- Konbuyu başlatan
- #1
E
evrensel-insan
Ziyaretçi
Bir birey olarak; evrensel-insan'in yazilarini degerlendirmek istiyorum.
Ornegin, ateizmin, sorunlarini ortaya koyan bir yazi yazilsa; teist arkadaslar bu yaziyi kendi pencerelerinden bakarak olumlu degerlendiriyorlar.
Ornegin, teizmin, sorunlarini ortaya koyan bir yazi yazilsa; ateist arkadaslar bu yaziyi kendi pencerelerinden olumlu degerlendiriyorlar.
Hakeza, milliyetciligin sorunlarini ortaya koyan bir yazi yazilsa; konu sadece Turk milliyetcilerinin tepkisini cekmiyor, ayni zamanda; baska milli-kokene mensup arkadaslar tarafindan, olumlu karsilaniyor.
Ayni sekilde, Ataturk'un yaptiklari ile ilgili bir sorunlari ortaya koyan bir yazi yazildiginda; bu sefer, Ataturk yanlilarinin olumsuz degerlendirmesi gundeme geldigi gibi; Ataturk yanlisi olmayanlarinda olumlu yanasimi gozden kacmiyor.
Velhasili kelam; hangi konudaki sorunlar ortaya atilirsa atilsin; sadece bir ideolojik inancsal dogru pencere bakimi temelinde ve o dogrunun algisi temelinde, yazilan yazilar, ya olumlu, ya da olumsuz degerlendiriliyor.
Ayni degerlendirme; yaratilissal/inancsal temelde de gecerli. Yaratilissal/inancsal sorunlari ortaya koyan herhangibir yazida; tanrisal bir yanasim uygulanarak; yazinin tanriyi red edici veya kabul edici icerigine paralel olarak; bu degerlendirmeler yapiliyor.
Emperyalist zihniyetin sorunlarinin ortaya kondugu yazilarda ise; yazi, hangi ideolojinin sorununu ortaya koyuyorsa, o ideoloji tarafindan olumsuz algilanmasinin yaninda; ona ters gelen baska bir ideoloji tarafindan, ya da emperyalizmin o konu edilen sorununu gorebilen ideoloji tarafindan ise olumlu degerlendiriliyor.
Bu degerlendirmeleri, her konuya tasimak mumkun. Yalniz degismeyen bir sey var. Evrensel-insanin, sorunu disaridan goren ve notr algi ile yazilan yazilari, hic degismiyor. Degisen, sadece o yaziyi okuyanin, hangi yaratilissal/inancsal/ideolojik dogru ile algilamasi.
Burdan soyle bir sonuc cikiyor. Sorunlar ne kadar ortaya konulursa konulsun. Sadece disaridan bakilarak gorulebiliyor. Ama; bu disaridan bakis; sadece dogru farkinin disaridan bakisi. Yani, dogrusalligin disindan bakis degil.
Hal boyle olunca da; kim hangi ideolojik inancsal dogruya sahipse, ancak onu savunuyor, sabitliyor ve ancak o pencereden bakabiliyor. Bu da sadece dogrular arasi ikna olma-etme yazismalarindan baska bir ise yaramiyor. Hem sorunlar, disaridan gorulemiyor, hem hic bir gorus notr algilanmiyor, hem hic bir gorus; kendi gorusunu acaba temelli nedenleyip, sorgulamiyor.
Boylece, ayni veya paralel nitelikteki ideolojik inancsal dogrular arasi bir ittifak kurulurken; farkli ideolojik inancsal dogrular arasi bir itilaf gruplasmasi doguyor.
Iste bu kutuplasmanin, sabitligi ve sahipligi; kimsenin kimseden alabilecegi, olasi bilgiyi, tecrubeyi, gozlemi ve de bilinci onluyor.
Tabi butun bu yazismalarin sonucu; kisilerin dusuncelerinde etiketler ve yakistirmalar tek tarafli olusuyor. Bu da kisileri, daha duygusal, kutupsal ve kisisel yazismalara itiyor ve bazan da ortalik karisiyor.
Velhasili kelam, butun bunlar algi olarak; tum bu yazisma icerik ve uslubunun 19. yuzyil ile sinirliligini gosteriyor.
Bu degerlendirme, benim bir birey olarak; hem evrensel-insan'in dusuncelerinin nasil ve neden oyle algilandigini ve sitedeki yazisma trafiginin neden ve nasil boyle bir gorunume sahip oldugunu ortaya koyumudur.
Ornegin, ateizmin, sorunlarini ortaya koyan bir yazi yazilsa; teist arkadaslar bu yaziyi kendi pencerelerinden bakarak olumlu degerlendiriyorlar.
Ornegin, teizmin, sorunlarini ortaya koyan bir yazi yazilsa; ateist arkadaslar bu yaziyi kendi pencerelerinden olumlu degerlendiriyorlar.
Hakeza, milliyetciligin sorunlarini ortaya koyan bir yazi yazilsa; konu sadece Turk milliyetcilerinin tepkisini cekmiyor, ayni zamanda; baska milli-kokene mensup arkadaslar tarafindan, olumlu karsilaniyor.
Ayni sekilde, Ataturk'un yaptiklari ile ilgili bir sorunlari ortaya koyan bir yazi yazildiginda; bu sefer, Ataturk yanlilarinin olumsuz degerlendirmesi gundeme geldigi gibi; Ataturk yanlisi olmayanlarinda olumlu yanasimi gozden kacmiyor.
Velhasili kelam; hangi konudaki sorunlar ortaya atilirsa atilsin; sadece bir ideolojik inancsal dogru pencere bakimi temelinde ve o dogrunun algisi temelinde, yazilan yazilar, ya olumlu, ya da olumsuz degerlendiriliyor.
Ayni degerlendirme; yaratilissal/inancsal temelde de gecerli. Yaratilissal/inancsal sorunlari ortaya koyan herhangibir yazida; tanrisal bir yanasim uygulanarak; yazinin tanriyi red edici veya kabul edici icerigine paralel olarak; bu degerlendirmeler yapiliyor.
Emperyalist zihniyetin sorunlarinin ortaya kondugu yazilarda ise; yazi, hangi ideolojinin sorununu ortaya koyuyorsa, o ideoloji tarafindan olumsuz algilanmasinin yaninda; ona ters gelen baska bir ideoloji tarafindan, ya da emperyalizmin o konu edilen sorununu gorebilen ideoloji tarafindan ise olumlu degerlendiriliyor.
Bu degerlendirmeleri, her konuya tasimak mumkun. Yalniz degismeyen bir sey var. Evrensel-insanin, sorunu disaridan goren ve notr algi ile yazilan yazilari, hic degismiyor. Degisen, sadece o yaziyi okuyanin, hangi yaratilissal/inancsal/ideolojik dogru ile algilamasi.
Burdan soyle bir sonuc cikiyor. Sorunlar ne kadar ortaya konulursa konulsun. Sadece disaridan bakilarak gorulebiliyor. Ama; bu disaridan bakis; sadece dogru farkinin disaridan bakisi. Yani, dogrusalligin disindan bakis degil.
Hal boyle olunca da; kim hangi ideolojik inancsal dogruya sahipse, ancak onu savunuyor, sabitliyor ve ancak o pencereden bakabiliyor. Bu da sadece dogrular arasi ikna olma-etme yazismalarindan baska bir ise yaramiyor. Hem sorunlar, disaridan gorulemiyor, hem hic bir gorus notr algilanmiyor, hem hic bir gorus; kendi gorusunu acaba temelli nedenleyip, sorgulamiyor.
Boylece, ayni veya paralel nitelikteki ideolojik inancsal dogrular arasi bir ittifak kurulurken; farkli ideolojik inancsal dogrular arasi bir itilaf gruplasmasi doguyor.
Iste bu kutuplasmanin, sabitligi ve sahipligi; kimsenin kimseden alabilecegi, olasi bilgiyi, tecrubeyi, gozlemi ve de bilinci onluyor.
Tabi butun bu yazismalarin sonucu; kisilerin dusuncelerinde etiketler ve yakistirmalar tek tarafli olusuyor. Bu da kisileri, daha duygusal, kutupsal ve kisisel yazismalara itiyor ve bazan da ortalik karisiyor.
Velhasili kelam, butun bunlar algi olarak; tum bu yazisma icerik ve uslubunun 19. yuzyil ile sinirliligini gosteriyor.
Bu degerlendirme, benim bir birey olarak; hem evrensel-insan'in dusuncelerinin nasil ve neden oyle algilandigini ve sitedeki yazisma trafiginin neden ve nasil boyle bir gorunume sahip oldugunu ortaya koyumudur.