Değiştirmeyelim

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Değiştirmeyelim başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,587 kez görüntülenmiş, 34 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Değiştirmeyelim
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim"
 
M

monaliza

Ziyaretçi
En beğendiğim atasözlerinden biri. Söyleyen atamı tanıyıp ellerinden saygıyla öpmeyi çok isterdim.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
katılıyorum. arkadaş deyip geçmemek gerek; kişiliğin ilk yedi yaşına kadar temellendiği söylenmektedir. aile, yakın çevre ve en önemlisi arkadaş çevresidir. kişi arkadaş çevresini hazır bulur ve fakat seçmeye başladıkça bu çevresini kendince oluşturma yeterliliğini kazanır. seçimler üzerindeki toplumsal, çevresel, kültrel, töresel, ailesel vs tüm baskılar/biçimlendirmelere karşın kişi ayrık olan seçimini yapabilendir. arkadaş ile paylaşım yeri gelir ana-babadan öteye geçer; bu nedenledir ki, kişi seçtiği ilişki kalıbının insanı sayılır...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"taş olduğu yerde/bulunduğu yerde ağırdır"
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60

Her olgu sosyal bir dokuda varlık kazanacaktır; “bulunduğu” ve “yer” onun kendisini gerçekleştireceği dokudur; zaman ve yerin çakıştığı anda değerini bulacaktır. Buradaki zaman ve yer her zaman hem-zaman-yer değildir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"bir elin nesi var, iki elin sesi var"
../.
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
katılıyorum. arkadaş deyip geçmemek gerek; kişiliğin ilk yedi yaşına kadar temellendiği söylenmektedir. aile, yakın çevre ve en önemlisi arkadaş çevresidir. kişi arkadaş çevresini hazır bulur ve fakat seçmeye başladıkça bu çevresini kendince oluşturma yeterliliğini kazanır. seçimler üzerindeki toplumsal, çevresel, kültrel, töresel, ailesel vs tüm baskılar/biçimlendirmelere karşın kişi ayrık olan seçimini yapabilendir. arkadaş ile paylaşım yeri gelir ana-babadan öteye geçer; bu nedenledir ki, kişi seçtiği ilişki kalıbının insanı sayılır...

Bence insanı arkadaşlarıyla değerlendirmek yanlış olur. Kişinin birçok arkadaşı olabilir ve hepsi de başka başka özelliklere sahiptir çoğu zaman. Ve kişinin arkadşıyla birebir aynı olmasını da bekleyemeyiz. Kişi farklı arkadaşlıklardan farklı şeyler elde ediyor olabilir biriyle felsefe konuşuyor, öbürüyle yemek yemeyi seviyor, diğeriyle de balık tutmayı seviyor olabilir. Ve bu kişilerin belki çok yanlış karşılanabilecek davranışları da olabilir. Bu nedenle bu denli dar bir görüş doğru olamaz. Tüm yönleriyle ele almadan yapacağımız tüm yorumlar eksik kalacak ve yeterli olmayacaktır. Bana arkadaşını söyle, belki senin hakkında önyargılı fikirler edinebilirim demek daha doğru olur kanımca.
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
"bir elin nesi var, iki elin sesi var"
../.

Birlikten kuvvet doğar diyeyim o halde ben de : ) aslında bir elin de sesi vardır ama duyurmak için ikinci ele ihtiyaç olur, bu da iyidir hoştur. Dayanışma güzeldir vesselam.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Yeni düşünceleri tartışmaya açtığın için teşekkürler telrunya,

İnsanın arkadaşı ile bir-e-bir olması elbette beklenemez ve bu mümkün de değildir. Arkadaşlık kavramının, olgusunun açılımına gereksinim olacak sanıyorum. Kiminle neyi ve ne kadar paylaştığımız ayrı bir yere konulursa, arkadaşlık olgusu bu durumu aşan bir olgu olarak belirginleşecektir. Arkadaşlıkta salt nelerin elde edildiği şeklindeki yargı/değerlendirme tüketime yönelik bir edimdir. Arkadaş temel olgusunda elde etmekten çok vermek, üretmek ve paylaşmak yatar. Öyle ki, o/arkadaş kişinin sırdaşıdır aynı zamanda. Aralarındaki bağ o denli kuvvetlidir ki biyolojik ve sosyal olan ilişkilerden öte seçimlik ve içtenlikli bir ilişkiyi barındırdığından diğer tür ilişkilerden daha canlı, akışkan, ve güçlü bir bağdır. Ortaklaşmalar arkadaşlığın temel taşlarıdırlar, bu nedenledir ki, oraklaşmaların olmadığı yerde arkadaşlıktan söz etmek olanaksız ve tanım faklı olmalı derim. Ön-yargılarımız varsa eğer arkadaşın tanımı yapılsın yapılmasın o her zaman kendini ortaya çıkaracaktır.

.../.
Bir konuda haklısın; bir elin de sesi var ve o bir el olmasaydı ikinci el zaten olmayacaktı. Katılıyorum...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"Gül'ü seven dikenine katlanır"
../..
../..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan kendi yaşamına bir anlam biçer ve anlam yüklediği/değer verdiği olguya yönelir; bunu yaparken hem içinde bulunduğu koşulları dikkate alır hem de olabilecekleri önemser; ve fakat insan bundan ötesini de ister ve yaratır; uçurumda bir Gül gördüğünde o/ulaşılmaz sanılanı hisettiğinde ondan kopamaz. İnsan, onu yaşamak ister, dikenlerini içine alarak...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"anlayana sivri-sinek saz, anlamayana davul-zurna az"
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Her nimetin bir külfeti var denir; emek harcanmadan hiç bir olgu yaratılamaz. Gül bir olgu ise, diken ile kanayan emeğin ak-teridir. Bazı sonuçlar elde edilmek isteniyor ise, bunun için harcanması gereken emek esirgenmemeli ve bundan dolayı da nedamet/pişmanlık gösterilmemelidir. Gül olgusu ile örneklenen paylaşımcı-toplumsal dokunun yaratılmasının ne denli güç/zor ve bir o kadar da anlamlı olduğunun belirlenmesi yapılmıştır.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan soyutlamayı gerçekleştirdiği günden bu güne kadar anlama, anlaşılma ikilemini yaşamıştır. anlamak ve anlaşılmak için harcadığı emek-zamanı onun sosyal-öznesi ile süreğen bir çelişki oluşturmuştur. bir gün Narettin Hoca cemaate sormuş; "beni kim tanıyor diye, bir kısım kişiler seni tanıyoruz diye yanıt vermişler, hoca demiş ki, tanımayanlar tanıyanlardan sorsun beni..." "arif olan anlar" sözü sivri-sineğin gürültüsünden rahatsız olur ile eş değerde olsa gerek.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"arife tarif gerekmez"

.../.

"arif olan anlar"
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bilge olmak, hayatın anlaşılabilirliği ve tutarlı bir yöntemle yorumlanması ile olanaklıdır. bunun için sular-seller gibi okumak değildir söz konusu olan. yaşamın kendisi okunduğunda insan ortaya çıkar. insan okuyana insanı tarif etmek gerekir mi?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz"
../.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan üretir, insan yapar ve yıkan da insandır; insan, yalın çığlık atmaktan öteye düşendir. bir çığlıkla başlar her şey, taş yerinden oynar, kuşlar havalanır gecede ve söz söz olduğunu eylemde anlar; insan yapar sözün döküldüğü yerde.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"üzüm üzüme baka baka kararır".
../.

değiştirmeyelim, olduğu gibi kalsın
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
"üzüm üzüme baka baka kararır".
../.

Hiç anlayamadım bu atasözünü...Kararmak olgunlaşmak anlamında mı, çürüme anlamında mı?Biz bu kararmayı olumsuz bir anlam yükleyerek kullanıyoruz.Acaba doğrusu ne?bir de üzüm üzüme nasıl/niçin bakar acaba?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst