Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Homeros'un, Hesiodos'un, Herodotos'un, Starbon'un... anlatılarına tabiiki güvenebilirz ancak günümüzde ulaştığımız tarihsel bilgiler ışığında bir süzgeçten geçirerek.. Yani şiirsel yahut destansı yazılmış olabilir elbette, ama yazılan cümleyi tam yazılan cümle şeklinde algılarsak zaten işin...
Bu cümlenizde haklısınız.. Fakat zaten benim asıl cevapını almak istediğim soru Thales'in ilk filozof olup olmadığı değil, birine "filozof diyebilmek" için gerekli olan şey nedir bunun tartışılmasını istedim..
Ayrıca "filozof diyebildiğiniz" Sokrates, hayatını mutlak ve değişmez yargıları...
Şu dünyayı tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını...
Öncelikle böyle bir düşünceyi ortaya atıyorsan "filozof nedir?" sorusunu doğru bir biçimde cevaplamalısın bence.. Çünkü eğerki filozof sadece "eski dini öğretilere alternatif üreten" bir kişi olsa bile (ki bu yanlış bir ifadedir) bunu yapan ilk kişi ne Platon ne de Thales değil, İÖ 6-5...
Lucretius'a "dini anlatıları gerçek anlamında anlayıp yorumlamak yanlış" ifedesinden dolayı hak veriyorum.. Nitekim bir arkeoloji öğrencisi olarak mitolojiyle çok içli dışlıyım ve bizlerin şuan derslerimizde "mitoloji" diye gördüğümüz şeye yüzlerce yıl önce insanlar bir "din" gözüyle bakarak...
birazcık felsefe bilginiz olsa felsefenin temel kurallarından birinin "bir şeyin yokluğunun değil varlığının kanıtlanması" olduğunu bilirdiniz.. bir şeyin yokluğunu kanıtlayamazsın, yoksa yoktur çünkü ama "var" diyorsan, işte o noktada kanıtlaman gerekir.. yani bu noktada "tanrı yoktur" diyenler...
kadınlar..
önce duyarlar beni
sonra bakarlar..
"bu ukala da kim" der gibi bakarlar..
sonra gülümserler..
sonra gülerler..
sonra güleriz..
sonra ararım onları..
cevapsız bırakmazlar çağrılarımı..
sonra onlar ararlar..
laf aramızda kalsın ama,
aslında pek de aramaz onlar..
sonra severler beni...
Sanatı klasik tanımlardan sıyırırsak ona her şeyden önce bir "dil" diyebiliriz.. eğer sanatçının amacı bir modeli belirli anlamlar taşıyan imgeler bütünüyle tasvir etmeye çalışmaksa sanatı bir dil olarak ifade etmemde hiç bir sakınca yoktur.. peki bu "dil"in temeli nedir?.. Claude Levi Straus...
mutlu olmak için mi yaşıyoruz sorusundan önce bence asıl üzerinde durulması gereken konu "mutluluk nedir" olmalı.. basit bir hi yada duygu mu yoksa bir ihtiyaç mı mesela?.. fakat bunun da tartışmasını yapabilmek için öncelikle "ihtiyaç" nedir iyi bilmeliyiz.. "ihtiyaç" kavramını basit olarak...