affetmemek nedir ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde A Harfinden Nedir? Başlıkları kategorisinde 5N1K tarafından oluşturulan affetmemek nedir ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,891 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı A Harfinden Nedir? Başlıkları
Konu Başlığı affetmemek nedir ?
Konbuyu başlatan 5N1K
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

5N1K

Kahin
Yeni Üye
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
67,692
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
44
bağışlamamak, hoş görmemek
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Affetmek Özgürleşmektir / Kerimcan Kamal

Bu biraz uzun olacak ama belki okuyacaklarınız belki bir gün sizin işinize de yarar diye düşünüyorum.
Sıkılmazsanız okuyun.
Ve bir gün siz de deneyin, çok rahatlayacaksınız.

Dün gece yine uyku yoktu.
Bir o oda, bir bu oda, bir bilgisayar, bir televizyon, iki sayfa şundan bundan derken yine kemiklerimden şikayetler başladı.
Gözlerim zaten küfür kıyamet.
Saç diplerim bile “git zıbar” diyor ama gel de aklıma anlat bunları.
Yatağa uzanır uzanmaz aynı film yine, yeniden başlıyor.
Bari gözlerimle barış yapayım diye banyoya gittim.
Yüzümü yıkadım.
Solum hala kapalı ama azıcık açılan sağ gözümün ucuna “o” ilişti.
Lavabonun içinde küçük, minik bir örümcek tırmanmaya çalışıp duruyordu.
Şaşkındım çünkü bu resmen Aziz Nesin’in “sekiz ayaklı Sisiphus”uydu.
Yıllar sonra onunla karşılaşmanın verdiği telaşla banyoda bir tur atmışım.
Çocukluğumun en trajik hikaye kahramanlarından biri tozlu sarı sayfalardan fışkırıp banyoma düşmüş gibiydi.
Sanki oturma odasında Küçük Prens ya da salonda Fedor amcayla karşılaşmış gibiydim.
Çocuklar için yazılmamıştır ama Sekiz ayaklı Sisiphus, Aziz Nesin’in Potin Bağı hikayesi, Bizim Köyü Deliler Baladı, Namus Gazı gibi muhteşem hikayelerinden biridir.
Küvete düşmüş bir örümceğin imkansız öyküsünü anlatır.Örümcek onca tırmanma yeteneğine rağmen küvetin kaygan, düz zeminine tutunamaz ve mitolojideki Sisiphus(Sisyphos,Sisifos) gibi tepeye yaklaşırken yeniden aşağı düşer ama hiç vazgeçmez. Anlatıcı Aziz Nesin, hikayesini onu kurtarıp kurtarmamak üzerine kurar.
Bense üstaddan çabuk davrandım ve bir kağıt parçasının ucuyla küçük örümceği alıp pencereden salıverdim gitti.
O dakika yarı kapalı gözlerimde bir şimşek çaktı.
Aklım yıllardır ilk kez bir oh çekti.
Örümceği kurtarırken örümceği değil kendimi kurtardığımı hissettim.
Oturup orada onun işkencesini izlesem ya da suyu açıp öldürsem aklım her gece olduğu gibi yine huzur bulmayacaktı.
Ve yıllardan beri kendi kendime yaptığım işkenceyi fark ettim.
Gün ağarırken o kelime beynimde dönüp duruyordu.
“Affetmek.”
Yıllardır herkesten dinleyip durduğum ama bir türlü beceremediğim o eylem.
Affet diyordu herkes ama olmuyordu.
Sonra bir arkadaşımın verdiği şu cümleleri sakladığım yerden çıkarıp okudum.
Kime ait olduğunu bilmiyorum o yüzden adını da yazamıyorum, beni affetsin.
“Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir. Affetmek bir süreçtir.
Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.”
Yıllardır yanlış insanlarıma hissettiğim öfkeyle yaşıyorum.
Susuyorum konuşmuyorum ama,
İdeallerimizi, hayallerimizi kendi bencillikleri uğruna mahveden ,harcayan insanlarıma olan öfkemi gece gündüz gittiğim heryere taşıyorum.
Bu öfkenin bana mücadeleye devam etme enerjisi verdiğini sanıyordum ama şimdi anlıyorum ki bu kızgınlığın ağırlığı ile tam tepeye ulaşırken yeniden aşağı düşüyorum.
Ve bu gece o örümceği kurtardıktan sonra aniden karar verdim.
Sizi affediyorum.
Başta seni affediyorum…
Seni de affediyorum…
Hepinizi tek tek affediyorum.
“Affetmek kolay değildir. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.
Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir.”
Sizi affediyorum.
En başta da seni…
Umarım hayat bundan sonra iyi şeyler getirir size.
Sizi artık sonsuza kadar kendimden bırakıyorum.
En son olarak da kendimi affediyorum.
Bunca yanlış insanı seçmiş olduğum ve yıllarımı harcadığım için kendime kızıyordum.
Artık kendimi affediyorum.
Aldığım tüm o yanlış kararları, hatalı tercihlerimi, hepsini affediyorum.
Bugün öğrendiklerimi başka türlü öğrenemeyecektim belki de.
Belki yine hatalar yapacağım ama aynıları olmayacak.
Bu satırları yazarken bile yaşadığım hafiflemeyi, rahatlamayı anlatamam .
Bütün sekiz ayaklı Sisiphus’larımı salıveriyorum.
Hırslarınızın ve bencilliklerinizin hücresinde yaşadığınız sonsuz işkencenize ortak olmayacağım artık, mecazen de olsa sizi öldürmek de istemiyorum eskisi gibi.
Hadi gidin ve artık rahat bırakın beni.
Sizi Allah’a havale ediyorum.
Ben sizi affediyorum.
İşte böyle önemli bir geceydi dün gece benim için.
Sabah ışıdı.
Hala biraz pus var var, gökyüzü de gri ama yeni bir gün başladı.
Buraya kadar okuyup sıkılmadıysanız size de son tavsiyem, siz de affedin.
“Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek...
Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz."

 

Quantum

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Eyl 2015
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Adam atını bağlamış az ötede namaza durmuş.Namaz sırasında bakmış bir hırsız ata musallat olmuş.Atın yükünü soymuş gitmiş.Bizimkisi namazı bitirip arkasından bağırmış.Sana hakkımı helal ediyorum.Etraftaki insanlar şaşkın.Sen ne biçim adamsın , insan bari hırsızın arkasından beddua eder demişler.Adam insanlara dönmüş.O hırsız kendine o kadar büyük zulüm etmiştir ki , onun öteki dünyada çekeceği azabı görseydiniz , siz de hakkınızı helal ederdiniz.

İnsan en büyük zulmü kendine yapar.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
biraz bi şeyler oluşmuş ama olmamış o
ama yine de şu sözleri aklıma getirdi

affetmek çukurda boğuşmayı kesmek gibi
ve kendine yetmeyen eylemi kısmak
ama bu değildi-dur
bi sarhoşun konuşması bu: -ha şuydu

şu sözleri aklıma getirdi yazılanlar!

--

yaşlılığı tanımlıyor Dağlarca:

"Yaşlanmanın tek sıkıntısı var: Kimi hatırlasam ölmüş. İyi yanları daha fazla: Herkesi affediyorsun. Gözlerim gücünü yitirdi. Bu yüzden mutlu oldum. Düşünerek sevmeye benziyor. Çok yaşamak içtenlikmiş.."


---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:13 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:44 ----------

Don Huan bir gün pazar'a gider -don huan bizim hikaye kahramanımız
hani şu on kitaplık, on serilik insan uzmanı-bilimci Castaneda'nın Kartal'ın Yolu kitabı serisinden

insan araya araya bulur
bir gün Castaneda isimli bu araştırmacı sanrı yapan bitkileri -mantarları- vb. merak eder ve düşer yollara bir araştıma-uzmanlaşma konusu için ve hikayesini yazmaya başlar

hikayede başkahraman peyote isimli bir mantardır-mescalin içerir, Sanrı yapan-türeten bu mantarın ve onun etkilerini peşindedir Castaneda
ve ona, bunu bilse bilse Don Huan bilir anlatır derler. ona git
ve ona gider Castaneda ve hikayemiz başlar
Don huan yaşlı bir Kızılderilirdir ya da yaşlı bir Kızılderili büyücüdür-sürekli şarkı söyleyen ve gülen bu adam
Don Huan da yıllarca-yıllardır çırağını/şakirtini aramaktadır/beklemektedir sanki ve bir usta çırak (anlatıcı-öğretici-bekleyici-beklenen şakirt) ilişkisi-anlatısı kurulur aralarında ve başlarız hikayeye
koyulurlar yollara ve hikayemiz de burada başlar

aradan saatler-zamanlar, sayfalar ve hikayeler (ve konular) geçer ve akar
biz hikayemize ve asıl konuya dönelim

Bir gün Don Huan kendi hayat hikayesini anlatmaya başlar
bu affetmek -bu küçük tiran hikayesinde

Don Huan bi köle çalışmaktadır bir çiftlikte
don huan elleri terli ve affetmemiş
ve affetmemiş don huan bizimle

bir çiftlik ağası var-kahyası, gaddar mı gaddar
don huan ve diğerlerine ve tümüne yapmadığını etmediğini bırakmayan bu adam bir tiran olarak tanımlanır ve bir küçük tirandır o -öğretici
öğretir çünkü kibri kini
öğretir kibri ve kini nasıl yöneteceğini yoksa nerden bileceksin

bi gün artık ölesiye dövülen don huan (film olur bundan dikakt edin!)
öldü sanılarak -diye- bir çöplüğe atılır her yeri yara bere içinde kan
ve orada hayatının gurusu ve velinimeti-öğreticisi -öğretmeni ile tanışır o da
o da yaşlı bir kızılderilidir ve yardım eder ona ve iyileştirir onu
yaralarını sarar yaşlı kızılderili büyücü telkinleriyle

sonra ne mi olur? (filmin sonunu bekleyin)

öğrenir yaşlı adamdan don huan, kibrin ve kinin nasıl yenileceğini ve bir usta olur
yüreğinde acı kalmaz-ateş kalmaz ve kin dökmez olur artık unutmuştur
artık hepsini ve herşeyi de
ve üstesinden de gelmiştir -yeni bir hayat -başka
artık bi dağ başında yaşlı bi köyde don huan -umarsızca yaşamaktadır da

ve bir gün bir saat gelir ve affetmeye karar verir düşünür nasıl affedeceğini de karar verir bu olanlara ve olacaklara da
-kini ve kibri de silmiştim der-ben de bitmişti de
bu hikayede don huan

-çiftliğe gidecektir yeniden, yaşlanmıştır artık onu kimse tanımayacaktır ve yaşlı azman rakibini de orada bulacaktır ve görecektir de
böylede olur hemen çalışmaya ve yola da koyulur ve çiftliğe girer de
yaşlı azman bekçi ve kovucuda orada çalışamaktadır hala ve onu bulmuştur da
işçilere de eziyet etmektedir ve etmeye de devam etmektedir hala
iyi ve yaşlı bir adam don huan, iyi ve yaşlı bir aziz kılığında evin hanımına yaranıyor ve bir dindar rolü oynuyor ve çiftliğin hanımıyla iyi geçiniyor ( -ona yaklaşmak-yakınlaşmak için -plan bu!)
-ayinler düzenliyor ve ne denilirse altta alıyor ve yapıyor
Oraya çiftliğe bir dindarhane -aynihane kuruyor ve bekliyor tam fırsatını ve anını
ve her şey yolunda

ve bir gün!,
tam saatini bekliyor işte! olayların pişmesini
ve bir gün tam saati geldiğinde
çıkıyor karşına adamın- ve gaddarın karşısına geçilip -kadının da/evin hanımınnın da huzurunda- gerçek bir sesle ve duruşla karşı çıkıyor ona ve onu öfkeden deliye döndürüyor, döndürecek sözler ediyor
kisme beklemiyor bunu ondan
kimse beklemiyor o adamdan bunu
yaşlı bir moruk-dindar kafa eğreti /ne denilirse yapan bir sığınakçı -bir adam bu anlıyor musunuz?
mosmor oluyor adam! elleri ve gözleri titriyor/parlıyor öfkeden deliye dönüyor
küçük düşüyor o kalabalığın öünde ve otoritesi oysa

bekliyorda bunu don huan
istiyorda onun hata yapması için
tam zamanında herkesin önünde onu küçük düşürerek yapıyor bunu -tam saatinde

adam peşinden koşmaya başlıyor tabi/gelmeye
hazır buna don huan -nereye kaçacağına kadar belli her şey
hazırlamış ve planlamış, sakince işliyor bu olanları hiç fire vermeden ve duygusal hataya da kıl payı bırakmadan sakince
atların ahırına gidiyor/koşuyor ve azgın bir atın ve azgın atların tepincesine sürüklüyor onu peşinden
öfkeden deliye dönmüşçesine koşan gözü görmeyen bu adamı
atların altına seriyor onu çiğnetmeye ve çiğnenmeye
öylede oluyor ve yeniyor yaşlı rakibini
ve çekip gidiyor don huan

ve bu bir intikam değil
ben intikam almamıştım -yüreğimde hiç bir şey hissetmiyordum- diyor don huan
-hiç bir intikam hevesim ve hırsım yoktu ben ölmüştüm ve o yaşıyordu ve bunu başkalarına da yapabiliyordu ve yapmaya da devam ediyordu
-ben yapmam gerekeni yaptım
hiç öfke duymadan
ve hiç intikam hırsı ve kin duymadan duygusuzca da olsa gidip onu alt ettim ve affettim!

şimdi bu hikaye de ne oldu;
televizyonu göstermeyen adam oldu
yani bu adamın hikayesini biz bilmeycektik ve bize ulaşmayacaktı
bir olay örgüsü bizi ona-onu bize taşıdı ve bu hikayesini bizlere ulaştırdı
başka olay örgüleriyle!

yani don huan hikayesinin aktarımını sağladı
en azından bu hikaye gerçekse! gerçek bir hikaye işte -filmlere konu da olur! gerisi hikaye!

affetmek?
affetmek affetmektir!
 
Son düzenleme:

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
Allah ım bi an deliriyorum sandım ,dejavu bu kadar uzun sürer mi diye ?İlahi sanalpanik oldum:))
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
orjinali 12 sayfa felan olmadı belki de bilemedim 27 sayfa bilmiyorum bir kitaptan bu bu kadar kısalttım ya işte!

---------- Mesajlar Birleştirildi 08.09.15 at 00:05 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani 07.09.15 at 23:09 ----------

Allah ım bi an deliriyorum sandım ,dejavu bu kadar uzun sürer mi diye ?İlahi sanalpanik oldum:))

19 sayfa burdan orjinali okunabilir-

sayfa -23-42 arasıdır

yılların aklımda bıraktıkları -izler- bu kadar olmalı değil mi?

burda da var ama özet mi tam mı bilmiyorum


diğer link -üstteki orjinal kitabın taraması sanırım

---------- Mesajlar Birleştirildi at 00:12 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 00:05 ----------

aslında hikaye sayfa 31. sonlarında başlıyormuş baktım da yani 12 sayfada doğru sayılır bu durumda

ama küçük tiran kavramına tam bir giriş için sayfa 28 den felanda okunabilir kısaltma için
tam hikaye için sayfa 31 den okumak yeterli
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst