Cennet

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Thurgood tarafından oluşturulan Cennet başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,928 kez görüntülenmiş, 115 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Cennet
Konbuyu başlatan Thurgood
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Raphael

Thurgood

Üye
Yeni Üye
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
34
Puanları
28
Yaş
38
Dunya kadar yer benim olsun, kosklerde oturayım, sayısız hurim olsun, hizmetcilerim olsun, sıcak soğuk görmeyeyim, tuvalete gitmeyeyim, uyumayayim.. yiyim, iceyim, seviseyim, egleneyim birde rahatsızlık verecek kimseyi görmeyeyim.

Hakikaten böyle bir yer var mı?
 

Thurgood

Üye
Yeni Üye
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
34
Puanları
28
Yaş
38
Benim duyduğum;

* Derecesi en düşük insana bile dünya kadar yer verileceği
* Altlarından ırmak geçen kosklerde oturacaklari
* En az 70 huri
* Çocuklukta olmuş olanların hizmetçi olacakları veya bir meyve canın cektiginde ağacın kendisi dalını uzatacagi
* Ne soğuk ne sıcak bir yer olacağı
* Tuvaleti ter atma şeklinde gerçekleştirileceği çıkan terin kokusunun parfüm gibi kokacagi
* Tabi kötü insanlarinda bulunmayacagi bir yer

Neyi yanlış anladıysam soyleyin


Bence siz olayı biraz yanlış anlamışsınız )
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
çocuklukta ölmüşler hizmetçi olacak diye yok kaynak var mı
 

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
- Söylemek zorunda değilim. KOskoca adamsın git en yakın caminin imamına sor "böyle bir şey var mı?" diye.

(Kuran okuma şampiyonu yetiştiriyorlar, dinayetin milli eğitimden fazla bütçesi var. İnsanların dini bilgisinin durumuna bak. Adam hala huri peşinde)

- Biraz dışarı çıkman, kendine çeki-düzen verip zorla başını örtmediğin kızlardan biriyle konuşup arkadaş olman gerekiyor.

Olu mu bu cevap

("siz söyleyin" diyor aha söyledim)
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Hayat kötü ile iyinin mücadelesi, hak ile batılın mücadelesi, ilah ile kötünün mücadelesi üzerine kurulmuştur,
ve bizim dünyadaki ayrımımız kavgamızın kaynağı/kökeni öteki/ilahi/metafizik yer/dünyadır.
Orada mevcudatın kurulmasında rolü olan güçlerden bir kısmı kötülüğü bir kısmı da iyiliği seçmiştir, çünkü her unsur/varlık/can tabiatı itibariyle bencildir, bu sitede daha önceleri de defaatle ifade ettiğim gibi : "Bir öz/canlı/varlık sahibi eğer ruh değilse bile sadece düşünmek suretiyle bencilliği bulabilir." İşte kötülüğü seçenlerde bu suretle bencilliği kötülüğü bulmuşlardır, amaçları ruhlara mümkün mertebe az haz ve zevk ve güzellik vermektir, çünkü ruhun haz ve zevk kapasitesinin çok yüksek olduğu yukarıda keşfedilmişti, bu kapasitenin büyüleyiciliği ve güzelliği bencilliği doğurmuştu ki biz çok azını tadıyoruz bu dünyada. İyiler sadece burada değil, yukarıda da azdı bu bencillik bahsinden dolayı, gerçekten bu sebepten dolayı daha fazla iyilik daha fazla güzellik daha fazla zevk seçmek varoluşta payı olan bu güçler için çok zordu.

Kötüler iyilikten kıstığı için iyiler/hak tarafı dünyayı yapabildikleri en mantıklı en tutarlık en kazançlı şekilde kurmalı idiler, iyi ve kötü arasındaki amansız savaştan böyle bir konsensüs çıkmıştır ve aslında sizin açıklama bulamadığınız bir çok şeyin gerisinde bu savaş bu anlaşmazlık vardır, ne yazık ki kötüler sadece genel prensiplerde değil iyilerin kurduğu sistemde de yani onların kendi düzenlerinde kanunlarında da kötülük ve kötü şeylere ve üzücü şeylere sebeb olmuşlardır. Eğer hayatın var oluşunda söz sahibi olan kötü güçler bu şekilde tatmin ve ikna edilmiş olmasalardı dünya kurulamaz ve öbür tarafta bir hayat olmazdı, çünkü yukarıda her şey hak ile olur kimin var oluşta ne kadar hakkı varsa o kadar sözü oluyordu. Tanrı'nın iyilerin başına ilah ve rab olarak geçmesi de bu konsensüs ile olmuştur. Biz iyiler ona teslim olur ona boyun eğeriz, onu ilah ve rab olarak kabul ederiz.

