gecmek

beğenilmek, hoşa gitmek, makbule geçmek, kendisine verilen kimsenin çok işine yaramak

(bir şeye) önem vermemek, ilgi göstermemek, kısa kesmek

bir işi yapmaya başlamak, bitirmek amacı ile bir işe girişmek

kızgınlığı, sıcaklığı, hevesi, isteği veya öfkesi azalmak

birinin payından başkası almış olmak birinde veya bir şeyde emeği olmak

teleks, telefon vb. ile bilgi iletimi yapmak

güneş çarpmak

umursamamak, aldırış etmemek, üzerinde durmamak

hatırlamak

bir şeyin olmasını veya bir şey yapmayı istemek; düşünmek

alay etmek

bol bol konuşmak; çene çalmak dikkat etmemek, aklı başka yerde olmak

bir yerden geçmek bir süre bir makam, bir yer vb.inde bulunmak kısa bir süre etkin olmak

daha önce aynı olayları yaşamış olmak, tecrübe sahibi olmak

Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek (hastalık için) Bulaşmak, sirayet etmek Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak Yerini bırakıp başka yer almak Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak Etki...

çalışmaya başlamak, çalışır duruma geçmek, işlemeye başlamak işler duruma gelmek, etkin duruma gelmek

tasarlanan bir işi uygulamaya başlamak

hazır ol durumunu almak

üzerinde durmamak, boş vermek, önemsememek

bir şeyin ortaya çıkması için çalışmış olmak