Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

DİLİMDEKİ KİBRİT (6 Nolu Yazım)

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.

“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein

DİLİMDEKİ KİBRİT
İnsanın arzuları; aydınlığa ulaşamayan, sonsuz uzunlukta olan karanlık bir tüneldir. Bu korku tüneli aşk, şehvet, şöhret, para gibi şeylerle doldurulmaya çalışılsa bile o tüneli sadece kalplerimizdeki korkuyu dağıtacak ışık doldurabilir.

İnsan arzularına hapsolmuş ve kendini arzu tünelinde bulmuştur. Diğer insanlarla beraber o tünelde Azrail Expressini beklerler. Kimisi paraya sarılır ısınmaya çalışır kimisi aşkla vakit geçirmeye çalışır. İşte o sırada biri ağzını açar ve ağzından yanan bir kibrit çıkar. O ışığı fark edenler şaşkınlıktan ağızlarını açtıklarında artık onların da ellerinde yanan kibritler vardır. Paraya sarılan o cılız kibritin ışığında sadece parayı görür ve dünyası artık para olur. Aşkla vakit geçiren sevgilisinin fotoğrafını görür ve dünyası sevgisi olur. Kibriti çıkaran, dilini kullanan ilk kişi diğerlerinin arasından sıyrılır ve karanlığa karşı ışığını kullanır.

Paragöz arkadaşımız o cılız kibritin ışığında parasını seyrederken kibrit biter ve söner. Paragözün dünyası kararır. Avuçlarındaki paraları göremez ve onları yitirdiğini düşünür. Paraların yok olduğunu düşünüyorsa artık paralar onun avuçlarında değildir. Âşık arkadaşımız o cılız kibritin ışığında sevgilisinin suretine arzuyla bakmaktayken kibrit biter ve söner. Aşığın dünyası kararmıştır. Sevgilisi için atan kalbi gene atmaya devam edecek miydi?

Karanlık karşıtı aydınlığın yandaşı, kibritle dünyasının sınırlarının keşfine çıkar. Işığı azaldığında paragözün parasını, aşığın fotoğrafını yakar ve ışık büyür. Artık daha büyük bir dünyaya sahiptir ama hâlâ tünelin duvarlarını hissedememektedir. Arzularını doldurmalıdır ve ışığını kuvvetlendirmelidir. Yarattığı ışığa doktorun diplomasını, mühendisin çizimlerini atar. Işık daha fazla büyür ve dünyasında diğer insanlar da vardır. Yarattığı ateş onları da cezp eder. Bizim savaşçımız artık paraya, fotoğrafa, diplomaya vb. sahip olmaktan öte onların sahiplerine sahiptir. Diliyle yarattığı bu dünyasın sınırları aynı zamanda gücünün de sınırlarıdır.

Dil insanla özdeşleşmiştir. Dil insanla doğar, büyür, gelişir ve ölür. Dil insanın dünyasıyla, insanın dünyası da dille sınırlıdır ama bu sınırlar dil aracılığıyla genişler yine de dünyasın sınırlarıyla dilin sınırları üst üstedir.

Dil aynı zamanda sınırlarının içinde kırbaç gibi şaklamaktadır. Sınırlarının içine girenlerin üzerinde etkili bir kuvvettir. Sınırlarına girenleri kullanır ve dünyasını mükemmeliyete taşımaya çalışır.

Dil büyüyüp geliştiğinde arzu tünelinde soğuk bir şey hisseder. Sonsuz bir tünelde hissettiği şey tünelin duvarları değilse neydi? Artık mükemmel dünyasın, dilin ve insanın ölüm vakti gelmiştir. Hissedilen Azrail Expressidir.

İnsan artık sonsuzlukla sınırlandırılan tünelden kurtulmuştur. Yine yanında yenidünyasının mimarı dil vardır.

19 Şubat 2011
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Arkadaşlar daha iyi yazılar için eleştiri (iyi ya da kötü) almalıyım. Düşüncelerinizi paylaşmanız beni mutlu eder.
 

esra şimşek

Yeni Üye
23 Şub 2011
8
0
0
41
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.

“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein


sevgılı talhacan bence olmamıs daha güzel anlata bılırdın bu sözu ele alarak bende yazmak ıstıyorum belkı yardımım olur
 

tırı vırı

Yeni Üye
25 Şub 2011
44
0
0
43
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.