Burada size bir soru sorayım, peki yukarıda yazılanları değerlendirdiğimizde kötüler cennetvari bir hayat yaşayacaklar mı, bence ne kadar ekmek o kadar köfte gerçeğinden ve kötülük yani kötü tarih yapmanın da bir karşılığı diyeti olacağı gerçeğinden hareket edersek bununda pekala mümkün olduğunu ve kötülük tarafının kötü ruhlara mecbur kaldığını ve öteki tarafta bunun bir sürpriz olmayacağını söylemek isterim, o anda her şeyi dünyaya gelmeden önce de kabul ettiği gibi idrak edecek olan ruhun kafasında bir karışıklık kalmayacağını manevi deneyimlerim neticesinde salık veririm, evet bu deneyimleri çok yaşadım ama unutmamak gerekir ki ateş olmayan yerden duman çıkamaz.
 
Son düzenleme:

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
Dante'nin "Cehennem" adında bir kitabı vardır. Bence onu okumanız lazım.

Cennet ve cehennemin bu şekilde maddi bir yer olarak düşünülmesi bana çok saçma geliyor. Daha doğrusu bu tanım küçük çocuklara soyut kavramları anlamalarıiçin kullanılır. Normal teolojide bile bu tür tanımlar 500 yıldır filan kalmadı.

Ama adam inadına yapacak mesela. Bu başlık kitleninceye kadar bana hurilerden filan bahsedecek. Okumayınca da "yazdıklarımı okumuyor musun?" filan diyecek :)

Bende suyuna gideceğim o zaman.

(Ben Lamborgini istiyorum o zaman. Bana Lamborgini de versinler)

cık cık cık yaw... :))
 

Thurgood

Üye
Yeni Üye
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
34
Puanları
28
Yaş
38
- Söylemek zorunda değilim. KOskoca adamsın git en yakın caminin imamına sor "böyle bir şey var mı?" diye.

(Kuran okuma şampiyonu yetiştiriyorlar, dinayetin milli eğitimden fazla bütçesi var. İnsanların dini bilgisinin durumuna bak. Adam hala huri peşinde)

- Biraz dışarı çıkman, kendine çeki-düzen verip zorla başını örtmediğin kızlardan biriyle konuşup arkadaş olman gerekiyor.

Olu mu bu cevap

("siz söyleyin" diyor aha söyledim)

Burada cevap almak için soru sorulmaz. Sorgulatmak için sorulur. Benimde amacım buydu. Diğer konuda da bu konuda da saygısızlık yapmissin.
 

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
Hayır yapmadım.

Cennet ve cehennem soyut kavramlardır. herhangi bir din adamına sorsan sana bunu anlatır.

ROmalı asilzadelerin hayatı mı cennet o zaman? Ya da Osmanlı haremi filan mı cennet. Tarihte Hasan sabah böyle bir cennet tanımı yapmış ve bunu terörist yetiştirmek için kullanmıştır. Ama bu 1000 sene öncesiydi.

Sen yetişkin okuma yazma bilen biriysen bu kavramların soyut kavramlar olduğunu biliyorsundır. Ya da kötü niyetlisin.

Ben bunun teolojik tartışmasını da yaparım. Ama anlatılan şeyin soyut olduğu. Bunun genç yaşta dişiler olmayacağı çok açıktır. Lamborgini de olamaz. Ben maneviyatın bununla ilgili olduğunu zannetmiyorum.

Yani yanlışlıkla yazmış olabilirsin ama biraz da komik bir şey yazmışsın. Sen de onu kabul et o zaman :)
 

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
Biraz abartmış olabilirim.

Aslında bunlar öyle çok da basit kavramlar değildir. Ortalama bir insanın bilmemesi de mümkündür.

Konu biraz zor bir konu olduğu için çocuklara basit bir şekilde anlatılır. Genellikle "iyilik yaparsan iyi bir yere kötülük yaparsan kötü bir yere gidersin" veya Hindistanda "iyilik yaparsan sonraki hayatında zengin olursun, kötülük yaparsan fare ya da maymun olarak reenkarne olursun" derler. Dİnlerin en büyük sorunu budur. BU aslında bir iletişim sorunudur.

Ben ölüm sonrası ile ilgili bir sürü kitap okudum (piyasada çeşitli ruhsal geleneklere bağlı kişlerin yazdığı bence gayet açıklayıcı bir sürü kitap var. bunlardan birkaç tanesini alıp okuyabilirsiniz).

Temel ilkeler bütün dinlerde aynıdır. Ben bunu özetlemeye çalışacağım. BU konuda "Ben doğru bilirim / gerçek budur" diye de bir idaam yok. Bu benim de halen araştırmakta olduğum bir konu. Ama olayın özü şöyle:

1) İnsanın bir ruhu vardır. Ruh ölümsüzdür. Beden ölümlüdür.
2) Ölünce bu bedeni bırakacaksın (Yani sana bedensel olarak haz veren şeylerin diğer tarafta olması veya olmaması bir şeyi değiştirmez. HUriler de buna dahil :) )
3) İnsanın belli bir birikimi vardır. Hintliler buna karma derler. Yine basite indirgeyeceğim, çünkü çok daha karmaşık olabilir. Ama belirli bir düzeye gelmiş bir ruhun karması, "yeni ruh" dediğimiz daha deneyimsiz bir ruha göre farklı bir ruhsal birikimi vardır. Ölüm zamanı ve ölüm biçimi de önemlidir. bu hayattan önceki karmaların da önemli bir rolü vardır. Bu hayatta yaptığın işlerin de tabi ki önemi vardır. O yüzden Atatürk gibi Gandhi gibi bir adamın ölüm sonrası deneyimi, mesela Al Capone'un veya Tayyibin ölüm sonrası deneyi ile aynı olmaz. BU bir enerji meselesidir. hangi düzeydeysen reenkarnasyon olarak veya öte alemlerde ona uygun olan bir yere gidersin.

"maymun olarak reenkarne olacaksın" veya "seni ateşe atacaklar" bunun çok çok basitleştirilmiş bir yorumlamasıdır. 5 - 10 yaşlarda bir çocuğa bunu böyle açıklayabilirsin ama 25 - 30 yaşına gelmiş kişiden ben biraz daha derinlik beklerim.

/ Bunu da inanmak veya inanmamak anlamında söylemiyorum. dediğim gibi çeşitli ruhsal geleneklerde, bunun özgün açıklama biçimi budur.

- Bir de (kişisel tavsiyem): Kutsal metinleri (Kuran, Eski Ahit, Yeni Ahit, Zen Avesta, Bahgavad Gita) vaktiniz olursa bunları okuyun. Kendiniz okumak orta okuldaki din dersi bilgileri ile yetinmekten iyidir.
 

DemoKratos

Üye
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
170
Tepkime puanı
35
Puanları
28
Konum
Denizli
Cennet ve cehennemin bu şekilde maddi bir yer olarak düşünülmesi bana çok saçma geliyor.

Mısır firavunlarına kadar öbür dünya ruhların gittiği ve ruhani bir hayata geçildiği yer olarak düşünülürdü. Dünyadaki saltanatlarının ve maddi zevklerinin öbür dünyada da devam etmesini arzulayan firavunlar icat etti bedensel dirilme ve öbür dünyada maddi bedene tekrar kavuşma inancını.

Yehud dini Mısır'dan ilham alarak yaratıldıysa da maddi bedensel dirilişe pek prim vermemiştir. Fakat firavunları kötüleyeceğim diye bir tarafı neredeyse çıkacak olan İslam dini bedensel yeniden dirilişi göklere çıkarmıştır.

Açıkçası İslam icat edilene kadar öyle öbür dünyada bedensel diriliş inancı filan yoktu. Öbür dünya ruhsal ele alınıyordu. Hrist dini de bir parça bedensel öbür dünya inancına eğilim göstermemiş değildir ama bu işten nerdeyse tamamen İslam sorumludur.
 

DemoKratos

Üye
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
170
Tepkime puanı
35
Puanları
28
Konum
Denizli
Her şeyi kopyalayan mohmedin bu cennet olayını nereden kopyalamış diye kendime sorardım, demek ki, Firavunlardan kopyalamış.

Mısırlılar gerçekten öncü bir uygarlıktır. Firavunlar başımıza bu din belasını sardılar evet ama Mısırlıların o kadar çok buluşları var ki, uygarlığın temellerini attılar. Kağıdı, camı başta olmak üzere pek çok buluşu hayata geçirdiler. Ki bunlar milattan çok önce olan işler. Akla geldik gelmedik o kadar çok buluşları var ki, insanlığı değiştirdiler.

Aslında firavunlara da pek prim vermediler, örneğin Akhenaton tek tanrı fikrini ilk ortaya atan kişidir, fakat ölür ölmez çok tanrılara geri döndüler. Ama işte o zaman hükümdarlık sistemi var. Çok bir şey yapamıyorsun. Diğer firavunların mezarlarını da bizzat piramitleri yapan işçiler daha sonra yapıyı bildikleri için yağmaladılar.

Hiç bir piramitte firavun mumyası bulunamadı. Olasılıkla ölümüne çalıştırıldıkları için intikamlarını mumyadan aldılar. Firavunlar baktılar piramit olmuyor, yağmalanıyor, onca emek boşa gidiyor, Krallar Vadisi'nde gizli mezarlar yapmaya başladılar. Fakat oralar da yağmalandı. Çok iyi planlanmış ve bitiminde işçilerin öldürüldüğü Tutankamon mezarı yakın zamana kadar gizli kalmayı başarabildi sadece.

Firavunlar ne kadar İslam'da lanetlense de İslam'ın kankasıdırlar. Akhenaton başlattı bu tek tanrılı din işini de... Ondan sonra iş İslam'a kadar geldi.
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
Dante'nin "Cehennem" adında bir kitabı vardır. Bence onu okumanız lazım.

Cennet ve cehennemin bu şekilde maddi bir yer olarak düşünülmesi bana çok saçma geliyor. Daha doğrusu bu tanım küçük çocuklara soyut kavramları anlamalarıiçin kullanılır. Normal teolojide bile bu tür tanımlar 500 yıldır filan kalmadı.

Ama adam inadına yapacak mesela. Bu başlık kitleninceye kadar bana hurilerden filan bahsedecek. Okumayınca da "yazdıklarımı okumuyor musun?" filan diyecek :)

Bende suyuna gideceğim o zaman.

(Ben Lamborgini istiyorum o zaman. Bana Lamborgini de versinler)

cık cık cık yaw... :))

Arnold Schwarzenegger' a tekme atman lazım.:ROFLMAO:


 

Efruz

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ocak 2021
Mesajlar
122
Tepkime puanı
18
Puanları
18
Dunya kadar yer benim olsun, kosklerde oturayım, sayısız hurim olsun, hizmetcilerim olsun, sıcak soğuk görmeyeyim, tuvalete gitmeyeyim, uyumayayim.. yiyim, iceyim, seviseyim, egleneyim birde rahatsızlık verecek kimseyi görmeyeyim.

Hakikaten böyle bir yer var mı?
Anne karnındaki bebeğe de deseniz ki , çok kocaman bir uzay var . Ve sayısız gezegenler içinde dünya denen bir yer var. İşte bu dünya kocaman . Orada ağzınla her çeşit gıdayı yiyebileceksin. Ağzında bunları yiyebilmen için dişlerin olacak . Ve sen büyük bir insan olacaksın kosacaksin yürüyeceksin ........Devam edilir ,edilir....
Şimdi bu bebek , hakikaten böyle bir yer var mı dese cevap ne olurdu ?
 

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
Mısır firavunlarına kadar öbür dünya ruhların gittiği ve ruhani bir hayata geçildiği yer olarak düşünülürdü. Dünyadaki saltanatlarının ve maddi zevklerinin öbür dünyada da devam etmesini arzulayan firavunlar icat etti bedensel dirilme ve öbür dünyada maddi bedene tekrar kavuşma inancını.

Yehud dini Mısır'dan ilham alarak yaratıldıysa da maddi bedensel dirilişe pek prim vermemiştir. Fakat firavunları kötüleyeceğim diye bir tarafı neredeyse çıkacak olan İslam dini bedensel yeniden dirilişi göklere çıkarmıştır.

Açıkçası İslam icat edilene kadar öyle öbür dünyada bedensel diriliş inancı filan yoktu. Öbür dünya ruhsal ele alınıyordu. Hrist dini de bir parça bedensel öbür dünya inancına eğilim göstermemiş değildir ama bu işten nerdeyse tamamen İslam sorumludur.

- Eski mısır dini ezoterizm ile daha doğrusu büyü inancıyla iç - içe bir din. Ama ruh yani "kha" inancı vardır. Firavuun bedenini terk eden kha Sirius yıldızına doğru yol alır. ve bu medeniyet oldukça eski bir medeniyet. BUgün var olsalardı yine diğer dinlere benzer bir inancın var olduğu anlaşılacaktı muhtemelen.

/ Bedensel diriliş konusu kuran'da geçiyor. Ama ben ilahiyatçı değilim. Ne anlatılmak istendiğini tam olarak bilmiyorum. Bazıları bunu "zombi gibi kalkacağız" olarak anlıyorlar. Hristlerde de aynen böyle tarif edilir. Da ben bunun yanlış anlaşılma olduğuna inanıyorum.
 

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
Mısırlılar gerçekten öncü bir uygarlıktır. Firavunlar başımıza bu din belasını sardılar evet ama Mısırlıların o kadar çok buluşları var ki, uygarlığın temellerini attılar. Kağıdı, camı başta olmak üzere pek çok buluşu hayata geçirdiler. Ki bunlar milattan çok önce olan işler. Akla geldik gelmedik o kadar çok buluşları var ki, insanlığı değiştirdiler.

Aslında firavunlara da pek prim vermediler, örneğin Akhenaton tek tanrı fikrini ilk ortaya atan kişidir, fakat ölür ölmez çok tanrılara geri döndüler. Ama işte o zaman hükümdarlık sistemi var. Çok bir şey yapamıyorsun. Diğer firavunların mezarlarını da bizzat piramitleri yapan işçiler daha sonra yapıyı bildikleri için yağmaladılar.

Hiç bir piramitte firavun mumyası bulunamadı. Olasılıkla ölümüne çalıştırıldıkları için intikamlarını mumyadan aldılar. Firavunlar baktılar piramit olmuyor, yağmalanıyor, onca emek boşa gidiyor, Krallar Vadisi'nde gizli mezarlar yapmaya başladılar. Fakat oralar da yağmalandı. Çok iyi planlanmış ve bitiminde işçilerin öldürüldüğü Tutankamon mezarı yakın zamana kadar gizli kalmayı başarabildi sadece.

Firavunlar ne kadar İslam'da lanetlense de İslam'ın kankasıdırlar. Akhenaton başlattı bu tek tanrılı din işini de... Ondan sonra iş İslam'a kadar geldi.

- Piramitte mumya olmaz olur mu? Piramitin amacı mezar zaten.

/ İslamla, daha doğrusu gerçek islamla arasında büyük fark var. Ama Sapkın (ve daha yaygın olan) islam ile firavun dini arasında büyük parallellikler var.

/ Eski mısır hakkında genelleme yapmayalım 4000 yıl yaşamış bir medeniyet ve her kentin kendi tanrı panteonu vardı. ve tek Tanrı fikri o zamanlar da vardı. Yahudilik vardı ve Mısırda yaşayan yahudiler vardı.

/ Akhenaton iyi bir kral olarak tasvir edilmez. Mısır tarihinde bir gerileme dönemi idi. Psikolojik açıdan sorunlu biri olması ihtimali oldukça kuvvetli.
 

DemoKratos

Üye
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
170
Tepkime puanı
35
Puanları
28
Konum
Denizli
- Eski mısır dini ezoterizm ile daha doğrusu büyü inancıyla iç - içe bir din. Ama ruh yani "kha" inancı vardır. Firavuun bedenini terk eden kha Sirius yıldızına doğru yol alır. ve bu medeniyet oldukça eski bir medeniyet. BUgün var olsalardı yine diğer dinlere benzer bir inancın var olduğu anlaşılacaktı muhtemelen.

/ Bedensel diriliş konusu kuran'da geçiyor. Ama ben ilahiyatçı değilim. Ne anlatılmak istendiğini tam olarak bilmiyorum. Bazıları bunu "zombi gibi kalkacağız" olarak anlıyorlar. Hristlerde de aynen böyle tarif edilir. Da ben bunun yanlış anlaşılma olduğuna inanıyorum.

Din türümüze özgü bile değil, soyu tükenmiş Neandathallerin de dinleri vardı. O yüzden din dolayısıyla hiç bir toplumu doğrudan sorumlu tutamayız.

Fakat Kuran'da bedensel diriliş ve bedensel öbür dünya inancı olduğu son derece açık ve kesin. Meyveler, içkiler, etler, huriler... Tamamen bedensel hazlar vaadediliyor. Bu kadar yoğun bedensel haz vaadi başka hiç bir dinde yok.

Aynı şekilde cismani işkence tehditleri de hiç bir dinde bu kadar yoğun değil. Bu bakımdan en yakın din Hrist dini fakat onda da İslam kadar yoğunluk kesinlikle yok. Esasen İncil en çok kıyamete yığma yapar. Öbür dünya yaşamına dair pek ben yoğunlaşma bilmiyorum İncil'de.

Kuran'daki cismani haz vaatleri ve işkence tehditleri göz ardı edilecek gibi değil, aşırı yoğun.
 

Thurgood

Üye
Yeni Üye
Katılım
10 Eki 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
34
Puanları
28
Yaş
38
Anne karnındaki bebeğe de deseniz ki , çok kocaman bir uzay var . Ve sayısız gezegenler içinde dünya denen bir yer var. İşte bu dünya kocaman . Orada ağzınla her çeşit gıdayı yiyebileceksin. Ağzında bunları yiyebilmen için dişlerin olacak . Ve sen büyük bir insan olacaksın kosacaksin yürüyeceksin ........Devam edilir ,edilir....
Şimdi bu bebek , hakikaten böyle bir yer var mı dese cevap ne olurdu
Doğru söylüyorsun. Anne karninda da bu hayat bize inanılmaz gelebilirdi.
Anne karnında bir çok yokluk var. Yürüyemez, konuşamaz, eglenemez vs..

Aslında şuanda bir anne karnında gibiyim.
Evim yok, arabam yok, ailem yok, hayatımı yasiyamiyorum vs.

Burası asıl hayat olsaydı bu durumda olmam çok mantıksız olurdu. Fakat dünya hayatını anne karnında geçirilen bir süreç olarak düşünürsek çok mantikli
 

Raphael

Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Ocak 2022
Mesajlar
189
Tepkime puanı
39
Puanları
28
Konum
Zonguldak
- Tekme konusu bir yana. Bazıları manevi konulara kafa yormadan konuşma yoluna gidiyorlar.

Modern dinde asla böyle bir şey yok. Daha doğrusu cahil insanlar veya çok yaşlı insanlar öyle düşünürler.

Mesela "içine yatırıldığın mezar binlerce odalı saray olcak" ya da aynı mezar "iğne deliği kadar olacak" BUnlar ifade biçimidir (gidin bakın. bütün mezarların boyu hemen hemen aynı - cesetler de zamanla yok oluyor)

Zaten: cesedin yok olmaması için tek çare mumyalamak. normalde doğa organik malzemenin tamamını yeniden kullanıyor. kemikler bile nadiren kalır. zamanla o da eriyip gider.

Yani bu bir batıl inançtır. Öyleyse anlatılan şey başka bir şey olmak zorunda.

Şu anda yediğin ekmeğin, soluduğun havanın içinde eskiden yaşamış insnaların atomları / molekülleri var.

Hz. İsa'da "benim krallığım bu dünyada değildir" demiştir.

Yani bana öyle örnekler vermeye devam ederseniz ergen olduğunuzu varsayıp birbirinizle baş başa bırakacağım.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst