Diktatore ve Politikasina Kimler Karsi?

Once diktatorun politikasini ortaya koyalim "Beni halk secim ile getirdi. Ben milleti temsil ediyor ve ne yapiyorsam millet icin yapiyorum. Bu yaptiklarima karsi gelmek yerine, bana ancak sandikta karsi gelebilirsiniz"

Buna paralel olarak "benim yaptiklarimi beyenmeyenler, beni cekemeyenler, bana komplo kurmak isteyenler, benim tarafimda olmayanlardir, ben milletim adina istedigimi yaparim ve hesabi sandikta milletime veririm"

En son ayyuka cikan ve kendine direk dokunan ve 11 senedir yaptigi ilk defa bu kadar somut ortaya konan yolsuzluklara ve oncesinde de gezi olaylarina karsi cikisi da ayni duzeydeydi.

Onun dikta politikasinda olayin ne oldugunun hic bir onemi yok, onemli olan ona karsi cikmak ve sandik yerine hesabi bu tip komplolarla sormak.

Simdi bu acidan bakalim ve kimler bu politikaya karsi, bir bakalim.

Ona sorgusuz sualsuiz guvenmis tamamen biat edenler mi?-Hayir.

"Allah razi olsun" seklinde kendini ummetten sayanlar mi?-hayir

Isini gucunu meslegini v.s. kaybetmekten korkanlar mi?-Hayir

Onun her turlu nemalanmasindan pay alanlar mi?-hayir

Her turlu cikari ondan saglayanlar mi?-hayir

Onun politikasindan "hic bir zarar gormedigini" dusunenler mi?-Hayir

Milli vesayetten memnun olmayanlar mi?-hayir

Askeri vesayetten memnun olmayanlar mi?-Hayir

Cesitli cikar nedenlerinden ondan korkanlar mi?-hayir

"Beni ilgilendiren bir sey yok" diye dusunen bananeciler mi?-hayir

Dini ve Allah'i her turlu su istismar edenler mi?-Hayir

Diktator sayesinde cukkayi dolduranlar, nufuz kazananlar, pacasini duzeltenler mi?-Hayir

Aslinda bu "hayir" lar cogaltilabilir.

Peki kimler karsi?

Karsi olanlar sesini yeteri kadar duyurabiliyor mu?

Karsi olanlar yukaridaki "hayir" cilarin gozunde, nasil degerlendiriliyorlar?

Bu karsi olus, belirli bir temele dayaniyor mu? Yoksa cikara dokununca mi ortaya cikiyor?

Bu karsi olusta ortak bir temel istem birlik var mi?

Bu karsi cikistaki yogunluk, sandikta diktatoru devirmeye yetecek mi?

en yakınındaki danışmanlarından birinin, diyelim jölelinin, yahut da yozgat'lının, ona, ''''''evet siz sandıktan çıktınız ama, halk size, ülkeyi, üzerine yemin ettiğiniz anayasa ve yasalar çerçevesinde yönetmeniz için ve bunlar namaz kılıyorlar, türban takıyorlar, çalıp çırpmazlar diye, oy verdi... ve zaten siz, ülkeyi talan etmek, bölmek, parçalamak, cudi dağındaki pkk grubuna sıcak yemek göndererek, onları beslemek; türkiye'nin düşmanlarını (örneğin barzani'yi) ''kardeşim'' diyerek kucaklamak (üstelik bu kucaklama yalnız sembolik anlamda değil de, kendi halkına 4,5 t.l. den sattığı mazotu, barzani efendiye 1,6 t.l. den satacak kadar, türk halkının kesesinden barzani'ye kaynak aktarmak...), ülkeyi yandaşlarınız için rant ve talan cennetine, ama sosyal haklardan yoksun, asgari ücret mahkumu geniş yığınlar için, tam bir umutsuzluk cehennemine çevirmek, sizin yaşam tarzınızı benimsemeyenleri yok etmek...vb. için oy istemediniz... eğer bu yaptıklarınızı, 'yapacağım' diyerek oy isteseydiniz, bu insanlar size bu kadar oy vermezdi... ve kasımpaşa'nın en sakil mahallesine muhtar bile olamazdınız...'''''' ... filan demesi gerekiyor... bir adam çıkıp, '' -ben oy aldım...'' ''-eee...'' , ''-öyleyse ya bana mutlak biat edeceksin ya da seni düşman ilan eder, yok ederim'' diyor... çağımızda diktatörlük, düşünce ve ifade özgürlüğünü ve dolayısıyla basın özgürlüğünü, yargı bağımsızlığını ve hukukun egemenliğini, yok ederek başlayan ve en sonunda kendi başını yemek zorunda kaldığı için kalıcı olamayan; kapitalist sermayenin en gerici unsurlarının topluma yönelttikleri, açık terörle yönetim yöntemidir...

birazdahaderinmavi' Alıntı:

en yakınındaki danışmanlarından birinin, diyelim jölelinin, yahut da yozgat'lının, ona, ''''''evet siz sandıktan çıktınız ama, halk size, ülkeyi, üzerine yemin ettiğiniz anayasa ve yasalar çerçevesinde yönetmeniz için ve bunlar namaz kılıyorlar, türban takıyorlar, çalıp çırpmazlar diye, oy verdi... ve zaten siz, ülkeyi talan etmek, bölmek, parçalamak, cudi dağındaki pkk grubuna sıcak yemek göndererek, onları beslemek; türkiye'nin düşmanlarını (örneğin barzani'yi) ''kardeşim'' diyerek kucaklamak (üstelik bu kucaklama yalnız sembolik anlamda değil de, kendi halkına 4,5 t.l. den sattığı mazotu, barzani efendiye 1,6 t.l. den satacak kadar, türk halkının kesesinden barzani'ye kaynak aktarmak...), ülkeyi yandaşlarınız için rant ve talan cennetine, ama sosyal haklardan yoksun, asgari ücret mahkumu geniş yığınlar için, tam bir umutsuzluk cehennemine çevirmek, sizin yaşam tarzınızı benimsemeyenleri yok etmek...vb. için oy istemediniz... eğer bu yaptıklarınızı, 'yapacağım' diyerek oy isteseydiniz, bu insanlar size bu kadar oy vermezdi... ve kasımpaşa'nın en sakil mahallesine muhtar bile olamazdınız...'''''' ... filan demesi gerekiyor... bir adam çıkıp, '' -ben oy aldım...'' ''-eee...'' , ''-öyleyse ya bana mutlak biat edeceksin ya da seni düşman ilan eder, yok ederim'' diyor... çağımızda diktatörlük, düşünce ve ifade özgürlüğünü ve dolayısıyla basın özgürlüğünü, yargı bağımsızlığını ve hukukun egemenliğini, yok ederek başlayan ve en sonunda kendi başını yemek zorunda kaldığı için kalıcı olamayan; kapitalist sermayenin en gerici unsurlarının topluma yönelttikleri, açık terörle yönetim yöntemidir...

Genişletmek için tıkla ...

Kisaca diktator artik oyle bir konuma gelmistir ki; ummet olmayan minnet etmeyen biat etmeyen ve onun her turlu diktatorluk yetkisinden nemalanmamis ekonomik cikar elde etmemis, ona cesitli baglarla gobekten baglanmamis onu desteklemesinin ona verecek bir korkusu santaji kalmamis kesimden destek alamayacaktir.

Hele bu iktidarin kendi bunyesindeki cekisme, sadece halkin degil; her turlu diktator gudumundeki hukumetin devletin ve hatta parlementonun ayrismasina kadar ilerlemistir.

Artik hic bir kesimin kurumun kurulusun, ideolojik inancsal temelin herhangibirinin tumunun diktatoru desteklermedigi ortadadir. Buna kendi tabaninin dindar ve mutasip muhafazakar kesimi de dahil.

Cunku artik iceberg su yuzune cikmistir. Icebergin boyu ebati ve tum gorunumu de ancak haklkin kararli direnisi temelinde ortaya cikacaktir.

Buradaki ana konu da yolsuzluk, kara para aklama, rusvet ve her turlu yalan dolan talan ve bu ortaya cikmasin diye yapilan her turlu duzenlemeler vr cabalaridir.

Buradaki konuyu carpitma ya da unutturma tuzaguina dusmemek ve "yaptiklarinizin hesabini verin" cumlesinin karsiligini alana kadar tekrarlamaktir.

Bunun disindaki her turlu ittifak anlasma gorusme kim yapti sorusu arkada bir guc arama v.s. sadece bu pisligin ort bas edilmesi adinadir. Bu oyuna gelmemek lazimdir.

Durum bu konuda oyle bir hal almistir ki, bir vatandas ayakkabi kutusu gosterdi diye tutuklanmak istenmistir.

Bu arada muhalefetin her turlu secim propagandasi da sanki sucmus gibi polisce engellenmeye calisilmaktadir.