Tanrı Ölmüş Olabilir mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde Furkan Topal tarafından oluşturulan Tanrı Ölmüş Olabilir mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 18,352 kez görüntülenmiş, 109 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Tanrı Ölmüş Olabilir mi?
Konbuyu başlatan Furkan Topal
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan
M

monaliza

Ziyaretçi
Saçmalığı başlığında sırıtan absürt bir konu doğal olarak absürt şekilde akıp gidiyor.
Sevgili ayşenur; adeta bir ümmetin Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamberi savunuyor gibisiniz.
toz_zerresinin düşünür dediğiniz şarlatan hakkında söylediklerinin nesi yanlış?
Ne enerji yok olur, ne de senin Tanrı benimse ALLAH dediğim yaratıcı güç ölür topal.
Ama gerçek olan bir şey var ki; her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Oysa Allah ölümsüzdür.
Esmaül Hüsna ' da denilen 99 adında da bu özelliği geçmektedir.

 

Furkan Topal

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2010
Mesajlar
112
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Saçmalığı başlığında sırıtan absürt bir konu doğal olarak absürt şekilde akıp gidiyor.
Sevgili ayşenur; adeta bir ümmetin Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamberi savunuyor gibisiniz.
toz_zerresinin düşünür dediğiniz şarlatan hakkında söylediklerinin nesi yanlış?
Ne enerji yok olur, ne de senin Tanrı benimse ALLAH dediğim yaratıcı güç ölür topal.
Ama gerçek olan bir şey var ki; her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Oysa Allah ölümsüzdür.
Esmaül Hüsna ' da denilen 99 adında da bu özelliği geçmektedir.



Verdiğiniz kaynak benim için bir nesnel gerçeklik içermiyor, üzgünüm.
 

SatanicMajesty

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
6 Eki 2010
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Monaliza;

Kanıt, herkesin için mutlaka geçerli olmak zorunda olan birşeydir.Sadece inananlar için gerçek sayılabilecek birşeyi sanki herşeyi kanıtlıyormuş gibi kaynak göstermeniz furkanın yazdığı saçmalık kadar saçmadır.Ne düşündüğünüz önemli değildir ama onu kanıtlamaya çalışıyorsanız;düzgün yapın.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Monaliza;

Kanıt, herkesin için mutlaka geçerli olmak zorunda olan birşeydir.Sadece inananlar için gerçek sayılabilecek birşeyi sanki herşeyi kanıtlıyormuş gibi kaynak göstermeniz furkanın yazdığı saçmalık kadar saçmadır.Ne düşündüğünüz önemli değildir ama onu kanıtlamaya çalışıyorsanız;düzgün yapın.

Haklısınız kendinizce! Zaten yaratıcının ölmüş olduğunu görmemek kör olmak demektir diye başlayan bir konuya ;özetle gerçeği görmemek için kör olanlara ne kanıt getirirseniz getirin saçmadır. Hatta insanları bu konuyla ilgili kör olmakla suçlayacak bir beyinsizliğe emek verip parmak yormak bile saçma, hatta saçmalığın en alası.
Benim için Allah'ın her bildirdiği en bilgi en değerli kanıttır. Düzgün olup olmadığına ise siz karar veremezsiniz. Çünkü o pek insanın kutsalıdır. Bir müslüman olarak da bu kutsalı savunmak benim en doğal hakkımdır.

Gücünüz yetmeyecektir....Soyutluklarla doğruyu yanlışlama çabası ile boğulacağınızadır üzülüşüm.
Kalp gözünüzün geç olmadan açılması dileklerimle. Zira inanın bunun dışında düzgünü asla göremezsiniz.
 

SatanicMajesty

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
6 Eki 2010
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Valla benim kalbim sadece kan pompalıyor,eksik yaratılmışım demekki :) Ne de olsa;''Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir.'' buyüzden yapacağın ve değiştireceğin birşey yok.^^
 

Furkan Topal

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2010
Mesajlar
112
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Haklısınız kendinizce! Zaten yaratıcının ölmüş olduğunu görmemek kör olmak demektir diye başlayan bir konuya ;özetle gerçeği görmemek için kör olanlara ne kanıt getirirseniz getirin saçmadır. Hatta insanları bu konuyla ilgili kör olmakla suçlayacak bir beyinsizliğe emek verip parmak yormak bile saçma, hatta saçmalığın en alası.
Benim için Allah'ın her bildirdiği en bilgi en değerli kanıttır. Düzgün olup olmadığına ise siz karar veremezsiniz. Çünkü o pek insanın kutsalıdır. Bir müslüman olarak da bu kutsalı savunmak benim en doğal hakkımdır.

Gücünüz yetmeyecektir....Soyutluklarla doğruyu yanlışlama çabası ile boğulacağınızadır üzülüşüm.
Kalp gözünüzün geç olmadan açılması dileklerimle. Zira inanın bunun dışında düzgünü asla göremezsiniz.


Admin sana bir şey demez zaten bize der anca :)

Sende suçlamalarına devam et.
 

Tyler Durden

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
3 Ocak 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Nietzsche'ye şarlatan deyip felsefe adı altında şarlatanlık yapanlar, felsefe İslam'ı mutlak doğru kabul edip "Allah böyle istedi, kader vs." deyip felsefecilere laf atmak değildir değildir. Felsefeci için şüphe ve sorgulama bitip mutlak doğru düşüncesi yerleştiğinde felsefe biter. Sizin için şüphe duymak dinden çıkmak demek.
 

ayşenur

Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
— "el-Emnu min'allahi teâlâ küfrun."
Ömer Nesefî'nin Metn-i Akaid'inden muktebes bir kaide bu. Bir inanç ilkesi.
Asırlarca inanma tarzımızı belirleyen ilkelerden biri.
Neymiş anlamı?
— "Tanrı'dan emin olmak küfürdür!"
Zıddı ye'stir. Ümitsizlik de haramdır inanana, emin olmak da.
İnanıyor musun, o hâlde Tanrı'ya güvenmeyeceksin!
O senden emin olacak, ama sen aslâ ondan emin olmayacaksın!
Hiç de adilce değil denilebilir. Zalimce bile görünebilir. Fakat sakın öyle deme, sakın öyle görme! Aşıkların ahlâkına ihanet etme ey talib!
Aşık sevgilinin nazından hiç emin olur mu? Onun için "elde var bir" diyebilir mi? Sevgilinin tebessümünü garanti etmeyi başarabilir mi?
Aşıkın gaye-i kusvası kurbiyyettir. O kurban olup canını canına vermek ister... sevgilinin ellerinde ölmek.... kendinden geçmek ister.
Aşık elde var birdir. Garantidir. Aldatılmayı göze alandır; kandırılmayı... reddedilmeyi... hatta terkedilmeyi... bir kenara öylece atılmayı...
Birileri onu onunla, onun adıyla kandırabilirler; şikayet etmez. Kendisi için değil, adı için bile kurban olmaktan çekinmez.
Mertebe mertebe... derece derece... safha safha... Yaşamak gerek. Almak için değil, bir de vermek için sevmek gerek. Vermek için, vermek suretiyle, vere vere... karşılıksız... hep kendini borçlu hissederek...

...diyor Dücane Cündioğlu son yazısında yazının tamamı için:




Sorgulamayan, küfrü tanımayan bir iman kamil iman değildir, bu yüzden ki iyi bir Müslümanın Nietzscheyi iyi bilmesi gerekir,her insanın bir yanı elbette Nietzschedir, Nietzsche de elbette çok önemli bir düşünürdür,Ona hakaret ederek , yok sayarak bi şey kazanamayız.
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Arkadaşlar cidden Nietzsche'nin Tanrının sizin sandığınız anlamda öldüğünü ima ettiğini düşünüyorsunuz öyle mi? Nietzsche'ye hakaret edenler olmuş, ayetlerle tersini kanıtlayanlar olmuş...
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
— "el-Emnu min'allahi teâlâ küfrun."
Ömer Nesefî'nin Metn-i Akaid'inden muktebes bir kaide bu. Bir inanç ilkesi.
Asırlarca inanma tarzımızı belirleyen ilkelerden biri.
Neymiş anlamı?
— "Tanrı'dan emin olmak küfürdür!"
Zıddı ye'stir. Ümitsizlik de haramdır inanana, emin olmak da.
İnanıyor musun, o hâlde Tanrı'ya güvenmeyeceksin!
O senden emin olacak, ama sen aslâ ondan emin olmayacaksın!
Hiç de adilce değil denilebilir. Zalimce bile görünebilir. Fakat sakın öyle deme, sakın öyle görme! Aşıkların ahlâkına ihanet etme ey talib!
Aşık sevgilinin nazından hiç emin olur mu? Onun için "elde var bir" diyebilir mi? Sevgilinin tebessümünü garanti etmeyi başarabilir mi?
Aşıkın gaye-i kusvası kurbiyyettir. O kurban olup canını canına vermek ister... sevgilinin ellerinde ölmek.... kendinden geçmek ister.
Aşık elde var birdir. Garantidir. Aldatılmayı göze alandır; kandırılmayı... reddedilmeyi... hatta terkedilmeyi... bir kenara öylece atılmayı...
Birileri onu onunla, onun adıyla kandırabilirler; şikayet etmez. Kendisi için değil, adı için bile kurban olmaktan çekinmez.
Mertebe mertebe... derece derece... safha safha... Yaşamak gerek. Almak için değil, bir de vermek için sevmek gerek. Vermek için, vermek suretiyle, vere vere... karşılıksız... hep kendini borçlu hissederek...

...diyor Dücane Cündioğlu son yazısında yazının tamamı için:




Sorgulamayan, küfrü tanımayan bir iman kamil iman değildir, bu yüzden ki iyi bir Müslümanın Nietzscheyi iyi bilmesi gerekir,her insanın bir yanı elbette Nietzschedir, Nietzsche de elbette çok önemli bir düşünürdür,Ona hakaret ederek , yok sayarak bi şey kazanamayız.
Bu müthiş düşünce dizisini olabildiğince yaşatmak isterim Teşekkür ederek
 

ayşenur

Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
O Tanrı öldü diyerek vicdanımızı yitirişimizin altını çiziyordu,bu dünyada artık merhamet diye bir şey kalmadığını gösteriyordu.Nietzsche Tanrı öldü gibi çarpıcı bir sözle bu gerçeğe değindiği için bu kadar önemli zaten, içimizdeki Nietzsche büyüyor hep bu yüzden.

Arkadaşlar cidden Nietzsche'nin Tanrının sizin sandığınız anlamda öldüğünü ima ettiğini düşünüyorsunuz öyle mi? Nietzsche'ye hakaret edenler olmuş, ayetlerle tersini kanıtlayanlar olmuş...
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
"Tanrı öldü, artık herşey meşrudur." İvan Karamazov

PEKİ madem tanrı öldü...
tanrıyı kimin öldürdüğünü soruşturmaya ihtiyacımız var!!biz insanlar akleden varlıklarız..akıl çalışma sistemi bize belirsizliklerden kaçınmayı vehmettirir.şimdi sıradaki soru tanrıyı kim öldürdü ve neden öldürdü?buna ilintili olarak yeni tanrı kim?


bakın sanatın batıdaki anlamı ile ilgili yani sanatın ifade ettiği mana ile ilgili bir dönemsel değerlendirme ne demiş?bu önemli çünkü tanrının ölümünü açıklmada ilk adım kabul ediyorum
bizans sanatı hrisytiyanlığın etkisi ile ilahi bir anlam taşımaktaydı sanat dine hizmet ederdi sonraları Gotik sanat anlayışı baş gösterdi bu da tiyatro sahnelerinde İsa -Meryem hikayelerinin canlandırılabiliyor olması ve insanlardan bir insan olarak algılanması artık o ilahi esintileri sıradanlaştırdı ve gotik sanat insanlaştırılan tanrı fikrine hizmet etti,,daha sonra modern rönesans devrimi ile gelen sanat ise insanı merkeze aldı ve tanrılaşan insan fikrine hizmet eden bir sanat anlayışı ortaya peyda oluverdi...

işte öldürdüğümüz tanrıyı resmetti...bulduk mu şimdi kim miş suçlu??
acaba biz de prometheus gibi cezalandırılır mıyız şimdi??
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
O Tanrı öldü diyerek vicdanımızı yitirişimizin altını çiziyordu,bu dünyada artık merhamet diye bir şey kalmadığını gösteriyordu.Nietzsche Tanrı öldü gibi çarpıcı bir sözle bu gerçeğe değindiği için bu kadar önemli zaten, içimizdeki Nietzsche büyüyor hep bu yüzden.

Bu görüş Nietzsche'yi yansıtmıyor, hatta ona aykırı. Nietzsche her şeyden önce katı bir doğa durumu hayranıdır. Savaşı kutsar, gücü yüceltir. Doğada gördüğü de bunlardır. Ona göre din, özellikle Hıristiyanlık tam da bunların karşısında yer aldığı için kötüdür. Köle ahlakı der Nietzsche Hıristiyanlık için. Çünkü merhameti, bir tokat atana diğer yanağını çevirmeyi salık verir. Bu Nietzsche'nin hayranlık duyduğu doğanın tam tersi olandır. Doğaya aykırıdır. Ona göre doğada biri size tokat atıyorsa siz de ona saldırırsınız. Bu Nietzsche felsefesinde çok açıktır, hatta felsefesinin temelinde yer alır. Pek çok eserinden örnekle de gösterilebilir. Özellikle Ahlakın Söykütüğü Üstüne'de Hıristiyan ahlakı ile efendi ahlakı dediği güce dayalı ahlak arasındaki fark, Böyle Buyurdu Zerdüşt'te de merhameti nasıl zayıflık olarak değerlendirdiği (hatta yanlış hatırlamıyorsam bölümün adı Merhamet Edenler Üzerine'ydi), Tragedyanın Doğuşu'nda Dyonisos kültü üzerinden nasıl doğayı ve gücü kutsadığı görülebilir. Peki Tanrı neden ölmüştür? Cevap zaten ortada. Çünkü Nietzsche'ye göre Hıristiyanlık köle ahlakıdır, doğaya aykırıdır ve bu nedenle de yıkılmalıdır. Zerdüşt Tanrı'nın öldüğünden nasıl haberleriniz olmaz diye sorarken, onun kölelik olduğunu, zayıf insanların kendi zayıflıklarını din ve ahlak olarak sunduklarını nasıl görmezsiniz der yalnızca. Tanrı'nın ölmesi de, üst insanın gelip kendi güç istenci ile kendi ahlakını kurarak dinlerin köleleştiren ahlakını yıkmasından başka bir şey değildir Nietzche'ye göre.

Kendi hayatının görüşlerine uyup uymadığı ise bambaşka bir konudur. Ölümünün bir sokakta bir adamın atını kırbaçladığını görüp, ata sarılıp ağladığı bir gece fenalaşmasının ardından olduğu biliniyor. Ama felsefesinde merhamet açıkça küçük gördüğü bir şeydir.
 

behnan

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
bi defa tanrı ne demektir? sözlük anlamı ;? mutlak güç sonsuz kudret sahibi ,ölümsüz,v.b sizin tanrı dediğiniz anlamı bundan farklı bişey ise eyer -ki biz müslümanlar Allah diyoruz. o doğmadı,doğrulmadı, ve kıyamet günününde sahibidir. hee tabi buna inanır yada inanmazsın bilemeyiz.

ayrıca niçe bilimi özelliklede fizikden hiç anlamadığını tahmin etmek çok zor değildir. düşünsenize modern bilim atomun ilk hareketinin nasıl ve hangi bir güçün başlatdığını bilemiyor aslında biliyorda işine gelmiyor. niçe de bilseydi eminim .. çok daha farklı düşünürdü. o sadece zamanının en iyi aristokratlarından biridir. ama bilim insanı asla değildir. fizik ,kimya biyoloji bilmeli bir düşünür aynı zamanda .. neyse takmayın kafnıza bunları .. kuran-ı kerimi açın ,tövbe edin ve hayatı akışına bırakın .. su zaten solunu bulacfaktır. ne derler bilirsin su ol dostum .
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
ayrıca niçe bilimi özelliklede fizikden hiç anlamadığını tahmin etmek çok zor değildir. düşünsenize modern bilim atomun ilk hareketinin nasıl ve hangi bir güçün başlatdığını bilemiyor aslında biliyorda işine gelmiyor. niçe de bilseydi eminim .. çok daha farklı düşünürdü. o sadece zamanının en iyi aristokratlarından biridir. ama bilim insanı asla değildir. fizik ,kimya biyoloji bilmeli bir düşünür aynı zamanda .. neyse takmayın kafnıza bunları .. kuran-ı kerimi açın ,tövbe edin ve hayatı akışına bırakın .. su zaten solunu bulacfaktır. ne derler bilirsin su ol dostum .

Nietzsche'nin yaşadığı yıllardan haberiniz var mı? Atomun varlığını kanıtlayan, 1905 yılında Einstein'dır. Nietzsche 1900 yılında öldü. Ama biyoloji biliyordu, Darwin'i biliyordu. Ayrıca aristokrat falan da değildi, sıkı bir çalışmayla ve hastalıklarla geçen zor bir hayatı oldu. Ve kimin ne yapacağına karar verme hakkını kim veriyor size? Kimse kimseye tövbe edin diyemez, o sizin işiniz değil. Eğer toplu ibadet çağrısı yapacaksanız da bunun yeri burası değil. Şurada ateist bir filozofun düşüncelerine bile katlanamıyorsunuz (evet düşünceleriniz için tövbe edin demek katlanamamaktır), bir de akıl vermeye kalkıyorsunuz. Eğer had bilmeyerek tövbe edin demekten başka bir şey diyemeyecekseniz, söyleyecek sözünüz yoksa, burada yazmanıza da gerek yok. Kimse burada yazılanları okumanız için de zorlamıyor. Çok açık söylüyorum, eğer bu konu benim yetkim dahilinde olsaydı başkalarına tövbe edin deme küstahlığını düzeltmeniz için uyarır, kabul etmezseniz de silerdim o mesajı. Burada kimse kimseye ne yapacağını söyleyemez. Başkalarını bilmem ama bu benim için kabul edilebilir bir şey değildir. Felsefe forumunda düşünceler tartışılır, kişisel inançlar değil.
 

tırı vırı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Şub 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Başlık dikkatimi çekti ve şöyle bir şiir yazayım dedim ama tam yeriydi...

Oysa ses verseler

Boyun eğdi iyilik
Kötülüğün neferine
Tanrı ise çoktan çekti
Yardım ordularını
Güneş malulen emekli
ısıtmaktan vazgeçti
Suları çekti topraktan
Ağaçları terk etti
Saklambaç oynarken
Kaybettiğim ÇOCUKLUK,
Sahipsiz bir piç gibi
Ortalıkta günahlar
Korkuyla attığım
Adımlarımsa kaçak
Karanlık dar sokakta
Mülteci dir ağıtlar

Kaldırımlar izsiz
Düşünceler sahipsiz
Işık sızdırır, üzerime
İspiyoncu lambalar
Yakalayacaklar.
Umut bir kıvılcım

Oysa ses verseler
Tüm yıldızlar söner
Yalvarmaya azledilmiş
Hıçkırıklarda…

Tanrı ölmedi bizden ümidi kesti izliyor acı sonumuzu...
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Başlık dikkatimi çekti ve şöyle bir şiir yazayım dedim ama tam yeriydi...

Oysa ses verseler

Boyun eğdi iyilik
Kötülüğün neferine
Tanrı ise çoktan çekti
Yardım ordularını
Güneş malulen emekli
ısıtmaktan vazgeçti
Suları çekti topraktan
Ağaçları terk etti
Saklambaç oynarken
Kaybettiğim ÇOCUKLUK,
Sahipsiz bir piç gibi
Ortalıkta günahlar
Korkuyla attığım
Adımlarımsa kaçak
Karanlık dar sokakta
Mülteci dir ağıtlar

Kaldırımlar izsiz
Düşünceler sahipsiz
Işık sızdırır, üzerime
İspiyoncu lambalar
Yakalayacaklar.
Umut bir kıvılcım

Oysa ses verseler
Tüm yıldızlar söner
Yalvarmaya azledilmiş
Hıçkırıklarda…

Tanrı ölmedi bizden ümidi kesti izliyor acı sonumuzu...

Tanrı ölmüş olamaz eğer Tanrı ölmüş olsaydı siz bu şiiri yazamazdınız. Tanrının elleri omuzlarınızda bunu görebiliyorum.
 

ayşenur

Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Nietzsche İslam'ı tanımadı, Hristiyanlığa, dinin- doğrusu dini ellerinde bir silah gibi tutanların insanları sömürüsüne savaş açtı fikirleriyle..."TANRI ÖLDÜ!":Vicdanın ölümünden duyduğu ıstırapla haykırmıştı bu sözü, vicdanların öldüğü bu dünyada GÜÇ kazanırdı elbette...Bunu da şöyle ifade etti:
"En güçlü ağaçlar en derinlere kök salmak zorundadır, karanlığa, kötülüğe kadar uzanmak zorundadır."
Tanrı ölmüştü, her şey meşruydu artık Dostoyevski'nin İvan'a söylettiği gibi. Önemli olan yalnızca güçtü,gücü kazanmak için kötülük de yapılabilirdi artık...
Nietzsche Tanrı O'ndan(insandan) ümit kesmeden Tanrı'dan ümidini kesti... Karanlığında kayboldu...
Bu görüş Nietzsche'yi yansıtmıyor, hatta ona aykırı. Nietzsche her şeyden önce katı bir doğa durumu hayranıdır. Savaşı kutsar, gücü yüceltir. Doğada gördüğü de bunlardır. Ona göre din, özellikle Hıristiyanlık tam da bunların karşısında yer aldığı için kötüdür. Köle ahlakı der Nietzsche Hıristiyanlık için. Çünkü merhameti, bir tokat atana diğer yanağını çevirmeyi salık verir. Bu Nietzsche'nin hayranlık duyduğu doğanın tam tersi olandır. Doğaya aykırıdır. Ona göre doğada biri size tokat atıyorsa siz de ona saldırırsınız. Bu Nietzsche felsefesinde çok açıktır, hatta felsefesinin temelinde yer alır. Pek çok eserinden örnekle de gösterilebilir. Özellikle Ahlakın Söykütüğü Üstüne'de Hıristiyan ahlakı ile efendi ahlakı dediği güce dayalı ahlak arasındaki fark, Böyle Buyurdu Zerdüşt'te de merhameti nasıl zayıflık olarak değerlendirdiği (hatta yanlış hatırlamıyorsam bölümün adı Merhamet Edenler Üzerine'ydi), Tragedyanın Doğuşu'nda Dyonisos kültü üzerinden nasıl doğayı ve gücü kutsadığı görülebilir. Peki Tanrı neden ölmüştür? Cevap zaten ortada. Çünkü Nietzsche'ye göre Hıristiyanlık köle ahlakıdır, doğaya aykırıdır ve bu nedenle de yıkılmalıdır. Zerdüşt Tanrı'nın öldüğünden nasıl haberleriniz olmaz diye sorarken, onun kölelik olduğunu, zayıf insanların kendi zayıflıklarını din ve ahlak olarak sunduklarını nasıl görmezsiniz der yalnızca. Tanrı'nın ölmesi de, üst insanın gelip kendi güç istenci ile kendi ahlakını kurarak dinlerin köleleştiren ahlakını yıkmasından başka bir şey değildir Nietzche'ye göre.

Kendi hayatının görüşlerine uyup uymadığı ise bambaşka bir konudur. Ölümünün bir sokakta bir adamın atını kırbaçladığını görüp, ata sarılıp ağladığı bir gece fenalaşmasının ardından olduğu biliniyor. Ama felsefesinde merhamet açıkça küçük gördüğü bir şeydir.
 

Adramelech

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
2 Ocak 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
İnandığınız "Tanrı" size akıl fikir versin. Felsefe platformundayız ve cevaplara bakın. Tanrı ölümsüzdür bir kere diyor adam, bir diğer nietzsche ne anlar diyor, bir diğeri sen buradasın çünkü Tanrı var diyor, öbürü tövbe et kafir diyor.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst