Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Aklama Defteri

Aksiyom

Yeni Üye
4 Tem 2009
569
1
0
33
Dünyayı grilik kurtaracak, akı ve karayı sevmekle başlayacak herşey.. :)

Aksiyom zamanla inançlar bile değişiyor.Buna göre de inançlar şekilleniyor. Hayatın statik olmadığı gibi bireyler de statik değildir. Her şey zıttıyla var diye ben ısrarla siyaha beyaz mı ekleyeceğim? Her şerde hayır var mantığıyla boyun eğmeyle geldik bu hale zaten.Bilirsiniz isyanların kaynağını bunu dini açıdan açıkladığımız zaman şükürcü anlayış pek hakimdir bize. Sırf her şey zıtlıklarıyla hakim diye beyazı görmek için siyaha umut bağlamak kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.

Sevgi nedir falan açıklamasına girip konuyu içeriğinden uzaklaştırmayacağım. Ama bilirsiniz gündöndü ile sarmaşığın hikayesi siz hep güneşe aşık olacaksınız ve siyah size sarmaşık gibi sarılıp ve sizi boğacak.

Sütten çıkmış ak kaşık olmasak da matemetikten bilirsiniz denkliği ya da denk değildir durumunu. Ya da bilirsiniz büyüklük ve küçüklük ifadesini.
A<B<C<D ise 1<2<3<4 A harfi B'ye göre küçük B'de C'ye C'de D'ye göre küçük ise bunları siyahtan(ya da koyu gri) beyaza(ya da açık gri) göre renk tonu olarak ayarlarsak A harfi D harfinin yanında daha çok kirli kalıyorsa D harfi neden A ya göstermediği ya da olmayan güzellikler/beyazlık için neden fırsat versin ki?A intiharı tercih ediyorsa versin bakalım(!)


Zaten pislik insanların örgütsüzlüğünden şükürcülüğünden meydana geldi. Siyaha karşı koymadıkları için hakim oldu dünyaya pislik/siyah. Siyahın baskın bir ton olduğunu kabul edip karşı koymak gerekirdi.

Belki sütten çıkmış ak kaşık değiliz ama D harfi A harfinin yanında sütten çıkmış ak kaşık kalıyor.


Deveran ve cereyan etme konusunda sana katılıyorum.
Durağanlık aynılık getirir, aynılıkta yok oluş.
İnanç konusuna çok girmek istemiyorum zira hassas olduğum bi konu.
İnsanın algılaması bu yönde Fides, zıtlıklar dünyası işte.
Her şerde hayır var mantığını bireyin nasıl yorumladığı şükürcü anlayışın son durumu ile çok önem kazanıyor.

Hep dediğim gibi din tam bi uyanıklık halidir.
Kabullenme ve boyun eğmenin tam aksi yani.
En azından ben, ben'e göre böyle çekimliyorum.
Beyaz tam manasını siyahla buluyor demek istemiştim, bu umut bağlama değil.
(Vaktimin azlığına yakınarak şimdilik bu yorumu aktarıyorum)
Sevgiler Fides.
 

yok

Yeni Üye
7 Ocak 2011
20
0
0
53
size katılıyorum kapitalist sistemde daha neler var bizler at gözlüğü takmış hayatlarımızı anlamsız ve berbat etmekten başka birşey yapmıyoruz ama bunlar bizim kabahatimiz değil başta sırasıyla annemiz babamız öğretmenimiz müdürümüz patronumuz belediye başkanımız valimiz başbakanımız tarafıdan yönlendiriliyoruz tek bir amaç için para para vede yine para ama sizler gibi düşünenler çoğaldıkça bu anlamsız sistemin ne kadar kötü olduğu anlaşılacak. Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi gençleri ayağa kaldıracaktır,tabi anlayana
sevgiler saygılar.....
 

iuflsfozkn

Yeni Üye
8 Ocak 2011
641
0
16
39
fides e
Zaten pislik insanların örgütsüzlüğünden şükürcülüğünden meydana geldi. Siyaha karşı koymadıkları için hakim oldu dünyaya pislik/siyah. Siyahın baskın bir ton olduğunu kabul edip karşı koymak gerekirdi.
ifadesi ile ne demek istediniz?
şükürcülük mü kötü olan yoksa şükretmeyi bilmeyen nankörler mi kötülüğü doğuran?
 
22 Şub 2009
426
0
0
54
Ortada bir aklama defteri adı altında bir konu var. Burada açan arkadaş iyi bir niyetle içimde ki aklanmış olanlardan bahsetmiş veya yazılmasından söz açmış. Kimsenin kimseyi sanmıyorum ki aklama niyeti yok, zaten olmamalı da elbette ki karşılığı olan karalama da zıttı olarak geçerli.
Yazılanlara bakıyorum da sanki birileri ak olanı grileştire çabasında veya griyi aklamak gibi bir şey. Sevgili fides bu noktada güzel bir tavır koyarak ifadesin yazdı. Daha sonra açıklamasını anlaşılmadığından dolayı yaptı. Siyaha gri olarak bakmak veya grileştirmek işte bu şükürcü zihniyetin eseri. Şimdi burada konuyu sisteme veya onu bu gelişimindeki dini argümanlara bağlamak kolay. Yok şöyle olmalı böyle olmalı diyerek genelleştirmeden özünde insanın bunu değerlendirmesi gerekmez mi? İnsani kavramları oluşturmak için neden sisteme veya din ihtiyaç var sorun burada yatıyor. Öz benlikteki iyi, kötü, yanlış ve doğruyu yaşamda genelleştirmeden iç dünyada sorgularken gerçeği atlayıp yanlışı seçerken kolayda bununda sebebini başka yere aramak içimizdeki karayı aklaştırmaya çalışmaktan başka ne olabilir.
Şükürcülük mü kötü olan yoksa şükretmeyi bilmeyen nankörler mi kötülüğü doğuran? Diyor; nikini yazarken bile klavyede zorlanacağım için yazmadığım bir insan.sen şükrünü şükranını et dokunma ak ve karaya;.akı bulandırırsın; karanın sınırlarını zorlarsın.
 

iuflsfozkn

Yeni Üye
8 Ocak 2011
641
0
16
39
şehrin yabancısı
işte benim takıldıgım nokta da bu..neden insanlar aslını inkar etmekten haz alırlar.hadi bunu bir kenara bıraktım bari aslını yasayanları küçümseme!!!
felsefe ile ugrasmak insanları sınıflara sokmak icin degil olsa gerek..insanlar bırakın istedigi gibi yasasın inansın size ne !!ille küçümseyecek alçaltacak bir seyler arıyorsa insan kendini aşağılık görmeli
insan hiç değişmez aslında o sadece bir yaratılmış olandır.sınırları bellidir ..onun en büyük derdi ego su benlğidir .ego insanları sınıflandırır ego insanları sevgisizleştirir ego insanı tanrılaştırır ..din neder?? egoyu bir kenara bırak çünkü seni de egonu da yaratan senden ve herşeyden üstün der.ve sen öleceksin herkes gibi gel ölmeden egonu ez egonu yen de insanlara tüm insanlara ve varlıklara sevgi ve şefkat duy der...
şehrin yabancısnın tavırlarının keskinliği kendisine zarar vermese bari!!

bir de ak ve kara ya değinelim...benim ak ve kara dan anladığım şudur....
mitoslarda kara bir yokluk simgeesi dir.yokluk, aşagılık,hiçlik...ak ise ışık,temiz,saf,günahsız, varlık, kainatı görebilmeyi sağlayan anlmayı sağlayan bir varlık simgesi...
eğer insan insanlığına işaret olan özelliklerinni yitirmişse biz ona kara deriz..iyilikten yoksun , kötülük doğuran anlamında..insan yokluğu sevmez fakat buna karşın o şişkin egosuyla oyle bir varlık mücadelesi verir ki ta başta kendini yokluktan kurtaranı var edeni unutur ona teşekkür etmeyi ona dayanıp ondan güç almayı unutur sanki kendisi ilk başlangıçta kendini karanlıktan yoklutan çıkarmışcasına.durum böyle olunca kendi varlığına ,kendi gücüne dayanıp o basit egosundan güç almaya çalışır etrafını kırar döker yıkar yakar ..kainatı okumayı becerenler söyler ki birlikten kuvvet dogar !!peki egosuna tutanın birliktelik kurması mümkün mü??
insanın özelliği itibariyle tamamen ak olması mümkün olması tertemiz kalması mümkün değildir ama onun amacı sokrates in de söylediği gibi iyiye ulaşmaktır.iyiye ulaşmak ise ancak ve ancak kendi karalığının eksikliğinin farkındalıkla mümkün
peki karalığını fark eden ama aklanmaya gücü olmayan ne yapar??ben bu sorunun benzerini şehrin yabancısna başka bir konuda sordum bakalım ne diyecek?ne yapmalı söyleyeyim kendisi gibi zaafları olmayan bir varlıktan,herşeye gücü yeten bir varlıktan destek almaktan başka çaresi yoktur...var diyenlere...hadi ölümün ve ölümden kormanın sonucu olan çok yaşama sevdasının ve ölümden kaçmanın bana bir çözümünü verin de ben de dinin ağırlıpğından kendimi kuratarayım günümü gün edip anımı yaşayayım hadi bekliyorum
iradesi felç olmuş insan asla pes etmeycek karanlıktan aydınlığa ilk başta kim cıkardıysa onu var ederek işte gidip ondan yani yaratıcıdan yardım dileyecek...

fides ten,
Öyleyse böyle bir dünyada pisliğin ne işi var? Sevgi güzeli beyazı getirir ya...
aslında fides in cok iyi yazdığı kaleminin güçlü olduğu aşikar.hatta hayat lay loy lom dan ibaret değildir derken bile edebi yönünün gücünü hissettim.lakin hayat bir matematik denklemi kadar kolay çözümlere sahip ama algılayışlar çoook fazla sayıda oldugundan hayat sanki karmaşa imiş gibi görünüyor...ben burada bir rehber -gezi örneği düşünürüm. geziler rehbersiz olursa gördüğüm taş sadece taş olarak algılalmama yenik düşecek onun tüm tarihi dokusu yok olacak ve taş dile gelse bana neler sayacak bilmiyorum.rehber gezilen yerdeki herşeyin dilini bilir ve onları doğumlarından günümüze adeta konuşturur başından neler geçmiş anlatır ve onlar taşlıktan kurtulur ve biir kuru görüntüden ibaret olmadıkları anlaşılır..hayata rehber gerek algılar cok cok farklı sınırsız belki de ..ortak bir algı dili bir değer sistemi olmazsa kimi yerde yamyam alkışlanır kimi yerde hırsız vs...bir insana insandan bir rehber gerektir fakat insana rehber olacak fikir ,öğreti insana ait olamaz ..çünkü sınırsız bir algılayışı bir sınırlı yani bir ideoloji bir fikir tamamıyla doyuramaz dikkat tamamıyla diyorum.işte rehber olacak yalnız bir kaynak var insanı üreten ona verdiği herşeyden haberdar olan ve gerektiğinde tekrar ondan almaya gücü yetecek bir kaynak..bana ne derseniz deyiniz beni neyle suclarsanız suclayınız bunun adı din dir dinler icinde de semavi dinlerdir bunlar icinde de en son gelen islam dır..ölçüt ,rehber , ak a götüren islam ın rehberliği dir ...
bizler ak olabilmek yolunda rehberimiz ne diyorsa yapmaya çalışmalıyız ..yoksa geziden bir şey anlamaz gördüğümüz şeyleri karmaşa vs diye karanlığa göndeririz ..
pisliğin ne işi var?? bu soruyu değiştirelim neden kötülük var? neden şeytan diye anılan kötü var? neden yalan var? neden siyah var? neden karanlık var? neden yokluk var? bu sorular cevabını icinde barındıran sorular..sokrates öncesi yunan bunu zıtlıkların çatışması oluşu sağlar diye değerlendirmiş.daha acalım yani bir şeye var diyebilmenin bu dünyadaki adı zıddının olması dır.yalnız dünyada gecerli ...yani ben simdilik bu kadar biliyorum..bana biri meleklerin var olduğunu ispat etmeyi zıtlıklar çatışmalar metoduyla anlatacaksa dinlerim
melek vardır! ister inan ister inan ma!Tanrı vardır ! ister inan ister inanma! bunların varlığını descartes den öğrenebileceğimiz gibi islam dan da öğrenebiliriz.herkes kendi bilir
 

Süreyya Önal

Yeni Üye
16 Nis 2010
469
0
0
50
şehrin yabancısı@

sizin de dediğiniz üzre, ne aklama defterini açan arkadaşın ne de yazan arkadaşların iyi niyetinden şüphe etmek gibi bir dert yok, ne ki siyahı aklama !! derseniz , nasıl ki 'Sevgili fides' in kendi düşünce tavrını ifade edişi varsa diğer yazarların da kendi düşünce, ifade- tarzı ve söz konusu kavramlara dair yorumu var.

'..daha sonra açıklamasını anlaşılmadığından dolayı yaptı..'
kim neyi anlamadı,anlaşılmayan nedir?

'siyaha gri olarak bakmak! veya grileştirmek işte bu şükürcü zihniyetin eseri..' demişsiniz esasen akla karayı seçmek!! dini bir söylemdir ve meşakkatlidir, kolaycı bir şükür kabul etmez

daha önceki aktarımım da...Ak karadan yola çıkıldığı için, aklamanın veya karalamanın bu kadar kolay olmadığını anlatabilmek adına, konuşmadan önce aklı selim düşünelim diye-görece yüksekteki- gri alan açılmıştır.

kendi adıma, Konuyu dini argümana (isa, günah..) bağlamak gibi bir derdim olmadı benim ancak madem konuya bir şekilde dahil edildi- işleniyor bu şükür mevzuu...
bu da bir anlayış meselesi, kimin neye boyun eğdiği kime rıza gösterdiği ile 'şükrün' sınırlanması da kişinin kendi sınırlarıyla ilgili

kendi adıma bu konuya ...çok şükür, kimseyi özünde karalamak gibi..hasta anlayışım ve bu şekil bir reçetem yok..diyerek değinecek ve kapatacağım.

ben öznesi; egosuna dokunan-yaşam alanını daraltan, hazmedemediği her olguya (ki her olgu, sebep-sonuç vetiresincedir ve iyi günde-kötü günde içinde olunan ortak bir sorumluluk alanında ihtiva etmiştir) ilk, tepkisel veya öğrenilmiş-öğretilmiş karşı durma-dışlama tepkisini verir (kara- pislik..vs), bu kolaycılık geçici çözümler sunabilir ancak bu tür bir çözümün, kördüğüm olması kaçınılmazdır.

'Gri' burada ak- kara arasında geçirgen bir kolaycılık değil, mevcut düzende! düzene!! kimseyi yem etmeden, sistemin getirilerini ye-nil-meden, ön yargılarımızla ipini çekme-pisliğinde boğulsun...vs. demeden önce, olgu her neyse o vakaya yukardan durum tespiti yapabilmek ve anlayışa bir seviye tutturma, gerçekçi bir yargıya varabilme düşüncesine hizmette bir semboldür.

seçtim bitti, artık eleştirebilirim, bu seçkinliğimden dolayıdır ki tahtımın!çevresinde pislik görmek istemiyorum..! deme kolaycılığındaki kibir in, iki yüzlü karasını da aklamanın kolay olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

konu hakkında son sözüm, Birey, yola taş koyanları işaret ettiği kadar o yola konulan taşın evsafına dair de düşünüp yine o taşın altına kimseyi gömmeden... hep birlikte bir anlayışta birleşerek ancak...akla karayı seçecektir
 

ayşenur

Yeni Üye
25 Ağu 2010
236
0
0
33
Işıkları örtün; ancak o zaman gerçek Ben'imi ortaya koyabilirim, arınmalı gözüm, görüşüm tüm yalan varlıklardan...

Karanlık!
Biz'i Biz'e bağışlayan ışık...
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
AKILLAN!
Amaçsız nefesler
Kaçan keyifler
Isırır zihnimizi
Lanetler bedenimizi
Labirenttir hayat
Ama biraz da bayat
Nerede buranın çıkışı?

(Uykusuz gecemin ürünü)
 

yazar yazamaz

Yeni Üye
23 Nis 2011
57
1
6
ak mı da kara mı getirin makarnamı

- Karalar mı akları karalar, aklar mı karaları aklar?
- Karalar mı akları haklar, aklar mı karaları haklar??
- Karalar mı akları pataklar, aklar mı karaları pataklar???
- Üf yaa.. şu tartışmayı kesin artık.. işte az kaldı,
az sonra ak mı da kara mı başkent Ankara mı göreceğiz..
- Tartışmıyoruz biz, bahis oynuyoruz.. tut karayı al parayı..
.............
Ve savaş başlıyoor.. Heey!.. Durun sıvışmayın.. top tüfek yok, kalem var..
- Anaa baştan söylesene ayol.. Huu!.. durun.. dönün.. silah yokmuuuş.. çocuklaar..
(..patırpatırpata.. dönenlerin ayak sesleri..)
(..takatırtukur..trrtt.. sandalyelerin ayak sesleri..)
- Çekirdek var.. patlak mısır.. pop korn..
- Çekirdekçi!.. huop!..

Hişşt! susalım lütfen savaş başladı..
İlk hamle ansızın apansızın ve amansızın yaman bir taarruz ile Karalar'dan gelir..
Karalar bir dalar, denizleri pardon Akları kolaycana cızıık cızıık.. diye
çizerler karalarlar kirletirler pisletirler..
Gafil avlanan Aklar'ın yüüz gööz üst baş kara kara çizikler içinde kalmıştır.

Gaa fiil gez me şaş kıın.. tırınana nom..
Bir güün aav lar laar.. tırınını nım..

Üstüne üstlük Karalar teneke çalıp oryantal göbecikler atıp
dalga geçmeye de başlarlar..
"Aklaar Aklaar.. şimdi sizi kim paklaar.. Hohuaa.."
..............
Aklar cephe gerisine çekilip, ellerine bezler fırçalar alırlar,
kovalara ılık sular doldurup içine beyazlatıcılar leke sökücüler katarlar,
ovalanırlar.. ovalanırlar.. çamurda yuvarlanırlar..

Fakat gel gör ki gara gara cızıklar bir türlü çıkmamakta,
Aklar'ın o güzelim melek rengi süt kaymak hatta yoğurt rengi üstünde
hala pis pis sırıtmaktadırlar..

Hamama giderler.. önce bir güzel terleyip kirleri yumuşatırlar..
köpük torbalarını sıvazlayıp keselenirler..
Cık, nafile..
- Çıkmeeyo çıkmeeyoooo.. n'apcez abicim biz şinci yaaa.. uhuuu...
eeyoo..eez.. cez cez cez.. aaa uuu..u u
(hamamdalar ya, sesler yankı yapıyor)

Yapacak bir şey yoktur artık.. onlara göre..
Oturuşup ağlaşmaya başlarlar..
Ağlarlaar ağlarlaar..
İç çeke çeke.. hıçkıra hünküre sümküre höyküre höyküre ağlarlar..

- Ay dur yazıcıı.. beni de ağlatıcan şimdi.. çok acıklı kıı..
- Hiç abartmıyorum, Aklar çok duygusaldır..
Ben n'apim, aynen öyle ağlıyorlar işte.
..............

- Anaa! o da neey???..
- Aayinanamıyuruuuuuz!!!..
- Heyyy.. yaşasun yaşasuuunn.. (arkadaş karadenizli)
(üsttekiler Ankara ve İstanbul)

N'oolduu?..
Ah ah n'oolsun sayın seyircileer.. daha n'ossuunn.. da müjdeler olsun
Akların gözyaşları BEYAAZmıış...
Tarana naam..

Evet, Aklar ağladıkça.. gözyaşları.. gara gara cızıkları paklamaktadır.
Dolayısı ile tabi Aklar yine aklaşmaktalar eski beyazlıklarına hızla yaklaşmaktalar..
az kaldıı.. bitiyor.. bittii..
Ooh bee.

Efsaneye göre buyenilgiden sonra da AKLAR bir daha Karalarla
dans bile etmediler.
Ooh bee
...........

- Ooh bee.. de.. aklıma bir şey takıldı..
- Aman takırtılarla yaşa takıntılarla yaşama, can.
- Diyorum ki, Aklar'ın gözyaşı ak ise Karalar'ınki de KARAdır..
- Evet n'olmuş?
- İstediğin kadar akla.. oturuşup ağlaşıncaa..
- Hayır oturuşup ağlaşmayı sadece Aklar yapıyor
Karalar AĞLAMASINI BİLMİYORLARKİ cancağzım.
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Felsefe fedakarlık ister. Felsefe uğruna kaybettiklerim için zaman zaman üzülsem de kazandıklarımı düşünüp mutlu olmaya çalışıyorum da seni kazanamadıktan sonra her şey boş sanki…
 

iuflsfozkn

Yeni Üye
8 Ocak 2011
641
0
16
39
Felsefe fedakarlık ister. Felsefe uğruna kaybettiklerim için zaman zaman üzülsem de kazandıklarımı düşünüp mutlu olmaya çalışıyorum da seni kazanamadıktan sonra her şey boş sanki…
Benden bir ornek istemiştin , hani bir filozof tanımı yapmıştım ya ben. Sokrates bu konuda gördüğüm ilk ornek . Özellikle savunmasını okursan orada daha iyi gireceksin . Baskalarının iyiliğine adanmış biri olduğunu ogrencilerinin ona olan düşkünlüğünde de gorebilirsin
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Benden bir ornek istemiştin , hani bir filozof tanımı yapmıştım ya ben. Sokrates bu konuda gördüğüm ilk ornek . Özellikle savunmasını okursan orada daha iyi gireceksin . Baskalarının iyiliğine adanmış biri olduğunu ogrencilerinin ona olan düşkünlüğünde de gorebilirsin

Bir itirafta bulunacağım. Bir sürü felsefe kitabı okudum ve okumaya devam ediyorum ama Sokrates'in Savunmasını daha bitiremedim. Çünkü çok sıkıcı o kitap ve saçma gelse de ben Sokrates'e inanmıyorum. Elalem Tanrı'ya filan inanmaz ama ben de Sokrates'in varolduğuna inanmıyorum...
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Felsefe fedakarlık ister. Felsefe uğruna kaybettiklerim için zaman zaman üzülsem de kazandıklarımı düşünüp mutlu olmaya çalışıyorum da seni kazanamadıktan sonra her şey boş sanki…
Yaşamda kayıp ya da kazanç yoktur.Bunlar bizim zihnimizde yarattığımız görece kurgular...Yaşam bir akıştır.Evrenin müziğiyle birlikte akarsan, yaşamın/mutluluğun bir parçası da sen olursun.Kendini tek başına bir ırmak, deniz veya okyanus sanırsan, ömrün akıntıya kürek çekmekle geçer...
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Düşünür yanında her zaman iki kitap taşır çünkü birini bitirdiğinde ikincisine ihtiyaç duyacağını bilir...
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Gölgeli bir ağacın altındaki banka hızla yürüyüp kapacakken bir çiftin de o bankı gözlerine kestirdiklerini anladım, ben yalnızdım ve adımlarımın yönünü değiştirip yeri onlara bıraktım. Başka bir yer buldum ve oturdum sonra da etrafıma baktım. Gördüğüm manzara etrafımda 4 çift var, gülüşüyorlar. Başımı öne eğdim ve kitabıma sıkı sıkı sarıldım...
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Genç özgürlüğe kanat çırpar, Azrail de ona göz kırpar... (Diyorum ama doğru mu, yanlış mı bilemedim.)
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Senin ruhundaki utanma duygusunun ve gösterişinin farkına varmaz olur muyum? Bana, insanların en yalnızına, güneşten önce geldln. Biz evvelden beri dostuz. Kederimiz, sevincimiz ve özümüz ortaktır. Güneşimiz bile ortaktır. Biz birbirimizle konuşmayız; çünkü pek çok şey biliriz. Biz birbirimize susarak hitap ederiz. Bilgilerimizi birbirimize gülümseyerek veririz.

Nietzsche (Böyle Buyurdu Zerdüşt - 3. Bölüm - Güneş Doğmadan - 3. Paragraf)
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Sorgulamayı seviyorum, belki de bu yüzden filozofum. Ama polis de olabilirdim, nihayetinde onlarda sorgular zanlıları?!
 

Süreyya Önal

Yeni Üye
16 Nis 2010
469
0
0
50
Fikren/Vicdanen ve fiilen kendini kendinde* temize (çeken) çeke bilen (*dünya ile helalleşen-bkz.helallik*) İnsan! ancak- her anlamda- dünyasını (dönüştürebilir) değiştirebilir .

(yoksam git-gel aynı dünya ve kafa hep aynı kafa ! olur mu dersiniz..olmazz tabi i:/ hem bıraktığı gibi!!! bulmak mıydı yoksa beterin beteri mi var.dı neydi o ata sözümüz... yazık ki o' insan/oğluna geçmişinden! hiç ders almıyor)


* Hakka niyet: Hiç kimsenin hakkını ( kul hakkı) çignememek ve kendisini insan-düşünebilen canlı bir form-kabul ettiği üzre bir/diğerinin- hakkını yokluğunda dahi kollayıp-canlı-cansız tabiatını! her daim gözetmek...aklen fikren vicdanen uyanık yani dikkatli/duyarlı olmak.

Haddini bilmeyen harama düşer- ki iki insan birbiri üzerine haklarını karşılıklı helal de etseler haramın dairesi bellidir ve harama bulaşanı/bulaşanları aşar! ve fakat birbirinden rızalık alıp helalleşme durumunda ancak kendileri için bir avuntu ile umut vardır!

bir diğer husus, göstermelik helallikler... hak ihlalinin zararı hak'ça tazmin edilmedikçe kul hakkının borç yükünden kurtuluşa erilmedikçe zalim ile mazlumun durumunda değişme olmaz!!!

Haram bu..Ne bedeller öder insan da her bedel kabul olmaz...Haddimizi bilmeli hakka riayet etmeli O'nu korumalı ...yine kendimiz! - kendiniz-için :/
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst