Yalanı başka bir yalanla doğrulamanın litaratürde karşılığı nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Nedir? kategorisinde AlperTunga tarafından oluşturulan Yalanı başka bir yalanla doğrulamanın litaratürde karşılığı nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,686 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Nedir?
Konu Başlığı Yalanı başka bir yalanla doğrulamanın litaratürde karşılığı nedir?
Konbuyu başlatan AlperTunga
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

AlperTunga

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
5 May 2012
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Bazı kişiler bir yalan olduğunu bilmeden yalanlanmış bir iddiayı kendi iddialarını doğrulamak için kullanırlar, kendi iddialarıda kaynaksız dayandıkları yalan iddia gibi, acaba bunun karşılığı nedir terim olarak lugatte safsata sözlüğünde?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bazı kişiler bir yalan olduğunu bilmeden yalanlanmış bir iddiayı kendi iddialarını doğrulamak için kullanırlar, kendi iddialarıda kaynaksız dayandıkları yalan iddia gibi, acaba bunun karşılığı nedir terim olarak lugatte safsata sözlüğünde?


"Mitomani" değil çünkü o bir hastalık fakat burada bilmeden yaptıklarına göre karşılığı nedir bilmiyorum, böyle bir duruma da hiç rastlamadım. Bilen varsa yazsın, ben de merak ettim.
 

AlperTunga

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
5 May 2012
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Yalan olduğunu bilmiyor -yalan olduğu kesinlenmiş bir iddia ve kaynaksız delilsiz uydurulmuş- ama doğru kabul ediyor bu kişi o iddiayı, buna dayanarak kendi argümanını bu yalanlanmış iddialar üzerinden doğrulamaya çalışıyor komplo teorisi değil fakat ona benzer bir durum var.

Misal; Kemal Paşa ile İsmet Paşa araları kötüydü hatta Kemal Paşa ismet paşanın öldürülmesini istemiştir diye bir iddia ortaya attık ama bunu delillendiremedik kanıt bulamadık sadece bir söylenti doğruluğunu yanlışlığını bilmeden kabul ettik sonra bu iddiaya dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa arası bozuktu birbirlerine düşmandılar diye bu söylentiye dayanarak bir argüman ürettik, halbuseki böyle birşey yok kaynaksız ve söylentiye dayalı iddia fakat bir kitlenin bu iddiaya inanmasına sebepte olduk

Bir kişi kendi hatıratını yazıyor içine kendi fikirlerini(yalanlarını) katıyor ve başka biri tarih kitabı yazarken bu hatırattaki iddialara(yalanlara) dayanarak bir kitap yazıyor belli bir süre sonra bu iddia gerçek gibi kabul görüyor.

Başka bir örnek misal savaş ortamında üretilen psikolojik savaş ve algı operasyonlarının içerisindede var bu, Misal; A ve B grubu savaşıyor sonra A grubu B grubuna saldırı düzenliyor fakat B grubu tarumar oluyor fakat B grubunun medyası ''A grubunu mahfettik, A grubundan 200 kişiyi öldürdük 100 kişiyi yaraladık çok iyi bir direniş gösterdik bu saldırıda 10 arkadaşımızı kaybettik'' diyor(yalan olan argüman) diğer A grubunun medyası ise ''B grubunun saldırısını geri püskürttük yirmisini öldürdük, saldırıda kaybımız yok bir yaralımız var'' diyor(doğru olan argüman) şimdi yalan olan argümanın yani B grubunun medyası hezimete uğramasına rağmen bunu yalanlıyıp ''bizden az sayıda fakat karşıda yüzlercesini yokettik'' diye yalan bir iddiada bulunuyor ve B grubunun medyasını okuyanlarda buna inanıyor.

Kısaca;

*Söylenti ve Uydurulmuş birşeye inandık(Bir kesim sadece bunun yalan olduğunu biliyor fakat o kitleyi kaale almadık)
*Sonra ona inandık ve inandırdık,
*O iddiaya dayanarak başka bir argüman ürettik,
*O argümanı bir kitleyede inandırdık,
*O argüman belli bir süre sonra doğru gibi oldu.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yalan olduğunu bilmiyor -yalan olduğu kesinlenmiş bir iddia ve kaynaksız delilsiz uydurulmuş- ama doğru kabul ediyor bu kişi o iddiayı, buna dayanarak kendi argümanını bu yalanlanmış iddialar üzerinden doğrulamaya çalışıyor komplo teorisi değil fakat ona benzer bir durum var.

Misal; Kemal Paşa ile İsmet Paşa araları kötüydü hatta Kemal Paşa ismet paşanın öldürülmesini istemiştir diye bir iddia ortaya attık ama bunu delillendiremedik kanıt bulamadık sadece bir söylenti doğruluğunu yanlışlığını bilmeden kabul ettik sonra bu iddiaya dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa arası bozuktu birbirlerine düşmandılar diye bu söylentiye dayanarak bir argüman ürettik, halbuseki böyle birşey yok kaynaksız ve söylentiye dayalı iddia fakat bir kitlenin bu iddiaya inanmasına sebepte olduk

Bir kişi kendi hatıratını yazıyor içine kendi fikirlerini(yalanlarını) katıyor ve başka biri tarih kitabı yazarken bu hatırattaki iddialara(yalanlara) dayanarak bir kitap yazıyor belli bir süre sonra bu iddia gerçek gibi kabul görüyor.

Başka bir örnek misal savaş ortamında üretilen psikolojik savaş ve algı operasyonlarının içerisindede var bu, Misal; A ve B grubu savaşıyor sonra A grubu B grubuna saldırı düzenliyor fakat B grubu tarumar oluyor fakat B grubunun medyası ''A grubunu mahfettik, A grubundan 200 kişiyi öldürdük 100 kişiyi yaraladık çok iyi bir direniş gösterdik bu saldırıda 10 arkadaşımızı kaybettik'' diyor(yalan olan argüman) diğer A grubunun medyası ise ''B grubunun saldırısını geri püskürttük yirmisini öldürdük, saldırıda kaybımız yok bir yaralımız var'' diyor(doğru olan argüman) şimdi yalan olan argümanın yani B grubunun medyası hezimete uğramasına rağmen bunu yalanlıyıp ''bizden az sayıda fakat karşıda yüzlercesini yokettik'' diye yalan bir iddiada bulunuyor ve B grubunun medyasını okuyanlarda buna inanıyor.

Kısaca;

*Söylenti ve Uydurulmuş birşeye inandık(Bir kesim sadece bunun yalan olduğunu biliyor fakat o kitleyi kaale almadık)
*Sonra ona inandık ve inandırdık,
*O iddiaya dayanarak başka bir argüman ürettik,
*O argümanı bir kitleyede inandırdık,
*O argüman belli bir süre sonra doğru gibi oldu.

Benzer durum Amerika kıtasının keşfi konusunda da yaşanmıştı. Dünyada bu tip olay çok fazla, ne yazık ki tarihe bile tam manası ile güvenemeyecek noktadayız. Günlük hayatta da olabilir tabii, neden olmasın çoğu insan böyle uydurma işleri seviyor. Siz ne tür bir olay yaşadınız bilmiyorum ama engellenmesi zor bir durum gibi görünüyor.

http://www.felsefe.net/kitaplardan-alintilar/75970-amerigo-stefan-zweig.html
 

AlperTunga

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
5 May 2012
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Tarihle ilgiliyim ayrıca Medyada takip ettiğimde bunu görüyorum çok fazla görüyorum hernekadar iddialarını çürütsemde onlar için geçerli olmuyor çünki kendi işine gelen veya kendisi gibi konuşan kişi veya yayın organları onlar için daha kabul görüyor(iddiaları çok uçuk ve saçma olmasına rağmen)
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Tarihle ilgiliyim ayrıca Medyada takip ettiğimde bunu görüyorum çok fazla görüyorum hernekadar iddialarını çürütsemde onlar için geçerli olmuyor çünki kendi işine gelen veya kendisi gibi konuşan kişi veya yayın organları onlar için daha kabul görüyor(iddiaları çok uçuk ve saçma olmasına rağmen)

Hristiyanlık gibi bir din şu an dünyada olmadığı şekli ile yaşatılıyor ve gerçekler gizleniyor. İsa peygamber göğe yükselmedi, kanı ile kimsenin günahını temizlemedi hatta çarmıhtan indirilip, 85 yaşına kadar yaşadı. Kur'an'da bahsi geçen yüksek yer Hindistan'ın kuzeyinde, Himaliyalar'ın yanında bir kasaba hatta mezarı da orada ve bilenler ziyaret ediyor.
Dinler bile bu şekilde çarpıtılırken tarihi olaylarda yapmamalarını beklemek, çok iyi niyetli bir yaklaşım olur. İşte algı operasyonu dedikleri böyle bir şey, ne yazık ki.
 

elbiss

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Şub 2017
Mesajlar
464
Tepkime puanı
7
Puanları
18
Yalanı bilmeden bir yalanlanmış bir iddayı kendi iddalarını doğrulamak için kullandıklarında aslında kişinin kendiside birer yalancı guruhta oldugunu ve tembel oldugunu işin aslını öğrendikten sonra görebilir kanaatindeyim..

Bilgi çağındayız ve bu bilgi çağında insanın araştırıp aslı olan tüm gerçekleri öğrenebilir kanaatindeyim...Önemli olan acelecilik değil araştırmacılık daha ön planda olması gerektiği kanaatindeyim....Bu zamanlarda oldukça fazla bilgi karmaşası varken bilmeden de olsa insanın hata yapmaması gerektiği kanaatindeyim...

Bir konu hakkında insanın iyi bir araştırmacı olması insanın hem bilgi haznesini geliştirebileceği gibi insana da yeni öğrenim ve kazanımlar katabileceği kanaatindeyim....

İnsan başarmak ve kazanmak için azimler ve gayret eder bilgide böyledir dogrusunu bilmek için daha yeni bir dogru bilgi ile sunum yapabilmek bence daha dogrudur diye düşünmekteyim..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bir insanın bir değil elli kere yalanını yakaladığınız halde bir daha ona güven duyabilir misiniz? Tüm şartları zorlasanız bile, o kişiye karşı hep şüphe duyacaksınız. Bir insan size yalan söylüyorsa zaten ne dostunuz ne de başka bir şeyiniz olabilir, kardeşiniz olsa araya soğukluk girer. Yalan en büyük samimiyetsizliktir.
 

albertinkaranfili

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Nis 2018
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
yalın alpay diye bir yazar var kitabı var bu konu hakkında internetde videoları var izlemek lazım...
 

vicodin94

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Haz 2018
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yalana inanıp o yalan üzerine üretilen düşünceler genel anlamda hep uçuk kaçık şeyler olur.


Weber'in yanlış hatırlamıyorsam, insanlar belli bir düzene geçtikten ve toplumsal kurallar konulduktan sonra hayatlarının heyecanının bittiğini söyler.Bu yüzden insanlar hayatlarına bir gizem yaratmak isterler diye devam eder. Fallar, enerji saçmalıkları vb. şeyler bu yüzden olur. Aynı şekilde yalan bilgiyi alıp yalan düşünceler üreterek, kişiler gerçeğin o kadar heyecanlı olmayan düşüncelerinden uzaklaşırlar.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yalana inanıp o yalan üzerine üretilen düşünceler genel anlamda hep uçuk kaçık şeyler olur.


Weber'in yanlış hatırlamıyorsam, insanlar belli bir düzene geçtikten ve toplumsal kurallar konulduktan sonra hayatlarının heyecanının bittiğini söyler.Bu yüzden insanlar hayatlarına bir gizem yaratmak isterler diye devam eder. Fallar, enerji saçmalıkları vb. şeyler bu yüzden olur. Aynı şekilde yalan bilgiyi alıp yalan düşünceler üreterek, kişiler gerçeğin o kadar heyecanlı olmayan düşüncelerinden uzaklaşırlar.

Heyecan yaratmak için yalan söylendiğini de ilk kez duyuyorum, ilginç bir tespit.

İnsanların gizem algısında da bir problem var bence, özellikle son birkaç aydır bu tuhaflığa ben de şahit oldum. Gizem ilgi çeker fakat gizem yaratacağım diye Arap saçına dönmenin ya da başkalarının hayatını karıştırmanın da bir anlamı yok, ölçüsünü iyi ayarlamak gerekiyor yoksa yüksek dozda gizemden karşı taraf da başka türlü bir gizeme dönüşebiliyor.

Yalan bilgi ile geçici bir süre heyecan yaratıldığını varsayalım, doğru olmadığı ortaya çıktığında ne yapılacak? O bilginin yayıldığını düşünün, düzeltmesi o kadar zorlaşacak ki, zaman kaybı ve hayal kırıklığından başka bir işe yaramayacaktır.
 

vicodin94

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Haz 2018
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Heyecan yaratmak için yalan söylendiğini de ilk kez duyuyorum, ilginç bir tespit.

İnsanların gizem algısında da bir problem var bence, özellikle son birkaç aydır bu tuhaflığa ben de şahit oldum. Gizem ilgi çeker fakat gizem yaratacağım diye Arap saçına dönmenin ya da başkalarının hayatını karıştırmanın da bir anlamı yok, ölçüsünü iyi ayarlamak gerekiyor yoksa yüksek dozda gizemden karşı taraf da başka türlü bir gizeme dönüşebiliyor.

Yalan bilgi ile geçici bir süre heyecan yaratıldığını varsayalım, doğru olmadığı ortaya çıktığında ne yapılacak? O bilginin yayıldığını düşünün, düzeltmesi o kadar zorlaşacak ki, zaman kaybı ve hayal kırıklığından başka bir işe yaramayacaktır.
Bu yalanlar günlük hayatta söylemediğimiz yalan tarzlarında oldukları için genel olarak insanlar bence hayal kırıklığına uğramıyor. Örnek olarak evrene enerji gönderdiğini iddia eden insanlara bakalım. Muhtemelen birisi çıkıp insanları dolandırdı. Bu insanlar o bilginin ilk başta yalan olduğunu bilmiyorlardı. Sonrasında tüm düşüncelerini o yalan üzerine kurdular. Ardından çok meşhur olunca enerji gönderme fikri haliyle bilimle ilgilenen insanlar çıkıp bunun bir saçmalık olduğunu söylediler. Sonuç ne oldu peki? İnanmak isteyen hala inanıyor. Gerçeği bilmek bazen düşünceleri değiştirmeye yetmiyor sanırım.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu yalanlar günlük hayatta söylemediğimiz yalan tarzlarında oldukları için genel olarak insanlar bence hayal kırıklığına uğramıyor. Örnek olarak evrene enerji gönderdiğini iddia eden insanlara bakalım. Muhtemelen birisi çıkıp insanları dolandırdı. Bu insanlar o bilginin ilk başta yalan olduğunu bilmiyorlardı. Sonrasında tüm düşüncelerini o yalan üzerine kurdular. Ardından çok meşhur olunca enerji gönderme fikri haliyle bilimle ilgilenen insanlar çıkıp bunun bir saçmalık olduğunu söylediler. Sonuç ne oldu peki? İnanmak isteyen hala inanıyor. Gerçeği bilmek bazen düşünceleri değiştirmeye yetmiyor sanırım.

"The Secret" kitabı sayesinde enerji konusu büyük bir rant kapısına dönüştü. Evrene enerji yollamak o kadar kolay değildir, anlattıkları kadar basit olsaydı herkes mesaj yollar ve mutlaka sonucunu alırdı. Bir konunun doğru anlaşılması istenmiyorsa, abartılı-sonuçsuz yöntemlerle hedef şaşırtılır ve böylece insanlar o konunun uydurma olduğuna ikna edilir.

Yalanlar her zaman insanı üzer ama şöyle bir çevreme baktığım zaman hemen hemen her konuda yalan söylendiğini görüyorum ve birileri de kolayca ikna oluyor. Telefon dolandırıcıları bu kadar haber yapıldığı halde sürekli insanları kandırabiliyorlar. Çiftlik Bank olayı da çok acı bir örnek.
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst