Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Tabu

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
teknik bir olumsuzluğu düzeltirken, katılımcı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum

--------------------------------------------------------------------------------
Tabu?

Tartışılmadan benimsenen, dokunulmaktan korkulan statükonun düşüncedeki yansımaları/duvarlarıdır. Düş dünyamızı parçalayan ve onu köleleştiren, adeta esir alan sözde değerlerdir. Peşin benimsemeyi zorunlu olarak taşıdığı için doğruluğu hiçbir zaman kanıtlanamayan toplumsal dayatmalar ile oluşan bireysel korkulardır. Bir düşüncenin/ bir hipotezin / bir bilginin doğruluğu ancak tartışılmaya, eleştiriye açık olması ile mümkündür. Tartışmaya kapalı bir düşünce peşin olarak yanlış olduğu için kapalı olmak zorundadır. Demek ki, tabular yanlış olan düşüncelerin doğru olarak benimsenmesi anlamına gelir ki, bu durum, bilincin inkarıdır. İnsan türü bilincini/tarihsel belleğini neden inkar eder ki?

Tabulara sığınmak belki de düşünmeyi gerektirmediği için tembelliği yeğleyen insan türünün bir sığınağı olmasın?

Korku neyi doğurur?

--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.


sümeyra
kadın doğulmaz kadın olunur!!!

--------------------------------------------------------------------------------
tabulara sığınmak kolaydır çünkü direniş göstermek sancı gerektirir,bu da zinde bir beyin/ruh ister..
korku neyi doğurur?içe kapanmayı,doğru gösterileni sorgulamamayı,üretim istenci yoksunluğunu,tembelliği,kendine yabancılaşmayı,sevgisizliği,değersizlik duygusunu dolayısıyla güvensizliği,kimsesizliği..korku bireyin/toplumun başındaki en büyük beladır,hemen hemen her sorunun-en azından çözümsüzlüğün-temelinde bu duygu yatar.bazen öyle geliyor ki bana;sanki korkularımızdan sıyrılırsak barış hemen filizlenecek,sistemin en katı parçaları dağılıp yok olacak,yepyeni bir dünya kurulacak..tabi ki kolay değil(itirazları duyar gibiyim)ama ilk adım için en önemli kıvılcım bu,tabularımızın farkına varmak ve özgürlüğümüzü nasıl zehirlediğini görmek..




nejdet

--------------------------------------------------------------------------------
korku korkuyu doğuracaktır; istediği de budur aslında...umutsuzluk ve korku bundan medet umanların/çıkar sağlayanların belkide en büyük silahı/kullandıkları güçtür. umutsuzluğa kapılmış ve korkudan sinmiş bir kitle, boyun eğmeye hazırdır. kitleyi denetim altında bulundurmak istiyorsak önce onun karşı gelmesini önleyeceğimiz bir takım yargıları/tabulaştırarak önüne koymalıyız. sakın ha şu,şu,şu değerlere karşı gelme; sonra çarpılırsın...sorna demeliyiz sen artık bunları benimsemiş olduğuna göre artık şu,şu,şu olanları peşinen kabul etmişsindir. o da hemen yanıt olarak diyecektir ki, "evet"...tabuları bu şekilde genel bir değer yargısına dönüştürüp maddi bir güce eriştirdiğimizde ise artık sırt üstü uzanıp sonuçlarını görmekten büyük keyif alabiliriz. "sen/siz/senin/sizin iradesi yok oldu arık, ben/biz/bizim irademiz egemendir; ya benimsersin ya da benimsersin!"

içlerinden biri kalkıp sorgular; neden? diye...tabuyu yaratanlar susarlar; çünkü onların gücü kendilerinde değildir. tabuya inananlar bu söz üzerine hemen atılıp derler ki, "bunu nasıl sorgularsın? "

tabuyu yaratanların gücü ona inananların sayısı ile orantılıdır!!!!!!!!!!!!!!!!

ona inanların sayısı!!!!!!!!!!
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.


sümeyra
kadın doğulmaz kadın olunur!!!

--------------------------------------------------------------------------------
Tabuları basleyen sorgulamayı unutan zihinlerimizdir..ve bu çok derinlerdedir,karakutusudur insanın.Çok küçükken başlar çok soru soran beynimize ceza yağdırmalar,örselemeler..
Altı yaşında iki öğrencimin diyaloglarını örneklendirirsem tabunun nasıl sinsi şekilde içimize işlediğini daha net anlatmış olurum..bir kız öğrencim erkek öğrencime tek başına bakkala gittiğini söyledi,diğerinin verdiği yanıt şu oldu;kızlar tek başına sokağa çıkmaz,bi de kahvenin önünden mi geçtin?''ikiside 6 yaşında..yargılarını değiştirmek artık çok zor:(minicik zihinlere alelacele yerleştirilen,en hayati meselelerden biridir baskıcı-ayrımcı kadın politikaları..hal böyleyken umuda sarılmak oldukça güç.



nejdet

--------------------------------------------------------------------------------
Önce kitaplar yakıldı. Suçlu bulunmuştu. Kitaplar. Yakılmalıydılar, ki dillerin, dinlerin ve kültürlerin kesintisiz tarihsel süreçlerinde var olan diyalogları kopsun, parçalansın diye...Söz kopmadı diğerinden ne ki vakanivüler çala-kalem yazıp durmaktaydılar; tahribat diz-boyunu geçtiğinde bu kadarı da olmaz deyip isyan ettiler...

--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.


sümeyra
kadın doğulmaz kadın olunur!!!
--------------------------------------------------------------------------------
insan bunu neden yaptı peki?



nejdet

--------------------------------------------------------------------------------
Yığınlarca işsiz vardı ve etiket hazırdı; yaftası yakalarında başladılar hem konuşmaya hem de yazmaya...Dünyalar keşfedilmiş diye yazdılar önce...Bar-barları çağdaşlaştırmalıyız dediler. Öteki deyip despotik gördüler. Efendi yönetmeliydi ve dizginlemeliydi her şeyi; köleleştiler ve efendinin gözüyle gördüler kendilerini...

--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
"üst-insan", "üstün-insan" tanımları birer tabulaştırma eylemidir. tabu konulan olgu tartışılamaz ve tabulaştırılan kişinin söz-eylemlerinde bir gerekçe aranamaz, sorgulanamaz; peşin-benimsemeyi gerektirirler. bu durum tabulaştırılan kişiyi/olguyu yüceltmez aslında, onu öldürür; onun ölümü üzerine onu tabulaştıranlar kendi istek ve düşünce ve arzularını ona mal ederek sorunsuz elde etme şansını yaratmış olurlar. Tabu panzehirini mühründe taşıyan bir çökme/ölme şeklidir.
 

Bilinmez

Yeni Üye
7 Ocak 2010
48
0
0
46
Tabu, insanin kendi kendini kapattigi rutubetli (zamanla cürütür) ve karanlik (hicbirsey göremessin) bir odadir, korkuyla disardan kilitlenir, cesaret ve bilgiyle kapisi icerden kirilabilir. Kirarsan kapiyi sana ödettirirler.
 

telrunya

Yeni Üye
18 Kas 2009
531
2
18
35
...bu durum tabulaştırılan kişiyi/olguyu yüceltmez aslında, onu öldürür; onun ölümü üzerine onu tabulaştıranlar kendi istek ve düşünce ve arzularını ona mal ederek sorunsuz elde etme şansını yaratmış olurlar. Tabu panzehirini mühründe taşıyan bir çökme/ölme şeklidir.

Söylemine katılıyorum Nejdet.. Güzel bir konuya değinmişsin.
"Başkalarının düşünceleriyle bilgelik etmektense, kendi hesabına delilik etmek daha iyidir!" der Nietzsche. :)
 

Aksiyom

Yeni Üye
4 Tem 2009
569
1
0
34
"üst-insan", "üstün-insan" tanımları birer tabulaştırma eylemidir. tabu konulan olgu tartışılamaz ve tabulaştırılan kişinin söz-eylemlerinde bir gerekçe aranamaz, sorgulanamaz; peşin-benimsemeyi gerektirirler. bu durum tabulaştırılan kişiyi/olguyu yüceltmez aslında, onu öldürür; onun ölümü üzerine onu tabulaştıranlar kendi istek ve düşünce ve arzularını ona mal ederek sorunsuz elde etme şansını yaratmış olurlar. Tabu panzehirini mühründe taşıyan bir çökme/ölme şeklidir.

O halde tabuyu aslında sorgulama korkusu olarak nitelendirebiliriz.Peşin kabul görülen hiç bir şüphe dahi duyulmayan kendi içinde kendisizliğini yaşayandır.
Sorunsuz (!) sorunlar bunlar..
Saygılarımla.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
“Tabu koymak” çok eskilerden günümüze kadar gelen bir olgudur. Kaybolmasından korkulan şeyi/olguyu büyü yaparak zapt-u-rapt altına alan insan, zamanla büyüyü yitirince “tabu” ile baş-başa kaldı. Bir zamanlar ateşi denetim altına almış olsa da, ateş bir top gibi avuçlarında dönmeye başladığında yarattığı eseri, ateş topunun içinden çıkartmak zorunda kalacaktı. Büyüsü bozulan tabu, killi mühür içindeki şeyi/olguyu koruyamaz olmuştu; o, saklı-kutusunda ebediyen çürümeye başlamıştı. İnsan bunu fark ettiğinde çok yara almış, müthiş kayıplar vermiş ve irdeleme zamanı geldi demişti. Mühür kırılıp tabu bozulacak ve saklı-kutudaki olgu gözlemlenerek tartışılacak ve didiklenip çözümlenecekti. Çürümeye karşı bir panzehir aranmaktaydı; tabulaştırmamak!

Tabulaştırmak, olguyu saklı-kutusunda sonsuza kadar çürümeye terk etmektir; ona değer vermek ve önemsemek değildir. Panzehiri mühürdedir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Örneğin; Bir kadın bekaret (kızlık) tabusunu yıkmak istese bile ne yapabilir ki? topluma/ diğerlerine rağmen nasıl olabilir?
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
sorunu biraz daha geniş çerçevede ele almak gerektiği kanısındayım;" bekaret tabusu" yerine "cinsiyet tabusu" olarak geniş pencereden bakmaya ne dersiniz? bu konuda sizin düşüncelerinizi öğrenmek isterdim; mümkünse...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
sorunu biraz daha geniş çerçevede ele almak gerektiği kanısındayım;" bekaret tabusu" yerine "cinsiyet tabusu" olarak geniş pencereden bakmaya ne dersiniz? bu konuda sizin düşüncelerinizi öğrenmek isterdim; mümkünse...

Cinsiyet tabusu konusunda şahsım adına çok net ifadelerde bulunamam. çünkü henüz net bir fikre yada duruşa ulaşabilmiş değilim. ancak ifade etmeyen çalışayım kendimi;

Oldukça ataerkil bir dedem vardı ve evin reisi oydu. ondan oldukça etkilendiğimi farkettim büyüdükçe. kadına mirastan pay bile verilmez dedemin geldiği gelenekte ve sözü çok geçmez/dinlenmez. ancak babam dedem gibi değildir. bende dedem gibi değilim olamamda zaten. benim en sevdiğim kardeşim en küçügümüz olan kız kardeşimdir. belkide ona olan sevgimden ötürü kadınları hayatımın hiçbir döneminde ikinci planda görmedim hatta daha değerli gördüm /görüyorum diyebilirim.

Ancak kendimi analiz etmeye çalıştığımda gerek yetiştiğim ailem,çevrem,şahit olduklarım ,tecrübelerim vb. cinsellik tabusunun ve kadının erkek egemenliği altında tutulmaya çalışılmasının çokta mantıksız/akıl dışı ,hatta çokta haksız olmadığı yönünde. tarih boyu ''şeytan'' veya ''bozguncu'' olarak yaftalanan kadınlarda malesef bu yaftayı hakedecek davranışları bende görüyorum. ancak bunun sebebi irdelendiğinde iş oldukça karışacak tabiki. belkide içinden çıkılmaz bir hal alacak. ben bu karmaşaya girmeden bu durumlar hakkında net olmaya en yakın olan görüşümü söylemek istiyorum;

Bence ; kadınlar cinsel kimlik ve pozisyonları gereği iç güdüsel olarak erkeğe/güce eğilmeye müsaitler. (içine alan / içine veren durumundan belkide birazda)
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
cinsellik "kendini yaratan insan" için bir iç-güdü olmaktan çıkmıştır; bunun cinsler açısından farkı olmadığı kanısındayım. ayrıca "insan" teması üzerinden yaklaşmayı denersek, cinselliğin yok olduğunu görebiliriz; bu bağlamda üstünlük kalmaz. yorumunun ikinci paragrafında yer alan düşüncelerine katılmıyorum. hiç bir birey yek-diğerini sizin tabirinizle söyleyeyim, "şeytan", "bozguncu" görme hakkını haiz değildir. Bu yaklaşımın beş-bin yıllık bir erk-egemen birikimin yansıması olduğu çok net görülmektedir; dediğim gibi bekaret tabusu değil "erk-egemen tabu" dediğimiz "cinsiyet tabusudur" giderilmesi gereken...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Bende ''şeytan'' 'bozguncu'' görme hakkına haiz olduğumu/olduğumuzu iddia etmiyorum. Bu bir yaftalama. ancak kadınlarda bir beğenilme/arzulanma içgüdüsü var bana göre. cinselliklerini/kadınlıklarını erkeklerden daha çok öne çıkarmayı seviyorlar. ve erkeklerinde zafiyeti var malesef. aslında bu karşılıklı bir ilişki. ama burada belirleyici unsur bana göre kadın. erkek güzelliğinden etkilendiği bir kadının tesirinden çok zor kurtulur. kadınlarda bunu kullanabiliyorlar malesef.

cinsellik "kendini yaratan insan" için bir iç-güdü olmaktan çıkmıştır. sözünüzü ise anlamadım. cinsellik bilinçli yaşanabilecek birşey değil ki ,haz-tatmin dediğimiz şeyin olması için aklın -düşüncenin devre dışı kalması gerekmiyor mu?
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
Bende ''şeytan'' 'bozguncu'' görme hakkına haiz olduğumu/olduğumuzu iddia etmiyorum. Bu bir yaftalama. ancak kadınlarda bir beğenilme/arzulanma içgüdüsü var bana göre. cinselliklerini/kadınlıklarını erkeklerden daha çok öne çıkarmayı seviyorlar. ve erkeklerinde zafiyeti var malesef. aslında bu karşılıklı bir ilişki. ama burada belirleyici unsur bana göre kadın. erkek güzelliğinden etkilendiği bir kadının tesirinden çok zor kurtulur. kadınlarda bunu kullanabiliyorlar malesef.

cinsellik "kendini yaratan insan" için bir iç-güdü olmaktan çıkmıştır. sözünüzü ise anlamadım. cinsellik bilinçli yaşanabilecek birşey değil ki ,haz-tatmin dediğimiz şeyin olması için aklın -düşüncenin devre dışı kalması gerekmiyor mu?

cinsellik, bilinçli yaşanabilir bir edim/eylemdir. ki, bu nedenle iç-güdü olmaktan çıktığını söyleyebiliyoruz. ayrıca üreten-kadın-ın türün sürdürülmesindeki belirleyiciliği onun cinsel olarak cazip fizik ve duygulanımını belirleyen faktörlerdendir. ancak, bunun bir araç olarak kullanılması toplumsal-tarihsel süreçlerden geçerek günümüze ulaşan bir yaklaşım, davranış biçimidir. kadının kölelerin ilki -ilk köle insan- olduğu hesaba katılacak olunduğunda, onun araçsallığının köklerinde erk-egemenin olduğu görülecektir. bekaret tabusunu yaratan, ona sığınan ve kadının sevgisini, sadakatini biyolojik bir doku ile sınırlandıran, ölçmeye kalkan ve bunu yaparken de aslında "kendini kandıran" da erk-egemendir. demek ki, "kendini yaratan insan" bununla yetinmemiş kendini kandıran insan-a dönüşmüştür.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst