Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Halil Cibran der ki,
"Karşındakinin gerçeği
sana açıkladıklarında değil,
açıklayamadıklarındadır.
Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,
söylediklerine değil,
söylemediklerine kulak ver."
Onlar,yani bizim küçük kalabalığımızı hava sızdırmayan tabakalar halinde üst üste saran,nefes almamızı dahi engelleyen,yani mahallemizin bütün bileği kuvvetli ve içi boş küçük kabadayıları ve onların büyük ortakları,yani esasında sayıca üstün olanlar,yani her zavallıdan daima bir rütbe bir kademe bir sınıf yukarıda olanlar,yani şekilsiz hüviyetleriyle daima duran ve kaçıbilenler,yani hem ezip hem de ezdiklerini kabul etmeyenler,yani bir mertebe aşağıdayken ezilen ve bir derece terfi edince ezenler,yani çırağını,birşeyler öğretmesine karşılık her zaman döven ve ona insan muamelesi etmeyen ustalar,muavinin başına vuran şöförler ve onlarla birlikte memurlarına dalkavukluk ettiren amirler,duygusuz amirlerle birlikte garsonlara paralarıyla orantılı olarak bağıran müşteriler ve kaba müşterilerle birlikte hakkını arayanlara yumruklarını gösteren görevliler ve yetkilerini kötüye kullananan görevlilerle birlikte bilgisizin bilgisizliğini suratına çarpan ve ondan bir kelime fazla bilen bilgiçler,yani öğrenmek isteyen
herkese eziyet eden öğreticiler ve onlarla birlikte bilgisizlerin bilgisizliğine gülen onlardan daha bilgisizler ve cahillerle birlikte her değişik davranışa saldıran şekilsiz kalabalık ve kalabalıkla birlikte onlara alkış tutanlar ve onlarla birlikte her tartışmada en bayağu usullerle haklıyı haksız çıkaranlar ve onlarla birlikte her savaşta kazananı tutanlar ve onlarla birlikte kimseye zararı olmayan zayıfları ezerek kuvvetli olma duygusunu tatmin edenler ve onlarla birkikte her zaman ve her yerde her sınıftan ve her ideolojiden ve her düşünceden insanlar arsaında daima ön safa geçerek aslan payını kendilerine ayıranlar ve ayırır ayırmaz insalarla aralarına aşılmaz duvarlar örenler ve böylelerine her zaman haklı çıkarıcı bahaneler sebepler yasalar kurallar sınıflamaları bulup çıkaranlar yani her zaman insanları insanlardan ayıranlar ve onları birbirlerine düşman edenler ve onlara körü körüne uyan kalabalıklar ve gerçeği boğanlar ve onlarla birlikte insanı bu koca dünyada yalnız bırakarak arkadaşlık dostluk sevgiyle uzatacakları sıcak bir elleri olmayanlar yani elsiz gönülsüz akılsız kalpsiz ve kansız gerçek sakatlar yani onlar onlar onlar onlar onlar onlar...........
"Evet, Hristiyan olarak doğdum. Ancak biliyorum ki, eğer dinleri, kendilerine sonradan katılan etnik ve sosyal eklentilerden soyutlarsak hepsinin bir tek din olduğunu görürüz."
Güzel kadınları severim,
İşçi kadınları da severim;
Güzel işçi kadınları daha çok severim. -Orhan Veli
----
Yakışıklı adamları severim
İşçi adamları da severim;
Yakışıklı işçi adamları daha çok severim. -Buse Bilgetekin
Çekici olmayan bir insanla birlikteyken sessizlik olduğunda sıkıcı olan karşınızdakidir. Çekici bir insanla birlikteyken sessizlik olduğunda ise sıkıcı olanın siz olduğunuza emin olabilirsiniz.
Sorun buydu. Suyu berraklaştırmaya çalışırken bulandırmak. Herkes arıyor, ama daha karışık, daha aykırı, daha bulanık şeyler buluyor, aradığından uzağa düşüyordu.
Bazı insanlar,para gibi size mantıklı gelen şeylerin peşinde koşmaz. Onları satın alamaz,tehdit edemezsiniz. Onlar sadece dünyanın alevler içinde yanışını seyretmek ister.
Yüzyıllardır Oynanmasına Rağmen Hiçbir Seyirci; Sahneye Fırlayıp Romeo’nun Zehirli Iksiri Içmesine Engel Olmamıştır. Sonunda Geminin Batacağı Bilindiği Halde Titanic Defalarca Izlenmiştir. Bitecektir Korkusuyla Aşktan Kaçarsan Hayattan Hiçbir Tat Alamazsın. Çünkü Romeo Ölmeli, Titanic Batmalı Ama Aşk Her Şeye Rağmen Yaşanmalı.
-Adam Fawer
Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır.
Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan; her yeri, her şeyi severek öleceklerdir.