“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein

DİLİMDEKİ KİBRİT
İnsanın arzuları; aydınlığa ulaşamayan, sonsuz uzunlukta olan karanlık bir tüneldir. Bu korku tüneli aşk, şehvet, şöhret, para gibi şeylerle doldurulmaya çalışılsa bile o tüneli sadece kalplerimizdeki korkuyu dağıtacak ışık doldurabilir.

İnsan arzularına hapsolmuş ve kendini arzu tünelinde bulmuştur. Diğer insanlarla beraber o tünelde Azrail Expressini beklerler. Kimisi paraya sarılır ısınmaya çalışır kimisi aşkla vakit geçirmeye çalışır. İşte o sırada biri ağzını açar ve ağzından yanan bir kibrit çıkar. O ışığı fark edenler şaşkınlıktan ağızlarını açtıklarında artık onların da ellerinde yanan kibritler vardır. Paraya sarılan o cılız kibritin ışığında sadece parayı görür ve dünyası artık para olur. Aşkla vakit geçiren sevgilisinin fotoğrafını görür ve dünyası sevgisi olur. Kibriti çıkaran, dilini kullanan ilk kişi diğerlerinin arasından sıyrılır ve karanlığa karşı ışığını kullanır.

Paragöz arkadaşımız o cılız kibritin ışığında parasını seyrederken kibrit biter ve söner. Paragözün dünyası kararır. Avuçlarındaki paraları göremez ve onları yitirdiğini düşünür. Paraların yok olduğunu düşünüyorsa artık paralar onun avuçlarında değildir. Âşık arkadaşımız o cılız kibritin ışığında sevgilisinin suretine arzuyla bakmaktayken kibrit biter ve söner. Aşığın dünyası kararmıştır. Sevgilisi için atan kalbi gene atmaya devam edecek miydi?

Karanlık karşıtı aydınlığın yandaşı, kibritle dünyasının sınırlarının keşfine çıkar. Işığı azaldığında paragözün parasını, aşığın fotoğrafını yakar ve ışık büyür. Artık daha büyük bir dünyaya sahiptir ama hâlâ tünelin duvarlarını hissedememektedir. Arzularını doldurmalıdır ve ışığını kuvvetlendirmelidir. Yarattığı ışığa doktorun diplomasını, mühendisin çizimlerini atar. Işık daha fazla büyür ve dünyasında diğer insanlar da vardır. Yarattığı ateş onları da cezp eder. Bizim savaşçımız artık paraya, fotoğrafa, diplomaya vb. sahip olmaktan öte onların sahiplerine sahiptir. Diliyle yarattığı bu dünyasın sınırları aynı zamanda gücünün de sınırlarıdır.

Dil insanla özdeşleşmiştir. Dil insanla doğar, büyür, gelişir ve ölür. Dil insanın dünyasıyla, insanın dünyası da dille sınırlıdır ama bu sınırlar dil aracılığıyla genişler yine de dünyasın sınırlarıyla dilin sınırları üst üstedir.

Dil aynı zamanda sınırlarının içinde kırbaç gibi şaklamaktadır. Sınırlarının içine girenlerin üzerinde etkili bir kuvvettir. Sınırlarına girenleri kullanır ve dünyasını mükemmeliyete taşımaya çalışır.

Dil büyüyüp geliştiğinde arzu tünelinde soğuk bir şey hisseder. Sonsuz bir tünelde hissettiği şey tünelin duvarları değilse neydi? Artık mükemmel dünyasın, dilin ve insanın ölüm vakti gelmiştir. Hissedilen Azrail Expressidir.

İnsan artık sonsuzlukla sınırlandırılan tünelden kurtulmuştur. Yine yanında yenidünyasının mimarı dil vardır.

19 Şubat 2011


Talhacan? Seni anlatsan ıcınde kı senı dahada etkılı olur, öyle yazmalsın kı altın vuruşla bıtmelı once gıdım gıdım sonra tek vurus...
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Talhacan? Seni anlatsan ıcınde kı senı dahada etkılı olur, öyle yazmalsın kı altın vuruşla bıtmelı once gıdım gıdım sonra tek vurus...

Kardeşim bu pazar olimpiyatlara gidiyorum ve çift vardiya çalışıyorum. Derslere girmiyor, sabahtan öğleye öğleden akşama kadar toplam iki yazı yazıyorum. Elim aşina oldu ve yazdıklarım ondan önce yazdığımın on katı güzel. En yakın zamanda yeni yazdıklarımı da yayınlayacağım.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Arkadaşlar daha iyi yazılar için eleştiri (iyi ya da kötü) almalıyım. Düşüncelerinizi paylaşmanız beni mutlu eder.

Dilimdeki kibrit 6 nolu yazı için
sevgili Talha
yazınızda zaman birliği yok.Bu da bütünlüğünü bozuyor metnin.Bir de "şey" yerine uygun bir sözcük bulmaya çalışmalısınız.
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Dilimdeki kibrit 6 nolu yazı için
sevgili Talha
yazınızda zaman birliği yok.Bu da bütünlüğünü bozuyor metnin.Bir de "şey" yerine uygun bir sözcük bulmaya çalışmalısınız.

İnsanca eleştiriniz için teşekkürler, bazı arkadaşkarımız hala insanlıktan nasibini almamış. Neyse bu benim 6. yazım ve bugün 12. yazımı yazdım. Bu yazıdan sonrası daha uzun ve dolu dolu ama sitede paylaşamam çünkü tüm yazılarımı toplayıp bastırmayı düşünüyorum. Tabi sadece 12 yazı değil daha da yazacağım. Okunduğumu bilmek bana cesaret verdi, teşekkürler...
 

Macavity

Yeni Üye
23 Eyl 2009
138
0
0
40
İnsanca eleştiriniz için teşekkürler, bazı arkadaşkarımız hala insanlıktan nasibini almamış. Neyse bu benim 6. yazım ve bugün 12. yazımı yazdım. Bu yazıdan sonrası daha uzun ve dolu dolu ama sitede paylaşamam çünkü tüm yazılarımı toplayıp bastırmayı düşünüyorum. Tabi sadece 12 yazı değil daha da yazacağım. Okunduğumu bilmek bana cesaret verdi, teşekkürler...

Yazmak değil ki önemli olan Talha.Can. Yazdıklarının sayısı da hiç önemli değil. Şimdi yazı yazıcam deyip yazılmaz her yazı. Okula gitmeyip vardiya yapmak bana doğru bir yol gibi gelmedi. Sen okumaya devam et, okudukça zaten yazarsın. Çünkü her zaman okumak yazmaya önce gelir. Önce sen derinleşmelisin ki sonra yazdıkların da derinleşsin. Hatta niyetin eğer sadece bir yarışmaya katılmaktan ibaret değilse, yazarlık konusunda yardım alabileceğin yerleri, kişileri araştır derim ben. İçeriğinin felsefe olması şart değil, yazarlık önemli ve ciddi bir iştir. Öğretilebilir bir şey de değildir, ama yol gösterilmesi gerekir. En önemli yol da okumaktır. Daha çok okudukça öyle bir yazı yazarsın ki değil 12, 120 yazıya bedel olur. Bence bunu sayı veya yarışmadaki skor olarak görmek hatalı. Ve eğer felsefe alanında yazmak istiyorsan yazdıkların da felsefi yorumlar olmalı. Bunun için de felsefe eğitimi, yani yine okumak gerekir.
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
İnsanca eleştiriniz için teşekkürler, bazı arkadaşkarımız hala insanlıktan nasibini almamış. Neyse bu benim 6. yazım ve bugün 12. yazımı yazdım. Bu yazıdan sonrası daha uzun ve dolu dolu ama sitede paylaşamam çünkü tüm yazılarımı toplayıp bastırmayı düşünüyorum. Tabi sadece 12 yazı değil daha da yazacağım. Okunduğumu bilmek bana cesaret verdi, teşekkürler...

Bu mesajımı tekrar okudum da öfkem site üyesi birine değil heralda o tarihe okulda birine kızmışımdır. Bu gerçeği belirtiyim de yanlış tepkilerle karşılaşmayayım.
 

husam95

Yeni Üye
16 Nis 2011
39
0
0
42
neticede anlatmak istediğini çoğu kişi anladı ama önemli olan birazda süslü anlatmaktır yazıyıda konuşmadan farklı kılan budur...
Yani biraz daha aralara anlamı bozmadan yazının devamını okumak için heveslenmdiren cümleler kurmalısın ki okuyucunun beğenisi artsın.
Ama yinede bu güzel yazıyı bizimle paylaştığın için teşekkürünü unutmayayım ;):)
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Yazı siteye giremediğim dönemde yazılmış sanırım. Zira okuduğum gibi yazmak isterdim. Konu içerik itibariyle nitelikli, anlatım fena değil ama sarmıyor ve sürüklemiyor. Biraz daha itina gösterilip, üzerinde çalışıldığında bu kalemden iyi işler çıkacağına inanıyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst