bu benim hayat felsefem..

bazen insanlarla konuşuyorum felsefe kelimesini kullanıyor ama felsefenin ne olduğunu bilmiyor diyor ki bu benim hayat felsefem..kimi balık tutmayı,kimi off road yapmayı,kimi dağcılığı kimi gezmeyi,kimide rakı ve balığı hayat felsefesi yapmış..


bilgelik nedir,erdem sahibi nasıl olunur,platon zamanında yaşamadığımıza göre böyle bir okul kurulabilir mi (var mı)

hayat felsefeniz nedir?

bu başlığa pek cevap geleceğini sanmıyorum ama açtım işte..bakalım ne çıkacak,katkısı olan arkadaşlara şimdiden teşekkürler..

Herhangi bir hayat felsefem yok dostum olsa emin ol yazardım Tolstoyun ;Sadelik , iyilik ve doğruluk olmayan yerde büyüklük yoktur. sözü düsturumdur/şiarımdır diyebilirim ama

her şeyden önce bir düşünce/ide geliştirmeden önce olanı anlama çabası. daha sonra değerlendirme ve bir karara ulaşma çabası.en son olarak da yeniyi/seçeneği üreterek -düşünsel ve eylemsel- değiştirme/dönüştürmedir...ancak her hal ve şartta haksız olarak değerlendirdiğim hangi olgu olursa olsun ona karşı bir duruş geliştirebilme...tüm bunlar felsefe sayılırsa...

açık mı konuşalım;

-savrulup gitmek;
-bazen tutunmak;
-bazen denemek;
-vazgeçmek;
-yeniden sarılmak;
-olmadı demek;
-anlamamak;
-anlamamaya direnmek-anlamamak için direnmek
- bekletmek-geciktirmek;
-tökezlemek-
-yağmalamak-yağmalanmak

işte bunlar benim hayat felsefem gibi, yani akış böyle gibi yorumladım;
Bi şeylerin iyi ve doğru olmasını zorluyorum gibi ama bu ve bunlar hayat felsefem değil gibi;
Yüce bir savrulma ve dağınıklık,- kayboluş; her yöne kayboluş; işte benim hayat felsefem; her yere saçılış;

yani kendime bakıyorum da; anlamadan dinlemeden de olsa; belki; her yere saçılmaya-bulaşmaya-deymeye çabalıyorum gibi bi şeyler hissediyorum sadece;

anlaşılmak mı istiyorum?
sevilmek mi?
bilinmek mi? tanımak mı? anlanmak mı? anlamak mı?
kim kimden seçilsin? seçilmek mi? diğerden öfkeli mi olmak, her yerden ve her şeyden daha uzak mı olmak; en uzakta olmak; en uzakta ben olayım; bu mu?

hayır beni anlamayın;
evet beni sevin, neden? ne biliyorsanız onu yapın? hayır bana dokunun, nasıl
en anlaşımazı ben olmalıyım; en anlaşılmaz olma denemesi; karmaşık ve çözümsüz ya da en zor çözümlü bulmaca olmayı denemek gibi şeyler ve hisler;

bilinmek mi? bilmiyorum-sanmıyorum-
mutluluk;mutluluk içime konulamaz; yani içime öylece konulamaz, konmaz, yani bi kuş gibi içime konup gelip oturmaz; olmaz; ben nerede mutluyum? ki? ben neden neye göre mutluyum ki?

--

karalama defteri gibi oldu; hayat felsefesi;
özgün ve özgürce karalanmış bi deftere bakınmak gibi bakılsın bana; yani en özgürce ve özgünce ifade edebilmeli kişi kendini bana, doğasını bırakmalı, ille de anlam aramamalı, karalayabilmeli beni; içime doğasını aşılamalı, Özgün ve yaban doğasını; Biri bana bi şeyler bıraksa; Gelecekte, bende-kendimde- okunmak üzere bi yığın bulmak istesem, (diğerlerden) Özgürce-doğaç- karalanmış gelişi güzel şeyler olmasını isterdim ve dönüp bakıp onlardan anlam çıkarmayı- onlardan onları anlamayı deneyeyim-çözeyim, çözmeyi deneyeyim, Zor ve anlamsız olsun, zihin açıcı ve derin düşündürücü olsun;

Karmaşa ve bulanıklıklarda yüzen anlamsız imgeler gibi olmak isterdim; uzak-çook uzak; çook çoook uzak;

sakal' Alıntı:

bilgelik nedir,erdem sahibi nasıl olunur,platon zamanında yaşamadığımıza göre böyle bir okul kurulabilir mi (var mı)

bu başlığa pek cevap geleceğini sanmıyorum ama açtım işte..bakalım ne çıkacak,katkısı olan arkadaşlara şimdiden teşekkürler..

Genişletmek için tıkla ...

Umduğunu değil bulduğunu mu demeliyim o zaman;

pilgeluk; pilgelug; olug olug gan akayi-agayi;
pilgelug esendur; pilgi nedur sorusunun önce ehemmiyetle cevaplanmasi ilazumdur; pilge nedur sorusunun sonrasında cevaplanmasi ilazumdur;

--

Bilgelik durumdur, Ama kişiye göre/özneye göre olduğunda subjektif olarak kendisinden daha fazla, daha çok ya da daha yoğun bilgi taşıyan/barındıran öznedir, Bu özne ona göre bilgedir; Oysa bilgelik; bilmiş-ermiş-erişmiş yani hayatın gerçeklerine, diğerlerinden daha fazla ve daha soyut vakıf ve sahip olduğuna, eriştiğine inanılan düşünülen kişiyi tanımlar ya da belirtir; Bilgelik olmaz, ya da sonu olmaz bi çukurdur, Ya da içi dolmaz bi çukurdur;


--
Erdem gelişen bi şey, gelişen ve evrimleşen bi hayvan türü olsaydı örneğin; Evcil olarak ona sahip olmak ister miydik?
Erdem gelişen bi evcil hayvan türü müdür? Değildir tabi,

Erdem ruhun öğrenmesidir; Erdem düşüncelerin, fikirlerin öğrenmesi değildir, Erdem akıl yürütmeler, mantıklı sonuçlarla geliştirilmiş reçetelerle hayata tutunum değildir, Erdem kazınılır ve yok olmaz; Hayat ve bilgilik/belgelik sıfırlansa bile, Hayat yitimle hayat son bulsa ve yeniden başlasa bile- yeniden doğumla- erdem sürer ve devam eder, Erdem ruha tortulanmış-biriktirilmiş-eriştirilmiş kazanımlardır; Ruha sindirilmiş bilgi besini, kazanımı, edimi-edinimidir erdem;


--
okul dünya; iletişim ve erişim sonsuz; sonsuz iletişim ve erişim imkanı var, çok olasılıklı düşünmeler, çoklu kişşilerle çoklu yazışmalar ve iletişim; forumlar; Gruplar kurulmak isteniyorsa ve grup temelleri ve dinamikleri ile ışık ve titreşim yükseltilmek isteniyorsa, amaç bu mu? Bi öğretici mi aranıyor? Bi bilge mi aranıyor? Bi bilge var da, bilgisini dağıtacağı okul-ekol mü arıyor?

Birilerinin bu bilgi okulu deyip bi tabela astığını düşünelim; Buradan mı başlayalım; Katılımcılarla etkileşim-iletişim doğru orantılıdır, Çok fazla çatışma ve uzlaşmasız bilgi var; Tanrı bilirliği-tanırlığı uzlaşmasızlığı; toplumsal kabullenmeler-beklentiler ve kamplaşmalar- karşıtlıklar fazla ve yüskek, Temel dinamikleri oturtmak-uzlaşmak ve uzlaştırmak çok zor, Kendisine inanılan güvenilen-dostlar kazanmış ve çevre yapmış bi öğretici bile tüm bu dengeleri koordine etmeli;

İnsanların inançlarına inanmalı değiller insanlar birbirlerini sevmeleri için;
İnsanların inançlarını sevmeli ve kabullenmeli değiller insanlar birbirlerini sevmeleri ve kenetlenmeleri için; anlamaları için;
Darmadağın dağılmış bi insanlık; bi yerde bi araya gelip bulduklarını birleştirmeli;
Dağılmış bi odak noktasından dağılmış bi ışığı düşünün sonsuz dağılıyor ve ayrışıyor;
Ya da bi ormana; bi kaçkını aramak için dağılmış bi insanlığı düşünün;
Zor bi kayaya geldik, bi yamaca geldik, bakınacak çok yer var, her birimiz dağıldık, öyle bi dağıldık ki sorma Platon da toplayamaz; Toplancağımız yeri unuttuk; Ufkumuz ötesinde - toplanma yeri-birleşme yeri- birlik-dirlik- Herkes kendi inancının doğrulandığı-yeşertildiği-yetiştirildiği okullar kurmak istiyor; Kimse gerçek bilginin önyargısızca-koşulsuzca peşinde koşacak-gidecek bi okul kurmak istemiyor, Herkes yağmalar bunu, Yağmacılara yağma gerek; Kıtlıkta, bazşıboşlukta-dirliksizlikte, bu talan da bilgi süpermarketi gibi olur bu? Platon gibi bi odaklayıcı diyelim, büyük bir mercek yaptı-tuttu bilincimize ve tüm ışığı odakladı; Odaklanmış ışık yakar tek noktaya dağılırsa;

Biz ne istiyoruz? Biz aslında ne istiyoruz; Kendi temelsiz inançlarımıza dayanak-tutanak-direk-direngi istiyoruz; yıkılmasın; Şu duvara bi el at kardeşim, Usta olmaz bu duvarı yama- yıkmayalım, Yerine yenisini yapmayalım; Üzerimize çökmez bu;

donkişot' Alıntı:

Herhangi bir hayat felsefem yok dostum olsa emin ol yazardım Tolstoyun ;Sadelik , iyilik ve doğruluk olmayan yerde büyüklük yoktur. sözü düsturumdur/şiarımdır diyebilirim ama

Genişletmek için tıkla ...

aslında sadelik,iyilik ve doğruluk bunlar bana göre birer erdem..bunların olmadığı yerde ne büyüklük ne de bilgelik bulunmaz..bilgelik yolunda ilk adımdaki anahtar kelimeleri kendine şiar edinmişsin dostum diyerek bende bilge bir laf etmiş olayım

sanalmanik' Alıntı:

Bilgelik

Bilgelik durumdur, Ama kişiye göre/özneye göre olduğunda subjektif olarak kendisinden daha fazla, daha çok ya da daha yoğun bilgi taşıyan/barındıran öznedir, Bu özne ona göre bilgedir; Oysa bilgelik; bilmiş-ermiş-erişmiş yani hayatın gerçeklerine, diğerlerinden daha fazla ve daha soyut vakıf ve sahip olduğuna, eriştiğine inanılan düşünülen kişiyi tanımlar ya da belirtir; Bilgelik olmaz, ya da sonu olmaz bi çukurdur, Ya da içi dolmaz bi çukurdur;

Erdem

Erdem ruhun öğrenmesidir; Erdem düşüncelerin, fikirlerin öğrenmesi değildir, Erdem akıl yürütmeler, mantıklı sonuçlarla geliştirilmiş reçetelerle hayata tutunum değildir, Erdem kazınılır ve yok olmaz; Hayat ve bilgilik/belgelik sıfırlansa bile, Hayat yitimle hayat son bulsa ve yeniden başlasa bile- yeniden doğumla- erdem sürer ve devam eder, Erdem ruha tortulanmış-biriktirilmiş-eriştirilmiş kazanımlardır; Ruha sindirilmiş bilgi besini, kazanımı, edimi-edinimidir erdem;

Genişletmek için tıkla ...

belki tam tanımı değildir ama aradığım cevaplardan biri buydu;bilgelik sonu olmayan ve içi dolmaz bir çukur..felsefe ile tanışmadan önce ben de arif-i billah denilen kişileri her şeyi bilir görür zannederdim..ne boş şeylerle uğraşmışım..

ve erdem Ruha sindirilmiş bilgi besini bu ne güzel bir teşbih..teşekkür ederim sanalmanik

Nejdet Evren' Alıntı:

her şeyden önce bir düşünce/ide geliştirmeden önce olanı anlama çabası. daha sonra değerlendirme ve bir karara ulaşma çabası.en son olarak da yeniyi/seçeneği üreterek -düşünsel ve eylemsel- değiştirme/dönüştürmedir...ancak her hal ve şartta haksız olarak değerlendirdiğim hangi olgu olursa olsun ona karşı bir duruş geliştirebilme...tüm bunlar felsefe sayılırsa...

Genişletmek için tıkla ...

bu başlığı açarken ki düşüncelerime tercüman oldunuz bir yerde..evet bende iki senedir bu forumdan sizlerden öğrendiklerimi eski bilgilerimin üstüne ekledim,kimini hepten sildim kimini revize ettim..bildiklerimin bilmediklerim yanında denizde bir katre olduğunun farkına vardım en azından..meşhur sözdür;bildiğim tek şey varsa oda hiç bir şey bilmediğimdir gibi bir yerdeyim..şu var ki o katre bile bin yarama merhem oldu..yakın zamanda bir arkadaşla tanıştım;kendisiyle bir oyun oynuyorduk..o bana bir şey öğretiyorsa bende ona bir şey öğretmek zorundaydım..bu oyunun adını da öğreti kardeşliği koyduk..bu forumda ki her üye benim öğreti kardeşimdir..

Teşekkür ederim Nejdet bey..

insan hangi yaşta olursa olsun, hem öğrenci ve hem de öğretmen olabilmelidir; bu bağlamda yaklaşımlarınızı önemseyerek izliyorum..sizin gibi ben de her katılımcıdan öğreneceklerimi almaya çalışıyorum. ben de size teşekkür ediyorum.

sanalmanik' Alıntı:

Bilgelik olmaz, ya da sonu olmaz bi çukurdur, Ya da içi dolmaz bi çukurdur;

Genişletmek için tıkla ...

Yanlış, esik, kaba-saba ve hızlıca tanımlaşımı/belirtimişim;

Yani bi meyve gibi olgunlaşmak ve tam bi olgunluk-dolgunluk ve doygunluk, her şeyi bilme ve artık tamam "olma" noktası; değildir; Olunur evet daha önceki beklentilere göre; toplumsal bilgi -algı ölçütlerine göre daha iyi olunur yani öğreni ile bilgi artırılabilir ya da ruh geliştirilebilir ve olgunlaştırılabilir, bilgeleştirilebilir;
Bilgelik/bilgi kuyusunda/kabında hep alacak yer vardır; dolmaz
Ya da bilgelik/bilgi/öğrenme sonu olmayan bi yolculuktur; Bi sona- bi dibe gidilip orada her şey görülüp bilinmez;

Kişilerin bi aydınlanma ve artık her şeyi görme-bilme, hatta belki de yapabilme, kusursuz-mutlak bi mutluluğa erişme gibi beklentileri var;
Öğrenme sonsuz bi yolculuktur;
Bi son durak ve son aramayı vurguladım ben;

Burada mistik-metafizik-tasavvuf çağrışımlı yorumlamlarda kendini bilmek, kendini idrak etmek olarak belirtilen bi bilme-olma hali ya da durağı bi adım-basamak belki vurgulanır;
Bunu oluşturan şeyde muhtemelen kişinin düşünsel çalışmalar ve yoğunlaşmalarla zihinsel olarak gerçekten geliştiğini, daha öncekinden farklı ve yüksek varlıksal ve kendinlik kavrayış ve bilişlerinie zihinsel olarak eriştiğini -gerçekten- görmesi ve hissetmesidir;

Aydınlanma, olma ya da bilgelik he biri ve hepsi bilgiden gelir, Kişinin bu yönde arayışları varsa yapması a da odaklanması gereken öncelikle bilgi kazanmak ya da bilgisini artrımak olmalıdır;

--

sanalmanik' Alıntı:

Erdem ruhun öğrenmesidir; Ruha sindirilmiş bilgi besini, kazanımı, edinimidir erdem;

Genişletmek için tıkla ...

Ruha damıtılmış-eriştirilmiş öğrenme, kazanım, yeti; Artık ruha bitiştirilmiş ve katıştırılmış olduğu olacağı için uçmayacak ve buharlaşmayacaktır; Artmadır, Bunu vurguladım, Tutum-zihinsel tutumlar erdem değildir örneğin, Bi erdem gölgesidir;

O an tanımlarken bende önce bunları vurgulama çağrışımları oluştu, Bunlar erdemi tanımlamasa da, tam olarak ve gerçekten tanımlamasa da- ifade etmese de; böyle belirtmek istedim, içimden böyle geldi-aktı, Diğer anlatımları her yerde var;

sakal' Alıntı:

b.felsefe ile tanışmadan önce ben de arif-i billah denilen kişileri her şeyi bilir görür zannederdim..ne boş şeylerle uğraşmışım..

Genişletmek için tıkla ...

Her şeyi bilmek;

Her şeyi bilmekten ziyade, aklın sınırsızlığını ve zihnin bilgiye erişiminin kısıtsızlığını vurgulayan düşünceler ve anlayışlar vardır;

Yorumlamalarda akıl-us sonsuzdur, yetisi sonsuzdur ve akıl tüm soruları yanıtlayabilir ve cevaplayabilir, zihin her şey içerir ve isteyen herkes tüm yanıtlara erişebilir benzeri yorumlamalar vardır; Bir her şeyi bilmek aranıyorsa o budur belki; Belki de kişi, geçmişte ya da şimdilerde bi yerlerde, bunu diğerlerinden daha iyi yapan biri ile karşılaşmıştır;

Her şeyi bilmek; fiziksel dünyaya-fiziksel varoluşa-fiziksel evrene ilişkin olduğunda; kişi kendini bi bilgi yığını-kütüphanesi ya da endeksi gbi mi düşünüyor;

Soyut kavrayış ve biliş, soyut ve düşünsel kavrama ve bilme içinde belki de hepimiz her şeyi biliyoruz-bilme içindeyiz;

Çocuk sahibi olmak gibi bu bilgi sahibi olmak; yanlış bi kalıp; Sahip olmayı seviyoruz bizler, Diğerlerinden yalıtılmış-benimsenmiş olarak bi şeylere sahip olmalıyız ve o bizim olmalı;

Herkes kendi zihninde, varlıktan bölünmüş olrak özerk/kendi bireysel kütüphanesnde indekslenmiş search edilebilir google database i gibi bi evren ya da oluş database i mi arıyor; Tüm varoluşu hafızasına sığdırmak ya da sokmak mı istiyor? Bu mu bilmek-anlamak; bilmek ne ama? Bilgi özgürdür, erişilir ve kullanılır; Her yerdedir; Öğrenme-gelişme-ruha katma anlamındaki bilgide bilginin artık fiziksel tezahürleri-biçimleri-anlamları olur mu bi düşünelim isterseniz;

Açık olarak; her şeyin bilindiği görüldüğü yer ya da her şeyi bilen gören-cevaplayan arayışındayız; Sonlanan basamaklar ve bitişler arıyoruz; Varlacak bi yer ve durak-sınak arıyoruz; Sonsuz bi yolculuğa çanta sırtlanmalı bilgi arayıcısı-yolcusu;

Bilgi ve bilmek tanımımız fiziksel varoluşa ilişkin, bilen tanımımız fizikselliğe vurgu yapıyor;

Varlığa ilişkin aşkın kavrayışı olduğunu ve tek bir felsefi ifadesi olmadığını- düşünsel ifade kaygısı olmayan ve bu nedenle düşünsel ifade beceresi yetisi geliştirmemiş olabileceğini- düşündüğümüz bi çiftçi olduğunu varsaylalım bi yerlerde, koyun yayıyor kırlarda; Sözcüklerle dizilmiş-bezenmiş hiç bir bilgisi yok; Nasıl erişeceksiniz onun bilgeliğine, Size anlatarak mı aktaracak; öğreterek mi;

Neyi, neye göre öğreneceğiz; Sözcük yığınlarından yapılmış bilgilerle akıl öğrenmez-gelişmez; Akıl-zihin gerçeğe açılarak öğrenmeye gelişmeye başlar; Kökler doygunsa-doygun hissediyor ve bilgi emmiyorsa-bilgi dilenmiyor aranmıyorsa bilgi ağacı yükselmez;
Meyve vermek mi istiyor ağaç, çiçek açmak mı? Özgür kuşlara konak olmak mı? Bilmek erişmişliğinden kendini kedine ispatlamak-kanıtlamak doygunluğumu arıyor; NE arıyor ruh aslında, ne istiyor;

Ustalar, bilgeler, gurular arayabilir insan; Ama onu arayan insan ona özel bi yükseklik-yücelik neden biçimlendiriyor; Bana soruyorsanız, en bilgesi çobandır bu çağda bilge aranıyorsa, öğretmen-rehber aranıyorsa;

Hayat felsefesi;

Bilgi peşinden koşulan kovalanan, kovalanırken eğlenilen bi kelebek;
Bilge, kırdaki neşeli, umursamaz, gerçeklikle bloke olmamış- koşan eğlenen çocuk;

Bizim, bilgelik, mutluluk, bilgi diye aradığımız şey, dış dünya gerçekleriyle, güvenlik hissiyle, korkuyla ve kaygıyla bloke olmamış o çocuğun hali; doğal olarak -sorgulamasız-yargılamasızca- öğrenen o hal;

Onu geri istiyoruz;

Korkmuşuz, korkutulmuşuz; korkularla-kaygılarla boğuşuyoruz ve kendimiz ve diğerleri için güvenlik endişesi duyuyoruz; Yardım etmek istiyoruz ya da insanları seviyoruz- sevdiğimizi düşünüyoruz;

Hiç bir bilge bize bunu verebilir mi? - Hiç bir okul bunu öğretebilir mi?

Hayat Felsefesi;

Dünyada güvende hisseden o şey, Onu geri istiyoruz; Neredeyse tüm gerçeğimiz bu, GÜvenlik hissetmiyoruz, GÜvende hissetmiyoruz; Korunma arayışındayız; VE bilgi korur mu? korur;

İsterseniz bunu tartışalım;

Ruhsal saflık ya da bilgi arayışını temelleyen güdüleyen şeyin ilgi ve merak - öğrenme isteği mi, yoksa güvenlik ve korunma-güçlenme, güçlü hissetme dürtüsümü olduğunu?

Hakikatin ve hakiki düşüncenin cereyan edeceği tek mekan ütüsüz yeşil örtüdür,doğadır!

Başka bi başlığa yazacağım mesajı buraya yazmış-silmiş bulundum,
Bu da bende boşluğu doldurma dürtüsü uyandırdı,
Boşluğa borçluluk;
Boşluğun boş durmasını sevmeyenlerdenim;
Ya da her yerde görülmek istiyorum,
Beni görün, heey, her yerde beni görün, tanıyın, sevin, dikkat çekmeye ve gözünüze girmeye çabalıyorum;
İşte bu benim hayat felsefem;

İlk mesaja yeniden baktım-gözden kaçırdığım bi şey olabilir mi diye; NE yazdıklarıma tekrar bakmadım inanın;
Keşke her yere söylenebileceklerin en doğrularını yazabilesek ama bunun amaları uzun;
Mesajımın binlerce mesaj içinde erimesi-karşıtlanması, hadi ordanlanmasıfelan gerekirdi;
Burada bi etkinlik-etki-tepki, iletişim yok gibi ya da katılım ağı;
BEnce bu alana değer veriliyor ve giriliyorsa belki buna bi tık atılmalı;
Kendi kendime konuşuyor gibi hissediyorum burada;

Her neyse Rıfat Ilgaz'dan bilsem ki -

sakal' Alıntı:

bu başlığı açarken ki düşüncelerime tercüman oldunuz bir yerde..evet bende iki senedir bu forumdan sizlerden öğrendiklerimi eski bilgilerimin üstüne ekledim,kimini hepten sildim kimini revize ettim..bildiklerimin bilmediklerim yanında denizde bir katre olduğunun farkına vardım en azından..meşhur sözdür;bildiğim tek şey varsa oda hiç bir şey bilmediğimdir gibi bir yerdeyim..şu var ki o katre bile bin yarama merhem oldu..yakın zamanda bir arkadaşla tanıştım;kendisiyle bir oyun oynuyorduk..o bana bir şey öğretiyorsa bende ona bir şey öğretmek zorundaydım..bu oyunun adını da öğreti kardeşliği koyduk..bu forumda ki her üye benim öğreti kardeşimdir..

Teşekkür ederim Nejdet bey..

Genişletmek için tıkla ...

Bu duygulu sözlerden sonra formu terk etmiş olman da ayrı bir ironi Biliyorum iş, güç derdi v.s.

Hayat felsefem çocukluğumdan beri evrenin sırlarını çözmek üzerine olmuştur. Astronot veya uzay araştırmaları üzerine çalışma hayallerim vardı fakat olmadı. Araştırmak, gizlide olanı bilmek ve görünenle yetinmemek diyelim kısaca tabii zaman yetmiyor, doğru kaynak bulmak zor oluyor fakat yine de hayatımı bu yönde yürütmeye çalışıyorum. Tek korkum bu kadar araştırma sonrası bir uzaylı tarafından kaçırılmamdır.

Ara sıra gelirsin inşallah, selamlar...

Konu kaldığı yerden devam edebilir.