Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde burakender tarafından oluşturulan Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 137,474 kez görüntülenmiş, 1,062 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar
Konbuyu başlatan burakender
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ruairi

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Tanrının varlığı ve yokluğu üzerine düşünenler, aslında varlığına da ihtimal verenlerdir. Var olduğuna inanıyorum diyenin bu alanda pek işi olmaz. Yok diyenin de yokluğuna delil getirmek gibi bir misyonu yoktur. Neden mi yoktur? Ateizmin bir ilahi metni olabilir mi? Yaratıcıya inanmamak insana ne gibi bir misyon önerebilir?

Madem inananla inanmayan bu konularda fazla kafa yormaz; o halde geriye var olma ihtimali veya olmama ihtimali üzerinde kafa yoranlar kalır. Bu ise varlığına bir ihtimal verme halidir.

Varlığına ihtimal vermeyip, sürekli yokluk tezini savunanların bir amacı olmalı! Acaba bu amacı onlara edindiren nedir? Çeşitli ideolojiler ile inanç kavramının yollarının bazen menfi ve/veya müspet manada kesişiyor olması mı? Aslında Tanrı yoktur demek, bir ideolojinin dışa vurumu mudur?

Bütün bunlar sorgulanabilir...

O zaman bu tartışma daha manalı olur. Mesela der ki birisi çıkıp:"Tanrı buyruğu mülkiyet ve miras gibi iki konuda ruhsat verir. Bu ruhsat bizim ideolojimiz ile örtüşmez. O halde Tanrı olmamalıdır."

Bu aşamadan sonra o arkadaş Tanrının olmaması için elinden gelen gayreti gösterecektir. Ama onun bu gayretini biz durduracak değiliz. Fikirlerini ortaya koyar ve kimi kabul eder kimi de etmez. Biz var olduğuna inananlar ise elbette kendi kanaatlerimizi yazacağız. Bu bir tartışma konusu değildir. Yaratıcının bizim tarafımızdan savunulmaya da ihtiyacı yoktur. Ancak vardır diyenler açısından, yoktur önermesi karşısında tamamen sessiz kalmak, yaratıcıya saygısızlık olarak anlaşılır. Dolayısı ile bizler de bir-iki kelam ederiz.

Yaratıcıya edebileceğiniz en büyük iki hakaretten birisi yokluk isnat etmektir. Diğeri ise yaratıcının mutlak oluşunu sorgulamaktır. Bu iki kavramın karşılığı malum olduğu üzere küfür ve şirktir.

Yaratıcı vardır diyenlerin, samimi olarak ve aslında bazen gereksiz yere bu tartışmaların içine dahil olması, bu hakaret algısı yüzündendir. Ben bunu duydum ve sessiz kalmadım diyebilmek içindir. Elden geldiğince kendi görüşlerimi ortaya koydum diyebilmek içindir.

Bu bir ateisti durdurmak veya tahkir etmek amacı ile yapılmıyor aslında genelde. Buna kimsenin de hakkı yok zaten. Herkesin serbest olarak kendisini ifade edebilmesi insanlığın ortak bir şekilde teminatı altında olmalıdır.

Ben öyle sanıyorum ki, bir an için fizik kanunları devre dışı kalsa ve çok acayip mucizeler gerçekleşse, inanma konusunda sıkıntıları olanların bir çoğunun bu sıkıntıları geçmeyecektir.

İnanan insanlar da, inananların halini şu an ki durumdan 1000 kat daha kötü durumda görseler , inançlarından vazgeçecek değildirler. Biz kötülüklerin kaynağı olarak dini ve dolayısı ile yaratıcının iradesi olarak görmeyiz. Kötülükler sahibine aittir ve bu durumda kötülüklerin sahibi de insandır. O halde; bu ne dinden ne de yaratıcının varlığından bir şey eksiltmez. Kötülüklerin merkez üssü, her tür insan tarafından paylaşılmaktadır. İçinde inanan da vardır, inanmayan da vardır.

Siz aklınız ile kendinizi yaratıcının yokluğuna ikna etmeye çalışıyorsanız, aslında varlığına ihtimal veriyorsunuz demektir.

Kendinizi bu konuda ikna etti iseniz ve kesin bir yargıya ulaştı iseniz, insanlık adına her hangi bir sorumluluğunuz da kalmamış demektir.

Toprak olup gidecek birinin insanlıkla ilgili kaygılanması kadar hayret ettiğim ikinci bir konu yoktur. Dolayısı ile insanları herhangi bir konuda aydınlatma vazifeniz de bitmiştir.

Burada yapabileceğiniz tek şey çıkarlarınıza ve korkularınıza göre hareket etmektir. Dünyada bir düzen istemelisiniz çünkü kaosun sizi de alıp götürme ihtimali vardır. Kanunlar olmalıdır ki sizin haklarınız korunmalıdır. O halde beşeri meseleler ve kendiniz ile meşgul olmanız en hayırlı bir iştir.

Biz ise yaratıcıya ulaşırken birden fazla araç kullanırız. Akıl bizim için sadece destekleyici bir unsurdur. Adı da inanmak olarak konmuştur. Biz bilmek peşinde koşmayız. Onu bizler bilemeyiz. Bir sanatkarın sadece tablolarına bakarak, onun tüm özelliklerini kavrayamayız. Eserleri ve dünya görüşü ile ilgili belki fikir sahibi olabiliriz. Sanatçının eserinden yol çıkarak, sanatçı bilinemez. Ancak sanatı ve fikirleri bir miktar anlaşılabilir. Bilmek bizim işimiz olmadığına göre, yokluğu hakkında bilmeye dayalı felsefe yapanlarla da, aslında tartışacak bir şeyimiz yoktur.

Sevgiyle kalın...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Onlar felsefeyi denediler,fakat ben fikirlerin oluşturduğu bu denizde pusuları ya da dümeni olmadan akıntıya kapılmış ve hiçbir rehberi olmadan sadece yanlarında nereden geldiğini veya nereye gittiğini bilmeyen acemi bir dümenciyle kendi ihtiras fırtınalarına terk edilmiş ölümlülerin hazin kaderi üzerine kafa yordum.

**

Radikal bir kuşkucu olmak benim için imkansızdı, çünkü böyle bir kuşku ''insan zihnine aşırı derecede terstir''.her halükarda filozofların bana öğreteceği hiçbirşey yoktu. hepsini benzer şekilde gururlu,iddialı ve dogmatik buldum. saldırırken kibirliler ancak kendilerini savunurken cılız kalırlar.öne sürdükleri savlara baksanız hepside zararlı şeyler. kim ne dedi diye saymaya kalsanız her kafadan farklı bir ses çıkar. birbirleriyle sadece tartışma konusunda hem fikirler. hal böyle olunca onları dinleyerek içimdeki belirsizlikten asla kurtulamam. materyalistler tuhaf güç sistemleri,şans,zorunluluk , atomlar, yaşayan bir dünya,canlı madde ve her türlü materyalizm üzerine atışarak çarpık ve zehirli betimlemeler yapıyorlar.

**

Metafizigin içinde yer alan o anlaşılmaz noktaların hiçbiri bir anlığına dahi ruhun ölümsüzlüğünden şüphe etmeme yol açamayacak. çünkü böyle birşeyin olduğunu hissediyorum,buna inanıyorum,böyle düşünmek istiyorum,böyle birşeyi ümit ediyorum ve son nefesime kadar ruhun ölümsüzlüğünü savunacağım

J.J Rousseau.


**
Şu açık ki felsefe yoluyla veya bilgi yoluya Tanrıya ulaşmak veya Tanrı inancına ulaşmak mümkün değil.

Analitik zihinle ve evrensel olanla da Tanrıya ulaşmak mümkün değil.



**

dünyadaki hiçbir inanç mantıksal olarak savunulamaz..salt akılcı bir zemin üzerine yerleştirilemez..

inançların esas temelini; duygusal ihtiyaçlar,duygusal olarak emin olunan şeylere karşı olan bağlılıklarımız,içgüdülerimiz ve psikolojik ihtiyaçlarımız oluşturur.

Tanrı kapılarını soruları bırakıp kalbini teslim etmeyene açmıyor kanımca..irade,istek ve teslimiyet.. İman için bunlar olmazsa olmazlar sanırım.. yoksa kalpsiz felsefe bu konuda , rousseaunun dediği gibi; nereden geldiğini veya nereye gittiğini bilmeyen acemi bir dümenciden fazlası değil işte:)
 

mmert

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2014
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sevdiğim bir abimin bir lafı vardı " 'Ateizm'in bir anlamı da dinsiz demektir. Hani 'a-teizm'...(a-tei - zm gibi değil) ". Kendine ateist diyen insanların büyük kısmının demek istediği "herhangi bir dine inanmıyorum.", "Tanrı yoktur" değil. Onların ateizmi seçmelerinin sebebi de zaten tanrının yokluğuna dair kanıtlar değil dinlerin çelişkileri ve yanlışlarıdır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
denemeler;önermeler-sanılar-konuşmalar;düşünmeler;
---

varlığı vardır; yokluğu yoktur;
iyi vardır-kötü yoktur;
var vardır-yok yoktur;
-
tanrının varlığı kendisidir; kendiliğidir- -kendisi/kendiliği değilse nediR? (diğerleri ve diğerlerilik ve diğer şeyler-lik)
kendisi olmayandır;
tanrının kendisi olmayan-ın tanrı cinsinden ya da değil cinsinden değili nedir?
diğer şeyler tanrı cinsinden nedir?
;
ben olmayan ben değildir;
;
tanrının mal varlığı- tanrının var varlığı;
tanrının var ettiği var varlığı-varlık-ı
tanrı var ettiyse (var varettiyse) tanrının varlık'ı vardır;
tanrının var'ın yok edebiliyorsa; tanrının varlık'ının yokluk'u vardır,
bu durumda tanrının varlığı ve yokluğu - varlığının yokluğu vardır; mantıklıdır; değil;
;
tanrının kendini kendisi için-varlığı ve yokluğu yoktur;
;
tanrı varının yoktan var ettiyse tanrını nvar-ı ( ve varettiği) yoktur; (yoktandır)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
tanrı yoktan-yokluktan-var etmiştir önermesinde; (diğer kısımlarını geçiyorum , bilindik monoteist (tektanrıcı) tez)

tanrının varlığı-özvarlığı- kendisidir; diğer varlığı ya da değili kendi ya da kendisinin sahip olduklarıdır; dışalllığı ya da işleyeceği_ onun olan-onun mülkiyetinde kullanımında olan;
kendisinden başka ve başkalık(diğer) yoktur ,; o halde sadece yokluk vardır;
o halde tanrının varlığı ya dakendisidir ya da yokluktur-yoktur;
bu durumda tanrnın varlığı yokluktur; (ya da yoktur)
bu durumda tanrının kendinden ve kendisinden başka valığı yoktur; (bu açıktır-mantıksal dinamik;),

somut şu;
tanrıının varlığı kendisidir, değilse yoktur;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
bakın düşünelim, ,
tanrının varlık eteri; varlık dışallığı-dış kuşataganı-çeperi; sadece kendini ve yokluğu içerir;
sadece kendni içerirse-içeriyorsa-yokluk ve yokluğunu-kendi yokluğunu da içermez;
kendi yokluğunu içermiyorsa neyin ya da kimin yokluğunu içeriyor?
bu mu felsefe?
,
ama (kendi içsellemediği yokluğu mu?) kendinin yokluğu-nu mu) içerir; isterseniz bunu dışlayın;

tanrı kümesinde tanrı vardır yokluk yoktur;

tanrı dışsal kümede tanrı vardır -birincil küme-
ikinci küme yokluktur ve tanrı kullanır; neyin yokluğu kimin yokluğu; kuram bu mu?

-
bir düzeltme;

mutlak varlık ve mutlak yokluk dışsallığı ve mutlak varlık tanrı olarak konumlama;
yokluk-mutlak yokluk-mutlak varlığın yokluğudur;
mutlak varlık tanrı ise değili yoktur;

mutlak varlık tanrı ise; mutlak yokluk nedir?,
mutlak varlığın mutlak yokluğudur mu değil mi? başka neyin yokluğundan söz edeceğiz,
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
eğer tanrı varsa (başlangıçta,)

ve onun varlığından başka-başkalık- başka varlık yoksa;
başka yokluktan da; başkasının yokluğundan da; (aynı zamanda varlığından da) söz edilemez; edilemez -se, (yoklukta tanrının yokluğudur salt; - çünkü başkalık-başka yoktur; - bu durumda) -(başka neyin ve ya da kimin yokluğu olabilecek Tanrıdan başka saltlık ve varlık yok ya neyin yokluğu

(yoklukta tanrının yokluğudur salt)

bu durumda varlık tanrının varlığıdır -mutlak varlık; (aynı zamanda kendiliği-kendisi) -mutlak varlık tanrıdır; bölünemez;
yokluk tanrının yokluğudur; - mutlak yokluk;
(bir ve birin yokluğu- olan ve olmayanın yokluğu-olanın yokluğu olur -olmayanın yokluğu zaten olmaz)

yokluk mutlak varlığın mutlak yokluğudur; (başkasından sözedilemez)
yokluk varlıksız; varlık yokluksuz düşünülemez; konumlanamaz- ikisi birbirinin varlığıdır-yokluğudur;
yoklukta, mutlak varlığın-mutlak olanın yokluğudur;

,

bu durumda/durumlarda başkasından söz edildiğinde benim mutlak yokluğumdan söz edilmeli ki ben kimim? tanrı olmayan mı?

(tanrı olmayan diğerleri mi? tanrı olmayan şeyler miyim ben? ben yokluğumsa bile tanrının -mutlak'ın- yokluğuyum)

O halde tanrı olmayan şeyler var; Ama hala yokluk var diyorsunuz; Tanrı olmayan şeylerin yokluğu ve varlığı var diyorsunuz; Tanrı olmayan şeyler var diyorsunuz anlıyor musunuz? Budur tanrı mutlak değildir- mutak mutlak değildir demek; Budur ikilik ve dualizm, buna monizm diyorsanız-diyorsak??? Budur tanrı ikiliği ya da tanrıya ikilik sokmak ya da tevhid olmayan tevhid yani dualizm ve monizm monoteizm adı altında dualizm;

bu durumlarda tanrı olmayan ikiliğin yada ikiliklerin varlığından ya da yokluğundan sözederiz, edersiniz;

mutlakları (mutlak olmamakla) bölüyorsunuz; bölüyoruz; -dışlıyorsunuz- -dışlıyoruz; bunu düşündük mü?

---

(Tanrının kaynağından tanrının kaynağı diye söz edilebilir -kendisi olsa bile; (yaratmamış olandır çünkü yaratılmamış olandır da; -yaratılmaması onu yaratmamaya bağımlı kılar; Oluşturma kendi içindedir- devinimdir yada devinimin kendisidir; Anlıyor musunuz? Kendi dışında yaratamaz; )

Tanrı kendinin sebebi-varoluş sebebi değildir ve varloşsuzca-sebesizce vardırsa; bu denklem açık değil mi?
Çünkü sebep içermez-öylece vardırsa; nedene bağımlı değildir, olma ve oldurma-oldurulma nedeni ve ya da başlangıcı; (içermezde)
başlangıç içermeyenin içerdiği başlatma; başlamama ve başlatmama içindedir; Tanrının dışsalllığı;

(Tanrı) kendisi ise (kaynağın ve kaynağının-)
Aynı zamanda yokluk-yokluğunu-kendi yokluğunu da içerir; içermelidir,
Tanrının kaynağı tanrının kaynağıdır-kaynağın kaynağı ya da kendisi ; yokluk ve varlığı da içeren içinde oluşturan yansıtan kaynak

Tanrı mutlak varlıktır; kaynak değil; kaynak yokluk'u da içerir ve içermelidir;
Aksi durumda tanrı mutlak yokluktur da demeliyiz; eşittir;
 

türk kılıcı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Nis 2015
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Merak ettiğim, ateistler kendi idealarına uygun bir Tanrı (tanımı-inancı) olsaydı onuda redederler miydi?
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
bu tartışma big bang den başlar Qua da biter ve bu zamana kadar bir sonuç alınamadı,boşa yoruluruz..800 küsur mesaj sırf bu sorunun yanıtı için yazılmış ve oldukça hararetli bir konu..gerek yok derim arayan bulur sorunun cevabını.

Bir sonuc alinamamasinin sebebi, bilimsel olmamasi ve yanlislanamamasidir.

O yuzden tanri bir kavram olarak vardir, varliksal olarak ta tanrinin varligini kendi inanci ile dogrulayan icin vardir, dogrulamayan icin yoktur.

Tanri kavram olarak fenomenal bir gorungu vermez.

Ayrica tanrinin ne oldugunun da anlam ve icerigi sadece bu kavrami kendince algilayana goredir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Merak ettiğim, ateistler kendi idealarına uygun bir Tanrı (tanımı-inancı) olsaydı onuda redederler miydi?

Etmezlerdi. ateistlere neden inanmadıkları sorulduğunda birinci cevap; ''Tanrıyı anlamamak'' olmuştur. diğerleri sonra gelir. yani eğer idealarındaki gibi bir Tanrı veya Tanrı tanımı olsa inanırlardı. ama dünyasal varoluş içinde ideal bir Tanrı veya Tanrı tanımı olması imkansız çünkü ideaları gereği bu Tanrının burada olup bitenlere müdahale etmesini isteyecekler sonuçta. kötülerin hemen cezalandırılması gibi mesela. veya kötülügün, acının, haksızlığın vb son bulması. (her insanın bireysel istekleride olacaktır onlarıda hesaba katınız)

İnsanlar varoşları gereği mutlak bir yokoluşu tabiki kolay kolay kabullenemezler. tek şansımızda bir Tanrının olmasıdır. kimse tanrı yoktur diyerek bu umudu yitirmek istemez bence. ancak bilinmezlik temelinde kurulu dünyasal varoluşta ister istemez tüm inançların temelinde yine inanç vardır. sağlam bir zemin yoktur yani. bu sebeple Tanrı tanımları ve inançlarıda her türlü çelişkiden nasibini alır.
 

Ocean

Üye
Yeni Üye
Katılım
1 Nis 2015
Mesajlar
150
Tepkime puanı
2
Puanları
18
bu konuda sevdiğim bir söz vardır; tanrı insanları değil, insanlar tanrıları yarattı.
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Bir köy muhtarsız olmaz, bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz, bir harf kâtipsiz olamaz; biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
bu konuda sevdiğim bir söz vardır; tanrı insanları değil, insanlar tanrıları yarattı.

Dayanakları sağlam sözdür. ancak, öyleyse varoluş nasıl mümkün oldu ? sorusu karşısında da bir o kadar cılız sözdür :)
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Ozaman da "Tanri nasil mumkun oldu?" sorusu gelir.

Kisaca yaratanin ilk yaratan sorunu vardir.

Ayrica varolus mumkun olmadi, insanoglunun algisina gozlem Verdi.

Bu acidan da zamansal bir icerigi yoktur.

Tabi varolustan ne algilandigina bagli.

Buradaki tek olgu "tanri kavramini insanoglunun dile getirdigidir."
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ozaman da "Tanri nasil mumkun oldu?" sorusu gelir.

Kisaca yaratanin ilk yaratan sorunu vardir.

Ayrica varolus mumkun olmadi, insanoglunun algisina gozlem Verdi.

Bu acidan da zamansal bir icerigi yoktur.

Tabi varolustan ne algilandigina bagli.

Buradaki tek olgu "tanri kavramini insanoglunun dile getirdigidir."

düşüncelerle kavramları yaratırız, kavramlarla düşünürüz ve bilgi sistemleri kurarız.

düşüncenin nesnesi nedir? madde olamayacağı açıktır. ancak düşüncenin nesnesi(yani düşünceyi yaratan şey) ister bir Tanrı olsun isterse madde. her iki durumda da. düşünceyi yaratan şeyle ;yaratıcı ve varoluşun açıklaması yapılamaz. başka biçimde açıklarsam Tanrının verdiği beyinle Tanrıyı açıklayamaz ve kavrayamazsın. veya maddenin yarattığı beyinle maddeyi açıklayamaz veya kavrayamazsın.
sonuç; Tanrı ve varoluş açıklanamaz.

kavramlarla veya bilimin bilgi sistemi ile bu başlıkta karmaşa yaratmanıza neden yok kısacası. olguda olgu dediğin şeyin temeli; temelllendirilmiş bir inançtan fazlası değil.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Dusuncenin nesnesi,beyindir.

Insanoglu kenmdi beyninin zihni yetisi ve soyutlamasi ile tanri kavramini yaratmis ve bu kavrami cesitli sekillerde anlamlandirmis ve iceriklendirmistir.

Inanc, tartismasiz degildir.

Olgu ise tartismasizdir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Dusuncenin nesnesi,beyindir.

Insanoglu kenmdi beyninin zihni yetisi ve soyutlamasi ile tanri kavramini yaratmis ve bu kavrami cesitli sekillerde anlamlandirmis ve iceriklendirmistir.

Inanc, tartismasiz degildir.

Olgu ise tartismasizdir.

Beyin; yani düşüncenin nesnesi maddedir diyorsunuz. öyleyse maddenin yarattığı düşünce ile maddeyi açıklayamazsınız. paradoksa düşmeye mahkumsunuz. öyleyse yaratanın ilk yaratanı kimdir paradoksunu tanrı inancı aleyhine kullanamazsınız. çünkü varoluşun kendisi zaten paradoks içerir.

olgu tartışmasızdır düşünceniz aklınızı inandırdığınız bir doğrudan ibarettir.

sonuç;

bu başlıkta kişisel düşünce ve inançlarımızı sunalım. bilime atıf yapalım ama doğrudan dayanak olarak sunmayalım. teşekkürler
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Neden aciklayamayayim.

Beyin soyutlama yetisi olan tek dinamik complex bir sistemdir.

Beyinde, madde dusunce ve kavram uclusu ic icedir.

Beyin zaten tek basina metafizigin varliksal tartismalarina indirgemeci determinist ve monist tartisma olarak son verir.

Ortada bir yaratim yoktur. Madde, dusunce ve kavram ucu bir birini tamamlar.

Kavram olmadan kavram, beyin ve dusunce ortaya konamaz.

Dusunce olmadan kavram turetilemez

Beyin olmadan ne dusunce olur, ne de kavram.

Olgu tartismasizdir, cunku herkes icin gecerlidir ve tartismasizligi da yanlislanabilene kadar gecerlidir.

Bilim karsi cikilamaz bir dayanaktir.

Cunku gozlemi vardir ve herkes bu gozlemi alir.

Inancta ise gozlem sadece inanani baglar, herkesi baglamaz.

Bilim tum insanoglu icindir, inanc ise sadece inananlar icindir.
 

Ocean

Üye
Yeni Üye
Katılım
1 Nis 2015
Mesajlar
150
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Dayanakları sağlam sözdür. ancak, öyleyse varoluş nasıl mümkün oldu ? sorusu karşısında da bir o kadar cılız sözdür :)

varoluşun bir tanrı tarafından olduğu meali çıkartılmak isteniyorsa şayet, hiç birşey yoktan var olamıyorsa tanrı'nın da bir var edeni olmalı.

bence herşey tesadüfen var oldu. Tesadüf deyince akla hiç bir sebep yokken olmaması gereken bir şeyin olması gibi geliyor, aslında bu tarz bir tesadüf evrende yoktur. Örnek vereyim; Bir yamaçtan büyük bir kayayı yuvarladığım da o kayanın yere ininceye kadar,olasılık dahilindeki tüm hareketlerden zorunlulukla yaptığı hareket tesadüftür. Bu kaya olasılık dahilinde olmayan bir hareket yaparsa mesela; aşağı doğru yuvarlanmayı bırakıp yukarı doğru çıkarsa o zaman orada bir irade vardır.Sonuç olarak;İnsan ve evren bir iradeye (Tanrıya) gerek duymayan olasılıklar dahilindeki her hangi bir olasıkta tesadüfen olmuş olabilir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
varoluşun bir tanrı tarafından olduğu meali çıkartılmak isteniyorsa şayet, hiç birşey yoktan var olamıyorsa tanrı'nın da bir var edeni olmalı.

Bu bir paradoks. benim düşümcem de zaten varoluşun paradoks içermesi sebebi ile bilinemez ve açıklanamaz olduğudur. zenon ve kant ne demişler değerlendirmeliyiz:) bir şekilde varız ve varoluş mümkün oldu. gerçeklikte bir paradoks olmamalı ama akıl ile gerçeklik arasındaki bu paradokslar üzerine düşünmeli derim genede. hayat rüyadır/ hayaldir diyenlerin dayanaklarından biridir bu paradokslar.

 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst