Bir Hakimin Suçlu Birini Yargılaması Ne Kadar Doğru Birşey?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Euhemeros tarafından oluşturulan Bir Hakimin Suçlu Birini Yargılaması Ne Kadar Doğru Birşey? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,048 kez görüntülenmiş, 6 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Bir Hakimin Suçlu Birini Yargılaması Ne Kadar Doğru Birşey?
Konbuyu başlatan Euhemeros
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Euhemeros

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Şub 2010
Mesajlar
199
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
82
Azılı bir seri katil ile kanser hastası bir yakını için banka soyan bir insan hakim karşısında yaptığı konuşmalarda anlatmak istedikleri şey kendilerini mecbur hissetmeleri mi? Yoksa yalnızca canları istedikleri için mi bu işleri yapmalarıdır?

Bir seri katil tıpkı bir afyondan alınan zevk gibi insan öldürmekten zevk alır ve rahatladığını düşünür. Yakını için banka soyan birisi ise yakınını kaybetmeyi göze alamayacağı için böyle bir işe kalkışır. Temelde ikisinin de suç işlediği ortada. Peki bir hakim nasıl olur da kendini onların efendisi sayıp, onlar hakkında yorumda bulunur. Ve yaptıkları şeyler yüzünden onlara ceza verme gücünü kendinde benimser?

Eğer hakim böyle bir işi yapabilecek birisi ise herkes hakkında istediği her yorumda bulunamaz mı? Ya da suçluların yaptıklarının suç olduğunu bildiği ve normal şartlarda yapmayacağı şeyleri yaptıkları için ceza yükümün de bulunur. Acaba hakim canı istediğinde bir bardak suyu insana çevirebiliyor mu?

Hakimin böyle yükümlerde bulunmasına izin veren bir şeyin kabullenmesi ne kadar doğru? Ve neden birine böyle bir görev verme gücünü bulan devlet nasıl olur da bizlerin istemeden de olsa yapmak zorunda kaldığımız şeyleri bilhassa devletin kendi yaptıklarından dolayı bireyleri bu olaylara itmesi sonucunda onları tıpkı bir kovadaki kum taneleri gibi etrafa saça saça yoluna devam etmesi ne kadar doğru birşey? Eğer birey toplumun yapı taşı ise neden kendi hakkındaki bu yorumlara ve yükümlere, kendinden farkı olmayan insanlar tarafından uymak zorunda kalıyor. Bir çocuğun oyuncağıyla oynarmışcasına insanların hayatlarıyla oynanıyor? Eğer düzen böyle sağlanılacaksa neden kötü olayların oluşmasına zemin sağlanıyor? Ya da bu zeminlerin neden var olmasına izin veriyor? Devletin halkın üzerinden çıkar sağladığı kesin. Fakat halk buna mecburiyetten mi uyuyor? Yoksa suç işleyen insanlar gibi bunları kendinde yapmak zorunda mı hissediyor? Bu bir sürü psikolojisi mi? Yoksa bireyin doğumundan itibaren bunların beyinlerine kazınmasından mı kaynaklanıyor?

Hakimler hakkındaki sorulara geri dönecek olursak;
Hakimlerin uyması gereken kurallar olduğu herkesçe biliniyor. Peki ya hakimler diğer insanlar hakkında yüküm verebiliyor da kendi hakkında neden bir yüküm veremiyor? Eğer diğer insanlardan farklı bir durum oluşuyorsa neden kendini diğer insanların yerine koymadan karar veriyor? Peki kendisi o insanların yerinde olsa vereceği cezaları tekrarlayabilir miydi?

Böyle bir paradoks oluşturmak ve bunun içine birbirimizi atmak ne kadar doğru? İnsanların bunları bile bile ve isteyerek yapmasında neden bir koyun psikolojisi ön plana çıkıyor? Neden dünyamızı bir helikopter pisti ya da bir koyun çiftliği gibi görmek zorundayız? Neden diğer gerçeklere ulaşmak istemiyoruz?

Ve son olarak;
Yaşanmış bunca olaydan sonra ve sorulmuş bunca sorudan sonra ne kadar güvenebiliriz adalete ve adaletin varlığına?
 

tribalistic

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
90
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konu başlığı forumda eskimiş gibi görünse de benimde çok ilgimi çeken bir konudur.Neden leri sıralamış bulunduğunu ve çok doğru tespitler yapmış olduğunu gördüm.Fakat ortada bir sorun var ; bütün bu sistemi eleştirirken bunların yerine neyin konulabileceğidir.Yani ''yargı'' , ''yargılama'' , ''suç'' , ''ceza'' v.b.. gibi kavramların derin bir hukuksal ve felsefi analizi gereklidir.Hakim in bir olay karşısında O AN ve O DUYGUDURUM a dönmesi ne kadar olanaklıdır? Ayrıca bir hakimin ukadar çeşitli hayat tarzı, bu kadar farklı sosyoekonomik tabakalara mensup insanlar , bu kadar farklı psikolojiler ve en nihayetinde bu kadar farklı suç tipine münhasır olması MÜMKÜN MÜDÜR?Örneğin bir Ağır Ceza Mahkemesi hakimi cinayetten dolandırıcılığa; tecavüzden gaspa,zimmete,nitelikli yaralama,yağma,uyuşturucu gibi suçlara kadar çok çeşitli alanlarda iş görür.Bu suçları işleyenlerin hepsinin ''o an'' ki durumuna inmek kolay bişeymidir veya inilemiyorsa nasıl bir ceza uygulanmalıdır?
Olayın felsefi tarafı da var. En başta HAK nedir? Haklar alınır mı verilir mi? Varolan bir insanın neye hakkı vardır , neye hakkı yoktur?Topluluk halinde yaşamanın tek koşulumudur adalet? Neye hakkımızın olup olmadığını belirleyen sınırları oluşturma yetkisi kimdedir?
Düşünmeyi bırak, imzanda da belirttiğin gibi açlık ve toklukla kafa yoran/yormaya zorlanan/terkedilen bunca insanın burdaki kadar sorgulamacı olması beklenebilirmi?
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
İlk önce şuradan başlayalım senin devlet dediğin kim ? o da halk değil mi ya da devletle kastettiğin eğer bir krallık ise o zaman hakimlere de bu hakkı krallar verir. Yok şimdiki devlet anlayışından bahsediyorsan o zaman da şu var ; devlet zaten halk demek ve hakime hüküm verme yetkisini devlet veriyor yani halk . Dolayısıyla halk kendi hakkında bir karar alınmasını yine kendinden birine kendi eliyle veriyor. Bence burası oldukça basit. Daha sonra ikinci kısma geçelim azılı katilin işlediği suç ile hasta yakınını kıurtarmak için suç işleyen arasındaki farkı akıl ile çözmemiz gerekiyor . Bizi diğer canlılardan üstün kılan tarafla . Niyet meselesi .Daha sonra bu bir paradoks değil ama sen kendince bunun bir paradoks olduğuna karar verip yazdıklarının adaleti etkilediğini düşünerek sonucun çıkmaz olduğunu söylüyorsun ki kesinlikle öyle değil benim fikirlerime göre . Yani bir seri katil ile mecbur olduğu için soygun yapan biri arasındaki farkı zaten hakim olmaya gerek yok bulabilirsin.
Bence bunun yerine -adaletin ana teması açık saçıkken- ülkelerdeki uygulamalara kafanı yorarsan daha faydalı olur derim.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Konu benim ilgimi pek çekmedi ama bir bölümü yorum yapmama sebep oldu. Kanser yakını için para çalan kimse çok mu masum? Örneğin A'nın karısı kanser para çalmaktansa kredi çekti ve karısı kanser olan B ise A'nın bankadan çektiği parayı çaldı. B'nin bencilliği A'nın karısının ölümüne ve asla kullanamadığı parayı ödemek zorunda kalmasına sebebiyet verdi. B çok mu masummuş?!
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Burada doğruluğu tartışılan suçlunun/suçun yargılanması mı, yoksa "bir hakimin" bu yargılamayı yapması mı anlayamadım?
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Burada doğruluğu tartışılan suçlunun/suçun yargılanması mı, yoksa "bir hakimin" bu yargılamayı yapması mı anlayamadım?

Anlaşılacak bir tarafı yok zaten. Anarşist bir yapılanma ve kaos ortamının yaratılması için varolan düzeni sorgulayarak düzenin yıkılmasını sağlamak.
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Konu kaldığı yerden devam edebilir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst