DİLİMDEKİ KİBRİT (6 Nolu Yazım)

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Makaleleri kategorisinde Feylesof TeCe tarafından oluşturulan DİLİMDEKİ KİBRİT (6 Nolu Yazım) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,399 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Makaleleri
Konu Başlığı DİLİMDEKİ KİBRİT (6 Nolu Yazım)
Konbuyu başlatan Feylesof TeCe
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan monaliza

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.

“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein

DİLİMDEKİ KİBRİT
İnsanın arzuları; aydınlığa ulaşamayan, sonsuz uzunlukta olan karanlık bir tüneldir. Bu korku tüneli aşk, şehvet, şöhret, para gibi şeylerle doldurulmaya çalışılsa bile o tüneli sadece kalplerimizdeki korkuyu dağıtacak ışık doldurabilir.

İnsan arzularına hapsolmuş ve kendini arzu tünelinde bulmuştur. Diğer insanlarla beraber o tünelde Azrail Expressini beklerler. Kimisi paraya sarılır ısınmaya çalışır kimisi aşkla vakit geçirmeye çalışır. İşte o sırada biri ağzını açar ve ağzından yanan bir kibrit çıkar. O ışığı fark edenler şaşkınlıktan ağızlarını açtıklarında artık onların da ellerinde yanan kibritler vardır. Paraya sarılan o cılız kibritin ışığında sadece parayı görür ve dünyası artık para olur. Aşkla vakit geçiren sevgilisinin fotoğrafını görür ve dünyası sevgisi olur. Kibriti çıkaran, dilini kullanan ilk kişi diğerlerinin arasından sıyrılır ve karanlığa karşı ışığını kullanır.

Paragöz arkadaşımız o cılız kibritin ışığında parasını seyrederken kibrit biter ve söner. Paragözün dünyası kararır. Avuçlarındaki paraları göremez ve onları yitirdiğini düşünür. Paraların yok olduğunu düşünüyorsa artık paralar onun avuçlarında değildir. Âşık arkadaşımız o cılız kibritin ışığında sevgilisinin suretine arzuyla bakmaktayken kibrit biter ve söner. Aşığın dünyası kararmıştır. Sevgilisi için atan kalbi gene atmaya devam edecek miydi?

Karanlık karşıtı aydınlığın yandaşı, kibritle dünyasının sınırlarının keşfine çıkar. Işığı azaldığında paragözün parasını, aşığın fotoğrafını yakar ve ışık büyür. Artık daha büyük bir dünyaya sahiptir ama hâlâ tünelin duvarlarını hissedememektedir. Arzularını doldurmalıdır ve ışığını kuvvetlendirmelidir. Yarattığı ışığa doktorun diplomasını, mühendisin çizimlerini atar. Işık daha fazla büyür ve dünyasında diğer insanlar da vardır. Yarattığı ateş onları da cezp eder. Bizim savaşçımız artık paraya, fotoğrafa, diplomaya vb. sahip olmaktan öte onların sahiplerine sahiptir. Diliyle yarattığı bu dünyasın sınırları aynı zamanda gücünün de sınırlarıdır.

Dil insanla özdeşleşmiştir. Dil insanla doğar, büyür, gelişir ve ölür. Dil insanın dünyasıyla, insanın dünyası da dille sınırlıdır ama bu sınırlar dil aracılığıyla genişler yine de dünyasın sınırlarıyla dilin sınırları üst üstedir.

Dil aynı zamanda sınırlarının içinde kırbaç gibi şaklamaktadır. Sınırlarının içine girenlerin üzerinde etkili bir kuvvettir. Sınırlarına girenleri kullanır ve dünyasını mükemmeliyete taşımaya çalışır.

Dil büyüyüp geliştiğinde arzu tünelinde soğuk bir şey hisseder. Sonsuz bir tünelde hissettiği şey tünelin duvarları değilse neydi? Artık mükemmel dünyasın, dilin ve insanın ölüm vakti gelmiştir. Hissedilen Azrail Expressidir.

İnsan artık sonsuzlukla sınırlandırılan tünelden kurtulmuştur. Yine yanında yenidünyasının mimarı dil vardır.

19 Şubat 2011
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Arkadaşlar daha iyi yazılar için eleştiri (iyi ya da kötü) almalıyım. Düşüncelerinizi paylaşmanız beni mutlu eder.
 

esra şimşek

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Şub 2011
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.

“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein


sevgılı talhacan bence olmamıs daha güzel anlata bılırdın bu sözu ele alarak bende yazmak ıstıyorum belkı yardımım olur
 

tırı vırı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Şub 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Sırf ilmi bılmekle felsefecı olunmaz hep dıyorum o doğuştan ya vardır yada yoktur!
 

tırı vırı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Şub 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.

“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein

DİLİMDEKİ KİBRİT
İnsanın arzuları; aydınlığa ulaşamayan, sonsuz uzunlukta olan karanlık bir tüneldir. Bu korku tüneli aşk, şehvet, şöhret, para gibi şeylerle doldurulmaya çalışılsa bile o tüneli sadece kalplerimizdeki korkuyu dağıtacak ışık doldurabilir.

İnsan arzularına hapsolmuş ve kendini arzu tünelinde bulmuştur. Diğer insanlarla beraber o tünelde Azrail Expressini beklerler. Kimisi paraya sarılır ısınmaya çalışır kimisi aşkla vakit geçirmeye çalışır. İşte o sırada biri ağzını açar ve ağzından yanan bir kibrit çıkar. O ışığı fark edenler şaşkınlıktan ağızlarını açtıklarında artık onların da ellerinde yanan kibritler vardır. Paraya sarılan o cılız kibritin ışığında sadece parayı görür ve dünyası artık para olur. Aşkla vakit geçiren sevgilisinin fotoğrafını görür ve dünyası sevgisi olur. Kibriti çıkaran, dilini kullanan ilk kişi diğerlerinin arasından sıyrılır ve karanlığa karşı ışığını kullanır.

Paragöz arkadaşımız o cılız kibritin ışığında parasını seyrederken kibrit biter ve söner. Paragözün dünyası kararır. Avuçlarındaki paraları göremez ve onları yitirdiğini düşünür. Paraların yok olduğunu düşünüyorsa artık paralar onun avuçlarında değildir. Âşık arkadaşımız o cılız kibritin ışığında sevgilisinin suretine arzuyla bakmaktayken kibrit biter ve söner. Aşığın dünyası kararmıştır. Sevgilisi için atan kalbi gene atmaya devam edecek miydi?

Karanlık karşıtı aydınlığın yandaşı, kibritle dünyasının sınırlarının keşfine çıkar. Işığı azaldığında paragözün parasını, aşığın fotoğrafını yakar ve ışık büyür. Artık daha büyük bir dünyaya sahiptir ama hâlâ tünelin duvarlarını hissedememektedir. Arzularını doldurmalıdır ve ışığını kuvvetlendirmelidir. Yarattığı ışığa doktorun diplomasını, mühendisin çizimlerini atar. Işık daha fazla büyür ve dünyasında diğer insanlar da vardır. Yarattığı ateş onları da cezp eder. Bizim savaşçımız artık paraya, fotoğrafa, diplomaya vb. sahip olmaktan öte onların sahiplerine sahiptir. Diliyle yarattığı bu dünyasın sınırları aynı zamanda gücünün de sınırlarıdır.

Dil insanla özdeşleşmiştir. Dil insanla doğar, büyür, gelişir ve ölür. Dil insanın dünyasıyla, insanın dünyası da dille sınırlıdır ama bu sınırlar dil aracılığıyla genişler yine de dünyasın sınırlarıyla dilin sınırları üst üstedir.

Dil aynı zamanda sınırlarının içinde kırbaç gibi şaklamaktadır. Sınırlarının içine girenlerin üzerinde etkili bir kuvvettir. Sınırlarına girenleri kullanır ve dünyasını mükemmeliyete taşımaya çalışır.

Dil büyüyüp geliştiğinde arzu tünelinde soğuk bir şey hisseder. Sonsuz bir tünelde hissettiği şey tünelin duvarları değilse neydi? Artık mükemmel dünyasın, dilin ve insanın ölüm vakti gelmiştir. Hissedilen Azrail Expressidir.

İnsan artık sonsuzlukla sınırlandırılan tünelden kurtulmuştur. Yine yanında yenidünyasının mimarı dil vardır.

19 Şubat 2011


Talhacan? Seni anlatsan ıcınde kı senı dahada etkılı olur, öyle yazmalsın kı altın vuruşla bıtmelı once gıdım gıdım sonra tek vurus...
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Talhacan? Seni anlatsan ıcınde kı senı dahada etkılı olur, öyle yazmalsın kı altın vuruşla bıtmelı once gıdım gıdım sonra tek vurus...

Kardeşim bu pazar olimpiyatlara gidiyorum ve çift vardiya çalışıyorum. Derslere girmiyor, sabahtan öğleye öğleden akşama kadar toplam iki yazı yazıyorum. Elim aşina oldu ve yazdıklarım ondan önce yazdığımın on katı güzel. En yakın zamanda yeni yazdıklarımı da yayınlayacağım.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Arkadaşlar daha iyi yazılar için eleştiri (iyi ya da kötü) almalıyım. Düşüncelerinizi paylaşmanız beni mutlu eder.

Dilimdeki kibrit 6 nolu yazı için
sevgili Talha
yazınızda zaman birliği yok.Bu da bütünlüğünü bozuyor metnin.Bir de "şey" yerine uygun bir sözcük bulmaya çalışmalısınız.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Dilimdeki kibrit 6 nolu yazı için
sevgili Talha
yazınızda zaman birliği yok.Bu da bütünlüğünü bozuyor metnin.Bir de "şey" yerine uygun bir sözcük bulmaya çalışmalısınız.

İnsanca eleştiriniz için teşekkürler, bazı arkadaşkarımız hala insanlıktan nasibini almamış. Neyse bu benim 6. yazım ve bugün 12. yazımı yazdım. Bu yazıdan sonrası daha uzun ve dolu dolu ama sitede paylaşamam çünkü tüm yazılarımı toplayıp bastırmayı düşünüyorum. Tabi sadece 12 yazı değil daha da yazacağım. Okunduğumu bilmek bana cesaret verdi, teşekkürler...
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İnsanca eleştiriniz için teşekkürler, bazı arkadaşkarımız hala insanlıktan nasibini almamış. Neyse bu benim 6. yazım ve bugün 12. yazımı yazdım. Bu yazıdan sonrası daha uzun ve dolu dolu ama sitede paylaşamam çünkü tüm yazılarımı toplayıp bastırmayı düşünüyorum. Tabi sadece 12 yazı değil daha da yazacağım. Okunduğumu bilmek bana cesaret verdi, teşekkürler...

Yazmak değil ki önemli olan Talha.Can. Yazdıklarının sayısı da hiç önemli değil. Şimdi yazı yazıcam deyip yazılmaz her yazı. Okula gitmeyip vardiya yapmak bana doğru bir yol gibi gelmedi. Sen okumaya devam et, okudukça zaten yazarsın. Çünkü her zaman okumak yazmaya önce gelir. Önce sen derinleşmelisin ki sonra yazdıkların da derinleşsin. Hatta niyetin eğer sadece bir yarışmaya katılmaktan ibaret değilse, yazarlık konusunda yardım alabileceğin yerleri, kişileri araştır derim ben. İçeriğinin felsefe olması şart değil, yazarlık önemli ve ciddi bir iştir. Öğretilebilir bir şey de değildir, ama yol gösterilmesi gerekir. En önemli yol da okumaktır. Daha çok okudukça öyle bir yazı yazarsın ki değil 12, 120 yazıya bedel olur. Bence bunu sayı veya yarışmadaki skor olarak görmek hatalı. Ve eğer felsefe alanında yazmak istiyorsan yazdıkların da felsefi yorumlar olmalı. Bunun için de felsefe eğitimi, yani yine okumak gerekir.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
İnsanca eleştiriniz için teşekkürler, bazı arkadaşkarımız hala insanlıktan nasibini almamış. Neyse bu benim 6. yazım ve bugün 12. yazımı yazdım. Bu yazıdan sonrası daha uzun ve dolu dolu ama sitede paylaşamam çünkü tüm yazılarımı toplayıp bastırmayı düşünüyorum. Tabi sadece 12 yazı değil daha da yazacağım. Okunduğumu bilmek bana cesaret verdi, teşekkürler...

Bu mesajımı tekrar okudum da öfkem site üyesi birine değil heralda o tarihe okulda birine kızmışımdır. Bu gerçeği belirtiyim de yanlış tepkilerle karşılaşmayayım.
 

husam95

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2011
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
neticede anlatmak istediğini çoğu kişi anladı ama önemli olan birazda süslü anlatmaktır yazıyıda konuşmadan farklı kılan budur...
Yani biraz daha aralara anlamı bozmadan yazının devamını okumak için heveslenmdiren cümleler kurmalısın ki okuyucunun beğenisi artsın.
Ama yinede bu güzel yazıyı bizimle paylaştığın için teşekkürünü unutmayayım ;):)
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Yazı siteye giremediğim dönemde yazılmış sanırım. Zira okuduğum gibi yazmak isterdim. Konu içerik itibariyle nitelikli, anlatım fena değil ama sarmıyor ve sürüklemiyor. Biraz daha itina gösterilip, üzerinde çalışıldığında bu kalemden iyi işler çıkacağına inanıyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst