çağımız ve dinler...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde birazdahaderinmavi tarafından oluşturulan çağımız ve dinler... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,790 kez görüntülenmiş, 59 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı çağımız ve dinler...
Konbuyu başlatan birazdahaderinmavi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
dini değerleri 'hukuk ve yasa' haline getirirek, bütün topluma dayatmak isteyenler, acaba bundan ne gibi olumlu sonuçlar beklemektedirler... toplumun ezici çoğunluğunun yaşadığı sömürü, yoksulluk, eğitimsizlik, işsizlik, özgürlük yoksunluğu, mutsuzluk...vbg. sorunlar bu yolla çözümlenebilir mi... yoksa, dinlerin önerdiği çözümlerin dışında, başka çözümler mi aramak gerekir...?...
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Dini değerlerini topluma dayatmak isteyenlerin hiçbirinin amacının dine hizmet etmek ya da yükseltmek/yüceltmek olduğunu sanmıyorum. hepsi bir ideolojinin/örgütün/odağın vs parçası riyakar/sahtekar insanlar bence ve dinden ne anladıklarıda meçhul. Tanrı herşeyin sahibi ve hakimidir zaten yeryüzünde Tanrının jandarması gibi dolaşmak içinde birçok çarpıklığı içerir.

Bahsettiğiniz sorunların çözümünün ise birebir dinle ya da dinsizlikle ilgilisi olduğunu sanmıyorum.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Türkiye Cumhuriyeti 50 yılda 100 bin cami yapılan bir ülke olmasına karşın, günümüze kadar büyük bir yalanın üzerinden yürütülen bir ideolojik ve siyasal saldırı altında çöktü. Bu yalan, inançlı Müslümanların bu ülkede laik rejim tarafından baskı altına alındığı yönündeki iddiadır. Daha önceki hafta Bülent Arınç kalkıp, “Müslümanları özgürleştirdiklerini” ileri sürüp, “Kuran’ı, tespihi seccadeyi suç unsuru olmaktan çıkardık” dedi.

Yeryüzü böyle büyük bir yalan, böyle aşağılık bir kara propaganda görmedi. Duyan da cami sayısının okul sayısını aştığı, Kuran kursu öğrencilerinin ilkokul öğrencilerinin sayısına ulaştığı bu ülkede Müslümanların gizli gizli namaz kıldıklarını ve Kuran okuduklarını sanacak.

Bu ülkede ne zaman Kuran yasak oldu? Ne zaman insanların namaz kılması, camiye gitmesi, oruç tutması yasaklandı? Ne zaman bu ülkedeki Müslümanlar hacca gidemedi? Bu ülkede İslam ne zaman yasaklandı? Söyler misiniz, ne zaman?

İşte bu büyük ve alçakça yalan üzerinden sahte bir özgürlük ve demokrasi edebiyatı geliştirildi. Tarihin tanık olduğu en ikiyüzlü kara propaganda üzerinden rejimi değiştirecek ideolojik, siyasal ve örgütsel hazırlığı yaptılar.
Oysa bu ülkede Sünni İslam her zaman egemen oldu. Baskı altında kalan, dışlanan, horlanan ve hakarete uğrayanlar, başka inançlar, Alevilik ve Şiilik gibi İslam yorumlarıydı. Diyanet İşleri Başkanlığı Sünni-Hanefi inancına göre, bütün bir ülkeyi ve toplumu şekillendirmeye çalıştı. Ülkenin laik kurumları üzerinde baskı oluşturuldu. Topluma tek mezhep dayatıldı. Bütün askeri darbelerin ideolojik arka planı siyasallaşmış Sünni İslamcılık ile tahkim edildi.

***

İslamcıların ve muhafazakârların gerçekte itiraz ettikleri olgu, laik rejimdi. Çünkü siyasallaşmış Sünni İslamcılara göre (aynı şey siyasallaşmış Şii İslamcılar için de geçerlidir) laiklik ve demokrasi ile kâfirlik aynı anlama gelmektedir. Dolayısıyla, onlar için bütün devlet düzeni ve toplumsal yaşam dini kurallara göre düzenlenmeden gerçek Müslümanlık yaşanmazdı. Demokrasi sadece amaca ulaşmak için kullanılacak bir araçtı.
Türkiye Müslüman sayılmadığı için, bu ülkede kutsal amaca ulaşmak için yalan söylemek, hile yapmak, kara propaganda ve sahtekârlık günah ya da suç sayılmadı. Çünkü Türkiye onlara göre İslam için savaşılan bir “Darül Harp” ülkesiydi.

İşte bu ülkenin alık liberalleri de bu sahtekârlığa ortak oldular. Bu büyük yalanın parçası haline geldiler. Basit bir düşünce ve akıl yürütme yöntemleri vardı. Onlar devlete yönelik her eleştiriyi demokratik bir itiraz sandılar. Bir önceki çağın değerleri ve kurumları üzerinden yöneltilen itirazı, demokratikleşme talebi gibi algıladılar.

Oysa tarihsel bakımdan Cumhuriyete yönelik iki eleştiri ve itiraz vardı. Birincisi, Cumhuriyeti aşmak, onu daha ileriye taşımak, en azından toplumcu ve demokratik bir karakter kazandırmak isteyen eleştiriydi. Bu itiraz, tarihsel olarak ilerici, kategorik olarak da sol ve devrimciydi.

İkincisi ise Cumhuriyet’in tarihsel olarak ilerici ve laik niteliklerine itiraz eden, esas olarak bir önceki çağın değerleri ve kurumlarından beslenen dinci ve muhafazakâr eleştiriydi. Bu eleştiri uzun süre kendisini merkez sağ partiler ve oluşumlar içinde ifade etti. Bu itiraz ise tarihsel olarak gerici, kategorik olarak sağcı ve karşı-devrimci bir eleştiriydi.

Sınıf atlamaya çalışan, servetten ve iktidardan pay isteyen liberaller ile ıslah olmuş, yorgun ve kendi değerlerine ve hayatlarına ihanet eden eski solcular bu hilenin genel bir doğru gibi yutturulmasında belirleyici rol oynadılar.

Bir süre sonra öyle bir hale geldi ki, sol da statükocu ilan edilerek, ortada “demokratik itiraz” diye kala kala sadece gerici eleştiri kaldı. İslamcılar ülkeye ve devlete egemen olup rejimi değiştirdiklerinde alık liberaller büyük şaşkınlık içinde gericilikle baş başa kaldılar.

***

Bilindiği gibi Türkiye, 1951’de NATO’ya girişiyle birlikte Batı’nın Sosyalist Bloka karşı uyguladığı “Yeşil Kuşak” projesinin üslerinden biri haline getirildi. Zaten soluna kapalı olan rejim, aydınlanma düşmanı, gerici ve faşizan bir karakter kazanmaya başladı. Soldan geldiği varsayılan tehdide karşı, dincilik bir kalkan olarak düşünüldü ve desteklendi.

Bu nedenle Türkiye’de dincilerin mağduriyetinden söz etmek büyük bir yalan ve utanmazlıktır. Tam tersine, bu ülkenin ilk dincileri, siyasal İslamcıları CIA ve MİT’in sola yönelik bütün kirli operasyonlarında gönüllü olarak rol aldılar. Öyle anlaşılıyor ki, bu utanç onlara yetmedi. Bunu bir tür “ehven-i şer” durumu saydılar.

Türk burjuvazisi ve Cumhuriyet’in kurucu kuvvetleri kendi devrimine ihanet etti. Burjuvazi tarihsel, sosyal, ekonomik ve entelektüel bakımdan zayıf, dolayısıyla korkak olduğu için daha Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren sola karşı düşmanca bir tutum izledi. Bu tutum Soğuk Savaş döneminin hoyrat ve kıyıcı anti-komünist siyasetiyle birleşince tam bir faciaya yol açtı.

Rejim, bu ülkenin en seçkin aydınlarına, bilim insanlarına, toplumu 21. yüzyıla taşıyacak kadrolarına, çoğu solcu bile olmayan ilerici, aydınlanmacı ve pozitivist unsurlarına ve elbette sola karşı sürekli olarak imha politikası izledi.

Türk burjuvazisi ve Cumhuriyet seçkinleri yıktıkları düzenin gerici unsurlarıyla uzlaştı. İslamcı hareket büyütüldü, siyasallaştı ve sonuçta kendisini büyüten gücü tasfiyeye yöneldi.
Türkiye’ye yeniden cehalet egemen oldu. İnsan aklı ve bilim teslim alındı. Ülke, uzun ve sancılı bir intihar sürecine girdi. İslam dünyasının uzayan Ortaçağının nedeni olan, İmam Gazali doktrinini (vahyin akla üstün olduğu tezini) benimseyenler/inananlar ülkeyi yeniden ele geçirdi. Buna izin vermeyelim. (m.y. yurt gazetesi)
 

stiutk

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
29 Haz 2012
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Şimdi kendini onların başı, taptığı bir insan olarak düşün bakayım...
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Bu ülkede ne zaman Kuran yasak oldu? Ne zaman insanların namaz kılması, camiye gitmesi, oruç tutması yasaklandı? Ne zaman bu ülkedeki Müslümanlar hacca gidemedi? Bu ülkede İslam ne zaman yasaklandı? Söyler misiniz, ne zaman?

"milli şef" dönemi için neler anlatırsın?
"milli şef" sonrası iktidar olan DP_mendersin bu toplum tarafından bunca sevilmesinin sebebi acaba yok dediğin dönemi yaşaması ve DP tarafından buna son verilmiş olması olabilir mi?

baştan sona yanlı olarak kurulmuş yazı buram buram ideoloji kokuyor...
bu memlekette toplum mühendisliğine soyunanların bir çok şeyi "hlka rağmen" beceremediğini fark etmek gelecek için çok faydalı olacaktır...

mesela; 10 yılda 15 milyon genç yaratamamışlardır,her yaştan...
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Aslında evet inanalar üzerinde bu ülkede inanılmaz ama görünmeyen bir baskı maalesef mevcut.
Derinmavi bir de şöyle bak istersen; Dini ögeleri kullananlar zaten dine karşı olanlar. Siz de onlara
doğal olarak dinci diyorsunuz, çünkü ci eki satanlar için kullanılan bir ektir. Din duygusu ise özdedir.
Samimi insan ise özünü satmaz.
Ancak sizin gibi kara bir at gözlüğü takarak bakanlar bunları göremez... Anlayamaz...
 

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
‘Din patentli dinsizlik’ kavramını insanlığa tanıtan, Kur’an’ın Mâûn suresidir. Kur’an, ilk bakışta bir ‘din kitabı’dır ama işte böyle bir din kitabıdır. Kur’an kadar din eleştirisi yapan, din sınıfının sergilediği namussuzlukları ortaya seren, din bezirgânlarını iğrenç ve âdi mahluklar olarak yerden yere çalan ikinci bir kitap yok. Karl Marx’ın o ‘ağır’ eleştirileri de dahil, dinle ilgili tüm eleştiriler Kur’an’ınkilerin yanında ancak ‘zeyl’ olabilir. Kur’an, dinci alçaklığı, damardan, malın gerçek sahibinin ağzından eleştiren, tüm kahpelikleri milimetrik hassasiyetlerle deşifre eden mucizeler kitabıdır. Lütfen, bu satırların yazarının, alanında birer ilk olan ‘Kur’an’ın Yarattığı Mucize Devrimler’, ‘Allah ile Aldatmak’ ve ‘Mâûn Suresi Böyle Buyurdu’ adlı eserlerini okumak zahmetine katlanın.


Kur’an’a göre, insanoğlunun bütün mutsuzluklarının, kanlarının, kavgalarının, haset ve kinlerinin besleyici ekibi, dini temsil ettiğini söyleyen dincilik sınıfıdır. Bakara suresi 213 mucizesi, işte bu gerçeğin eşsiz duyurusudur.


Din adı altında dinsizliğin en alçağını pazarlayan şeytanî kadro, din ve Allah adına ortaya fırlayıp insanları ahiret müfettişi edasıyla hesaba çeken melunlardır. Bunu, bütün gür sesinizle haykırabilirsiniz. Çünkü dinin gerçek sahibi olan Cenabı Hakk’ın kitabı size bu hakkı ve yetkiyi veriyor. Dahası, o kitap size bu görevi veriyor. Aydın olmak, bir anlamda da bu görevi yerine getirmektir.


Aynı zamanda muhteşem bir dindar olan Alman filozofu Kant (ölm. 1804), gerçek müminlerin oluşturduğu ‘Tanrı Sitesi’ni şöyle tanımlıyor: “Erdem bağıyla birbirine bağlı bireylerin vücut verdiği ahlak toplumu.” İşte, Kur’an’ın anladığı ve anlattığı Tanrı Sitesi ve daha doğrusu din budur.


Kant, putperestliği, Tanrı’yı ahlak dışında yol ve araçlarla kabul ettirmeye kalkmanın ürünü olarak görüyor. Bu anlamda dincilik, bir numaralı putperestlik kurumudur. En alçak ve en kahpe putperestlik kurumu.


Tam bu noktada, Kur’an’ın en büyük düşman olarak putperestliği gösterdiğini anımsayalım. Ve Hz. Muhammed’i en yüce ahlak üzerinde olmakla nitelediğini de buna ekleyelim. Peki, Hz. Muhammed’i, insanlığın önüne en yüce ahlakın temsilcisi olarak değil de en koyu bedevi kıyafetinin sembolü olarak çıkaranların dinle ilgileri ne olabilir?


ALLAHSIZLIK SİTESİ


Erdemsizlik, ikiyüzlülük, talan gibi temel kötülüklerle kitleyi aldatıp soyan, köleleştiren ve bunu ‘Allah rızası için’ diye propaganda eden kişilerin vücut verdiği toplumun adı ne olmak gerekir? Gayet açık: Allahsızlık Sitesi.

Allahsızlık Sitesi’nde her üçyüz metrede bir cami görebilirsiniz ama ahlak ve erdem göremezsiniz. O camiler, ahlaksızlık ve erdemsizliği kamufle etmek için kurulur. Aksi olsaydı bu kadar bol olmazlardı.

Peki, bu siteyi kotaranlar bir de kendilerini Allah ve din maskesiyle gizliyorlarsa buna ne demek lazım? ‘En sefil Allahsızlık Sitesi’ demek lazım. Kur’an’ın Mâûn suresi, din adına pazarlanan bu ‘en sefil Allahsızlık sitesi’nin aktörlerini tanıtıyor ve onları lanetliyor. Ve biz, Müslüman kitlelerden bin küsur yıldır saklanan bu gerçeği ‘Mâûn Suresi Böyle Buyurdu’ adlı eserimizle insanlığın ve halkımızın önüne koymuş olmanın mutluluk ve onurunu yaşıyoruz.


Erdemliler sitesi nasıl doğar? Filozof Kant bunun için özgürlük şartını öne çıkarıyor. Yani hür iradeyi. Ona göre, özgürlük, saf aklın ideallerinden biridir. Kant’ın bu tespitleri, Kur’an ayetlerinin bir filozof diliyle tekrarından ibarettir.


Kant, aydınlanmanın öncü filozoflarının başında gelir. Bu haklı unvanı nasıl kazanmıştır? Aklı ve özgürlüğü öne çıkararak. Peki, Gazalî (ölm. 1111) denen ‘saray sığıntısı, akıl düşmanı adam’ın yaklaşık bin yıldan beri aklı mahkûm eden ve tarikat hezeyanlarını aklın üstüne bindiren tahribatı sürüp giderken Müslüman Doğu, aydınlanmayı nasıl sağlayacaktır? Tarih, bu ‘olmaz’ görüneni ‘olur’ yapan bir adam gönderdi İslam dünyasına: Mustafa Kemal. O, akıl ve özgürlük adına gerekeni yapıp aydınlanmanın önünü açtı. Ne yazık ki, saray sığıntısı, akıl düşmanı Gazalî’nin ‘şeytan evliyası’ (tabir Kur’an’ındır) ekipleri Mustafa Kemal’i din dışı ilan ederek etkisiz kıldılar. İslam dünyası denen ‘Allah ile aldatılmış kitle’ de Mustafa Kemal’i değil, saray sığıntısı akıl düşmanını tercih etti. Hükmü Kur’an versin: “Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik atar.” (Yunus, 100)


İslam dünyasının, o arada Türk halkının üstüne pislik atılmış bulunuyor. Hem de haçlı emperyalizm kürekleriyle ve yoğun biçimde.

Varsın hayrını görsünler!
(Y N Ö)
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Yiğidi öldür hakkını ver sözü yerinde şimdi. Yiğidi öldürmek kısmına katılmak olanaksız da, herkesin hakkını vermek haktır diyorum. Buna maalesef güzel bir örnek; Siyonistlerin dünya ve İslamiyet üzerinde yaptıkları şeytani planlamanın ürünü olan şarlatan bir zatın kitabı ile yine gerçekleri, doğruları saptırma çabaları. Anlayana sivrinisek misali... Herkes istediğini anlayacaktır elbette.
Allah doğruluktan ayırmasın...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
[video=youtube;xi04uFpdfPw]http://www.youtube.com/watch?list=PL4F38857BE15BB3A9&v=xi04uFpdfPw&feature=player_detailpage[/video]

demek ki kurdukları ve kendi akıllarından yazdıkları prensipler,gökten indiği sanılan dogmalardan daha üstün hakimiyette sizin cennette cehennemde,sürün saltanatınızı..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
İslam dünyası denen ‘Allah ile aldatılmış kitle’ de Mustafa Kemal’i değil, saray sığıntısı akıl düşmanını tercih etti. Hükmü Kur’an versin: “Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik atar.” (Yunus, 100)(Y N Ö)

Evet seni atmış işletmeyenler üstüne Yalancı Nifak Öğreticisi..Bu imzanın altından daha nasıl bir yazı beklenebilir ki..Çıplak namaz kılarım diyen sapık..
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
O siyonist, bu şarlatan, şu sapık:) bu sertlik neden? işte bu savaş,çatışma,ayrışma,kutuplaşma,bölünme vs sebebi değil mi? asıl yapılmak istenen bu belkide..ve görüldüğü gibi oldukça da başarılılar:)
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Yaşar Nüri Hoca söylediğiniz gibiyse soruyorum;

Bu iktidarın Diyaneti neden çıkıp bu adam böyle böyle diyemiyor?

Ya da tarikat liderleri niye çıkıpta bu adamı ilmi olarak yanlışlamıyor?

perde arkasından fıs fıs fıs ,açıktan neden yapamıyorlar?

Ben gerçekte (toplumda,ülkede,dünyada) olana bakarak düşünmeye çalışırım (bildiğim kadar/anladığı kadar) şu şunu demiş, şu şunu yazmış gerçekte karşılığı yoksa kaale almam.

Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. Mustafa Kemal

Kendine Şeyh diyenler ilmini ortaya koysun. bunu yapamıyorsa rütbesini sökeceksin.

Kimse dini sahiplenmeye kalkamaz dinin sahibi bellidir. kimse dinden güç alamaz gücün sahibi bellidir. kimse kimseyi din adına öteleyemez dine sövse bile bu kişi yaratıcının kulluğundan çıkamaz. kimsede onu çıkartamaz. İslam sınıf,asalet,soyluluk tanımaz.

Din kurallarına aykırı hareket edenlerin arkasından gidilmez.

Ben güzel ahlakı tamamlamaya gönderildim. İslam Peygamberi.

Kısaca benim düşüncelerim bunlar..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Sevgili pyramos biz burada dindarları yada Atatürk'ü sevenleri ve her iki yolun yolcularını eleştirmiyoruz..Bu kimliklere bürünüp yolunu bulan bir numaralı sahtekarlara sözümüz..Söylediğin gibi dinde vicdanda kimsenin tekelinde değil.Yalnız gerçekler anlatılmalı onun mücadelesi verilmeli..Yoksa ortalıkta peygambere atfen bir sürü sahte israiliyat hadisler ve çocukları bile kahkaha krizine sokacak cinsten Atatürk söylemleri var..Benim derdim de budur..
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Yaşar Nüri Hoca söylediğiniz gibiyse soruyorum;

Bu iktidarın Diyaneti neden çıkıp bu adam böyle böyle diyemiyor?

Ya da tarikat liderleri niye çıkıpta bu adamı ilmi olarak yanlışlamıyor?

perde arkasından fıs fıs fıs ,açıktan neden yapamıyorlar?

Ben gerçekte (toplumda,ülkede,dünyada) olana bakarak düşünmeye çalışırım (bildiğim kadar/anladığı kadar) şu şunu demiş, şu şunu yazmış gerçekte karşılığı yoksa kaale almam.

Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. Mustafa Kemal

Kendine Şeyh diyenler ilmini ortaya koysun. bunu yapamıyorsa rütbesini sökeceksin.

Kimse dini sahiplenmeye kalkamaz dinin sahibi bellidir. kimse dinden güç alamaz gücün sahibi bellidir. kimse kimseyi din adına öteleyemez dine sövse bile bu kişi yaratıcının kulluğundan çıkamaz. kimsede onu çıkartamaz. İslam sınıf,asalet,soyluluk tanımaz.

Din kurallarına aykırı hareket edenlerin arkasından gidilmez.

Ben güzel ahlakı tamamlamaya gönderildim. İslam Peygamberi.

Kısaca benim düşüncelerim bunlar..

sevgili kardeşim,

dediğin adamlardan kimse çıkıp YNÖ ile muhatap olmaz,çünkü belirttiğin islam ahlakı buna izin vermez...

ben şeyhte değilim diyanet ehli de,
ayrıca benim sökülecek rütbem ve kaybedecek makamımda yok...

insanlar "bilgi" sahibi olabilir,bu bilgilerini insanlara da anlatabilir,anlattıkları bilgilerin çoğunluğu da doğru olabilir,
ancak bu o adamın doğru bir adam olduğuna delalet etmez...
derler ki "alim,ilmi ile amel edenlerin arasından çıkar...

ilmi ile amel etmeyen,kendi sosyal statüsü için bilgilerini kullanan alim değil zalimdir...

umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır...
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
"alim,ilmi ile amel edenlerin arasından çıkar

ilmi ile amel etmeyen,kendi sosyal statüsü için bilgilerini kullanan alim değil zalimdir.

kesinlikte. anlatmaya çalıştığım şeylerden biride budur. çok güzel anlatmışsınız.

Ben ne Atatürkçüyüm ne de burada Yaşar Nüriyi savunuyorum ayrıca ben şeyh ya da mürit karşıtıda değilim.

Misal bir durum anlatayım. F. Gülen örgütü ( bana göre örgüttür,gruptur) sürekli adam kayırmakta ve belli yerlere kendi adamlarını (hakkaniyet tanımadan) getirmektedir. bu adam kayırmanın hak çiğnemenin sebebi bir grup üyelesine sorulduğunda şu dehşet verici cümleyi kurmuş '' Allah rızası için kul hakkı yiyoruz''
bakar mısınız !! adam senin hakkını yiyor ve bunu böyle açıklayıp buna inanabiliyor. çünkü kendisi sözde dini ihya ediyor benim hakkımın bir önemi yok. dinin özüyle apaçık çelişen bu durumu göremiyor bu insan ya da kopmuş açıkçası. grubun menfaati ve hedefi kul hakkından bile ilerde. böyle birşey olabilir mi? bu durum ve düşünce bana göre topluma karşı tehdit unsuru.

dediğin adamlardan kimse çıkıp YNÖ ile muhatap olmaz,çünkü belirttiğin islam ahlakı buna izin vermez.

Sevgili Mor ve Ötesi İslam ahlakı böyle bir duruma neden izin vermiyor ki? anlayamadım bunu. açıkça bir yanlışlık varken susmaları daha mı doğru yani.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Sevgili Mor ve Ötesi İslam ahlakı böyle bir duruma neden izin vermiyor ki? anlayamadım bunu. açıkça bir yanlışlık varken susmaları daha mı doğru yani.

sevgili kardeşim;
1-susmaları doğru değil,çünkü "susan dilsiz, şeytanın yoldaşıdır..." demişlerdir.
2-islam ahlakı "ben müslümanım" diyen birisinin alenen eleştirilmesine izin vermez,eleştiri ve gerekirse ceza usulüne uygun yapılır...
3-anlamamakta haklısın;ne o alimler ne o ahlak var önümüzde örnek olarak...
4-din işleri yüksek kurulunda görev yapan bir zat zamanın da bana bir sohbette;"evet haklısınız,ama bu şartlar altında bunlar anlatılamaz,mevki ve makamımız var ve bizde çoluk çocuk sahibiyiz" demişti,
bende kendisine, rızk allahın teminatı altında değil mi?kuran böyle yazmıyor mu? demiştim...
sonra?
sonrasını boşver...
 
M

monaliza

Ziyaretçi
O siyonist, bu şarlatan, şu sapık:) bu sertlik neden? işte bu savaş,çatışma,ayrışma,kutuplaşma,bölünme vs sebebi değil mi? asıl yapılmak istenen bu belkide..ve görüldüğü gibi oldukça da başarılılar:)

Yazılanlarda ne sertlik, ne savaş , ne de kutuplaşma vs. amacı bulunmamaktadır. Objektif bakış yetenek işte..
Siyonizm ve amaçları yalan mı?
Toplumsal yaşam için bile kurallar gerekirken, Allah'ın huzuruna çıkmanın adabı olmaz mı?
Yahu özgür düşünce,fikir özgürlüğü, beyanı vs.... asıl bu tür bir eleştiriyi yazabilen zihniyete sormak isterim; özgürlük kavramını nasıl bu kadar hoyratça kullanabiliyorsunuz?
Bu zihniyet köşeye sıkıştığı anda kutuplaşma,bölücük yapılıyor gibi yakınmalarla yanıp tutuşmuyor mu, acı acı gülümsemeden edemiyorum.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Yaşar Nuri Hoca'nın yazısının içeriği ile ilgili hiçbir eleştiri yapılmamış. Demek ki eleştirilecek bir yanı bulunamamış. Din adamı denilen dinciler de bulamıyorlar ki, yaptıkları eleştiriler ya tutarsız, ya da iftira niteliğinde oluyor.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Yazılanlarda ne sertlik, ne savaş , ne de kutuplaşma vs. amacı bulunmamaktadır. Objektif bakış yetenek işte..
Siyonizm ve amaçları yalan mı?
Toplumsal yaşam için bile kurallar gerekirken, Allah'ın huzuruna çıkmanın adabı olmaz mı?
Yahu özgür düşünce,fikir özgürlüğü, beyanı vs.... asıl bu tür bir eleştiriyi yazabilen zihniyete sormak isterim; özgürlük kavramını nasıl bu kadar hoyratça kullanabiliyorsunuz?
Bu zihniyet köşeye sıkıştığı anda kutuplaşma,bölücük yapılıyor gibi yakınmalarla yanıp tutuşmuyor mu, acı acı gülümsemeden edemiyorum.

Yaşar Nüri Hocanın Atatürkçü ve solcu yönleri oldukça belirgin...bu şartlar altında nasıl gizli kapaklı işler çeviriyor birilerine hizmet ediyor anlamadım ben.. bu kamuflaj bir sahtekara uygun kamuflaj mı ? değil bana göre...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Yaşar Nuri Hoca'nın yazısının içeriği ile ilgili hiçbir eleştiri yapılmamış. Demek ki eleştirilecek bir yanı bulunamamış. Din adamı denilen dinciler de bulamıyorlar ki, yaptıkları eleştiriler ya tutarsız, ya da iftira niteliğinde oluyor.

Yazıyı ya iyi okumadınız yada anlamadınız..Münafıkların özellikleridir,ilk önce doğru olanları yada sizi etkileyebileceği yerden konuya dalar,siz onun anlattıklarını güzel güzel kafa sallayarak dinlerken asıl zehrini sona saklar ki yazısında da bunu bir kez daha yapmıştır..Onun görevi nifak tohumu saçmak..Söylediklerinin ve yazdıklarının 10 da bir doğruysa 9 u yalandan ibaret..Bunu göremiyorsanız ya o zihniyettesiniz yada gerçekten safsınız...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst