastir.

Insanlikdisi konusuna gelince, bu yaslarda verilen; ayrimci, cikarci, parcasal etik her turlu deger sahiplenilmek ve sabitlemek olarak bilincaltina yerlesir.

Bir ornek verelim. Tore ile buyutulen bir cocuk, 10 yasini gectiginde hic gozunu kirpmadan tore geregi cinayet isleyebilir. Cunku 7-16 yas arasida bilincaltina yer etmis ogretilerin egosal savunusu ve inatla yerine getirme istemi cagidir. Cocuk eger serbest buyumusse 16 yasindan itibaren verilenleri degerlendirmeye ve aldigi "yenilikler" ve "yeni dunya" degerleri ile mukayese etmeye baslar, ya verilenlerde iki turlu aktiflesir, ya bir emireri/kulu olarak, ya da "asi/baskaldiran" algi temelli red edis/karsi cikis olarak.

Oyuzden 3-7 yas en onemli cagdir ve bu cagda alinan her turlu etik deger bilinc altina yerlesir. Tum etik degerlerde, evrensel olamamanin yaninda, ayrimci, cikarci, egosal ve insanoglu yasam ve iliskisini degerlerin arkasina iten verilerdir.

Ayrica dunyanin hicbir toplumunda, cografyasinda, hic bir tarihte aileler evrensel ve tursel bilinc vermezler. Verdikleri uygulamali uygulanmasi istenen ve istenmeyen her turlu etik; deger, veri ve tabular hem insanoglunu ikinci plana iten hem de degerlere teslim eden iceriktedir. Yukaridaki tore orneginde de goruldugu gibi insanlikdisi ve tehlikelidir. Cunku cocuk o yasta yaptiginin bir yarar/zarar iyilik/kotuluk v.s. oldugunu algilayacak beyne sahip degildir.

Konu ilerledikce detaylasnacagini umuyorum.



Sizin yazdıklarınızdan sonra bireye 3-7 yaş arası verilen eğitimin kaynağını ve yöntemi irdelemek istiyorum.Daha önce de belirttiğim gibi ebeveynler kendilerinden önce gördükleri değerlere göre bireye birçok dayatmalar da bulunacaklardır.Yöntem üzerinde çok fazla söz söylemeye gerek yok aslında yöntem basit,iyi-kötü ve yararlı -zararlı üzerine kurulu.İyiye ödül kötüye ceza.Kaynak daha önemli.

Coğrafya,kültür,ırk gibi unsurlar da farklılık gösterse de genel bir öğretme isteği olan bireyi insanlaştırma ya da şöyle diyelim daha da insanlaştırma hedefi.3-7 yaş arası bireyin bilinçaltına yerleşenlerin çok önemli olduğunu ve ileride ortaya çıkan ve belki bireyin bütün hayatını etkileyen bir dönem olduğunu yazdınız.Kesinlikle katılıyorum.Peki ne öğretiliyor bireylere ? Birkaç örnekle açıklamak istiyorum.Bu dönem de bireylere masallar anlatılır.Bu masalların konusun da tamamen dostluk,paylaşım vb değerlerin övülmesi ve bireyin bilinçaltına yerleştirme isteği vardır(ben bunlar öğretilmesin demiyorum).Dinletilen müzikler,izletilen çizgi filmler yine hep bu gibi olumlu (!) sayılan değerler taşır.Günlük hayatta da herhangi (eşya,insan,hayvan vb) bir varlığa bir şekilde zarar verirse yine bu yapılan hareketin yanlış olduğu gösterilir(öğretilir)(Bu örnekleri tabi çoğaltabiliriz).

Bu dönem de bireylere size göre de genel itibariyle bu gibi unsurlar öğretilmiyor mu ?
Eğer bunlar öğretilmiyorsa ne gibi unsurlar öğretiliyor ?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Peki ne öğretiliyor bireylere ? Birkaç örnekle açıklamak istiyorum.Bu dönem de bireylere masallar anlatılır.Bu masalların konusun da tamamen dostluk,paylaşım vb değerlerin övülmesi ve bireyin bilinçaltına yerleştirme isteği vardır(ben bunlar öğretilmesin demiyorum).Dinletilen müzikler,izletilen çizgi filmler yine hep bu gibi olumlu (!) sayılan değerler taşır.Günlük hayatta da herhangi (eşya,insan,hayvan vb) bir varlığa bir şekilde zarar verirse yine bu yapılan hareketin yanlış olduğu gösterilir(öğretilir)(Bu örnekleri tabi çoğaltabiliriz).

Bu dönem de bireylere size göre de genel itibariyle bu gibi unsurlar öğretilmiyor mu ?
Eğer bunlar öğretilmiyorsa ne gibi unsurlar öğretiliyor ?

Birincisi konuya genel mi bakiyoruz, yoksa turkiye gibi birey yetistirmeyen ve bati gibi bireyci yetistiren fark olarak mi bakiyoruz?

Turkiye gibi ulkeleri alirsak, bir kere bireyden degil, cocuktan bahsetmemiz gerekir. Turkiyede birey yetistirimi de egitimi de yoktur. Devlet vatandas, aile evlat yetistirir. Turkiye'den devam edelim. Turkiye de herhangibir aile var midir, etik olarak gelenegi/toresi olmasin, dini olmasin, milli/etnik kokeni olmasin?

Boyle bir ailede yetisen cocuk bu degerlerle buyur. Evde fenomenal goruntuler, buyuk evlatlarin durumlari, akrabalar, sulale, aile, mahalle ve cevre. En bastaki sorun erkek/kizevlat ayrimciliginin getirdigi yetistirimdir. Bu en basta tore ve dine yansir. Anlatilan masallar, nedir sence? Hang masalin konusu "dostluk, paylasim" v.s. dir, bana ornek verir misin?

Ben tam da egosal evlat yetistirimi doneminde buyudum. Yani anne/baba ve herkes, evladindan her konuda bir onderlik, birincilik beklerken okunan Teksas, Tommiks v.s. gibi kitaplar, filmler ve her turlu kahraman, nihilizmin overmanini vermeye calisirdi. Cocukta, "en guclu/bilgili/dogru/iyi v.s. benim" sartlanmasi ile buyurdu. Bu hem cocugun uzerindeki gereksizve biktirici baskidir, hem de basarisiz cocuk icin bir psikolojik bilincalti sorunudur. Cocuk cok rahat yalana, sahtekarliga, uckagida v.s. sapar. Dinletilen muzikler de ya batidan uydurulmus aranjman, bati muzigi, ya da tanri, kader, felek v.s. icerikli ask, huzun v.s. dolu sanat muzigi/halk muzigi idi.

Ben evlatlarima ne bir dini ne de bir milli icerik vererek buyutmedim. Enternasyonel ve herkesi oldugu gibi kabul etmeli, herkesin degerine saygili ve de her turlu sorularini yureklendirici olarak buyuttum.

Kizim 2-3 yaslarindaydi ve ramazandi. Tv'da ezan baslayinca korktu ve masanin altina saklandi. O korkuyuondan geri alana kadar cektigimi ben bilirim. Kurban bayraminda kan revan icinde koyunlari v.s. goren bir cocugun psikolojisi nasildir, sence? Ya, gece yarisi calan davul sesiyle uykusunu alamadan uyanan bir cocugun haleti ruhiyesi? yolda giderken yukselen bir ezan sesinin verdigi etki?, sofrada okunan dualar, aminler, mezarziyaretleri, mevlitler v.s. daha sayayim mi? Hangi dostluk, hangi paylasim? Bunun yaninda komsu cocuga alinana ozenti, kiskanclik v.s. de cabasi. Sehir disindaki cocuklarin silahlarla ic ice buyumesi, bir yakininin ballandira ballandira anlattigi hapishane macerasi, abisinin v.s. anlattigi kadina esya degeri veren hikayeleri, ya da siddet uygulayan bir yakininin siddeti hakli gosterme konusmasi?

Zannedersem, gozlem olarak aciklananlar, son iki soruna da yanit oluyor.

Simdi istersen o dostluk, paylasim v.s. degerlerini bir daha dusun.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
tesir /bilinçaltı:) peki o zaman biz neyin /nelerin tesiri altındayız? hür sandığımız iradelerimiz ne kadar hür ? bilinçaltı ve tesirleri denildiği kadar etkili ise bilincimiz/irademiz geçmişimizin bir nevi kölesi olmuyor mu? nerde hürriyet! nerde numenal yeti !

konunuzu bölmek istemiyorum ama son yazılarınızın gidişatından algım budur :)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
tesir /bilinçaltı:) peki o zaman biz neyin /nelerin tesiri altındayız? hür sandığımız iradelerimiz ne kadar hür ? bilinçaltı ve tesirleri denildiği kadar etkili ise bilincimiz/irademiz geçmişimizin bir nevi kölesi olmuyor mu? nerde hürriyet! nerde numenal yeti !

konunuzu bölmek istemiyorum ama son yazılarınızın gidişatından algım budur :)

Bu sorunun en guzel ve uygun yanitini, herkes kendine verebilir. Dolayisiyle kendinden baslayarak, su an ve/veya gecmiste hangi etik degerleri, verileri ve tabulari neden ve nasil savundugunun/karsi ciktiginin kendince bir analizini, kritigini ve gozlemini yap. Su an hala korudugun, savundugun ya da red edip/karsi ciktiklarini bir degerlendir. O zaman nelerin tesiri altinda oldugun, ortaya cikar. Sonrada neden bunlari senin kontrol edemedigini ve o degerlerin seni neden ve nasil tesiri altina aldigini ve yasam ve iliskilerine nasil yon verdigini ve nasil kisilik kimlik degerlerrin haline geldigini bir sorgula.

Genelde bilincalti rahatsizliginin yansisi bilincsizdir ve beynin kendi kendini rahatlatmasidir. Oyuzden su an korudugun degerlerin, ya da karsi ciktiklarinin neden seni rahatsiz etmedini sorgula. Ya da neden baskasi icin sorun olabilen bu degerlerin, senin icin sorun olmadigini sorgula.

Bak bu konuda sana bir link vereyim. Orayi okursan, ne dendigini daha net algilarsin.

http://www.felsefe.net/psikoloji/5201-evrimci-ve-devrimci-sorgulama.html
 

daddylonglegs

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 Ara 2011
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
32
Evet çok önemlidir çoğu insanın bilinci düşünüş tarzı aileden geliyor az bir kısım bu çizginin dışına çıkıp doğal olarak baskılara kafa tutabiliyor. Kimi kendi doğrularının daha inandırıcı olduğu için yapıyor bunu kimiyse sırf baskılara tepki olsun diye.
Doğru olduğuna inansa da inanmasa da bence herkes içinde bulunduğu durumu sorgulamalı.
Mesela ben ailemden aldığım zihniyeti devam ettiriyorum temelde aslında hala, ama onlardan bana kalan bir gelenekmiş gibi değil, yaptığım her şeyi sorgulayıp cevap arayarak.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Birincisi konuya genel mi bakiyoruz, yoksa turkiye gibi birey yetistirmeyen ve bati gibi bireyci yetistiren fark olarak mi bakiyoruz?

Turkiye gibi ulkeleri alirsak, bir kere bireyden degil, cocuktan bahsetmemiz gerekir. Turkiyede birey yetistirimi de egitimi de yoktur. Devlet vatandas, aile evlat yetistirir. Turkiye'den devam edelim. Turkiye de herhangibir aile var midir, etik olarak gelenegi/toresi olmasin, dini olmasin, milli/etnik kokeni olmasin?

Boyle bir ailede yetisen cocuk bu degerlerle buyur. Evde fenomenal goruntuler, buyuk evlatlarin durumlari, akrabalar, sulale, aile, mahalle ve cevre. En bastaki sorun erkek/kizevlat ayrimciliginin getirdigi yetistirimdir. Bu en basta tore ve dine yansir. Anlatilan masallar, nedir sence? Hang masalin konusu "dostluk, paylasim" v.s. dir, bana ornek verir misin?

Ben tam da egosal evlat yetistirimi doneminde buyudum. Yani anne/baba ve herkes, evladindan her konuda bir onderlik, birincilik beklerken okunan Teksas, Tommiks v.s. gibi kitaplar, filmler ve her turlu kahraman, nihilizmin overmanini vermeye calisirdi. Cocukta, "en guclu/bilgili/dogru/iyi v.s. benim" sartlanmasi ile buyurdu. Bu hem cocugun uzerindeki gereksizve biktirici baskidir, hem de basarisiz cocuk icin bir psikolojik bilincalti sorunudur. Cocuk cok rahat yalana, sahtekarliga, uckagida v.s. sapar. Dinletilen muzikler de ya batidan uydurulmus aranjman, bati muzigi, ya da tanri, kader, felek v.s. icerikli ask, huzun v.s. dolu sanat muzigi/halk muzigi idi.

Ben evlatlarima ne bir dini ne de bir milli icerik vererek buyutmedim. Enternasyonel ve herkesi oldugu gibi kabul etmeli, herkesin degerine saygili ve de her turlu sorularini yureklendirici olarak buyuttum.

Kizim 2-3 yaslarindaydi ve ramazandi. Tv'da ezan baslayinca korktu ve masanin altina saklandi. O korkuyuondan geri alana kadar cektigimi ben bilirim. Kurban bayraminda kan revan icinde koyunlari v.s. goren bir cocugun psikolojisi nasildir, sence? Ya, gece yarisi calan davul sesiyle uykusunu alamadan uyanan bir cocugun haleti ruhiyesi? yolda giderken yukselen bir ezan sesinin verdigi etki?, sofrada okunan dualar, aminler, mezarziyaretleri, mevlitler v.s. daha sayayim mi? Hangi dostluk, hangi paylasim? Bunun yaninda komsu cocuga alinana ozenti, kiskanclik v.s. de cabasi. Sehir disindaki cocuklarin silahlarla ic ice buyumesi, bir yakininin ballandira ballandira anlattigi hapishane macerasi, abisinin v.s. anlattigi kadina esya degeri veren hikayeleri, ya da siddet uygulayan bir yakininin siddeti hakli gosterme konusmasi?

Zannedersem, gozlem olarak aciklananlar, son iki soruna da yanit oluyor.

Simdi istersen o dostluk, paylasim v.s. degerlerini bir daha dusun.

Çok geç cevap yazdım kusura bakmayın.

Sizin çocuklarınıza verdiğiniz eğitimin sonucunu alabildiniz mi ? Sizin gibi düşünenler verdikleri eğitimin sonucunu alabilecekler mi ? Tıpkı beni yetiştiren annem gibi düşünüyorsunuz.Bana o kadar insanlığı anlattı ki bir dönem insan olmaktan bulantı duyuyordum.Benim ailem beni yetiştirirken tıpkı sizin çocuklarınızı yetiştirdim dediğiniz değerlere göre yetiştirmeye çalıştı peki size göre ben neden bu değerlere bu kadar düşmanım ?

Ayrıca unutmayın ki her süper kahramanlar insanlık için çalışır.

Dine karşı çok saldırınız var.İnsanlığın o sizin çok sevdiğiniz değerleri dinler sayesinde ayakta duruyor bence bunu bir düşünün.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Çok geç cevap yazdım kusura bakmayın.

Sizin çocuklarınıza verdiğiniz eğitimin sonucunu alabildiniz mi ? Sizin gibi düşünenler verdikleri eğitimin sonucunu alabilecekler mi ? Tıpkı beni yetiştiren annem gibi düşünüyorsunuz.Bana o kadar insanlığı anlattı ki bir dönem insan olmaktan bulantı duyuyordum.Benim ailem beni yetiştirirken tıpkı sizin çocuklarınızı yetiştirdim dediğiniz değerlere göre yetiştirmeye çalıştı peki size göre ben neden bu değerlere bu kadar düşmanım ?

Ayrıca unutmayın ki her süper kahramanlar insanlık için çalışır.

Dine karşı çok saldırınız var.İnsanlığın o sizin çok sevdiğiniz değerleri dinler sayesinde ayakta duruyor bence bunu bir düşünün.

Evet aldim. Basarili bir egitimleri, arkadas iliskileri, toplumsal giriskenlikleri ve herkesi oldugu gibi algilama yetuileri var. Ama dedigim gibi, ulke ve toplumumuzda bu o kadar "kolay" olmayabilir. Genelde yetistirim, benim acimdan "uzaklastirim/uyarim" temelinde olabilirdi.

Sordugun soruyu ve son iki cumleni acikladiktan sonra ve algiladiktan sonra yanit verebilirim.

Ayrica benim hic bir seye "saldirim" yok. Sadece numenal insanligi her turlu engelleyen sorunlari dile getirme durumum var, din de bunlardan biridir.

Degerlerin "ayakta durmasi" ni da din veyayonlendirim yaptirim degil; bilinc ve farkindalik saglamali. Sonucta insanoglunun numenal insanlik degerleri, bilinc ve farkindalik bunyesindedir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Evet aldim. Basarili bir egitimleri, arkadas iliskileri, toplumsal giriskenlikleri ve herkesi oldugu gibi algilama yetuileri var. Ama dedigim gibi, ulke ve toplumumuzda bu o kadar "kolay" olmayabilir. Genelde yetistirim, benim acimdan "uzaklastirim/uyarim" temelinde olabilirdi.

Sordugun soruyu ve son iki cumleni acikladiktan sonra ve algiladiktan sonra yanit verebilirim.

Ayrica benim hic bir seye "saldirim" yok. Sadece numenal insanligi her turlu engelleyen sorunlari dile getirme durumum var, din de bunlardan biridir.

Degerlerin "ayakta durmasi" ni da din veyayonlendirim yaptirim degil; bilinc ve farkindalik saglamali. Sonucta insanoglunun numenal insanlik degerleri, bilinc ve farkindalik bunyesindedir.


Sonuç aldıysanız sizi ve çocuklarınızı tebrik ediyorum.

Kendimden örnek vereceğim.Hiçbir baskı(dinsel anlamda daha çok),zorluk,sıkıntı(maddi manevi)çekmeden büyüdüm.Bana ailemin telkini şu oldu.Toplum için yaşa,insanlığa hizmet senin varlığından çok daha önemlidir.Bu benim varlığımı o kadar değersiz kıldı ve benim dışımda değersiz olan her şeyi o kadar değerli kıldı ki sonunda bu değersiz şeylere kendi içimde savaş açtım ve nefret ediyorum(insanlardan,değerlerinden,tanrılarından).Çocukluğumun bütününü bu gibi değerle büyütülerek geçirdiğim halde neden şu an nefret besliyorum ? (Ben sorunun cevabını biliyorum sadece sizin görüşünüzü merak ediyorum).
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst