İnsanı kavrayamamak,temellendirememek

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde albertinkaranfili tarafından oluşturulan İnsanı kavrayamamak,temellendirememek başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 747 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı İnsanı kavrayamamak,temellendirememek
Konbuyu başlatan albertinkaranfili
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan elbiss

albertinkaranfili

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Nis 2018
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İnsan nedir, nerden gelmiştir, nereye gider hep tartışılmıştır ve düşünülmüştür ama gerçekten bu kavram üzerine hiç yanılgılara sapmadan,bir ön-kabulunuz olmadan düşündünüz mü?


Denize düşen kediyi de kurtaran insan,denize atanda geçen böyle bir haber okumuştumda,hiç tanımadığı bir hastaya kemik iliği verende insan,japonyaya atom bombası atanda...


Eylem çok önemli ve kader sorunsalı,eylemimize göre insan olup olmadığımızın kararını tarih verecek,Taksime bomba koyanlarda insan,fail-imeçhul insan öldürenlerde insan,binyılldır kardeşçe yaşayanlarda....


Acaba lafa Tanrı ile mi başlamalı,bir dinsel anlatı üzerine mi kurmalı pratiğini yoksa insandan mı başlamalı anlatmaya yeryüzünü....


Secdeye giderken,dua etmek için sallanan bir musevi,bir mum yakarken hristiyan ne düşünürse,nasıl saygılıysa yaptığı işe öyle saygılıyım insana...


İnsana ne silah çekilir,ne de taş atılır insan ey kutsal adem,yeniden bul kendini ama bu sefer ölüm meleklerini bekleme... yaşatarak öğren,paylaşarak öğren,iyiliğinle ışıldat geleceği...


Konuştuğumuz konu yeni yaptığımız tanklar,füzeler,olmasın keşfettiğimiz ameliyat yöntemi,yeni bulduğumuz protez yapan makinalar olsun bu sefer zehiri değil ab-ı hayatı iç....


Ey arkadaşım sen ki yavruları olan ceylanı vurmassın,annesi olan 20 yaşındaki eri nasıl vuracaksın,kaldi ki o da senin gibi anne der annesine aynı dilde,aynı bakışlarla...


Tek bir soru soruyorum bu satırları okuyana Ahlak insandan öte mi siz materyalistlerin dediği kadar,ya da insandan büyük mü siz Tanrıtanırların dediği kadar?


SAYGILARIMLA...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Tek bir soru soruyorum bu satırları okuyana Ahlak insandan öte mi siz materyalistlerin dediği kadar,ya da insandan büyük mü siz Tanrıtanırların dediği kadar?


SAYGILARIMLA...

Ahlak değişken bir kavramdır ve hakiki insan tüm bu değerlerin üzerindedir ayrıca nerede nasıl davranmasını çok iyi bildiği için de, kolay kolay dengesi şaşmaz. Her insan için bu söylediklerim geçerli değildir yani bilinç düzeyi yüksek insanlar ahlak kavramına takılı kalmazlar çünkü ne kendisini ne de başkasını zora sokacak eylemlerde bulunmamaya özen gösterirler. İnsanlarımızın en büyük sorunu, her şeyi birbirine karıştırıyor olmalarıdır. Kalitesiz-basit davranışlar artık özgürlük gibi algılanmaya başladı yani işlerine gelen kısmı alıp, ters düştüklerini reddediyorlar. Bencillik aldı başını gidiyor ve çoğu insan kendi keyfinin derdinde, o arada kime ne olduğunu önemsemiyorlar.

Kurallara, kısıtlamalara çoğumuz karşıyızdır fakat yerine göre kabullenmemiz gerekenler de var. Örneğin; evliliğin belli bir yapısı var, bunun dışına çıkacaksanız evlenmeyi düşünmemeniz gerekiyor yani 'evde eşim dışarıda sevgilim, kime ne?' mantığı taşıyanlar evlilik kurumunu yıpratıyorlar ve toplum tarafından dışlanınca ya da eleştirilince de 'hayat benim, size ne?' diye savunmaya geçiyorlar.

Önemli olan bütünün hayrına olan ve kişilerin de huzur bulacağı ortamı sağlamaktır fakat birileri özgürlük adı altında, seviyeyi aşağıya çektikleri için ahlak kuralları da sürekli değişkenlik gösteriyor. Kendilerinin başına gelse asla kabul etmeyecekleri her davranışı, başkasına yapmaktan çekinmiyorlar. Organ mafyasına çalışan bir sözde doktora, çocuğunun böbreğini alalım desek asla kabul etmez ama başkalarınınkini para için çalar, bir sürü hayatı yok eder ve yaptıklarını hiç de önemsemez.

"Ne ahlaklı ne değil?" diye sorgulama yaparken, en yakınınızı da işin içine dahil ederek bu kararı vermelisiniz. Başkasına hak gördüğünüzü kendi yaşamınızda da uygulayabiliyorsanız, bu size göre ahlaklıdır ancak herkese göre yine değişecektir.

 
Son düzenleme:

albertinkaranfili

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Nis 2018
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ben yukarıda yazımda şunu sormak istedim,insanı tanımlarken Tanrıdan mı başlamalı yoksa,kabiliyetlerine mi yoksa,eylemlerine mi, gre mi?



İnsan bu dünyanın en asil varlığı ama yaptıklarına bakınca , asilliklerini kaybedenler yüzünden bu tanımı sorguluyor...


Bence insan kendine yeni bir yol çizmeli ön kabulsuz,evrende kendinden büyük varlıkların olabileceğini kabul ederek,kendisinin bir imtihandan geçtiğini ve ahiretin var olduğunu hesaplıyarak ya da bu dünyada en kutsal varlığın insan olduğunu insan canının kutsallığını düşünerek cana kıymamayı amaç edinerek savassız siddetsiz yeni bir yol ...


Her türlü zorbalığı bıraktığı,dünya ordularının lagve edildiği,özgür bir yaşam,dayanışma içinde gececek bir yaşam...


Bir insan kıyımından geçiyoruz geliyoruz gidiyoruz baki kalan sevgi,dayanışma saygı iyilikler...


Ölmeyen var mı,ölecek olan bunu yapar mı öleceğimizi unutuyoruz,en basiti soma için 15 yıl hapis verildi,ölenler,kalanlar ve ardından bir boşluk o adam, sorumlular 15 yıl yatsa ne olur,benim kardesim babam abim geri gelir mi?


Derhal BM revize edilmeli bütün ucaklar,füzeler,tanklar yasaklanmalı ya savaşlardan kim kazanmış...


Diyeceklerim bunlar...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Ben yukarıda yazımda şunu sormak istedim,insanı tanımlarken Tanrıdan mı başlamalı yoksa,kabiliyetlerine mi yoksa,eylemlerine mi, gre mi?
İnsan bu dünyanın en asil varlığı ama yaptıklarına bakınca , asilliklerini kaybedenler yüzünden bu tanımı sorguluyor...
Bence insan kendine yeni bir yol çizmeli ön kabulsuz,evrende kendinden büyük varlıkların olabileceğini kabul ederek,kendisinin bir imtihandan geçtiğini ve ahiretin var olduğunu hesaplıyarak ya da bu dünyada en kutsal varlığın insan olduğunu insan canının kutsallığını düşünerek cana kıymamayı amaç edinerek savassız siddetsiz yeni bir yol ...
Her türlü zorbalığı bıraktığı,dünya ordularının lagve edildiği,özgür bir yaşam,dayanışma içinde gececek bir yaşam...

Bir insan kıyımından geçiyoruz geliyoruz gidiyoruz baki kalan sevgi,dayanışma saygı iyilikler...
Ölmeyen var mı,ölecek olan bunu yapar mı öleceğimizi unutuyoruz,en basiti soma için 15 yıl hapis verildi,ölenler,kalanlar ve ardından bir boşluk o adam, sorumlular 15 yıl yatsa ne olur,benim kardesim babam abim geri gelir mi?
Derhal BM revize edilmeli bütün ucaklar,füzeler,tanklar yasaklanmalı ya savaşlardan kim kazanmış...
Diyeceklerim bunlar...

Hep söylediğimiz gibi herkes insan olarak doğar ama çoğu insan gibi yaşamayı başaramadan ölüp gider. Yukarıda yazdıklarınız güzel temenniler fakat kötülerin olduğu bir Dünya'da sonuç vermez. İlk öncelik kötülüğün önünü kesmek olmalıdır ki, bu da bilinçli bireylerden oluşan toplumlarla mümkün olabilir.

Nietzsche'nin bir sözü vardır: "Canavarlarla savaşanlar, sonunda canavar olmamaya dikkat etmelidirler. Ve bir uçuruma-boşluğa uzun süre bakarsan, uçurum-boşluk da sana bakar."

Kötülüğün Dünya genelinde artmasının en önemli nedeni; insanların kötülüğe kötülükle karşılık vermeleri ve kendi işlerine geldiği zaman kötü olmaktan rahatsız olmamalarıdır. Sizin saydıklarınızı hayata geçirebilmek için herkes önce kendi yakın çevresinden kötülüğü uzak tutmaya ve beslememeye çalışmalıdır.

Çevremize baktığımız zaman ne görüyoruz peki? Sayıca çoğalan ama nitelik olarak vasıfsız bir nüfus artışı yaşanıyor. Okumakla cehalet gitmez, çoğu okumuş cahil kategorisine girer çünkü düşünce yapıları çok dar ve vizyonları yok. Felsefe ile ilgilenen kaç kişi kaldı bu ülke ve Dünya genelinde acaba? Eminim çok azdır çünkü belli bir rutinin dışına çıkamamaktan, gereksiz strese maruz kalmaktan ve anlamsız konulara zaman ayırmaktan beyin hücreleri öldüğü için, zamanla ister istemez doğru düşünme becerilerini de kaybediyorlar.

Eş seçimini çok dikkatli yapmak gerekiyor, evlenmiş olmak için evlenenler yüzünden boşanma oranı ve ortada kalan çocuk sayısı çok arttı.

Bir zamanlar umutluydum fakat gün geçtikçe gördüğüm tablo karşısında pek bir şeylerin değişebileceğine inanmıyorum fakat bizler yine de mücadelemizi vereceğiz tabii ki...
 

elbiss

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Şub 2017
Mesajlar
464
Tepkime puanı
7
Puanları
18
İnsanı insan yapan içerisinde barındırdığı kalbi ve düşüncesinde oluşturdugu vicdanın sesidir...


İnsan sevgiden yani kaplten uzaklaşırsa insan duüşünceden yani vicdanın sesinden uzaklaşırsa insan insan olmaktan çıkar farklı bir kimliğe bürünür...


Dünyada oluşan yada oluşturulacak olan en güzel etmen SEVGİYİ YEŞERTEBİLMEKTİR....


Dünya hayatında ki SEVGİ EKSİKLİĞİ ne yazık ki her geçen gün artmakta sevgisizlikle yeşeren tohumlar sümbül çiçekleri vermezler Mayası iyi kavrulmamış nesiller ise gölü mayalayamazlar....


HAYAT insanlar için zorlu ve çetin aslında hayat zorlu ve çetin değil oldugunca olabildiğince oldukça muhteşem ve tüm güzellikleriyle dolu lakin bu hayatı zorlaştıran ve zorlu hale getiren biz insanlar ve biz insanların sundukları sistemlerdir..


Yüksek egolar ise insanların kayıp etmesine sebep olan bir başka etmenler dünya bir sınav üzere bu dünyada iyi ve kötü hep bir savaş içerisinde olacak önemli olan iyilerin dünyada iyi bir mayala ile daha fazla yeşerebilmesidir o yüzden dogru egitim dogru ahlak ve kültürel ögretiler ve dini terbiye ALLAH korkusu ve sevgisi üzerine iyi bir İMAN insanlar için olmazsa olmaz diye düşünüyorum ..


O yüzden söyleyeceğim şudur ki....


Yaşam her insan için zaman içerisinde akıp gitmektedir olabildiğince hayatı daha fazla nasıl güzel yaşanabilir bir hale getirebilirizi düşünüp sonrasında uygulamaktır diye düşünmekteyim..


Böyle.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst