Susmak mı, konuşmak mı?

Ferdinand Bardamu' Alıntı:

Ben genelde olanı ifade ettim. Ben cahilim, o yüzden susuyorum diyecek insan pek yoktur. İnsanlar susuşlarına da bir ulviyet katmak isteyeceklerdir. Haliyle ortalama bir insanın bilgi seviyesini göz önüne aldığımızda; çoğunluk altın olduğundan değil de cehaletinden susacaktır dersek abes olmaz. Diğer bir durum da burada "O kadar ulviyim ki sumam bile yetiyor" gibi bir anlamsızlığın oluşu. İşte orada "Sen kimsin?" ve "Neden susuyorsun?"diye sormak gerekir.

Genişletmek için tıkla ...

İnsan sadece bilgisiz olunca susmaz, susmak bazen de olgunlukla alakalıdır. Verecek cevabı olmadığından değildir susması herşeyi bilgi-bilgisizlik çerçevesinde değerlendirmeyiniz.

dijital' Alıntı:

İnsan sadece bilgisiz olunca susmaz, susmak bazen de olgunlukla alakalıdır. Verecek cevabı olmadığından değildir susması herşeyi bilgi-bilgisizlik çerçevesinde değerlendirmeyiniz.

Genişletmek için tıkla ...

""Haliyle ortalama bir insanın bilgi seviyesini göz önüne aldığımızda; çoğunluk altın olduğundan değil de cehaletinden susacaktır dersek abes olmaz."

“”Kısacası, suskunluğun nedeni önemlidir. Gerçekte olan, genellikle cehaletten susulduğudur.””

Demişim.

Nereden biliyorsunuz çoğunluğun cehaletten sustuğunu bu konuda bir genellemeye nasıl varabildiniz?
Cahil insan daha kolay baskı altına alınır, yönetilir ve beraberinde bilgisizliğinden susmak zorunda kalır anlamında yorum yapıyorsunuz sanırım fakat tam tersi olduğunu düşünüyorum.
Cahil insan kolay kolay susmaz. Sürekli gereksiz laf üretir fakat bilgili insan tam tersi yerli yerince, az ve öz konuşur.

"Suskunluğum asaletimdendir! Her lafa verilecek bir cevabım vardır aslında... Ama bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adam mı diye!"
Mevlana

Cahil insan konuşur,
Bilgili insan konuşur,
Hem bilgiye sahip olan hem de bildiğinin hazmını yaşayan susar, susmasını bilir illede anlatma , kanıtlama ihtiyacını hissetmez , geçmiştir o halleri.
Ancak daha bilgisinin alış-verişinde olan konuşur, anlatır çünkü buna ihtiyacı vardır .Esasında buna bilgili insanın cehalet safhası da denebilir.

Kendinizi başkasına anlatmayın..
Sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur.
Sevmeyen de inanmayacaktır zaten…
Onun hayatında bir seçeneksen,
Onun senin bir önceliğin olmasına izin verme.
İlişkiler en iyi dengeli olduğunda yürür…
Uyandığında iki seçeneğin var…
Tekrar uyuyup bir rüya görmek, ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak…
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız…
Bizim için hiç ağlamayac...aklara değer veririz…
Garip ama gerçek…
Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil…
Mutluyken söz, üzgünsen cevap, öfkeliysen karar verme…
Zaman nehir gibidir…
Aynı suda iki kez yıkanılmaz…
An’ı yaşa, geçen su bir daha gelmez…
Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın…
Hep zamanının olmadığnı söylersen, hiç zamanın olamaz…
Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez…

dijital' Alıntı:

Nereden biliyorsunuz çoğunluğun cehaletten sustuğunu bu konuda bir genellemeye nasıl varabildiniz?
Cahil insan daha kolay baskı altına alınır, yönetilir ve beraberinde bilgisizliğinden susmak zorunda kalır anlamında yorum yapıyorsunuz sanırım fakat tam tersi olduğunu düşünüyorum.
Cahil insan kolay kolay susmaz. Sürekli gereksiz laf üretir fakat bilgili insan tam tersi yerli yerince, az ve öz konuşur.

"Suskunluğum asaletimdendir! Her lafa verilecek bir cevabım vardır aslında... Ama bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adam mı diye!"
Mevlana

Genişletmek için tıkla ...

Şöyle vardım. İnsanların--elbette çoğunluğunun-- yazdıklarına bakıldığında, ya çok az bilgiye dayalı olduğu, ya da bilginin dayandığı kaynağın niteliğinde problem olduğu anlaşılıyor. Daha genel ifade ile, ortalama insanın eğitim durumu meselesi. Burada, eğitim durumunun nedeni üzerinde durmuyorum. Düşük eğitim seviyesi bir gerçekliktir. Haliyle susmak eylemi gerçekleştirildiğinde, bu genel durumdan hareketle, çoğunlukla cehaletten susulduğu olasılığı kanaatimce daha yüksektir.

İşte o alıntıladığnız lafı, Mevlana ederse anlamlıdır. Zaten, Mevlana da onu demiştir. Yani lafı eden kimdir, bir bakmak lazım diye.Cahil bir kimse bu lafı ederse, bu lafın manası ortadan kalkmış olur.

İstanbul' Alıntı:

Cahil insan konuşur,
Bilgili insan konuşur,
Hem bilgiye sahip olan hem de bildiğinin hazmını yaşayan susar, susmasını bilir illede anlatma , kanıtlama ihtiyacını hissetmez , geçmiştir o halleri.
Ancak daha bilgisinin alış-verişinde olan konuşur, anlatır çünkü buna ihtiyacı vardır .Esasında buna bilgili insanın cehalet safhası da denebilir.

Genişletmek için tıkla ...

Tabi günlük hayatta bu dediğinizin bir anlamı olabilir. En azından,genelin yanlış algısı ve cehalette ortaklık sebebi ile tartışmaktan çekinme gibi destekleyici unsurlar da bu dediğiniz, idealizmin ürünü olan suskun bilge kişi tanımına katkı sağlarlar. Ancak, bilimsel ve felsefi alana girildiğinde, bu yönde eserler takip edildiğinde, kişilerin, birbirlerinin fikirlerini çürütmeye yönelik çalışmalarda bulunduğu farkedilecektir. Başka deyişle, fikir insanları, kendi fikirlerini ispatın ahlaki sorumluluğunu taşıdığı ve yine, karşı oldukları fikir ürünlerinin çürütülmesine uğraşmakta oldukları kavranabilecektir.. Misalen söylemek gerekirse, Klasik iktisadi görüşün isabetsiz olduğu noktaları, Keynes vurgulamıştır ve kendi teorisini oluşturmuştur.Keynesin iktisat teorisinin isabetsiz olduğu noktaları, Monetarist okulun takipçileri ifade etmiş ve kendi teorilerini oluşturmuşlardır. Devamında Keynesyen teorinin mensupları, teorilerine yönelik eleştirileri dikkate almış ve Yeni Keynesyen teoriyi ortaya koymuşlardır. Diğer okul mensupları da zayıf oldukları noktaların güçlendirilmesine uğraş vermişlerdir. Aynı şekilde Newton'un yer çekimi ile ilgili teorisinin isabetsiz olduğunu gösteren Einstein olmuştur. Demokritos, Parmanides'in hiçlik yokluk kavramlarına yaklaşımını eleştirmiş ve kendi fikrini ortaya koymuştur. Demokritos, hocası Leukippos'un determinist yaklaşımına katılmamış ve kendi yaklaşımını ortaya koymuştur. Bu örnekler çoğaltılabilir. Kısacası bilge susmaz, konuşur, fikirlerini ispata çalışır, karşıt fikirleri değerlendirir, tutarsız gördüğü noktaları çürütür. Eğer bilgelik susmak ise, bu yukarıdaki kişiler bilge değildir demek olur ki pek anlamlı bir laf değildir. Kısacası, insan ancak, bilimsel,felsefi ve tarihi metinlere uzaksa, bunlar ile pek haşır neşir olmamış ise, o kişi bilgeliği susmak olarak görür.

Ferdinand Bardamu' Alıntı:

Şöyle vardım. İnsanların--elbette çoğunluğunun-- yazdıklarına bakıldığında, ya çok az bilgiye dayalı olduğu, ya da bilginin dayandığı kaynağın niteliğinde problem olduğu anlaşılıyor. Daha genel ifade ile, ortalama insanın eğitim durumu meselesi. Burada, eğitim durumunun nedeni üzerinde durmuyorum. Düşük eğitim seviyesi bir gerçekliktir. Haliyle susmak eylemi gerçekleştirildiğinde, bu genel durumdan hareketle, çoğunlukla cehaletten susulduğu olasılığı kanaatimce daha yüksektir.

İşte o alıntıladığnız lafı, Mevlana ederse anlamlıdır. Zaten, Mevlana da onu demiştir. Yani lafı eden kimdir, bir bakmak lazım diye.Cahil bir kimse bu lafı ederse, bu lafın manası ortadan kalkmış olur.

Genişletmek için tıkla ...

Cahil kimse o lafı edemez zaten kolay kolay çünkü bu laflar çok derin düşünüp, belli bir bilgi birikimi gerektiriyor. Herşeyden önce insanı çok iyi anlamak ve bir kitap gibi okumak gerekiyor bu tür lafları edebilmek için...

Suskunluğun cahillikle bağdaştırılması sizin kendi gözlemleriniz sonucudur. Benim gözlemlerimde de suskun kalan bilgili çok konuşan cahil kesim olmuştur. Bir masa etrafına 10 kişiyi toplayın 1 cahil 9 alimi susturur çünkü ona laf yetiştirmeye harcanacak zaman ve enerjileri yoktur. Bu da bilginin verdiği olgunluktur.

Bu demek değildir ki her susan alim ya da konuşan cahil...Ben genelleme ve çoğunluk kısmının sizin yorumunuz olduğunu, herkesin bu görüşe katılmayacığını belirtmek istedim sadece.

dijital' Alıntı:

Cahil kimse o lafı edemez zaten kolay kolay çünkü bu laflar çok derin düşünüp, belli bir bilgi birikimi gerektiriyor. Herşeyden önce insanı çok iyi anlamak ve bir kitap gibi okumak gerekiyor bu tür lafları edebilmek için...

Suskunluğun cahillikle bağdaştırılması sizin kendi gözlemleriniz sonucudur. Benim gözlemlerimde de suskun kalan bilgili çok konuşan cahil kesim olmuştur. Bir masa etrafına 10 kişiyi toplayın 1 cahil 9 alimi susturur çünkü ona laf yetiştirmeye harcanacak zaman ve enerjileri yoktur. Bu da bilginin verdiği olgunluktur.

Bu demek değildir ki her susan alim ya da konuşan cahil...Ben genelleme ve çoğunluk kısmının sizin yorumunuz olduğunu, herkesin bu görüşe katılmayacığını belirtmek istedim sadece.

Genişletmek için tıkla ...

Bu lafları herkes edebilir. Mevlana şöyle demiştir dersiniz, geçersiniz. Hatta google girer, mevlana aforizmalar yazarsınız, onu alır ve kullanırsınız. Yani bu lafı edebilmek için bilge olmak gerekmez. Bu lafı ilk eden adamdır bilge olan derseniz ona katılırım.
Tabi ki benim söylediklerim mutlak gerçeklik değildir. Ben, insanların susma nedenlerini,genellikle cehalete veririm. Sizin verdiğiniz, masadaki bir cahil, dokuz alimi susturabilir örneği elbette mümkündür.

Ferdinand Bardamu' Alıntı:

Bu lafları herkes edebilir. Mevlana şöyle demiştir dersiniz, geçersiniz. Hatta google girer, mevlana aforizmalar yazarsınız, onu alır ve kullanırsınız. Yani bu lafı edebilmek için bilge olmak gerekmez. Bu lafı ilk eden adamdır bilge olan derseniz ona katılırım.
Tabi ki benim söylediklerim mutlak gerçeklik değildir. Ben, insanların susma nedenlerini,genellikle cehalete veririm. Sizin verdiğiniz, masadaki bir cahil, dokuz alimi susturabilir örneği elbette mümkündür.

Genişletmek için tıkla ...

Bu lafları herkes edemez. Google'da bulmaktan bahsetmiyorum bu tür lafları eden ilk kişilerin, lafın gerçek sahibinin bilgi birikimi ve alimliğinden bahsediyorum. Kendimden ya da lafı kullanan kişilerden bahsetmiyorum. İşte algılama ve bakış açısı farkı burada devreye giriyor. Yazılanları o kadar önyargılı okuyorsunuz ki ne yazıldığını bile anlamıyorsunuz.

Siz susma nedenlerini cehalete verirsiniz ben de bilgi birikimi ve olgunluğa veririm. Bu kişisel bakış açısı olmakla beraber ortama göre, koşullara göre de değişir. Genelleme yapılamaz, bu konuda hem fikiriz.

Dijitale katılıyorum Ferdinand kardeş çok fazla önyargılı okuyor verdiği cevaplardan belli, cımbızla seçiyor harfleri bambaşka sonuçlar çıkarıyor yazdıklarımızdan.
acaba fazla konuşanlardan mı üzerine alındı diye düşünmeden edemiyorum?

İstanbul' Alıntı:

Dijitale katılıyorum Ferdinand kardeş çok fazla önyargılı okuyor verdiği cevaplardan belli, cımbızla seçiyor harfleri bambaşka sonuçlar çıkarıyor yazdıklarımızdan.
acaba fazla konuşanlardan mı üzerine alındı diye düşünmeden edemiyorum?

Genişletmek için tıkla ...

Bu tartışma vesilesi ile --konu ne olursa olsun--düşünmeden edemiyor olmanızdan memnuniyet duydum.

Bu konuda size katılamıyorum ferdinand ın önyargısı yobazlığa olan öfkeden kaynaklanıyor. Bir konuda hafiften bilgisinden fazla şey konuşan birini görse ister istemez kendini tutamıyor ama bu tutamamazlık durumunun saygı sınırlarını aştığına şahit olmadım doğrusu.
Bu konuda ve diğer konulardada fazla konuşanlardanda değil bence kendisi. Az bile konuşuyor diyebilirim

Ferdinand Bardamu' Alıntı:

Bu tartışma vesilesi ile --konu ne olursa olsun--düşünmeden edemiyor olmanızdan memnuniyet duydum.

Genişletmek için tıkla ...

eyvallah..

Her küp, içindekini sızdırır.
Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.

Mevlana

Cahil adamın yanında kitap gibi sessiz ol.

Mevlana

Cevap: Ynt: Susmak mı, konuşmak mı?

Susarız ve dinleriz cunku dinlemenin ne oldugunu biliriz. Nasıl dinlenilir biliriz. İnsan eğer konuşmuyorsa ya konuşmasını beceremiyordur. Yada konusmanın bir faydası olacagını dusunmuyordur. insan konuştugunda kim dinliyorsa yalanıyla dolanıyla sebepsiz ona konuşmalıdır diye düşünüyorum.

susmanın gerektiği yerde susmak,kanuşmak gereken yerde konuşmak

ben bu konuyu günlük hayat, sosyal ortam, toplumdaki politik duruşumuzdan ve daha bunun gibi birçok yönü ekarte edip farklı algılamak isterim, çünkü bütün bunların yanında, kendi kabuk çevremizde, varoluşumuzda kişisel bir konu bu bence. yani bu tarafı en derini benim için. gerçekten canınız yandığında karşınızdakinin gözlerine bakıp susmayı mı tercih edenlerdensiniz? mesela.. bunu yapmanızın bir nedeni de hayatın milyonlarca yönü ve nedeni olduğunu bildiğinizden midir? vs. vs. çok geniş bir konu bence.. alt başlıklarla tartışmak daha zevkli olabilir..