Aşık olunca diğer yarımızı mı bulmuş oluruz?

aşık oldugumuz o kişi bizim aslında diğer yarımız mı?

gonlumgocebee23' Alıntı:

aşık oldugumuz o kişi bizim aslında diğer yarımız mı?

Genişletmek için tıkla ...

Eskiden öyleydi belki ama artık insan kendini doğru düzgün tanıyamıyor ki aşık olduğu kişi, diğer yarısı olabilsin ayrıca tek kişiye de aşık olunmuyor. Her aşık olunan kişi bir parçamız olsa günümüzde önüne gelene aşık olan ya da olduğunu zannedenler kaç parçadan oluşuyor diye düşünmeden edemedim.

Kendimize benzeyene aşık olma eğilimimiz çok daha fazla ama bazen hiç olmayacak ya da zıt birine de aşık olunabiliniyor. Uzmanların ifadesine göre aşık olacağımız kişiyi genetik miras belirliyormuş.

İnsan bazen birden fazla kişiye aşık olabiliyor ama sadece biriyle evlenip mutlu yuva kuruyor....İnsanın diger yarımı buldum ta biri aslında kendisinin ruh ıkızını bulmuş olmasıdır....yada öyle dusunmus olmasıdır...

Her evlılık mutlu gıtmıyor burada bıreylerın saygı temellı yuva kuramamış olması oldukça onemlı ınsanların bırbırını tanıyabılmesıde ne yazık kı aynı çatı altına gırmeden tam olmuyor...

Bır yuva ıcın ıkı sey cok onemlı ılkı sevgı ıkıncısı ıse saygı devamında ıse son etmen uyumlu olabılmek o yuzden kıme asık oldugunuzdan daha çok karşı tarafın sıze sevgısı ve saygısını bulabılmenız çok onemlı devamında ıse uyumlu cıft olabılmenızde ayrıca onemlı..

Asık olunca dıger yarınız degıl sadece yaşamınıza deger katan onemlı bır parçayı bulmuş olacaksınız ama onunuzde oldukça uzun yollar olacak bu yollarda karşılıklı ıletısım surecı ve dogru ınsanı bulma surecı çok onemlı...

Öylesi.

gonlumgocebee23' Alıntı:

aşık oldugumuz o kişi bizim aslında diğer yarımız mı?

Genişletmek için tıkla ...

değil.

ha bir kişi ile birbirinizi tamamlıyorsunuzdur o zaman bu tabir kullanılabilir . ama her aşık olunan kişi için böyle bir genelleme doğru değildir.. başka deyişle aşkın böyle bir niteliği yoktur.

ama aşık olduğunda o kişi değil diğer yarın, tamamın/herşeyin /hayatın anlamı gibi gelir çünkü aşk başka birini yüceleştirmektir..yüce olanda haliyle herşeyi kapsar..

Aşk denilen duygu insanlığın devamını sağlayan üreme işine ön hazırlıktır.

Bilindiği üzere çocuk annenin ve babanın genlerinden eşit pay alarak oluşur. Yani çocuk yapma işi kişinin kendisini ve çiftleştiği kişiyi (genlerini) birleştirerek yeni bir bütün yaratma işidir. Tahminimce diğer yarıyı bulmak deyişi buradan gelmektedir.

Eğer soruya saf duygusallıkla yaklaşırsak: Kişinin aniden yoğun bir duyguyla karşılaşması ve bu durumdan oldukça mutlu olması "Ben aşık olmadan önce bir şeyler eksikmiş, şimdi o eksik olan parçayı buldum." gibi düşünmesine neden olabilir.

Bu duyguyu yaşamadığım için söylediklerim mantıklı temellere dayanan varsayımlardan fazlası değildir.

ÜstünKişi' Alıntı:

Aşk denilen duygu insanlığın devamını sağlayan üreme işine ön hazırlıktır.

Bilindiği üzere çocuk annenin ve babanın genlerinden eşit pay alarak oluşur. Yani çocuk yapma işi kişinin kendisini ve çiftleştiği kişiyi (genlerini) birleştirerek yeni bir bütün yaratma işidir. Tahminimce diğer yarıyı bulmak deyişi buradan gelmektedir.

Eğer soruya saf duygusallıkla yaklaşırsak: Kişinin aniden yoğun bir duyguyla karşılaşması ve bu durumdan oldukça mutlu olması "Ben aşık olmadan önce bir şeyler eksikmiş, şimdi o eksik olan parçayı buldum." gibi düşünmesine neden olabilir.

Bu duyguyu yaşamadığım için söylediklerim mantıklı temellere dayanan varsayımlardan fazlası değildir.

Genişletmek için tıkla ...

Birgün aşık olacaksın ve göreceksin mantıklı temeli Us adam

ls2' Alıntı:

Birgün aşık olacaksın ve göreceksin mantıklı temeli Us adam

Genişletmek için tıkla ...

Duygularımı çoğunlukla kontrol altında tutabiliyorum, ancak bu durum o duyguları uzun zamandır tanıdığım için çok da zor olmuyor. Olaya bu kadar mantıklı yaklaşmamın sebebi bu duygunun, benlik üzerinde tam kontol gerektiren Üstün Kişi fikrini tehdit etmesi.

Aşk, iki insanın bilinçlerini birleştirme çabasıdır. Boşuna bir çaba çünkü insan kendi bilincine mahkumdur.

Jean Paul Sartre

ÜstünKişi' Alıntı:

Duygularımı çoğunlukla kontrol altında tutabiliyorum, ancak bu durum o duyguları uzun zamandır tanıdığım için çok da zor olmuyor. Olaya bu kadar mantıklı yaklaşmamın sebebi bu duygunun, benlik üzerinde tam kontol gerektiren Üstün Kişi fikrini tehdit etmesi.

Genişletmek için tıkla ...

tehdit ki hemde ne tehdit

daha önce söylemişmiydim bilmiyorum ama bir filmdeki olay durumu özetler;

Bir nazi subayı yahudi kadına aşık oluyor (kadın esir -olay nazi almanyasında geçiyor- kadın yanında hizmetçi subayın)

nazi subayı bu duyguyu yenemiyor ve kadını öldürüyor.

yaptığı tabiki şerefsizce ve canice. ama bu sahneyle anlatmak istediğim, gerek askerlik mesleğinin daha güçlü kıldığı irade,gerek askeri disiplin ve toplumsal ideolojinin yarattığı sinerjiye (ortak yahudi düşmanlığı) ragmen adam aşık olmaktan kaçamıyor, kaçamadığı gibi bu duyguyla başta edemiyor .
belki elinde öldürme gücü olduğu için öldürüyor kadını ama sonuçta bu gücü kullanması da yenilgisinin ilanıdır.

ls2' Alıntı:

tehdit ki hemde ne tehdit

daha önce söylemişmiydim bilmiyorum ama bir filmdeki olay durumu özetler;

Bir nazi subayı yahudi kadına aşık oluyor (kadın esir -olay nazi almanyasında geçiyor- kadın yanında hizmetçi subayın)

nazi subayı bu duyguyu yenemiyor ve kadını öldürüyor.

yaptığı tabiki şerefsizce ve canice. ama bu sahneyle anlatmak istediğim, gerek askerlik mesleğinin daha güçlü kıldığı irade,gerek askeri disiplin ve toplumsal ideolojinin yarattığı sinerjiye (ortak yahudi düşmanlığı) ragmen adam aşık olmaktan kaçamıyor, kaçamadığı gibi bu duyguyla başta edemiyor .
belki elinde öldürme gücü olduğu için öldürüyor kadını ama sonuçta bu gücü kullanması da yenilgisinin ilanıdır.

Genişletmek için tıkla ...

Sorun zaten aşık olmakta değil ki, aşık olma duygusunun var olan berrak düşünce düzenini bozmasında.
Hormonların salgılanması doğrudan durdurulmadığı sürece duyguların engellenmeyeceğinin farkındayım, ancak iradeyle bu hormonların salgılanmasını durdurulabileceğinin de farkındayım. Nazi askerin yahudi kadını öldürmesi hormon salgılanmasını engelleme durumuna örnek gösterilebilir.

Hazır aşk denmişken bir anımı paylaşmak isterim bu duygu farklı bir şey eşimle olan aşkımı değil de liseden sonra ki aşkımı anlatayım...daha dogru olur..

Liseyi bitirmiştim Üniversite sınavına hazırlanmıyordum bir sonraki sene hazırlanacaktım para biriktirip her neyse bir markete girdim şarkuterici olarak orada çalışırken sarı saçlı mavi gözlü bir kıza aşık olmuştum öyle aşık olmuştum ki hergün onu görmek için yanına giderdim aynı yerde çalışıyorduk..

Bu aşk öyle acı veriyordu ki anlatamam saatlerce ayna karşısında süslenmem bununla birlikte geceleri geç yatmam ve o zamanlar müzik açıp hayatında hiç dinlemeyen biri o geceleri cengiz dinliyordu ....

Artık dayanılmaz acılar veriyordu kendisininde sevgilisi yoktu konuştugum için biliyorum...bir gün sevgililer gününde yalnız kaldığımızda kendisine teklif ettim bir cevap vermedi anlam verememiştim aradan 2 ay filan geçti sürekli benim yanıma gelir bana yardım ederdi ben çağırmadan gelirdi bana ilgisinin olacağını düşünüyordum hemde teklifimede cevap vermemişti.. arada 3 ay geçtiğinde acılarım dayanılmaz hal almaya başlamıştı çünkü bu sevgi artık acı vermeye başlamıştı cevap alamamıştım ıyı yada kotu bır cevap beklıyordum...

Sonunda bır gun depoda yenı urunlerı yerleştırırken bır fırsatım daha olmuştu yıne kendısıne teklıf ettım fakat yıne cevap vermedı ve oradan yıne uzaklaştı anlam veeremıyordum benım yanımdan ayrılmaz benle bırlıkte ıs yaptıgında mutlu oldugunu soyler ama teklıfıme cevap vermezdı

Cevap vermedikçe daha da zor duruma dusuyordum hayatımda böyle birşey yaşamamıştım neler oluyordu bana bılmıyordum 2 kez teklıf ettım bir cevap vermedi ..bende dedım klasık yolu abılerımızın babalarımızın yolunu yapıcam yoksa manyak kafayı yemek uzereydım bende klasık yol olan mektup yazdım ve bır fırsatını buldugumda 1 ay sonra kendıne verdım cevap vermesı gerektıgını yoksa cevap vermedıkce bana zarar verdıgını ıfade not olarak soyledım..

Aradan 2 saat sonra geldı olmaz dedı neden dedım uzgun bır sekılde cevap vermedı aradan 2 saat sonra en yakın kız arkadası yanıma geldı bana arkadaşlık teklıfı ettı sonra anladım kı en yakın arkadasından dolayı benı ıstemedı bende o arkadasına emre senı daha cok sevıyor dedıgımde de onunla tanıstırdım aradan cekılsın dıye ama sonra ne oldu bılıyormusunuz sevdıgım aşık oldugum kız ısı bıraktı bende 1 ay sonra dayanamayıp ısı bıraktım...

Aşk farklı birşey ama yinede kontrolu elde bırakmamak gerek aşk ta dıger yarım oldugunu degılde benı tamamlayan bırşey oldugunu farketmıstım..Olmayınca kabullendım netıcede cevap almıştım çok ugrastım ama bır cevap almıştım sonucta hayatımda olmazsa olmaz degıldı ve oylede oldu hayat herşeye ragmen devam edıyordu ve bende oyle yaptım hayatıma devam ettım...Bunun gıbı bır çok anım geçtı ama en güzeli benim için buydu bunu sunmak istedim...Şimdi evliyim ve mutluyum.

Böyle.

ls2' Alıntı:

tehdit ki hemde ne tehdit

daha önce söylemişmiydim bilmiyorum ama bir filmdeki olay durumu özetler;

Bir nazi subayı yahudi kadına aşık oluyor (kadın esir -olay nazi almanyasında geçiyor- kadın yanında hizmetçi subayın)

nazi subayı bu duyguyu yenemiyor ve kadını öldürüyor.

yaptığı tabiki şerefsizce ve canice. ama bu sahneyle anlatmak istediğim, gerek askerlik mesleğinin daha güçlü kıldığı irade,gerek askeri disiplin ve toplumsal ideolojinin yarattığı sinerjiye (ortak yahudi düşmanlığı) ragmen adam aşık olmaktan kaçamıyor, kaçamadığı gibi bu duyguyla başta edemiyor .
belki elinde öldürme gücü olduğu için öldürüyor kadını ama sonuçta bu gücü kullanması da yenilgisinin ilanıdır.

Genişletmek için tıkla ...

shindlerin listesi😁
guzel filimdir

diğer yarimiz???
neden eksik yada yarim oldugunu dusunur insan?

Çunku tam manasıyla ruh ıkızını bulamadığı için insan kendini eksik hissedebilir ...

Kendi adıma hiç kimsenin başka bir insanı tamamlayabileceğini düşünmüyorum, olsa olsa hayatına renk katabilir.

Shakespeare demişti sanırım..'' Beğendiğimiz bedenlere hayalimizdeki ruhları yerleştiririz ve buna aşk deriz.'' diye. Diğer yarıdan kastımız sağlıklı nesil yetiştirmek ,beynimizin ilkel ihtiyaçlarını karşılamak ve ruhsal olarak kendimizi dengelemekse evet; aşk, diğer yarımızı bulduğumuzu sanmamızı sağlar. Genetik olarak kendimizde sağlıklı bulduğumuz genlere sahip insanlara (birbirlerine benzeyen çiftler) veya kendimizde kusurlu bulduğumuz genleri baskılayacak sağlıklı genlere sahip olan insanlara (tutkuyla aşık olmak) hayali bir ruh bahşederiz ve bu aşkın doruk noktası olur. Bu beden seçiciliğinde bilinçaltı olaylar, kompleksler ve feromonlar etkilidir. Eğer yakın arkadaşlıktan dönüşen bir aşk söz konusuysa bu bilinçaltındaki güvenden dolayı bir ruhsal dengelemedendir. Fakat en tutkulu aşklar yaşanmayan aşklar, sadece bir fantezi olan aşklar. Çünkü o aşklar beynimizin kendisine yarattığı diğer yarısıdır. Peki neden beynimiz bunu kendisine yapıyor? Çoğu yorum üremek üzerine kurulmuş, sadece ID yi tatmin etmek üzerine kurulu. Bakıldığında beynimiz o kadar kendine özgü ve eşsiz ki varlık problemi yaşıyor. Sadece varlığının kanıtlanması değil, başka bir beyinde de yaşamak istiyor. İster buna kaşiflik, Yaratıcı'ya giden yol, yine bilinme isteğinden ötürü beni yalanlayarak ID diyelim aşk diğer yarını yaratma halidir. Diğer yarı varlık olarak yoktur ama anı olarak asla unutulmaz. (Aşk konusunda sadece insan aşkını dikkate aldım, diğer aşklar için beynin kendini var etme ve dengeleme aracısı olarak görebiliriz.)

Hormonlara bağlı bir duygu ile insanın kendi yarısını bulduğunu zannetmesi hiç de mantıklı değildir hatta sormak isterim; İnsan diğer yarısını bulmuş olsa o kişiyi terk edebilir mi ya da tam tersi; terk edildi diye bırakıp gidene zarar vermeyi düşünebilir mi?

Aşka gereğinden fazla anlam yüklüyoruz ne yazık ki ve sonrası da sadece hayal kırıklığı ile son buluyor çünkü aşk güçlü ama güçlü olduğu kadar da yıkıcı ve beraberinde geçici bir duygudur.

Sevgi ise tutarlı, dengeli ve yapıcıdır. Aşık insan kendini kontrol edemez fakat sevgide, mantık her koşulda devrede kalır.

Aşk için dağları delenler, belli bir süre sonra başkasına yönelebiliyorken hangi yarımızdan bahsediyoruz ya da bir insanın kaç tane yarısı olabileceğini düşünüyorsunuz?

gibi
belki...

Aşk-ın karşılıklı mı yoksa melankolik mi olmasına göre "diğer yan" olarak tanımlananın anlamı değişecektir. Karşılıklı ise benlik bir boşluk duyumsamadığından "diğer yan" dan sö edilemeyecek, melankolik ise "diğer yan" öz-sevgiyi temsil edecek, duyumsanan boşluk öz-sevgisi ile doldurulacaktır. Aşk temelde öz-de yaşanılan bir çelişkidir; duygunun karşı konulamayan zirvesidir.

Aşk değince bugün izlediğim Mucize AŞK 2 filmi aklıma geliyor devamında ise NAİM filmi aklıma geliyor iki filmde AŞK temasını farklı konsepte sunmuş olsalarda benim nazarımda bu kadar harika sunumlayamazlardı diye düşünmekteyim iki filmde çok harika olmuş izlemeyenlere mutlaka SİNEMA da izlemelerini tavsiye ediyorum

Emeği geçenlere Teşekkürlerimi ve Sevgilerimi iletiyorum....