gitmek

sağlığını, gençliğini yitirerek sağlığından yakınır duruma gelmek

hiçbir şeye yaramamak, boşa gitmek

özlemini çektiği, sevdiği bir yere veya kimseye kavuşamadan ölmek

Müslümanlar hac amacıyla Mekke'ye gitmek Hristiyanlar kutsal sayılan yerlere gitmek

telâş ve karışıklığa rastlayarak değeri anlaşılmayıp unutulmak

günlük işler yaparak gelir sağlamak

beklenmedik bir zamanda ansızın ölmek

boşa gitmek, boş yere yok olmak (insan için) boşu boşuna ölmek, hiç uğruna ölmek değeri anlaşılmadan yitip gitmek

gönlü kırılmak, onuruna dokunmak

bir şeyi istemeden görmek, elinde olmayarak bakmak

gerçekleşmesini çok istediği bir dileğine erişmeden ölmek

aşırı yorgunluktan göz çevresi kararmak veya çökmek

birine kavuştuğu sevindirici bir durum dolayısıyla "gözün aydın" demeye gitmek

evlenecek erkek için kız görmeye gitmek

ölmek

Ölmek Başvurmak, yapmak Bir şey zarar görmüş olmak (makine için) işlemek, çalışmak (bir durum) Sürmek Satılmak değerlendirmek, saymak, karşılamak Bir yere doğru yönelmek Bir yerden veya bir işten ayrılmak Çıkmak, ulaşmak Belli...

uzun sürmek, sürüp gitmek bol bol ortaya dökülüp harcanmak

kötüleşmek

bir aileye, yere gelin olarak gitmek

çok iyi değilse de şöyle böyle geçinmek