CEMİL MERİÇ _ JURNAL (Cilt 1.1955-65)

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde Beril tarafından oluşturulan CEMİL MERİÇ _ JURNAL (Cilt 1.1955-65) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,429 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı CEMİL MERİÇ _ JURNAL (Cilt 1.1955-65)
Konbuyu başlatan Beril
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Beril

Beril

Üye
Yeni Üye
Katılım
12 Eyl 2011
Mesajlar
210
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
'' Ne garip bir oyuncak şu insan!Yürür ,konuşur ve acı çeker.70 kilodur.Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez.Bir nevi ıstırap makinesı.İplerini başkaları çeker.Hantal ve şapşal bir robot.Neye sevinir bilinmez.Sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti.Etten bir kafes aciz içinde çırpınan bir ruh.Vücut araba atlar arabacı.Ama gözleri bağlı arabacının . Arabaya hükmeden, atlarne ...Buda haklı:Var olmak için yok olmak lazım,parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin.Bütün musiki ,bütün şiir ,bütün aşk,bu bir çuval kemik,bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak?Ne olacağını bilen var mı?Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar.Alkış sahtekarın...''(Cemil Meriç,Jurnal,3.11.1965)
'' ....Gerçek sanat, birer hayalete benzeyen,kaypak ve soyut varlıkların damarlarından kan geçirmek,gözlerine pırıltı,adalelerine sıcaklık ve sertlik vermek...Şuurumuzun önünde resmi geçit yapan konular da önce gülümsüyorlar size,aşinalık gösteriyorlar ,kollarınızı açınca boşluğu kucaklıyorsunuz.
Halbuki yazar onları teker teker otopsi masasına yatıran ,yahut şuurunun adesesiyle konsintansa kavuşturan, evet yahut-ama bunu dahiler başarabilir-damarlarına kendi hayatından,hayatiyetinden bir parçasını zerkeden adamdır.'' (Cemil Meriç,Jurnal,10.1.1963)


Jurnal'ini 1955 yılında yazmaya başlar Cemil Meriç ve aralıklarla da olsa yirmi dokuz yıl sürdürür bu çabasını.İlk yazısı Temmuz 1955 tarihlidir,sonuncusu Ağustos 1983.
Bu yirmi dokuz yıllık seyir defteri boyunca,kendini tanımaya ve tanıtmaya gözlemlemeye,ve yargılamaya çalışan sıra dışı bir gönlün duygu ve düşüncelerini,heyecanlarını buluruz satır satır.
''Neden bu jurnale devam ediyorum?Devam ediyorum,çünkü o benim kendimle diyaloğum,çevrem dostum, sırdaşım.Tesellim aynı zamanda.Hafızam ,yankım . Acılarımı da paylaşıyor.Jurnalim kişisel deneyimlerimin deposu,psikolojik güzergahım,düşüncelerimin paslanmasına karşı bir önlem.Yaşama bahanem,neredeyse benden sonrakilere bırakabileceğim tek yararlı şey...
''Artık jurnal tutmuyorsam,yazılacak mektuplardan kaçıyorsam,heyecanlarımı kaybetmişim demektir,o zaman sadece duymak isteyeceğim heyecanları ya da başkalarınınkileri yaşıyorumdur....
İyi günlerimde çoğalıyor heyecanlarım,bütün benliğimi saran güçlü bir titreşime, sinirlerimi ve zihnimi harekete geçiren bir coşkuya dönüşüyor,onları istediğim gibi yönlendirebiliyorum.Ya hüzün oluyor bu heyecanlar ya neşe .Kendimi, duruma göre , neşeli bir scherzo ya da melankolik bir andante çalmaya akord edilmiş bir arp gibi hissediyorum.Bu da yaratabilmek için gerekli mükemmel bir ruh haleti...
Cemil Meriç ,7 Temmuz 1955 günü ,göz ameliyatı için gittiği Paris 'ten İstanbul 'a döner.Gözlerini bir yıl önce kaybetmiş, yeniden görme umudu ise pek kalmamıştır.Dönüşünden dokuz gün sonra yazmaya başlar.38 yaşındaki Cemil Meriç kendisini son derece yalnız hissetmektedir.Görmekte tabiata tahakküm edememektedir.
''Görenin yalnızlıktan şikayete hakkı yoktur:mevsimler,renkler ,çiçekler,şehrin bütün kadınları,bütün çocuklar gören içindir'',görmeyen bir insan bozuk bir ampul gibi,manasız,bıraktığınız yerde kalan bir paket;içinde eski hatıralar olduğu için arada karıştırılmaya layık...Çocukken oynadığımız bir taş bebek gibi,atmaya kıyamadığımız bir külçe'' (Jurnal,16.7.1955)
Ölmek istiyordu Cemil Meriç.''Ölmek istiyorum,dekorsuz,poz almadan.Batan bir güneş gibi ihtişamla değil.Kaderin parmaklarıma taktığı prangalardan kurtulmak için ölmek.Mütevazi bir odadan süslü bir odaya geçer gibi,realiteden tarihe geçmek umurumda değil.Ah inanabilseydim!Istırap gayyasında aylarca kaldım,orada yalnızca sükut vardı.Neredesin yanan alnımı dinlendirecek ,Müşfik Dost?
Toprak olmak.Bağrında çiçeklerin yükseldiği bir toprak ve çiçeklerde yaşamak...Artık tabiatı da sevmiyorum.Belki bütün bunlar yalan....her şey gibi.Sevilen bir sesin,seven bir sesin sıcaklığı bütün bu soğuk düşünceleri dağıtabilir,nerede o ses? Biliyorum bedbahtlar zalim olur, ben de zalimim.....ama...ama....
Her şey yalan ,herkes yalancı.Ölümden bucak bucak kaçan sözde bedbin Schopenhauer'den nefret ediyorum.
Fikirler kelebek gibi,onları hafızaya iğnelemeye kalkınca bir toz yığını haline geliyorlar...
Yazabilsem benim de hürriyetim olacak.Belki yaşadığımı ve yaşamaya layık olduğumu hissedeceğim.Bu zavallı
satırların hiçbir okuyucusu olmasa bile.Denize atılan bir şişe onlar.Belki dalgalar asırlarca sonra aşina bir ele tevdi edecek onları...
Sevmek yaşamaktır.Böceklerden kehkeşanlara kadar uzayan bir sevgi ....Bütün kainatı ve kainattan daha büyük bir yaratıcı sevmek,hem de ruhun ölmezliğine ınanarak.Yani ebediyet ölçüsünde bir sevgi.Dinsizlerin ölümü,insanı tahammül edilmez bir yanlızlığa sürüklemekten başka neye yarar?
Mağarasının duvarları arasında meçhul kuvvetlere yalvaran iptidai insan,atom devrinin zındığından daha mı az akıllıydı,bilmiyorum ama bahtsız değildi.İnanmayan adamın ebleh gururu!Hangi bilgimiz en iptidai dinin naslarından daha sağlam?
İnanan bedbahtlığından bahsederse yalan söyler.İnanan için bedbahtlık yoktur.Bağlandığı ağaçta yamyam tamtamlarını dinleyen misyoner,Roma'nın bütün hunhar ve sadist imparatorlarından daha mesuttur.
Ey müminler,saadetinizi gölgeleyen tek ıstırap inamayanlara karşı duyulan merhamet olmalıdır.
Devam etmek demek yaratmak demektir.Yanlızca paylaşılmayan acılar bizi yıkabilir.Ruhun ölümsüzlüğü bir mitostan ibaret değil.Metampsikoza inanmak lazım.Yine de bir ayrım gerekli:bir kısım insanların düşüncesi etraflarını yansıtan bir aynadır,onlar başkalarını kaydettiklerini bıkmadan tekrarlayan bir plak gibidirler ruhları yoktur; üstün zekalı hayvanlardan pek az daha mükemmel mekanizmalardır;dünyaları vücutlarıyla sınırlıdır ve vücutlarıyla beraber yok olurlar.Bir kısım insanlarsa kendilerini aşarlar ve kendilerini aşmasını bilirler,bir fikre bir davaya adarlar kendilerini,anıta,olaya ,kitaba olaya dönüştürürler;ruhları ışık ve ışık sevgi kaynağıdır; ruhları devamlı doğa gibi verimlidir ve doğa gibi ölümsüzdür.Bu ölümsüzlük tabi ki beşeri olan herşey gibi nisbi ,ama yeterli ve teselli ediyor.Neden yalnızlık bizi ürkütüyor,çünkü sonsuzluğun başlangıcı gibi geliyor bize ve sonsuzluğun karşısında kendimizi kolumuz kanadımız kırık ve bomboş hissediyoruz,öldükten sonra da yaşamak için tanıklar istiyoruz....
23.7.1955
JURNAL II
'Felaketlerimiz üzerinde durmak ,dikkatimizi fizik ve manevi yaralarımıza teksif etmek bizi köstebeklerle aynı seviyeye indirir.Entellektüel teşhircilik cinsel teşhircilik kadar tiksindirici.Bütün gayretlerimizin ortak bir hedefi olmalı: kendimizi ben 'in diktatörlüğünden kurtarmak.Sevmek zenginleşmektir,çoğalmaktır. Bir başkasını düşünmek zindanımızın kapısını aralamak demektir.Sakatlıkların en kötü yanı kanatlarımızı kırarak ,bizi ben 'e zincirlemektir.
YALANA DAİR
Söz zehirli bir kama.Ama kelimelerin gönülde açtığı yarayı ancak kelimeler iyileşti-rebilir:aşil'in kılıcı gibi söz.Kelimeleri ciddiye almamalı.Bir avuç konfeti onlar.Günlerin rüzgarı hepsini alır götürür.Bir rebabın tellerinden dökülen ses ne kadar rebabsa,kelime de o kadar insan.
HAS BAHÇE
3.11.1965
Karanlıkta satranç oynamak.Ahtapotun tek kolu yok ki,kaçasın.Her adımda ölümlerden ölüm beğenmek
Benim dünyam minnacık bir dünya.Minnacık ve sonsuz.Kavgadan kaçtım.Yani kör dövüşünden.Yarım asra yaklaşan bir hayat.Ve birlikte yola çıktıklarımızın en arkası.Para yok ,sıhhat yok,şöhret yok.Hata etmemek...Ölüler hata etmez. Yaşamak sfenksle aynı odaya hapis olmak gibi birşey.

Defalarca okuyup ta asla bir daha elime almayacağım dediğim ve her okuyuşumda beni apayrı derinlik boyutlarına götüren bu kitapları tanımanızı isterdim.Bir akademisyen ,bir baba,bir aşk adamı,bir şair ,bir dava adamı ....Onu tanımalısınız!


Saygılarımla.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst