tutmak

bir şeyi diğerlerinden daha üstün ve uygun görüp ona yönelmek, yeğlemek, tercih etmek

çok üzülmek. yasa bürünmek, matem tutmak duyulan acı ve üzüntüyü bazı davranışlarla belli etmek

yanlardan yalnızca birini desteklemek, yansız davranmamak

bir kimsenin yalan söylediğini anlamak

yabancı gibi görmek, yabancı olarak benimsemek

kendine vatan edinmek, yurt tutmak, tavattun etmek

verdiği sözü yerine getirmek

horlanmak, haksızlık etmek iyi davranmamak

bir kimseye, bir şeye başkasından daha çok değer vermek

dümtekle tempo tutmak

bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak

bir işi yapacağı ve göreceği o zamana rastlamak

bir şey düşünmek

Başlamak Beklenen sonucu vermek iş görebilmek Sürmek, zaman almak Kayıt, zabıt, not kelimelerine "etmek" anlamıyla yardımcı fiil olarak katılır Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak Giyinmesine yardım etmek Bir cümlede fiilden önce ve fiilin...

huysuzluğu depreşmek, aşırı istekte bulunmak

üzerine topla ateş etmek

(yiyecekler için) açlığı uzun süre giderme veya doyurma özelliği olan

birini bıkkınlık verici uzun konuşmalarla oyalamak

el çırparak veya el ve ayaklarını bir yere vurarak bir müziğe eşlik etmek, vuruş tutmak

(bir şeyi) kirletmeden, bozmadan kullanmak; temiz olmasına özen göstermek