Beyin Ile Zihin Farki/Iliskisi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Makaleler kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Beyin Ile Zihin Farki\/Iliskisi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,383 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Makaleler
Konu Başlığı Beyin Ile Zihin Farki\/Iliskisi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Beyin ile zihin iliskisi ve birinin digerinden farki metafizigin varliksal/ontolojik felsefelerinin indirgemeci, determinist monist/dualist "birini otekine tercih eden/birini digeri bunyesinde yok eden" sartlanmis cagdisi yanasimi ile algilanmaz.

Herseyden once bu iki kavramin ne oldugunu ve birinin digerinden farkini algilamak icin; ikisi arasindaki farki algilamak ve farkina varmakgerekir.

Beyin, bir complex dinamik sistemdir. Iste bu complex ve dinamik sistemin her turlu soyutlama, soyut degerlendirme, soyut degerleme ve soyut temeli; zihin denen merkezden gelir.

Basta zihnin beyinden bagimsiz olmadigini ve ondan ayruilamayacagini zaten zihnin tanimi ortaya koyar.

Zihin, beyni kkullanarak kendini algilayan/algilatandir.

Zihnin bu taniminin yaninda bir de beyin temelli islevi vardir, o da;

Zihin sadece beyni kullanmak ile kalmaz, beyni degistirirde.

Iste bir kisinin yasam suresince, algi bilgi ve buna bagli olarak ideolojisi inanci izmive her turlu etik v.s. degerinin kaliciligi sorgulanmazligi ya da degisimini en guzel acikliyan da budur.

Yaani kisinin zihin olarak ideolojisi inanci izmi ve etik v.s. her turlu degeri degisime ugradikca, bu degisim beyni de degistirerek kisinin algisini bilgisini de degistirir.

Iste bu farkindaligin degisimine de bilinc degisimi ya da kazanimi denir.

Ayrica hafizada yer edenlerin kaliciligi ya da unutkanligi da bu algi ve bilgi temelindeki kullanim ve paylasimin onemi etkisi ve ilgisi temelinde degisime ugrar.

Iste bilimin bilissel temelinde, zihin farkina varmak ve zihin/beyin iliskisindeki zihnin kendine ozgu farkindaligini algilamak ve bilincinme varmak "zihnin beyni kullanarak kendini algilamasi" temelinde, kisinin bu farkindaliginin kendi beynine yonelmesini ve fark ettigi algiladigi zihnini, beyni uzerinde kullanarak beynini degistirebilmesini saglar.

Bir yerde bu "evrimci ve devrimci sorgulama" basliginda aciklanmistir.

http://www.felsefe.net/psikoloji/5201-evrimci-ve-devrimci-sorgulama.html

Kisaca bir kisinin zihninin farkindaligi, ancak kisinin "kendi beynini kullanarak algilamasi" ile mumkundur.

Bu algilama saglandiktan sonar da kisi zihnine hukmederek ideolojisini inancini izmini etik v.s. degerlerini sorgulayabilir ve bir rahatsizlik, sorun yasarsa ya da zarar gorurse de bunlari ya degistirir, ya da kavram temelinde serbesdte erdirerek bunlara bagimliliktan kurtulur.

Iste bu temelde zihnin farkindaligi ve algilanmasi cok onemlidir.

Evet, evrimci sorgulama ile yani bilincaltinin yasadigi bir sorunun gordugu zararin ve rahatsizligin zorlamasi ile de bilincsiz olarakkisiler, ideoloji inanc izm ve de etik v.s. degerlerini ve algi ve bilgilerini degistirebilirler.

Yalniz burada beynin bu degisimi kisi tarafindan bilincli olarak saglanmadigindan, beyin bu degisime karsi mucadele eder ve belki de kisiyi "caydirarak" bu degisimden ali koyar, ya da degisim bilince cikmadan, geri tepebilir.

Evet her turlu degerlerimiz ile bugun beyni algilamamiz bilimsel olarak kacinilmazdir.

Onemli olan ise zihnin algilanmasi ve beyinden farkinin ortaya konulmasi ve beyin uzerindeki degisim etkisinin farkindaligi ve bilinci temelinde, kisinin beynine getirecegi degisim, yenilenim, gelisim, cagdasliktir.

Bu da kisi Adina yeni bir algi yeni bir bilgi yeni bir deneyim/tecrube edinme ve herseye yeni bir bakis acisidir.

Hele birde bu bilisselligin kisi tarafindan ....e goresi belirlense, iste o zaman kisinin birey bilincinin varligi ve neyi neden ve nasil yapmak istediginin de kisininm farkindaliginda ve bilincinde gerceklesmesi ve de bunun kisice algi ve bilgi ve de deneyim/tecrube temelinde dile getirilebilmesi kacinilmazdir.

Kisaca kisi kendi zihnini algiladiginda beyninde yer etmis her turlu kavramsalbilgisini sorgulayabilir ve degistirebilir.

Yani hic bir sey dogumdan gelen bir kalicilik dogal mutlak bir soyut ya da somut kadercilik, teslimiyet ve caresizlik icermez.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Soyutlamak eylemini "soyutlama ve soyutculuk" farki olarak cok iyi algilamak gerekir.

Soyutlamak, bilimin ana eylemlerinden biriyken, soyutculuk tam da bilimdisi olan akilciligin inanc ve ideolojileridir. Genelde metafizik yani varliksal karakterdedir. Etigi/estetigi de icerir.

Bir nesnenin herhangi bir özelliğini diğerlerinden ayırarak tek başına ele alan ansal işlem felsefede soyutlama olarak adlandırılır.Bir bilgi yöntemi olarak, soyutlamayı insan zihni yapar. Ancak diyalektik soyutlama anlayışı ile idealist soyutlama anlayışı birbirine tamamen zıtlık gösterir.

Gerçekte soyutlama, bilme sürecinde zorunlu bir yöntemdir. İdealizme düşmeksizin gerçekleştirilen soyutlama, bilimsel soyutlamadır.Kavramlar, soyutlamalarla elde edilirler. Ama nesnel gerçeklerle denenir ve doğrulanırlar. Soyut kavram ve düşüncelerin hakikiliklerinin ölçütü insansal pratiktir. Soyutlamada aşırılığa varmaya ya da soyutlamaları kötüye kullanmaya soyutçuluk denir.

Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır.Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dilbilim, sinirbilim (neuroscience), yapay zekâ, dilbilim, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst