Tanrı Ölmüş Olabilir mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde Furkan Topal tarafından oluşturulan Tanrı Ölmüş Olabilir mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 18,342 kez görüntülenmiş, 109 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Tanrı Ölmüş Olabilir mi?
Konbuyu başlatan Furkan Topal
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
MuhammedNUR ve Preatorian kişisel tartışmalarınızı foruma taşımayınız ve tartışmaya son veriniz. MuhammedNUR forum içeriği dışı ve ciddi tartışmalara sebebiyet veren ve dini istismar edecek mesajlar yazmayınız, tekrarı halinde cezai işlem uygulamak zorunda kalacağım.
Saygılar...
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
cok ciddi bir suç argümanı aslında " dini istismara sebebiyet vermek" ...düşündürücü...
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Tebliğ yapmanın müslümanın sorumluluklarından biri yani farz olduğunu bilmiyorsun herhalde? İyi o halde,üstüme düşeni yapıyor ve sana tebliği seninde yapman gerektiğini söylüyorum. Allah'ın ayetlerini yaymak sadece iyi bir amel değil,farzdır. İlk defa Allah'ın sözlerinden rahatsız olan bir müslüman gördüm. Daha doğrusu müslüman mı gördüm onuda bilmiyorum...

Farzınızı ben mesaj taşıyıcıyım şeklindemi sunuyorsun? Ayetler madem sürekli tartışma konusu hangi ayete istinaden farzını yerine getiriyor ve bunu farz görüyorsun? Sen benim müslümanlığım hakkında en ufak söz söyleme hakkında sahip olmadığın gibi bunu bilemezsinde o yüzden haddini bilde konuş!!!! Zaten buna saygınız olmadığından ona yayarım buna yayarım onun kulağını çeker buna söylerim modundasınız! Ayıp ayıp!
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Allah'ın varlığına ve sıfatlarına tam olarak inanan bir insan için konu başlığı aslında kışkırtıcı görünüyor. Konu, Tartışma sürecinde ise ne anlamsız yönlere gitmiş.
Allah' ın kendisini tanıttığı isimler arasında TANRI zaten mevcut değil. Ancak toplumda yanlış edinilmiş alışkanlık nedeniyle Tanrı kelimesi genellikle ALLAH kast edilerek kullanılıyor. Bu yüzden "Tanrı" nın ölmüş olasılığı gibi bir konu doğal olarak inanan kişiyi ürpertiyor.

Allah' ın ölümsüzlüğünü beyan etmek Müslüman olarak yaşayan bir insana dindaşlık görevi olarak Allah tarafından yükümlülük olarak belirtilmiş. Bundan dine ve inanca saygı duyan hiç bir kimsenin rahatsız olmaması gerekir diye düşünüyorum. Farz olan bir konuyu bir insana yada insanlara ileten kişi ne Cebrail olmak nede mesaj taşıyıcı anlamına gelmez. Dinde beyan vardır; zorlama yoktur. Bu konuda; Allah'a inanmayan kişiler neden inananlardan çok daha fevriler?diye bir soru geliyor aklıma. Ve " Sanırım her ne olursa olsun vicdanları rahatsız oluyor. Ama içinde bulundukları derin boşlukta debelenmekten gerçekleri görme gücünü bulamıyorlar olsa gerek"...şeklinde kendi kendimi yanıtlıyorum.

Allah tek ilahtır. Ölümsüzdür. Bütün semavi dinlerde de aynı inanç vardır.
Din uydurup, (haşa) uyduruk bir ilah "TANRI" ilan etmek ne kadar aklıselimdir onu bilemiyorum, gülünç geliyor bana.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Tebliğ yapmanın müslümanın sorumluluklarından biri yani farz olduğunu bilmiyorsun herhalde? İyi o halde,üstüme düşeni yapıyor ve sana tebliği seninde yapman gerektiğini söylüyorum. Allah'ın ayetlerini yaymak sadece iyi bir amel değil,farzdır. İlk defa Allah'ın sözlerinden rahatsız olan bir müslüman gördüm. Daha doğrusu müslüman mı gördüm onuda bilmiyorum...



Kimsenin müslümanlığını ya da dini inanışını/inanmayışını eleştirmek eleştirmek ne sana ne de başkasına düşer. İyi valla kimse senin gibi inanmıyor ya da düşünmüyor diye başkasına çamur atmak ne kadar da işin kolayı. Lütfen bu tarz yorumlardan kaçınınız. Kişisel hakaret olarak görülüp uzaklaştırılacaktır böyle yorumlar yapanlar.


yazdığım ayet konuyla alakalı
dini istismar etmek gibi bir gereksinimim yok
ayetler yüzyıllardır zaten ciddi tartışma çıkarıyor bu da benim problemim değil

burası taraflı bir siteyse cezayı baştan verde boşuna uğraşmayayım


Ya sizin gibi düşünmeyince iyi etiket yapıştırıyorsunuz foruma "taraflı site" diye. Başkasına saygı göstermeyen saygı beklemesin! Burada olabildiğince tarafsız bakmaya çalışıyoruz.
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
atomla EİNSTEİN in böyle bir alakası yoktur.2000 yıldan daha uzun bir süredir varlığı bilinen bir şey...1800 lerin başında dalton la çağ atlamıştır o ayrı

bu arada meraklısına nietzsche den time atom theory

Atomun varlığının kanıtlanması için atom kavramının olması gerekir zaten. Benim dediğimle bunun hiçbir alakası yok. Ben atoımun varlığının kanıtlanmasından bahsediyorum. Yani M.Ö. 4. yüzyılda Demokritos atomun varlığını kanıtladı ve ondan sonra kabul edildi öyle mi? Yok bunu söylemiyorsanız, ki kimse söyleyemez, o zaman o yazdığınızın saçmalığını kabul etmek zorundasınız.

Ernst Mach 20. yüzyılın başlarında bile atomları reddediyorsa, demek ki 19. yüzyılda atomların varlığı kanıtlanmamış değil mi? Ben fizikçi değilim, ama okuduğum her yerde 1905 yılındaki 5 makalesinden biri olan Brown hareketini açıkladığı makalesinde Einstein'ın atomların varlığını kanıtladığı yazıyor. Kaynak göstermek zor değil.
 

husam95

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2011
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
ben tanrı diyince illada Alah'ı düşünmüyorum. Her kesin kafasında bir tanrı imajı bi de inanın ALLAH inancı vardır.
olayları dinsel deilde biaz daha düşüncesel olarak irdelemk gerekirse , benim düşüncem şu :
kafamda bir tanrı oluşturdum ve bu tanrı bence yaşıyor hala kendini ara ara gösteriyor... Sizin tanrı anlayışınız ve ondan beklentileriniz değiştikçe onu öldürürsünüz de yüceltirsiniz de ...
 

MuhammedNUR

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Nis 2011
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
kuran ayetlerine tahammulu olmayıp ben yazdıkça silinen bir sitede durmanın anlamı yok
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Gerçekten Kur'an ayetleri okumak isteyen/anlamak isteyen buradan parça parça kopuk şekilde yazılmış şekilde değil orijinal Kur'an ı eline alıp okur emin ol.
Mesajın ayetlere olan düşmanlıktan değil yorum değeri taşımadığı; kişisel görüşünün bulunmadığı için silindi.
 

husam95

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2011
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
MuhammedNUR sende düşünceni açıkça dile getir olaya at gözlüğüyle dalma.Bazı olaylar bildiğiniz gerçekleri bi kenara koyup objektif bakmayı gerektirir.Böyle durumlarda objektif olmayı beceremiyosan hiç oraya buraya atar yapmacan...
Kimin gerçek müslüman olduğu inandığı uğurda ahiret günü sorgulanır....
 
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Ernst Mach 20. yüzyılın başlarında bile atomları reddediyorsa, demek ki 19. yüzyılda atomların varlığı kanıtlanmamış değil mi? Ben fizikçi değilim, ama okuduğum her yerde 1905 yılındaki 5 makalesinden biri olan Brown hareketini açıkladığı makalesinde Einstein'ın atomların varlığını kanıtladığı yazıyor. Kaynak göstermek zor değil.
ernst mach ın atom teorisine karşı çıktığı doğrudur ve bunu yanılmıyorsam 1911 de de tekrar etmiştir..ama einstein 1905 de atomun varlığını kanıtladı ise, 1911 de böylesine büyük bir fizikçi halen neden inkar ediyor?..bu inkar ernst mach ın felsefi bakışı yüzünden sanırım çünkü çok daha önceleri atomun içine bile girilmişti..
aslında işin özü şu..atom bir ev gibidir..bu alanda çalışan seçkin bilim adamları bu evin inşasına katkıda bulunmuştur, tek bir kişinin çabası değildir..bahsettiğiniz makalenin özetini bulup okudum ama einstein a bunu mal etmek doğru değil..
einstein 1905 de atomun varlığını kanıtladı diyorsunuz, halbuki 1897 yılında, İngiliz bilim adamı J. J. Thomson üzerinde çalıştığı deneyler sonucunda atomların eksi yüklü elektronları içerdiği sonucuna vardı..bırakın atomu,1897 de.. içindeki elektronu keşfetti thompson..

görünen o ki,einstein ın brown hareketi konulu makalesi ise malumun ilanıydı....bu tartışma bana şöyle fayda verdi..bu makaleyi okuma fırsatım oldu, özet olsa da..

bu arada einstein ı çok severim..yıllar önce einstein in niçin sosyalizm makalesini okuduğumda bir devrimci olarak bir kez daha sevdim..
 

lepisma sakkarina

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Nis 2011
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
tanrı' yla aynı fikirde değilim
intihar edenlerin
cehenneme gideceği konusunda.
kainatın yaratılışına
katılmaktan bıktığımda ruhum,
intihar edeceğim ben de
denenmemiş bir yolla.
ben ateist değilim, babasıymış gibi
tanrı' ya küsen bir çocuğum.
eğer tanrı intihar edenleri ve nietzsche' yi
cehenneme gönderirse
cehennemde yanmayı tercih ederim ben de,
tanrı dürüstlüğü sever.
tanrı'nın hayal gücünü beğenmiyorum.
ben tanrı olsam
peygamberler göndermez
direkt konuşurdum insanlarla.ben tanrı olsam intihar ederdim
insanlarla birlikte
acı çekmeyi öğrenemediğim için...
 

nilüfer

Üye
Yeni Üye
Katılım
29 Kas 2008
Mesajlar
246
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hiç var olmamış olabilir.Sonsuz dünya görüşünü düşünürsek bir başlangıç olması gerekmez başlangıç olmadığı içinde sonda olmaz.Var olan hiçbirşey yok olmaz sadece dönüşür.Yıldızlar gibi güneşte bir gün sönüp tuz buz olup içinde genetik kopyalarımızla birlikte uzayın derinliklerine savrulacak.Hayatın yeniden başlayabileceği yeni bir sisteme kozmik yağmurlar olarak yağacak ve herşey yeniden başlayacak..
Belkide bundan önce binlerce kez böyle olmuş, sürekli bir dönüşüm neden olmasın?
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Herşeyin başlangıcı vardır, yaratıcı dışında. Yaratıcı konusunda cesurca konuşuyoruz. Kendi bedenimiz bile bize sormadan hareket edip duruyor. Karciğer tam 4000 fonksiyon icra ediyor bizden habersiz. Hücreler ölüp tekrar diriliyor... Yaslanmadıkça bir Mabud-u mutlak'a huzuru bulamayız. Bütün bu evreni çekip çeviren Allah (c.c.) elbette bizi tekrar yaratacak ve yaratmaya devam ediyor. Şifrelerin de, çekirdeklerin de, ağaçların da, meyvelerin de sahibi odur. Bizim sahibimiz odur. Ondan başka ilah yoktur. Zayıf ve nankör olanlar bizleriz. O hiç bir şeye muhtaç değildir, biz ise ona muhtacız. Hz. Muhammed ise ancak bir elçidir. Allah şüphesiz ki iyiliği ve adaleti emreder. Akrabaya, anaya babaya, komşuya ve insanlara iyiliği emreder. Tutalım diye bize öğüt verir. Zinayı, fenalığı, hırsızlığı ve her türlü kötülüğü yasak eder. Kurtuluşa erenler ancak ona tabi olanlardır. Her nefis ölümü tadacaktır. Ölüm gelip kapımızı elbette çalacaktır ve o gün gerçekler hepimize ayan beyan olacaktır.

Siz onu görmeseniz de, O sizi görüyor ya,
Siz onu duymasanız da, O sizi duyuor ya...
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
ernst mach ın atom teorisine karşı çıktığı doğrudur ve bunu yanılmıyorsam 1911 de de tekrar etmiştir..ama einstein 1905 de atomun varlığını kanıtladı ise, 1911 de böylesine büyük bir fizikçi halen neden inkar ediyor?..bu inkar ernst mach ın felsefi bakışı yüzünden sanırım çünkü çok daha önceleri atomun içine bile girilmişti..
aslında işin özü şu..atom bir ev gibidir..bu alanda çalışan seçkin bilim adamları bu evin inşasına katkıda bulunmuştur, tek bir kişinin çabası değildir..bahsettiğiniz makalenin özetini bulup okudum ama einstein a bunu mal etmek doğru değil..
einstein 1905 de atomun varlığını kanıtladı diyorsunuz, halbuki 1897 yılında, İngiliz bilim adamı J. J. Thomson üzerinde çalıştığı deneyler sonucunda atomların eksi yüklü elektronları içerdiği sonucuna vardı..bırakın atomu,1897 de.. içindeki elektronu keşfetti thompson..

görünen o ki,einstein ın brown hareketi konulu makalesi ise malumun ilanıydı....bu tartışma bana şöyle fayda verdi..bu makaleyi okuma fırsatım oldu, özet olsa da..

bu arada einstein ı çok severim..yıllar önce einstein in niçin sosyalizm makalesini okuduğumda bir devrimci olarak bir kez daha sevdim..

Mach'ın atomları reddetmeye devam ettiği yılı bilmiyorum veya hatırlamıyorum, olabilir. Yalnız ben atom diye bir şeyden ilk bahseden, onunla ilgili ilk kez bir teori ortaya atan kişi Einstein'dır demedim zaten. Ona gelene kadar başka çalışmalar da vardı elbette ki. Tekrar edeyim, zaten onlar olmasa Einstein herhangi bir hareketi açıklarken onun nedeni olarak atomu düşünemezdi. Yine tekrar ediyorum, ben söylemiyorum Einstein'ın Brown hareketini açıkladığı makalesinin atomu kanıtladığını, Einstein hakkındaki birkaç kitapta ve Bilim ve Teknik dergisindeki birkaç yazıda bunu okumuştum. Bu aralar Mach, Einstein, Thomson ile ya da genel olarak konuyla ilgili araştırma yapmaya vaktim yok, ama o makalenin atomların varlığını kanıtladığını söyleyen bu şekilde pek çok yazı bulunabilir sanırım internette.

O halde en başta benim o yazıyı yazma nedenim olan yazınıza gelirsek, orada iki iddianız vardı: atomla Einstein'ın alakası yok demiştiniz, görüldüğü üzere var, o alaka atomun varlığını kanıtlamak olsun veya olmasın bu değişmez. Ve Atomlar 2000 yıldan uzun süredir varlığı bilinen bir şey demiştiniz, her iki yazımda da söylediğim gibi bunun da dediğimle alakası yok veya dediğime aykırı değil. Ayrıca o 2000 yıllık tarihe bakarsak, bu tarih içindeki bildiğim atom teorilerinden hareketle söyleyeyim; Demokritos'un atom teorisinin de, Epikuros'un atomculuğunun da, İslam felsefesindeki eş'ari hareketinin atomculuğu savunmasının da, 17. yüzyıldaki atomculuğun da... atomun varlığını bilmek demek olmadığı açıktır.

Ve ben de Einstein'ı çok severim. Bu nedenle de hem kendisi, hayatı, hayat görüşü, hem de görelilik kuramı hakıında, kendi kitabı dahil hatırı sayılır ölçüde kitap, dergi, makale okudum. Bunlar nedeniyle de genelde Einstein'dan bahsetmeyi, örnekler vermeyi seviyorum.
 
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
O halde en başta benim o yazıyı yazma nedenim olan yazınıza gelirsek, orada iki iddianız vardı: atomla Einstein'ın alakası yok demiştiniz, görüldüğü üzere var, o alaka atomun varlığını kanıtlamak olsun veya olmasın bu değişmez
brown hareketi ile okuduklarım arasında ben de yeni yeni dediklerinize rastladım..yani bir yerde bu makale ile atomun varlığının evrensel olarak kabul edilmesinde katkısı olmuştur deniyor..
fakat yine de diğer bilim adamlarına haksızlık yapılmaması gerekir.
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Tanrının ölmediğini ve ölmeyeceğini biliyorum ancak şunu da çok iyi biliyorum; Nietsche öldü... Onun bedenini çoktan kurtlar kemirdi. Bu başlığı açan arkadaşa kibirden bahsetmek istiyorum.

Kibir insanın kendi nefsine tapmasıdır.

Kibir ile yaratıcının zatına kadar uzanabilen sorgulamaların içine girmek (yani haddi aşmak) aslında şunları unutmak demektir.

1- Varlık alemine çıkmanda hiç bir katkın yoktu unuttun mu?

2- Sen kendi iç organlarına dahi kumanda edemeyen bir biçaresin unuttun mu?

3- Unuttun mu annenin memesinden süt emer biçare bebekler. Senden bir bebektin. Altına ediyordun da annen altını değiştiriyordu. Unuttun mu ki ilahi irade seni şefkat dolu bir valideye teslim etmişti. Ona sana karşı sevgi ilham etmişti. Ölecektin yoksa unuttun mu?

4- Unuttun mu, görünüşünü ilahi bir irade, bir çekirdeğe programlamış ve sen kendinin seçmediği bir bedeni hoyratça kullanıyorsun. Oksiyjen, su ve önemli nice kaynaklardan beslenip hayatta kalıyorsun. Bütün bunları da sen yaratmadın... Unuttun mu yoksa?

5- Görebilmen için renkleri, ışığı, gözleri ve diğer ilgili organları da sen yaratmadın unuttun mu? Görebiliyorsan bu görmen istendiği içindi, unuttun mu?

6- Sen seni yaratanı bu kadar hoyratça sorguluyorsun çünkü onu görmüyorsun. Ancak yüzünde gözle göremediğin bir tabaka var canlılardan oluşan. Bunu gözle görebilse idi insanlar öpmezlerdi seni. Annen bile öpmezdi, unuttun mu?

7- Dünya dönüyor ve çok gürültü çıkarıyor. Bu gürültüyü kullağınla duyamıyorsun. Duysaydın yaşamayazdın. Duymanı engelliyorlar unuttun mu?

8- Büyüdün... 30-40 cm'lik bir varlıktın. Şimdide belkide birbuçuk metreyi aştın. Bütün bedenin birlikte çalıştı ve tabiat da armağanlarını sundu. Ve sen büyüdün unuttun mu?

9- Küçücük virüsler senin o koca bedenini alt üst ettiler ve sen çok çaresiz kaldın. Ancak doğadan elde ettiklerinle iyileştin unuttun mu? Doğanın rahmine yerleştirilen şifaları unuttun mu?

10- Öleceksin... Bedenini solucan ve kurtlar kemirecek ve buna asla engel olamayacaksın unuttun mu? Sana kimse yardım edemeyecek. Öyle bir an gelecek ve sana kimse yardım edemeyecek. Zatını sorgulayıp durduğun yaratıcı ile başbaşa kalacaksın unuttun mu? Sana sözlerinden ötürü cezanın geciktirilmesi sana cesaret vermesin. Allahın mahkemesi çok çetindir ve onun cezaları hapis yatmaktan ötedir. Rahmeti ise gazabından çok ötedir. Ona sığınmalısın, unuttun mu?

11- Acizsin... UNUTTUN MU?
 

AlperCADIROGLU

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 May 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah ölüm-yaşam-varlık-yokluk-zaman-mekan-sonsuzluk gibi kavramları kendi yarattığı için bu kavramlardan yücedir ve bunlara bağlı değildir.
Allah var mıdır ? sorusu yanlıştır çünkü o varlığı ve yokluğu yaratandır ve bu kavramlardan büyüktür.
 

matrix

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Eyl 2011
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
46
Herkese Merhaba..Foruma yeni katılıyorum.. Gençlerin biraz yardıma ihtiyacı var galiba.. :)
Neyse konumuza gelelim şimdi.. Tanrı ölmüş olabilirmi? Sorusunu irdeleyelim biraz.. Bu soru ya absurtik bir şekilde tanrının olmadığını Ya da tanrı kavramını tam anlamadan sorulmuş bir soru olabilir ancak.. Bu soruyu ortaya atmak içinde kullanığı mantık tanrıyı etkisiz eleman olarak görmesidir.. Her neyse sonuç olarak tanrının varlığı üzerine bir tartışma oluyor..
Konun özünde etkisizlik kavramı yatıyor.. Bu konuya açıklık getirirsek sanırım problemide çözeriz..
Etki nedir? Bütün etkileri fark edebilirmiyiz? Ya da etkisizliğe neden karar verdik.. Etki Fiziksel bir sonuçtur ve etki eden genelde gözle veya akıl yoluyla görülebilir.. Biz sonuçları basit bir şekilde görmeye alışmış olduğumuz için.. HeMan adındaki süper güçlü tanrılara inanmaya daha yatkınız.. Afrikadaki bir kelebeğin kanat çırpışı sonucu Türkiye'de çıkan bir fırtınanın ilişkilendirebilecek kaotik bir zekaya sahip değiliz.. Bu muazzam düzendeki etkileride kendi aklımızca basit eylemlerle görmek istememiz doğaldır.. Kaotik düzendeki etkilerde aynı kaotik sistemin düzenli çalışabilmesi için yine kaotik bir şekilde olması gerekir.. Yaratıcı var edip atmıyor aynı zamanda varlığın devamınıda sağlıyor.. Baştan sona her anın var olmasına tam olarak etkisi olan yaratıcıyı etkisiz görmek ancak şu şekilde olabilir..
“Bu kadar acı bu kadar kötülük var tanrı olsaydı izin vermezdi” Bu düşünce yıllardan beri sakız olup çiğnenmiştir.. Bunu şöyle çözebiliriz.. Yaratıcı neden yaratmak isteyebilir?

1-İnsanlara mutlu bir dünya yaratayım yaşasın gitsinler..
2-Biraz insan yaratayımda şunlarla dalga geçeyim..
3-Yarattığım varlıklara acı vereyimde rahatlayayım..

Basit insan zekası böyle basit nedenlerle bir şeyler yapabilir ama..
Tanrıyı düşünelim.. Herşeyin sahibi.. Düşmanı yok.. Bırakın düşmanı benzeri yok.. Var olanlar sadece kendisi ve yarattıkları..(Belki yarattıklarıda yok... bu konu sonra döneriz) Böyle bir varlık sizce yukarıdaki saydığımız basit nedenlerden dolayı insanları var etmiş olabilirmi..
Ayrıca yaratayım bende uzaktan seyrederim mantığıda pek akılıca değil.. Hele sonsuz güç ve akıl sahibi olan yaratıcı daha akla yatkın bir sebep için yaratır bence.. Bu da yarattığı insanların eğitim amacı için olabilir ancak.. A'dan Z'ye her şeyin bütün detaylarını yapan bir varlık.... yarattığı şeyi kontrol edemiyor mantığı yanlış olur.. Bu eğitim ruhların zor koşullarda olgunlaşması için olabilir.. Yoksa bu muazzam düzenin altında saçma veya basit sebepler bulmamız akıllıca olamaz..
Şimdi insanlar bir makine yapıyor.. Bir bakıyorlarki bozuluyor.. Neden çünkü makine A'dan Z'ye kendi ürünleri değil.. Maddeyi atomu doğadan alıyorlar.. Ama yaratıcı her şeyi kendi gücüyle var ediyorsa tam kontrolüde elinde olmak zorundadır..Buda olmasını istemediğimiz şeylerin aslında kaostaki düzenin ve amacın sağlanması için olması gerektiği sonucuna çıkarır bizi..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst