Beni Değil,Bana Tecavüz Edenleri Cezalandırın!

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde faust tarafından oluşturulan Beni Değil,Bana Tecavüz Edenleri Cezalandırın! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,692 kez görüntülenmiş, 59 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Beni Değil,Bana Tecavüz Edenleri Cezalandırın!
Konbuyu başlatan faust
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
İslam'da recm ile ilgili herhangi bir ayet bilmiyorum. Sanırım İslam teorisinde böyle bir cezalandırma söz konusu değil.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Recm, zina fiilini işleyen evli erkek veya kadınlara uygulanan şeriat cezası.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
İslam hukuku'nda recm, taşlama fiilinin karşılığı olarak kullanılmıştır. Recm kelimesi, bu yüzden, hemen hemen tüm dillerde, taşlama kelimesinin karşılığı olarak kullanılmasının yanında, Osmanlıca'ya da hukuk terimi olarak "zina yapan kadın veya erkeğin taşlanarak öldürülmesi" anlamında geçmiştir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Aslinda bu bir yerde bir yorumlama. Soyle aciklaniyor.

Nur 2 : Zina eden kadın ve zina eden erkeğin ciltlerine yüz vuruş vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

Ayette zinanın cezası yüz celde olarak geçer. Arapça’da “ celde ” kelimesi deriyi incitecek bir değnek manasındadır. Bu ceza için Arapça’da “asa, minsee” (sopa, değnek) kelimelerinin geçmemesi, ayette bir grubun bu cezaya şahitlik etmesinin istenmesi, suçlunun canını acıtmaktan çok toplum önünde teşhir edilerek cezalandırıl-masının hedeflendiğini gösterir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Buradaki bir algi hatasi da tecavuz konusu. Cunku islamda tecavuz diye adlandirilan bir kavram, dusunce ve davranis algisi yok. Ustelik zina olarak tecavuzde sanki suclu tecavuze ugrayanlis gibi algilaniyor.

Sonucta zinada kadin kendi istemi ile baska bir erkekle birlikte bulunabilir, ama tecavuz de kadin tamamen sucsuz oldugu halde, sanki cinsel iliskiyi kendi istemis gibi degerlendirilir.

Halbuki tecavuz evrensel hukukta bir suctur ve suclu olan tecavuze ugrayan degil; tecavuz edendir. Ayrica, tecavuzun evrensel hukukta suc olmasi; cinsel iliskideki taraflardan birinin cocuk olmasi, ya da yetiskin ise zorla cinsi munasebete maruz kalmasidir.

Bu acidan, tecavuze ugrayanin bir sucu yoktur ve tecavuz eden ise hak ihlali sucu islemistir. Hele bu suc cocugun uzerine ise pedofili olarak algilanir.

Yani kadin ya da cocuk tecavuzde suclanmak yerine, aksine korunmali ve psikolojik olarak destek ve yardim almalidir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Aynı surenin 9. ayetine kadar belirli şartlar ifade edilmiş. Evet bir dayak cezası var; ancak taşlama gibi bir ceza yok.
 
F

faust

Ziyaretçi
Bunu sorgulayacak zeka nerede,istismar söz konusu ve hala bu istismarı birilerinin üstüne yıkabiliyorlar,beril rumuzlu vatandaş beni kınıyormuş,açıklasın o zaman haklı boyutunu ikna etsin!
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Aynı surenin 9. ayetine kadar belirli şartlar ifade edilmiş. Evet bir dayak cezası var; ancak taşlama gibi bir ceza yok.

Seytan taslamak ne demek? Ya da vurmak olarak ve bunu toplum onunde yapma adina, ne ile vurulacaginin yani tas, ya da sopanin ne onemi var? Sonucta bir alet kullaniliyor, bu ha tas olmus, ha sopa, ha baska bir sey. Bu neyi degistirir. Sonucta recm goren oldurulmuyor mu? Amac zarar vermek degil mi?, amac iskence etmek degil mi? amac inanilan bir seyi uygulamak degil mi?
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Seytan taslamak ne demek? Ya da vurmak olarak ve bunu toplum onunde yapma adina, ne ile vurulacaginin yani tas, ya da sopanin ne onemi var? Sonucta bir alet kullaniliyor, bu ha tas olmus, ha sopa, ha baska bir sey. Bu neyi degistirir. Sonucta recm goren oldurulmuyor mu? Amac zarar vermek degil mi?, amac iskence etmek degil mi? amac inanilan bir seyi uygulamak degil mi?

Burada bahsettiğim şey bu cezaların makbul olduğu değil. Recm cezası yok, o halde geri kalan cezalar insancıldır demiyorum. O yüzyılda dünya üzerindeki cezalar aşağı yukarı bu ayardadır. O zamanlar dünyada bizim bugün algıladığımız anlamda insan olmak gibi bir anlayış yoktur. Dünyanın bir kısmı insan haklarını sonuna kadar yaşarken, bir başka kısmında insanlara bu tarz cezalar veriliyor değildir. Benim burda ulaşmaya çalıştığım "Kuran içerisinde recm cezası var mıdır?" sorusudur ki cevabı hayır yokturdur.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
bazı ulema bu yüz sopanın birbirine bağlanmış yüz adet değnek ile tek seferde vurulması olarak açıklama getirirler ve bir çok fetvalar vardır bu tartışma üzerinden..Amaç toplumun ve aile yapısının bozulmaması için alınan bir tedbirdir ve peygamber döneminde bu uygulamanın bir tek örneği yoktur..dört tane şahidin istenmesi de bu ağır cezanın uygulanmasının zorlaştırılması için şart konulmuştur..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Burada bahsettiğim şey bu cezaların makbul olduğu değil. Recm cezası yok, o halde geri kalan cezalar insancıldır demiyorum. O yüzyılda dünya üzerindeki cezalar aşağı yukarı bu ayardadır. O zamanlar dünyada bizim bugün algıladığımız anlamda insan olmak gibi bir anlayış yoktur. Dünyanın bir kısmı insan haklarını sonuna kadar yaşarken, bir başka kısmında insanlara bu tarz cezalar veriliyor değildir. Benim burda ulaşmaya çalıştığım "Kuran içerisinde recm cezası var mıdır?" sorusudur ki cevabı hayır yokturdur.[/QUOTE]

Ben bunu mesaj 25'te soyle acikladim.

Aslinda bu bir yerde bir yorumlama. Soyle aciklaniyor.

Nur 2 : Zina eden kadın ve zina eden erkeğin ciltlerine yüz vuruş vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

Ayette zinanın cezası yüz celde olarak geçer. Arapça’da “ celde ” kelimesi deriyi incitecek bir değnek manasındadır. Bu ceza için Arapça’da “asa, minsee” (sopa, değnek) kelimelerinin geçmemesi, ayette bir grubun bu cezaya şahitlik etmesinin istenmesi, suçlunun canını acıtmaktan çok toplum önünde teşhir edilerek cezalandırıl-masının hedeflendiğini gösterir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Aslinda tecavuz konusu evrensel hukukta suc olarak cok daha genistir, hem evlilik ici tecavuzu, hem de erkege tecavuzu (erkegin erkege degil, kadinin erkege) suc olarak kapsar ve cezayi ongorur. Cunku her turlu isteksiz zorlama cinsel birliktelik bir tecavuzdur. Bunu kadinin ya da erkegin uygulamasi fark etmez.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Burada bahsettiğim şey bu cezaların makbul olduğu değil. Recm cezası yok, o halde geri kalan cezalar insancıldır demiyorum. O yüzyılda dünya üzerindeki cezalar aşağı yukarı bu ayardadır. O zamanlar dünyada bizim bugün algıladığımız anlamda insan olmak gibi bir anlayış yoktur. Dünyanın bir kısmı insan haklarını sonuna kadar yaşarken, bir başka kısmında insanlara bu tarz cezalar veriliyor değildir. Benim burda ulaşmaya çalıştığım "Kuran içerisinde recm cezası var mıdır?" sorusudur ki cevabı hayır yokturdur.[/QUOTE]

Ben bunu mesaj 25'te soyle acikladim.

Aslinda bu bir yerde bir yorumlama. Soyle aciklaniyor.

Nur 2 : Zina eden kadın ve zina eden erkeğin ciltlerine yüz vuruş vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

Ayette zinanın cezası yüz celde olarak geçer. Arapça’da “ celde ” kelimesi deriyi incitecek bir değnek manasındadır. Bu ceza için Arapça’da “asa, minsee” (sopa, değnek) kelimelerinin geçmemesi, ayette bir grubun bu cezaya şahitlik etmesinin istenmesi, suçlunun canını acıtmaktan çok toplum önünde teşhir edilerek cezalandırıl-masının hedeflendiğini gösterir.

Recm cezasına bu ayetin yorumlanası sonucunda mı ulaşılıyor?
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Soyle bir sey sorayim. "Vurun Kahpeye" H.E.Adivar'in romani uc farkli donemde uc kere film haline getirilmistir.

Burada Aliye adli ogretmenin Kurtulus Savasi sirasinda, gericiler, yobazlar tarafindan koyun toplulugu kiskirtilarak koy meydaninda oldurulmesini konu alir.

Simdi burada vuranlar her turlu alet kullanmistir ve Aliyenin'de vucudunu gommemislerdir.

Bu uygulamanin adi nedir, recm midir. Linc midir?

Yada farki nedir?

Cunku kiskirtma gerekcesi zina ve o.r.s.uluktur. Yani koyun, erkegin namusu v.s.

Bu tip cezalandirma tore olarak ta vardir, ama sonucta kokeni inanca ve alisilagelmis sorgulanmaz degerlere dayanir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Ben de kendi okuduğum meallerde rastlamadım. Herhangi bir mealde varsa da oraya sokulduğu inancındayım. Konunun ilerlemesi açısından recm cezasınınn Kuran'da olmadığını, haliye recm konusu özelinden hareketle, sorunun ana kaynak olan Kuran'dan kaynaklanmadığını ifade etmeye çalışıyorum.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Recm tevratta var. Bu konuda baska bir soylenen de boyle bir ayetin oldugu fakat keci tarafindan yendigi.

Aişe (r.ah) nakleder: "Recm ve büyüklerin on defa süt emzirmesi (nin süt kardeşliği oluşturacağı) hususundaki ayetler benim yatağımın altında bulunan bir sayfa üzerinde yazılı idi. Peygamber vefat edince Peygamber'in vefatıyla meşgul olduk da keçi gelip onları yedi."

Dar-e Kutni, c.4, s.105, İbn-i Mâce, c.1, s.625

Anlasilan o ki recmin islama gecisi, yahudilerden kalma.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Ben de kendi okuduğum meallerde rastlamadım. Herhangi bir mealde varsa da oraya sokulduğu inancındayım. Konunun ilerlemesi açısından recm cezasınınn Kuran'da olmadığını, haliye recm konusu özelinden hareketle, sorunun ana kaynak olan Kuran'dan kaynaklanmadığını ifade etmeye çalışıyorum.

Sana uzun bir alinti veriyorum, bu konuda.

1. Recm (Taşlayarak Öldürme Cezası) İle İlgili Hükümler


1. Abdullah b. Ömer'den (r.a.): «Yahudiler Resûluîlah (s.a.v.)'e gelerek kendilerinden bir erkekle bir kadının zina ettiği*ni haber verdiler. Bunun üzerine Resûluîlah (s.a.v.) kendilerine: «Tevratta recm karşılığında, ceza olarak ne var?» diye so*runca: «Zina edenlere meydan dayağı atılarak onları rezil ederiz» dediler. Bunu işiten Abdullah b. Selam «Yalan söylüyorsunuz, Tevrat'ta recm cezası vardır» dedi. Hemen Tevratı getirip açtılar. Biri elini recm. âyeti üzerine koyarak, önünü ve sonunu okumağa başlayınca, Abdullah b. Selâm ona: «Elini kaldır» dedi. Elini kaldı*rınca, recm âyeti gözüktü, Bunun üzerine Yahudiler: «Doğru ya Muhammed, Tevratta recm âyeti vardır» dediklerinde, Resûluî*lah (s.a.v.) zina edenlerin recm edilmelerini emretti, recmolundular.[1]

Ibn Ömer (r.a.) der ki: Recm edilen adamı gördüm, atılan taş lardan korumak için kadının üzerine eğiliyordu.»[2]



2. Said b. Müseyyeb'den: Eşlem kabilesinden bir adam Ebû Bekir (r.a.)'e gelip: «(Kendi hakkında) bu rezil herif zina işledi» de*yince Ebû Bekir (r.a.): «Bunu benden başkasına söyledin mi» dedi. Adam da: «Hayır» deyince Ebû Bekir (r.a.): «Allah'a tevbe et ve onun örtüsü ile örtün. (Allah'la kendi aranda gizli kalan günah ve suçunu başkalarına ifşa etme). Çünkü Allah kullarının tevbesîni kabul eder.» dedi. Adamın vicdan kendisine rahat vermedi de, Ömer b. Hattab'a (r.a.) gelip Ebû Bekir (r.a.)'e söylediğini ona da söyledi. Ömer (r.a.) da Ebû Bekir (r.a.) gibi cevap verince, yine vic*danı kendisine rahat vermeyip Resûlullah (s.a.v.)'e geldi ve: «Bu hakir kul zina etti» dedi. Resûlullah (s.a.v.)'de (cevap vermeyerek) ondan üç defa yüzünü çevirdi, (adam her defasında Resûlullah (s.a.v.)'in yüzünü çevirdiği tarafa gelerek aynı şeyi tekrar ediyor), Resûlullah da her defasında ondan yüzünü çeviriyordu. Adam da*ha fazla İsrar edince Resûlullah (s.a.v.) evine haber gönderip: «Bu*nun bir hastalığı ini var, yoksa deli mi?» diye sordu. Onlar da: «Hayır aklı ve sağlığı yerindedir» dediler. Bunun üzerine Resûlul*lah (s.a.v.): «Bekâr mı, evli mi?» diye sordu. Onlar da: «Evli ya Resûlullah» dediklerinde, Resûlullah (s.a.v.) emir buyurdu, adam recmedildi.[3]



3. Said b. Müseyyeb'den: Bana şöyle rivayet edildi: Resûlullah (s.a.v.), Eşlem kabilesinden Hezzal ismindeki şahsa:

«Ey Hezzal! Sen elbisenle onu Örtseydin (bunu gizli tu t say*dın), senin için daha hayırlı olurdu.» buyurdu. [4](Hadisin sene*dinde bulunan) Yahya b. Said der ki: Bu hadisi, içerisinde Eşlem kabilesinden Hezzal oğlu Nuaym oğlu Yezid'in de bulunduğu bir meclisdo rivayet ettiğimde, Yezid:

Hezzal, benim dedemdir ve bu hadis de doğrudur dedi.[5]



4. îDn Şıhab şöyle rivayet etti: «Bir adam Peygamber Efendi*miz (s.av.)'in zamanında zina ettiğini itiraf etti ve kendi aleyhine dört defa şehadette bulundu. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) recmedilmesini emir buyurdu. Hüküm infaz edildi.»

îbn Şihab: «işte bu sebeple kişi kendi aleyhindeki itirafından sorumlu tutulur.» dedi,[6]



5. Abdullah b. Ebî Müleyke'den: Hamile bir kadın Resûlullah (s.a.v.)'e gelerek zina yaptığını itiraf etti. Resûîulîah (s.a.v.):

«— Doğum yapıncaya kadar git» buyurdu. Kadın doğum yapıp Resûlullah (s.a.v.)'a gelince:

«— Git (sütten kesinceye kadar) çocuğu emzir» buyurdu. Kadın da çocuğu sütten kesip yine Resûlullah (s.a.v.)'a gelince: «— Git çocuğu bakıp gözetecek birinin yanına bırak»

dedi. Kadın çocuğu birinin yanma bırakıp gelince, Resûlullah rec-medilmcsine hüküm verdi, kadın da taşlanarak öldürüldü.[7]



6. Ebû Hüreyre ve Zeyd b. Halid el-Cühenî rivayet ettiler: İki adam davalarını Resûlullah (s.a.v.)'a arzettiler. Onlardan biri:

«—Ya Resûlullah aramızda Allah'ın kitabıyla hükmet,» dedi. Ondan daha anlayışlı olan diğeri:

«— Evet ya Resûlallah! Aramızda Allah'ın kitabıyla hükmet ve konuşmam için bana müsaade buyur» dedi. Resûlullah (s.a.v.):

«— Konuş» deyince, adam şunları anlattı:

«— Oğlum bunun yanında işçi (=asîO idi. Karısıyla zina etti. Bu hasmım oğlumun cezasının taşlanarak öldürülme olduğunu bana haber verince, ben yüz koyun ve bir cariye vererek oğlumu kurtardım. Sonra bunu bilenlere sordum. Onlar: Oğlunun cezası yüz kırbaçla bir yıl sürgündür. Bu adamın karısının cezası da reemdir diye fetva verdiler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v):

«— Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah'a yemin ede*rim ki, aranızda elbette Allah'ın kitabiyle hükmedeceğim:[8] Cariyenle koyunların sana iade olunacak, oğluna da yüz kırbaçla bir yıl sürgün cezası verilecektir» buyurdu. Oğluna yüz kırbaçla bir yıl sürgün cezası verdi. Üneys'e de diğer adamın karısına gitmesini, şayet suçunu itiraf ederse recmetmesini em*retti. Kadın suçunu itiraf edince onu recmetti.[9]

imam Malik der ki: Hadiste geçen asif, ücretle çalışan kişi de*mektir.



7. Ebû Hureyre (r.a.)'den: «Sa'd b. Ubade Resûlullah (s.a.v.)'e: «Ne buyurursun, hanımımı yabancı bir erkekle yakaladığımda dört şahit getirinceye kadar ona zaman mı tanıyayım?» deyince, Resûlullah (s.a.v.):

«— Evet»dedi.[10]



8. Abdullah b. Abbas (r.a.)'dan: «Ömer b. Hattab (r.a.)'ı işitim, şöyle diyordu: Allah'ın kitabında evli olup da zina eden ve suçları delil veya gebelik ya da itirafla sabit olan erkek ve kadına recm (taşlayarak öldürme) cezası vardır.[11]



9. Ebû Vâkıd el-Leysî'den: Ömer b. Hattab (r.a.) Şam'da iken yanına bir adam gelip karısının yanında yabancı bir erkek gördü*ğünü söyledi. Bunun üzerine Ömer (r.a.), beni bu meseleyi sormak üzere adamın karısına gönderdi. Kadının yanına geldim. Yanında bir takım kadınlar vardı. Ona, kocasının Ömer b. Hattab'a anlattı*ğı şeyi ve kocasının bu sözüyle kendisinin cezalandınlamıyacağı-m haber verdim ve suçu üzerine almaması için bir takım telkinde bulundum. Fakat kadın suçundan dönmeyi kabul etmeyip itiraf etmede direndi. Bunun üzerine Hz. Ömer, emir verdi ve kadın rec-medildi.



10. Yahya b. Saîd'den: Saîd b. Müseyyeb'i işittim. Şöyle diyor*du: Ömer b. Hattab, Mina'ya çıktı. Kumluk bir yere devesini ıhtır*dı. Sonra kumdan bir yığın yaptı. Abasını üzerine yayarak yattı. Daha sonra ellerini göğe kaldırıp şöyle dua etti: «Ey Allah'ım! Yaş*landım, kuvvetten düştüm, ülkem (islâm hududları) genişledi. Eksik, fazla haksızlık yapıp kusur işlemeden ruhumu al» dedi.[12] Sonra Medine'ye geldiğinde insanlara şöyle hitabetti:

«Ey insanlar! Sizlere sünnetler ve farzlar bildirildi. Dosdoğru islam yoluna bırakıldınız. Ancak insanları doğru yoldan sağa sola saptırırsanız (orasına karışmam).» Sonra elinin birini diğerine vurarak şöyle devam etti: «Kalkıp da Allah'ın kitabında recm hük*münü bulamıyoruz diye (tilaveti mensuh olan) recm âyetini inkâr ederek helak olmaktan sakınınız. Resûlullah (s.a.v.) recm etti.[13] Biz de recmettik. Eğer insanlar: 'Ömer, Allah'ın kitabında ziyade yaptı' demeseydi: 'Evli erkekle evli kadın zina ederlerse onları mu*hakkak recmediniz* âyetini (Kur'an'a) yazardım. Çünkü biz bunu (Resûlullah zamanında) okuduk.

îmam Malik der ki: Said b. Müseyyeb: «Zilhicce ayı çıkmadan Hz. Ömer şehid edüdi»[14] demiştir.

îmam Malik der ki: «(Tilaveti mensuh olan recm âyetinde geçen) eş-Şeyh ve eş-Şeyha kelimeleri evli erkek ve evli kadını de*mektir.[15]



11. İmam Malik'e şöyle rivayet edildi: Osman b. AfFan'a altı aylık evli, doğum yapmış bir kadın (daha önce zina yapmış olabile*ceği gerekçesiyle) getirildi. Hz. Osman da kadının recm edilmesini emredince, Ali b. Ebi Talib:

«—Kadının recmedilmesi gerekmez. Çünkü Allah'ın kitabın*da: «İnsanın ana rahmine düşmesi ile sütten kesilmesi sü*resi otuz aydır»[16] «—Emzirme süresini tamamlamak isti-yen anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler»[17] buyurur. O halde gebelik altı ay olabilir. Kadının recmedilmesi gerekmez. Bu*nun üzerine Osman b. Affan, kadının arkasından haberci gönder*di. Fakat kadını recmedilmiş buldu.

imam Malik, îbn Şihab'a, Lut kavminin yaptığı gibi yapanla*rın (homoseksüellerin) durumunu sorunca:

«— Muhsan olsun olmasın recmedilmesi gerekir» dedi.[18]


2. Zina İşlediğini İtiraf


12. Zeyd b. Eslem'den: «Resûlullah (s.a.v.) zamanında bir adam zina yaptığını itiraf edince, Resûlullah bir kırbaç istedi. He*men kendisine kırık bir kırbaç getirilince:

«— Daha sağlamını» buyurdu. Bu defa budaklan kesilme*miş yeni bir sopa getirilince:

«— Biraz küçüğünü» buyurdu. Bu defa da budakları kesil*miş düzgün ve eğilebilen bir kırbaç getirilince Resûlullah (s.a.v.) emretti, adam kırbaçlandı. Sonra Resûlullah (s.av.) şöyle buyurdu:

«— Ey insanlar! Allah'ın takdir ettiği cezalardan uzak*laşma zamanı geldi. Şu çirkin şeylerden birini kim işlerse açığa vurmasın, tevbe ve Allah'ın affıyla gizli kalsın. Zira kim gizlenmesi gereken şeyi açığa çıkarırsa, biz de Allah'ın kitabını (hükmünü) kendisine tatbik ederiz»[19]



13. Ebû Ubeyd'in ki2i Safîyye şunları anlattı: Ebû Bekir (r.a.)'e bekâr bir cariye ile zina yapıp onu gebe bırakan, sonra da suçunu itiraf eden bekâi bir adam getirildi de Ebû Bekir (r.a.) emir verdi, adama yüz kırbaç vuruldu ve Fedek'e[20] sürüldü.

imam Malik der ki: Önce zina ettiğini itiraf edip sonra bu iti*rafından dönerek ben zina etmedim diyen kimsenin itirafından dönmesi kabul edilir. Kendisine zina cezası uygulanmaz. Zira bu had (ceza) Allah hakkıdır. Ceza şu iki şeyden biriyle tatbik edilir:

1. Ya suçlunun zina yaptığım isbat eden dört şahit,



2. Ya da suçlunun kendi itirafı. Suçlu itirafında devam ederse ceza tatbik edilir.

îmanı Malik der ki: Yetiştiğim alimlere göre zina eden köleler sürgün edilmezler.[21]


3. Zina Cezasıyla İlgili Diğer Hadisler


14. Ebû Hüreyre ve Zeyd b. Hâlid el-Cüheni (r.a.)'den: «Resû-lullah (s.a.v.)'e evli olmayan cariye zina ederse buna ne ceza veri*lecek diye sorulunca:

«Zina ederse kırbaçlayınız. Sonra yine zina ederse yine kırbaçlayınız. Sonra tekrar zina ederse sizde tekrar kır*baçlayınız. Daha sonra bir örme urgan (=dafîr) karşılığında da olsa onu satınız» buyurdu.[22]

îbn Şihab «Resûlullah üçüncüden sonra mı yoksa dördüncü*den sonra mı satın buyurdu bilemiyorum», dedi.

imam Malik şöyle demiştir: Hadiste geçen dafîr kelimesi ip (~habl) demektir.



15. Nafi'den: Bir köle esir alınan cariyelerin bekçiliğini yapı*yordu. Bunlardan birini zorlayarak onunla zina etti. Ömer b. Hat-tab köleyi kırbaçladı ve sürgün cezası verdi, cariyeyi kırbaçlama*dı. Çünkü köle kendisini zorlamıştı.[23]



16. Mahzum kabilesine mensup Ebû Rabia oğlu Ayyaş oğlu Abdullah'dan: Ömer b. Hattab, Kureyş gençleriyle bana da emret*ti. Devletin esir aldığı cariyelerden zina edenlere ellişer kırbaç vurduk.[24]


4. Zorla Zina Edilen Kadın


îmam Malik der ki: Hamile olarak bulunan kocasız kadın: »Zina yapmaya zorlandım veya evlendim» dese, evli olduğuna ve*ya zorlandığına veya bekârsa kendisinden kan geldiğine ya da im*dat dileyip yardımına gelindiğinde bu halde bulunduğuna veya o duruma düşmesine sebep olan benzeri sebepler bulunduğuna dair delil getiremezse sözüne itibar edilmez, kendisine zina cezası tat*bik edilir.[25]

îmam Malik der ki: Zorla zina edilen kadın, üç hayızla temiz*lenmedikçe evlenmez. Şayet hayzında şüphe ederse, bu şüpheden kendini kurtarıp temizlenmedikçe evlenemez.[26]


5. İffete İftiranın Cezası[27]


17. Ebu'z-Zinad'dan: Ömer b. Abdulaziz bir köleye iffete iftira suçundan dolayı seksen kırbaç vurdu.

Ebu'z-Zinad der ki: Abdullah b. Amir b. Rabia'ya bunu sor*dum. O da şöyle cevap verdi: Ben Ömer b. Hattab, Osman b. Affan ve bunlardan sonraki halifelere yetişdim. Bunlardan hiç birinin, iffete iftira suçundan dolayı köleye kırk kırbaçtan fazla vurduğu*nu görmedim.[28]



18. Züreyk b. Hakim el-Eylî'den: Mısbah isminde bir adam oğ*lundan yardım diledi. Oğlu biraz gecikti. Sonra gelince babası:

«— Ey zinakâr» dedi. Züreyk der ki: Bunun üzerine oğlu (iffe*tine iftira suçundan dolayı) babasını bana şikayet etti: Ben de ba*basını kırbaçlamak isteyince [29] oğlu:

«— Vallahi babamı kırbaçlarsan, ben de zina yaptığımı ikrar ederim» dedi. Oğîu böyle deyince iş büsbütün karıştı, içerisinden çıkamadım. Durumu o zaman vali bulunan Ömer b. Abduîaziz'e yazdım. O da bana:

«— Oğlunun affim kabul et» diye cevap verdi.

Züreyk der ki: Ömer b. Abdulaziz'e yine:

«Kendisine ya da ana ve babasına zina suçu isnad edilip de ana ve babasından biri ya da her ikisi ölen kimse'hakkmda ne bu*yurursun?» diye yazdığında şöyle cevap verdi:

«Adam kendisiyle ilgili iftirayı affederse affını kabul et. Her ikisi veya biri ölü olan ana ve babasına iftira edilmişse o zaman Al*lah'ın kitabıyla hükmet (seksen kırbaç vur). Ancak iftira edilen

meseleyi gizlemek isterse cezalandırma.»

Yahya der ki: Malik'in şöyle dediğini işittim: Kendisine iftira edilen kimse mesele ortaya çıktığında aleyhinde suç işlediğine dair delili bulunmasından korkar da affederse bu caizdir.



19. Urve, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: «Bir toplu*luğun iffetine iftira eden kimseye ancak bir ceza uygulanır.»

îmam Malik der ki: Zina suçu isnad edilerek iftiraya uğrayan kimseler topluca değil de ayrı ayrı bulunsalar da yine bir ceza uy*gulanır»[30]

Abdurrahman'm kızı Amre'den: Ömer b. Hattab zamanında iki adam karşılıklı birbirlerine sövdüler. Bunlardan biri diğerine:

«— Vallahi, ne babam zina etmiştir, ne de annem.» dedi. Bunun üzerine Ömer b. Hattab, bu tariz yoluyla iffete iftira mıdır, değil midir diye ashabla istişarede bulununca birisi:

«— Adam bununla anasını ve babasını övmüştür» dedi. Bir başkası da:

«— Anasını ve babasını övmek bundan başka türlü de olabilir*di (sövüşme esnasında böyle demesi hasmının ana ve babasının if*fetine sataşmadır). Ona hadd-i kazf (iffete iftira cezası) uygula*man gerekir.» deyince Ömer (r.a.) buna seksen kırbaç vurdu.

îmam Malik der ki: Bize göre ceza, ancak ya nesebi sabit baba*yı inkâr etmek[31] veya zina isnad etmek ya da bunları tariz yoluyla ifade etmekle olur. Bunları söyleyene tam ceza (seksen kırbaç) ge*rekir.[32]

imam Malik der ki: Biz adam diğerinin babasını inkâr etse, kazf cezası gerekir, inkâr edilen anne köle olsa yine ceza gerekir[33]



Hanefi ve Şafii mezhebine göre, tariz yoluyla yapılan iftiradan dolayı had gerekmez. Ancak hakim uygun göreceği ta'zir (terbiye) cezası verir.


6. Had Cezası Gerektirmeyen Haller


îmam Malik der ki: Biri kendisinin de ortağı bulunduğu bir cariyeye yaklaşsa zina suçu cezası verilmez. Cariye hamile kalın*ca, fiatı takdir edilir, ortakların hisseleri verilir. Cariye kendisi*nin olur. Doğacak çocuk da buna nisbet edilir.

îmam Malik der ki: Biti diğerine cariyesini helal kılsa, o da cariyeye yaklaşsa, hamile kalsın kalmasın yaklaştığı gün cariye*nin fiatı takdir edilir (cariye kendisinin olur). Hamile kalmışsa çocuğun babası olur. Had de uygulanmaz.

îmam Malik der ki: Biri oğlunun veya kızının cariyesiyle mü*nasebette bulunsa, hamile kalsın kalmasın kendisine had (zina cezası) uygulanmaz. Cariyenin kıymeti takdir edilir ve bu kıymet karşılığında ona verilir.



20. Ebû Abdurrahman oğlu Rebia'den: Bir adam karısının ca*riyesini bir yolculuğunda beraberinde götürdü ve onunla münase*bette bulundu. Karısı kıskandı. Ömer b. Hattab'a şikâyet etti. Ömer (r.a.) adamı sorguya çekince:

«— Cariyeyi karım bana bağışladı» dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.), «ya bana delil getirirsin ya da seni recmederim» deyince ka*rısı cariyeyi kocasına bağışladığını itiraf etti.


Kaynak:
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst