- Konbuyu başlatan
- #1
İnsanlar doğaya ve hayvanlara bakarak biricik görevlerinin nesillerini devam ettirmek olduğunu düşünür. Eğer hayatın bir anlamı varsa bu çocuk yapmak olmalıdır.
Ayrıca cinsel istekler çok güçlüdür ve insanı her dakika her saniye çocuk yapmaya zorlamaktadır.
Oysa ki cinsel arzular kişiye neslini devam ettir değil, sadece zevk al demektedir. İnsanlar zevk alma işinin içine çocuk yapmayı bir şekilde iliştirmişlerdir.
Her bebeğin ve her çocuğun ihtiyaçları vardır ve bunların bir çoğu yarım kalmıştır. İnsanlar büyümüştür olgunlaşmıştır, ya da büyük olma taklidi yapmışlardır ama geçmişleri her zaman ordadır. Kendi bebeklik ve çocukluk ihtiyaçlarını günlük hayatta gideremeyen birey bunu bir çocuk yaparak telafi etmek ister. Eskiden sahip olduğu ve bir şekilde kaybettiği cenneti, tekrar bir bebek yaparak sağlamaya çalışır. Ve o bebeği sahiplenir, öper, koklar, tapınır. Çünkü o eline aldığı vücut aslında kendisidir.
Kendi geçmişiyle ilgili sorunlarını çözen, kendine tapması için bir başkasına ihtiyaç duymayan çünkü bunu kendi kendine başarabilen bir birey, çocuk yapmaya ihtiyaç duymaz. Kendi özüne ulaşmıştır, cinsel arzularını sahiplenmiştir, bunları hiç bir baskı hissetmeden yaşar. Duygusal ihtiyaçları ve bağlanma ihtiyaçları azalmıştır, insanlara bağlanmadan ve kendisine bağlanılmasını istemeden, daha kontrollü bir hayat yaşar.
Ayrıca cinsel istekler çok güçlüdür ve insanı her dakika her saniye çocuk yapmaya zorlamaktadır.
Oysa ki cinsel arzular kişiye neslini devam ettir değil, sadece zevk al demektedir. İnsanlar zevk alma işinin içine çocuk yapmayı bir şekilde iliştirmişlerdir.
Her bebeğin ve her çocuğun ihtiyaçları vardır ve bunların bir çoğu yarım kalmıştır. İnsanlar büyümüştür olgunlaşmıştır, ya da büyük olma taklidi yapmışlardır ama geçmişleri her zaman ordadır. Kendi bebeklik ve çocukluk ihtiyaçlarını günlük hayatta gideremeyen birey bunu bir çocuk yaparak telafi etmek ister. Eskiden sahip olduğu ve bir şekilde kaybettiği cenneti, tekrar bir bebek yaparak sağlamaya çalışır. Ve o bebeği sahiplenir, öper, koklar, tapınır. Çünkü o eline aldığı vücut aslında kendisidir.
Kendi geçmişiyle ilgili sorunlarını çözen, kendine tapması için bir başkasına ihtiyaç duymayan çünkü bunu kendi kendine başarabilen bir birey, çocuk yapmaya ihtiyaç duymaz. Kendi özüne ulaşmıştır, cinsel arzularını sahiplenmiştir, bunları hiç bir baskı hissetmeden yaşar. Duygusal ihtiyaçları ve bağlanma ihtiyaçları azalmıştır, insanlara bağlanmadan ve kendisine bağlanılmasını istemeden, daha kontrollü bir hayat yaşar.