Dizi dizi diziler

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde monaliza tarafından oluşturulan Dizi dizi diziler başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,470 kez görüntülenmiş, 17 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Dizi dizi diziler
Konbuyu başlatan monaliza
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot
M

monaliza

Ziyaretçi
İyi bir sinemasever olmama rağmen, hiç bir zaman bir dizi film müptelası olamadım.
Özellikle çoğu yerli dizileri; özellikle de son yıllarda dizi çöplüğüne dönüşen TV kanallarını esefle karşılıyorum.
Bu çokça tartışılan bir konu, bunu da biliyorum.
1980 li yılları anlatan ve geçen hafta bir bölümünü öneri üzerine izlediğim ÖYLE BİR GEÇER ZAMANKİ adlı diziyi yine rastlantısal olarak izledim. Doğruyu söylemek gerekirse sinemaya doydum diyebilirim.
Oyuncu kadrosu mükemmel, kurgu süper. Çekim hiper. Konu Sosyal...Yapımcısını, senaristini ve oyuncularını tebrik ede ede keyifle seyrettim.

Ardından "Küçük Sırlar" diye absürt bir dizi var, konuklarım olduğunda, nezaketen göz attığım bu nedenle konusuna da aşikar olduğum bir dizi. Aman Allah'ım ;rezalet. Konu rezalet,kadro rezalet. Böyle saçma şeyler yapmamalı, onca parayı sokağa dökmemeliler. Şimdi denilebilir ki; efendim reyting yapmayan diziler zaten gösterimden kaldırılıyor, reyting yaptığına göre bu dizi gösterimde... Zaten önemli olan da bu...Bu yaranın diğer yüzü. Sosyal ucubesi.

KanalD' ye ve RTÜK' e ulaşamıyorum... Buradan seslenmekten başka yol bulamadım.

Kaliteli diziler istiyoruz... "Beğenmiyorsanız seyretmeyin" yada " Her Satıcının bir alıcısı vardır" demeyin lütfen. Özellikle de bu çok kötü dizi, yayınlandığı kanala hiç yakışmıyor ayrıca.
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
sevgili monaliza her yerde olduğu gibi önyargılarınız bu konudada kendini göstermiş. Siz sinemasever olarak diziseverler e olmadık atıflarda bulunmuşsunuz. Bir kere küçük sırları orjinali olan Gossip Girl 'e göre kıyaslamak yerine hüsnü kuruntularınıza göre değerlendirmişsiniz. Küçük sırların takipçisi olarak şunu diyebilirim ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayanız. Nezaketen istemediğiniz durum ve olaylar karşısında tavır alamanız kişilik ve karakter üzerindeki ikilemleri belirginleştirirken insanların zevk ve ilgi alanları farklıdır. Küçük sırlar Gossip Girl izleyicileri için falza beğenilmesede gerekli ilgi ve alakayı izleyicinden fazlasıyla bulmuştur. Hatta izleyici tüm sırlar neredeyse ortalığa döküldü yeni sırlar ne olacaktır acaba diye kara kara düşünmektedir.

Birde sinema kültürü - tiyatro gibi tv den izlenen bir kültür değildir..

Diğer yandan ekranlarda - geniş aile - vahşi cazibe - ezel - kurtlar vadisi - arka sokaklar - akasya durağı bir sürü eğlenceli dizi var.. birde iç bayan diziler varya onlarda sizin dediğiniz gibi bir varmış bir yokumuş..
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Heeeeeeey Kuuuuuzeeeeyyyyyyyyy)))))))))))) Ne ön yargısı yahuuu?
Asıl sizsiniz ön yargılı olan. Hayattan almanız, öğrenmeniz gereken o kadar çok şey var ki. Dilerim alır, görür ve öğrenirsiniz...
Asla asla demeyin..Yanlış şeylere özenmeyin...Özünüz olun, kopyacı olmayın...

Sevgiler...
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
umarım temenniniz gerçekleşir bende bu hakikateten payıma düşen öğretileri görüp alırım öğrenmekle birlikte uyarlarım.. De benim anlayamadığım ben nerde asla demişim.. Bu forumda aslacıları çıkarsak sanırım ilk 10' da ilk üçü zorlarsınız sevgili monaliza.. öz'e gelince ona ilişmeyin söz olur..

Hem bakın ne güzel diyor ünlü türk komünisti şairimiz..

«— Şarapla doldur tasını, tasın toprakla dolmadan,» — dedi Hayyam.
Baktı ona gül bahçesinin yanından geçen uzun burunlu, yırtık pabuçlu adam :
«— Ben, bu nimetleri yıldızlarından çok olan dünyada açım,» — dedi,
«şaraba değil, ekmek almaya bile yetmiyor param...»

gerçekle yüzleşmek onu yaşayabilmek pek az insanın hakikatıdır. Bırakınız insanlar hülyalar içinden bir rüya seçsinler..

esenlikle kalın..
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Ne yalan söyliyeyim TV ile aram pek yoktur. Epeydir uzak kaldım.Haberleri ya dergilerden ya da gazetelerden/internetten takip ediyorum. Favorim tiyatrodur. Diğerleri sanatsal değer olarak yeterince doyurmaz beni. Filmleri DVD olarak izliyorum genelde. Bu sene bir hayli fazla film izlemişimdir böyle.
Kanıt peşinde diye TRT'de belkide 5-6 sene önce takip ettiğim yabancı bir dizi vardı şimdi de Kanal D'de çakması var. Engin Benli, Kocaeli tiyatrosunda beğendiğim oyunculardan biri olsa da bir hayli amatör oyuncuları var dizinin.Çekmedi beni. Tabi bu diziyi de tesadüfen yarım bölümünü izledim. Ama netten falan bulabilirseniz Kanıt Peşinde'yi izleyin derim. Size genel kültür olarak bir şeyler katacağından emin olabilirsiniz.
 

SatanicMajesty

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
6 Eki 2010
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Dizi izlerim ama türkiye kanallarında cıvkı çıkartılmamış,orjinal bir dizi yok henüz.1 sezonluk dizi tutunca uzata uzata 5 sezon yapılmasının bir anlamı yok.Yabancı diziler de çok uzatılıyor ama onların zaten zaman sınırlaması olduğundan dolayı okadarda abartıyorlar diyemeyiz.Smallville izliyordum,cıvkını çıkartana kadar uzattılar hala uçamıyor superman geçen yıl bıraktım.Supernatural,mitolojik şeylere olan düşkünlüğümden dolayı güzel bir seyir keyfi veriyor.House M.D hayatımın dizisi;psikolojik olarak diziye bağlıyım diyebilirim.Dexter hayatımın ikinci dizisi,dizide ki karaktere kendimi benzetmesemde diziyi izlerken o karaktere empati yapabilecek kadar ortak noktam var.Ayrıca seyir zevki,replikleri ve psikolojik yansımalarıyla çok iyi bir dizi.İnsana bişeyler katıyor.Son olarak Fringe yeni nesil X-files olarak nitelendirebileceğimiz bir dizi.Hayal gücümü geliştiriyor izlerken,severek izliyorum.House ve dexter ı vakit geçirmek ve eğlenmekten öte birşekilde izlerim.Aynı şekilde bir sinema severim.Filmlerin ve dizilerin kitap okurmuşcasına izlenmesi taraftarıyım yada en azından ben öyleyim.İzlerken yaşamayı seviyorum.
 

Üstad

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Eki 2010
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
monaliza paylaştığın bir çok şeye katılıyorum özellikle küçük sırların 'gossip girl' çakması üzerine aynı yayın gruplarının ortak dizi panelinde toplanması (öğretmen kemal-arka sıradakiler,umut yolcuları-arka sokaklar) aptal kutusunun rezilliğini bize göstermekte.Haklarını yememiz gereken bi konu var!Ne kadar da kötü kadro,senaryo,kurgu,çekim hataları,yapımcı olsa da bu insanlar 5 günde 112 dk ile 125 dk arası dizi çekiyorlar ve bunun kurgusunun yapılmasını düşün.Bence yapılan projeleri değil türk insanı paralel dizi sektörü yolunu eleştir,bizim insanım bu seviyede olmasa bu diziler yayın yönetmenlerinin önüne gelmez,GELEMEZ.Dizi sektörü lanet biyerdir çünkü para kazanmak için ceblerini doldurmak için yapmıcak şeyleri yoktur.Parayı kim veriyo?sponsorlar,Sponsorlar neden para veriyor?insanımız izliyor.(insan sponsor ilişkisini daha uzun anlatmak isterdim ama sıkıcı olmak istemem)kısacası en kötü projeyi bile yargılama çünkü reytingleri tavanda,neden mi?Türk halkının değişmeyen aptal sinematografisi...
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Dizi izlerim ama türkiye kanallarında cıvkı çıkartılmamış,orjinal bir dizi yok henüz.1 sezonluk dizi tutunca uzata uzata 5 sezon yapılmasının bir anlamı yok.Yabancı diziler de çok uzatılıyor ama onların zaten zaman sınırlaması olduğundan dolayı okadarda abartıyorlar diyemeyiz.Smallville izliyordum,cıvkını çıkartana kadar uzattılar hala uçamıyor superman geçen yıl bıraktım.Supernatural,mitolojik şeylere olan düşkünlüğümden dolayı güzel bir seyir keyfi veriyor.House M.D hayatımın dizisi;psikolojik olarak diziye bağlıyım diyebilirim.Dexter hayatımın ikinci dizisi,dizide ki karaktere kendimi benzetmesemde diziyi izlerken o karaktere empati yapabilecek kadar ortak noktam var.Ayrıca seyir zevki,replikleri ve psikolojik yansımalarıyla çok iyi bir dizi.İnsana bişeyler katıyor.Son olarak Fringe yeni nesil X-files olarak nitelendirebileceğimiz bir dizi.Hayal gücümü geliştiriyor izlerken,severek izliyorum.House ve dexter ı vakit geçirmek ve eğlenmekten öte birşekilde izlerim.Aynı şekilde bir sinema severim.Filmlerin ve dizilerin kitap okurmuşcasına izlenmesi taraftarıyım yada en azından ben öyleyim.İzlerken yaşamayı seviyorum.


Bence de dizi önerin dikkate alınmalı. Dexter, benim CSI(Las vegas)'dan sonraki favorim.(TRT'de Kanıt Peşinde diye yayınlanmıştı.Yukarıda bahsetmiştim.Normalde yabancı dizileri/filmleri orijinal halinde izleyip sonra Türkçesini izleyince ne kadar suni bir tad verdiğini görürsünüz. Ama bu dizinin orijinali dublajının yanında halt etmiş. Gerçekten pek beğendim dublaj sanatçılarının seslendirmelerini) House da iyi dizilerden biri. Bu üç dizi kişiye, izlerken bir şeyler katan diziler. Tadında bitiyor. Dizinin dizi olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bizim Türkiye dizileri, 1 saat özet 2 saat yeni bölümle cıvkı çıkartılarak sunuluyor.Kabak tadı veriyor.Bir şey katmıyor.Sosyal içerik falan da yok. Gerçi eskiden "Çocuklar Duymasın" da sosyal mesajlar veriyordu.Şimdi ne alemde bilmiyorum ama ben de tercihimi yabancı dizilerden kullanıyorum. Herkese iyi seyirler...
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Dizi dizi dizdiler TV'nin karşısına
Sonra dizdiler bizi kurşuna...
Diyor, Talha CAN
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Dizi dizi dizdiler TV'nin karşısına
Sonra dizdiler bizi kurşuna...
Diyor, Talha CAN

Talha CAN ne yazık ki doğru söylüyor.
Sadece içeriksiz pek çok dizi mi?
Yemekteyiz... Bana her şey yakışır...gibi mesnetsiz ve çıkar amaçlı kötüleme,dedikodu kültürünü destekleyici programlar,
Vitrine dizilmişcesine arz-ı endam eden "SEÇ BEĞEN" figüründeki evlenme programları...
Oooff,offf nereye doğru gidiyor bu toplum?
Her şey para mı, her şey ün mü?
Gerçekten kızıyor ve üzülüyorum artık...
 

Vicdan

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Ocak 2011
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Nejdet' in yazısını okudum. Söylediklerine çoğunlukla katılırım. O yazıya Cogito güzel bir yorum yapmış.

Seyretmek, karışmadan bakmaktır.İletişim yerine koyabileceğimiz bir şey değildir seyretmek. Seyretmekte herhangi bir çaba yoktur. Diziler örneğinden ola çıkacak olursak üretmeden, çaba harcamadan, yerimizden dahi kalmadan pek çok duyguyu yaşatır bize. Sistemli bir şekilde belirli konulara maruz bırakılırız. Evimizde otururken bir diğeriyle iletişim kurmak yerine, başka insanların iletişimini seyretmeyi yeğleriz.
Sanırım dizi izlemekle kitap okumak , sanatla uğraşmak aynı şey olmasa gerek. İnsanın yaşamda çok abarttığı bir ilgi alanı olabilir. Odasına kapanıp saatlerce kitap okuyabilir, resim yapabilir, piyano çalabilir bunların hepsi kilşinin kendisini varetme sürecidir ve oldukça da sağlıklıdır.En azından kendi tercihidir. Diziler bizim tercihimiz bile değil. Dizilerle çok rahat mafyaya özendirilebilirim, aşiretlere sempati duyabilirim, ağzımı açıp zengin mutfaklara hayran kalabilirim...vb. Sanırım medya 4. kuvvet olma rolünü bu şekilde yerine getiriyor.

İnsan belki kendini varetmek için yapar bunları, tanımak için, ancak "İnsan kendini insanda tanır" der Goethe.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Seyretmek pasif iletişimdir bana göre. İnsanlar bir eylem yapar, siz de bu eylemi izlersiniz. sessizce iletişirsiniz yani. Seyrettiren bir şeyler anlatmak istiyordur, seyreden görmek ve bir şeyler anlamak amacındadır. Anlatmak ve anlama isteği de bir çabadır bu bağlamda. İşte o yüzden seyrettirme çabasında olanın da, seyretme çabası gösterenin de belirli bir kalite arayışında olması çok önemli benim açımdan.
 

kestanmis

Üye
Yeni Üye
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Birkaç yıl önce Çemberimde Gül Oya ve Hatırla Sevgili dizisini izlerdim. Tekrar oynatsalar tekrar kaçırmadan izlerim. Ama şuan bakıyorum o seviyede bir film yok. Ne kadar takip etmesenizde misafirliğe gittiğinizde veya evinizde kanalları değiştirirken dizilerin konusunu anlıyorsunuz. Bu nedenle önyargılı olduğumu da düşünmüyorum. Belki de öyleyimdir. Televizyonda o kadar saçma şeyler varki sebebi benimle onları izleyenin kapasitesi arasındaki farkla açıklanamaz...
 

Mutlu Fakir

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
- hadi gene iyisin, bulaşıkları yalapşap yıkayıp geldin kaçırmadın dizini..
tabak çanakta deterjan atıkları da kaldı ama boşver.. bağışıklık kazandılar gari..
gelecek olan misaafirleri de savdın savuşturdun.. kaykıl şööylee.. ooh.. dizi keyfi haa?
- hee yaa.. valla bi iyi geliyo ki sorma.. sankim afyon yutmuş gibi.. unutturuyo .. koparıyo..
- ama o izlediklerin hep birilerinin felaketi.. var mı bi tane mutlu karakter?
- ??!!
- oh, çocuklar da yayılmış.. dersler?
- ?!?
- peekii.. dizini kaçırmadın daa, başkalarının felaaketini izlemekten mutlusun keyiflisin dee..
hayattan kaçırdıkların n'olacak?
tekraarı da yok..
- !?#*.;&
- dizi keyfi yapacaanaa otur da dizini dövsene..
- ssiiitt*$&½*\#}*!!!!
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Osman Osman Ağlak Osman neden ağlıyorsun?
Aç mısın, açıkta mısın?
(Pardon diziymiş.)
Afrikalı çocuk, kara çocuk neden ağlıyorsun?
Aç mısın, açıkta mısın?
(Öl git çocuk, ağlaman sempatik değil!)
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Teşekkür ediyoruz güzel bir anlatım güzel bir konu.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst