Boşluk içinde boşluk

Bu düzen, hareketlilik içinde var olan varlıklar olarak devamlı Evrenin sonsuzluk içinde asılı olması ,maddenin atomlardan meydana gelmesi,atomların %99 boşluktan oluşması, biraz da kaosun olması, karanlık fonun ağırlıklı olması, karadeliklerin yıkımı, uzayda havanın bulunmaması vs vs bunlara rağmen evrene düzen hakimdir bu yapı her zaman insanoğlunu ilgisini çekip araştırma yapmaya gütmetedir yani her şeye rağmen evren renkli ve hareketlidir.
kendimize iki soru sormuşuzdur bunlardan ilki ben kimim sorusudur ikincisi ben neyin içindeyim, neyin içindeyim derken yaşadığım dünya evren neyin içinde, ben nerdeyim. Yalnız ikinci soru uzayıp gider. Genel kanı evrenin sonsuzluğun içinde boşlukta asılı olduğunu, bu sefer sonsuzluğun neyin içinde olduğu aklımızda takılmaktır sonsuzluk (A)’nin içinde diyelim (A) da (B)’nin içinde kabul edelim (B)de (C)’ye bağlayalım bu böyle devam edecek mi ? yada bir yerde durarak her şeyin bir seyin içinde olduğunu ve sonunun olduğu nokta, veya duracağı son nokta olacak mı ?
Düşündüğümüz yöntem, mekanı mekan içinde aramak ve başka bir mekana bağlamak, acaba düşündüğümüz yanlış mı ? yada bildiğimiz fizik yasalarının uzayda işlememesidir ? yada bilinç ve irademizin gücünün kısıtlı olması veya bilinç ve irademizin yüksek,aksine evrenin sırlarını gizlemesi ve onları absorbe etmesiyle mi ilgilidir?
Bu sıralar kendime sorduğum üçüncü soruda evet üçüncu soru, o iki soruyu kendime sorduktan sonra bu soru aklıma takılır ve kafamı kurcalar oldu. Evren sonsuzluğun hiçliğin içinde boşlukta asılı, evreni evren eden, maddeyi oluşturan atomların %99’nun boşluktan oluşması geriye kalan %1’nin yani çeğirdek ve elektronun Enerjiden oluşması, yani madde olması evrenin biraz daha düşünülür hale getiriyor. Evet bildiğimiz evrenin sadece %1’i %99’unu ayakta tutuyor. %1 enerji %99’luk evreni ayakta tutuyor daha doğrusu enerji, boşluğu madde kıvamına getiriyor; aslında insanlığın aradığı tüm soruların cevabı zeki atomlardadır, eğer onlara sormanın yolarını bulabilirsek çözüme yaklaşmış oluruz.
Şimdi birdaha evreni düşünelim; %1 evreni yönetiyor, bize kendini %100 kabul ettiriyor, atomlara akıllı demeden insan kendini alamıyor. Evrenin yapısında çok büyük bir bilinç olmaması kaçınılmaz. Evren boşluğun içinde, boşluk evrenin içinde; her halde atomun içinde çeğirdek ve elektronların %1’lik işgal etikleri alan bence iyice incelenirse bu oran %0,05 lere veya daha altına düşebilir diye düşünüyorum. Acaba herşey dediğimiz şey, herşey değil de hiçbir şey mi ? aslında boşluğun herşey, madde ve evrenin hiç sey olduğu boşluk kadar olamadığı gerçeğini düşünmek gerekir.
Evrenin sırlarını ele vermemesi, ona vucut veren akıllı atomlardan kaynaklanmaktadır. İşte bu olaylarda bir bilinç vardır boşluk boşlukta vucut bulmuştur.
Her şeye rağmen dünya evrenin medeniyet ışığı bizde onda hayat bulan varlıklar olarak , o ışıktan evrene anlam vermeye çalışıyoruz. Anlamlar yüklemeye çalışıyoruz. insanoğlu için bu çalışma ve bu anlam yüklemeleri devamlı sürecektir…..
Kaynaklar
1. Genel fizik yasaları
2. Tüm alan denklemi makalesi

Turan ZENGİN

Evrenin sonsuzluk içinde asılı olması ,maddenin atomlardan meydana gelmesi,atomların %99 boşluktan oluşması, biraz da kaosun olması, karanlık fonun ağırlıklı olması, karadeliklerin yıkımı, uzayda havanın bulunmaması vs vs bunlara rağmen evrene düzen hakimdir bu yapı her zaman insanoğlunu ilgisini çekip araştırma yapmaya gütmetedir yani her şeye rağmen evren renkli ve hareketlidir.
Bu düzen, hareketlilik içinde var olan varlıklar olarak devamlı kendimize iki soru sormuşuzdur bunlardan ilki ben kimim sorusudur ikincisi ben neyin içindeyim, neyin içindeyim derken yaşadığım dünya evren neyin içinde, ben nerdeyim. Yalnız ikinci soru uzayıp gider. Genel kanı evrenin sonsuzluğun içinde boşlukta asılı olduğunu, bu sefer sonsuzluğun neyin içinde olduğu aklımızda takılmaktır sonsuzluk (A)’nin içinde diyelim (A) da (B)’nin içinde kabul edelim (B)de (C)’ye bağlayalım bu böyle devam edecek mi ? yada bir yerde durarak her şeyin bir seyin içinde olduğunu ve sonunun olduğu nokta, veya duracağı son nokta olacak mı ?
Düşündüğümüz yöntem, mekanı mekan içinde aramak ve başka bir mekana bağlamak, acaba düşündüğümüz yanlış mı ? yada bildiğimiz fizik yasalarının uzayda işlememesidir ? yada bilinç ve irademizin gücünün kısıtlı olması veya bilinç ve irademizin yüksek,aksine evrenin sırlarını gizlemesi ve onları absorbe etmesiyle mi ilgilidir?
Bu sıralar kendime sorduğum üçüncü soruda evet üçüncu soru, o iki soruyu kendime sorduktan sonra bu soru aklıma takılır ve kafamı kurcalar oldu. Evren sonsuzluğun hiçliğin içinde boşlukta asılı, evreni evren eden, maddeyi oluşturan atomların %99’nun boşluktan oluşması geriye kalan %1’nin yani çeğirdek ve elektronun Enerjiden oluşması, yani madde olması evrenin biraz daha düşünülür hale getiriyor. Evet bildiğimiz evrenin sadece %1’i %99’unu ayakta tutuyor. %1 enerji %99’luk evreni ayakta tutuyor daha doğrusu enerji, boşluğu madde kıvamına getiriyor; aslında insanlığın aradığı tüm soruların cevabı zeki atomlardadır, eğer onlara sormanın yolarını bulabilirsek çözüme yaklaşmış oluruz.
Şimdi birdaha evreni düşünelim; %1 evreni yönetiyor, bize kendini %100 kabul ettiriyor, atomlara akıllı demeden insan kendini alamıyor. Evrenin yapısında çok büyük bir bilinç olmaması kaçınılmaz. Evren boşluğun içinde, boşluk evrenin içinde; her halde atomun içinde çeğirdek ve elektronların %1’lik işgal etikleri alan bence iyice incelenirse bu oran %0,05 lere veya daha altına düşebilir diye düşünüyorum. Acaba herşey dediğimiz şey, herşey değil de hiçbir şey mi ? aslında boşluğun herşey, madde ve evrenin hiç sey olduğu boşluk kadar olamadığı gerçeğini düşünmek gerekir.
Evrenin sırlarını ele vermemesi, ona vucut veren akıllı atomlardan kaynaklanmaktadır. İşte bu olaylarda bir bilinç vardır boşluk boşlukta vucut bulmuştur.
Her şeye rağmen dünya evrenin medeniyet ışığı bizde onda hayat bulan varlıklar olarak , o ışıktan evrene anlam vermeye çalışıyoruz. Anlamlar yüklemeye çalışıyoruz. insanoğlu için bu çalışma ve bu anlam yüklemeleri devamlı sürecektir…..
Kaynaklar
1. Genel fizik yasaları
2. Tüm alan denklemi makalesi

Turan ZENGİN

Turan bey, bu sorulari ben dahil cok sayida soranlar var ve insanligin icinde oldugu arayisin zaten büyük bir parcasidir bunlar.
Bunlarin cevabi belki cok yakinda, belkide hic bulunamayacaktir fakat pes edip aramayi durdurmak kesinlikle yanlis olacak ve insanligin ilerlemesini önleyecektir.
"Bilmiyorum" demekten cekinmemek gerekir cünkü bu sözcükten hemen sonra merak ve meraktan sonra ise ileriye hareket gelir.

Evrenin sonsuzda asili olmasinin ve %99-%1 hesabinin nerden geldigini bilmiyorum ama benim bildigim kadariyla evrenin %5`i "bilinen" maddelerden olusuyor, geriye kalan %95`e ise iki secenek veriliyor:

1. "kara madde" ve " kara enerji" olarak adlandirilan, yani "kara" ne oldugunu bilmiyoruz anlamina geliyor, olusuyor.
2. Kütlesel cekim gücünün daha henüz bilinmeyen taraflari bu geriye kalan %95`i dolduruyor.


Sonsuzluk nedir?
Biz daha "bir milyar tane bilya" gibi basit bir birimi aklimizda canlandiramazken sonuzluk veya "hep vardi ve hep olacak" gibi kavramlarla boy ölcüsüyoruz. Kinama olsun diye degilde, insan olarak sinirlarimizin oldugunu vurgulamak icin söylüyorum.
Belki biz insanlar, yapimizdan dolayi bazi sorulari cevaplayabilecek kapasitede degiliz, belki bu cevaplar tam burnumuzun önünde ve biz göremiyoruz.
Kim bilir belki bunlar bizim altindan kalkabilecegimiz cevaplardir ve sadece daha cok zaman ihtiyacimiz var, belki de gercekten yetersisiz ve önce kendi kapasitemizi bioloji (gen teknik) veya teknoloji (beynimize bilgisayar cipi ekleyerek) gibi yöntemlerle artimamiz gerekecek.
Tabiki bu son saydiklarim spekülasyon fakat bu tür fikirler mevcut ve bazilarinin üzerinde calismalar yapilmaya baslanmistir bile.

Bilmiyorum demek bir yüktür fakat ayni andada bizi ileri sürükleyen bir enerji kaynagidir.


----------------------------------------
Yabanci klavye ve yetersiz türkcemi hos görmenizi dilerim

Atomların akıllı olamayacağını düşünen ben acaba sorguladiginiz evrende sorduğunuz sorulara cevap bulabilir miyim? Sanki atomlardan medet beklemek kulağını tersten tutmak gibi cevaplara giden yolu uzatacak gibi durmakta. Virüslere hayran biri olarak , atomların akıllı olduğu varsayımınca virüsler de bu hakkı kazanacaktır. Madem evrende bir tekâmül ve buna bağlı olarak bir savaş , mücadele var o halde virüsler den korkmak insan ömrünü zehir etmek icin yeterli bir neden olur. Bir grip virüsüne , hiv e net çözümler bulamayan bizler daha nice virüslere karsı komik ve aciz duruma düşüyoruz.
Ama bahsettiginiz bilinç , askın bir varlığa ve bir tek varlığa verilirse ; günesin neden dünyaya daha yakın veya daha uzak olmadıgı , bütün gezegenleri düzen icinde yürüten iradenin veya bilincin ne olduğunu anlamak daha kısa bir yol gibi dürüyor.
Tüm saygı ve hürmetlerim siz bilim insanlarına olsun ...

herşey bir hiçtedir. zihnin doğal yapısı evreni mevcut bulunduğu ortam ile kıyaslar. Zihnin en temel çalışma metodu kıyaslama yapmasıdır. Evreni boşlukta asılı tanımlamışsınız ama yerçekimine tanımlı zihin onu bu şekilde tanımlayamaz. Evreni geçin kendinizi bile size anlatılanlar kadarıyla biliyorsunuz. Evrenin göreceli yapısı ona direkt tanımlar vermeyi mümkün kılmaz. Bu yüzden algıladıklarınız ve çıkarımlarınız görecelidir. Evrenin dışındaki boşluk(varsa) hakkında hiç bir çıkarım yapılamaz çünkü:

1- evreni tanımıyorsunuz
2- evrene bağlı zihniniz ve tanımlarınız evren dışında geçerli değildir.

Cern'deki hadron çarpıştırıcısından elde edilen verileri bir süre daha beklememiz gerekiyormuş.Belki yeni bilgiler ışığında konuyu daha farklı ele alacağız.Kara deliklerle ilgili izlediğim son simülasyon(bilim kanalı) kendimi bir mikroorganizma gibi hissettirdi bana.Sözkonusu rakamları, uzaklıkları, sayıları zihnimde canlandırmam bile mümkün değil.Einstein'in görelilik kuramını anlatıyorlardı simülasyonla.Teoride rakamlar çok doğalmış gibi görünüyor.Ama bunları olgusal/algısal kavrayış mümkün değil benim için.İnsan çok aciz.Aczine rağmen sorularına cevap araması ve bilgi aşkı da onu mikrodan makroya taşıyor.Bilim adamlarına hayranlığım biraz daha arttı.

glsezinrs' Alıntı:

Cern'deki hadron çarpıştırıcısından elde edilen verileri bir süre daha beklememiz gerekiyormuş.Belki yeni bilgiler ışığında konuyu daha farklı ele alacağız.Kara deliklerle ilgili izlediğim son simülasyon(bilim kanalı) kendimi bir mikroorganizma gibi hissettirdi bana.Sözkonusu rakamları, uzaklıkları, sayıları zihnimde canlandırmam bile mümkün değil.Einstein'in görelilik kuramını anlatıyorlardı simülasyonla.Teoride rakamlar çok doğalmış gibi görünüyor.Ama bunları olgusal/algısal kavrayış mümkün değil benim için.İnsan çok aciz.Aczine rağmen sorularına cevap araması ve bilgi aşkı da onu mikrodan makroya taşıyor.Bilim adamlarına hayranlığım biraz daha arttı.

Genişletmek için tıkla ...

soru??
bir üleknin çok cömert çok zengin bir kralı varmış.bir gün bir hizmetçisi ile bize bir sandık dolusu hediyeler göndermiş.biz hediyeyi baş üstüne deyip almışız..sıra gelmiiş teşekküre ...
kime teşekkür etmeliyiz?
hizmetçi mi?
kral mı ? teşekkürü kim hak ediyor?

iuflsfozkn' Alıntı:

soru??
teşekkürü kim hak ediyor?

Genişletmek için tıkla ...

1-Hediyeyi gönderen
2-Ulaşacağı yere/kişilere ileten
3-Kabul edip, teşekkürü boç bilen herkese teşekkür edilmelidir bence...

soruyu yanlış sordum sanrım .üzgünüm...demek istediğim hediyeyi var edip ,ya da hediyeyi satın alıp;makamca biz kral yanında hiçbir ehemmiyete sahip olmamıza rağmen bize değer verip bizi düşünen krala teşekkür etmek bize düşer..
hediyeyi getirene hediyeden ötürü teşekkür edilmez belki getirdiği için teşekkür edilir.
ben bilim adamlarını hediye getirene benzetirim ...onlar tanrının bizim için var ettiklerini yine bizim için verdiği akılla keşfedip bize ulaştırma gayreti içindeler...
umarım teşbihte hata olmamıştır.

iuflsfozkn' Alıntı:

soruyu yanlış sordum sanrım .üzgünüm...demek istediğim hediyeyi var edip ,ya da hediyeyi satın alıp;makamca biz kral yanında hiçbir ehemmiyete sahip olmamıza rağmen bize değer verip bizi düşünen krala teşekkür etmek bize düşer..
hediyeyi getirene hediyeden ötürü teşekkür edilmez belki getirdiği için teşekkür edilir.
ben bilim adamlarını hediye getirene benzetirim ...onlar tanrının bizim için var ettiklerini yine bizim için verdiği akılla keşfedip bize ulaştırma gayreti içindeler...
umarım teşbihte hata olmamıştır.

Genişletmek için tıkla ...

Kral ehemmiyetsiz kişilere hediye gönderiyorsa, bu rüşvet olmasın?

glsezinrs' Alıntı:

Kral ehemmiyetsiz kişilere hediye gönderiyorsa, bu rüşvet olmasın?

Genişletmek için tıkla ...

yok siz başka türlü yerlere götürmeyin ...

Necdet bey evren sonsuzluktaki galaktik yapıların toplamıdır, yani sonsuzluk bu yapılara mekandır bu nedenle evrenin sonlu olabilime olasılığı yüksektir; ama sonsuzluk adı gibi sonsuzdur. bunu örneklerlede anlatabiliriz bir kibrit kutusuna bir araba sığdıramayız çünkü arabanın sığacağı kadar bir alan gereklidir, maddenin sığındığı alanda sonsuzluktur. yanlız maddenin temelini oluşturan atomlardaki boşluuğu düşündüğümüz zaman gerçekten insanın kafası karışıyor. Necdet bey dediğiniz gibi bunlar evreni açıklamaya yetmez mümkün değil yanlız naçizne açıklama çabalarına bir yenisini eklemekten ileriye gidemez.

Kibrit kutusuna araba sığdıramayız ama bu var olduğumuz dünya için geçerli alan/hacim vb özelliklere göre verilmiş bir örnek.Yani görece.Karadeliklerde bu alan/hacim özellikleri işlemiyor.Yutulan gökcisimleri burada alanlarını/hacimlerini..özetle formlarını yitiriyorlar şaşırtıcı yoğunluklara dönüşüyorlar.Evreni dünyasal bilgilerle kavrayış benim için mümkün değil.Evren sonlu bile olsa, evrenin barındığı mekanı sorgulayacağız.Zenon'un mekanın mekanı döngüsüne geri döneceğiz.O, mekanın sanal olduğunu öne sürmüştü.

sayın glsezinrs dünyasal bilgilerin dışında bilgilere ilerleyen zamanlarda belki insanlık olarak ulaşabiliriz yanlız unutmayalım ki bizde uzayın bir parçasıyız, benzetme örneğimde sığdırma ve kapasite üzerine sonsuzluğun maddeye mekan olduğunu anlatmaya çalıştım, karadelikler konusu bu anlattığımız konuyla ilintili ve ilgili değil. evet karadelikler iki boyutlu ve sıfır hacimli olduğunu bilimsel kaynaklarda değiniliyor.

Necdet bey boşluk olgusu inandırcı değil size katılıyorum yapılan çalışmalara dayanarak atom gözlemleri sonucunda bu boşluktan bahsediliyor ama bu defa boşluktaki bilinç alanları beliriyor yani atomdaki yüzde 1 lik enerji nasıl ki o boşulğu elektronların hareketliliğiyle madde kıvamına getiriyor boşluk dedikleri alanda yüksek bir bilinçin varlığı mevcut.

Boşluk konusu beni de rahatsız etti.Bir şiir yazdım hemen.

Boşluk içimdeydi
Şimdi terketti
Bomboş bırakarak yerini...