Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Önceliklerimiz farklı. Ülkemizde iş yapmak sadece para kazanmak için yapılan sıkıcı eylemler topluluğu olarak görülüyor. Yani kişi parlak fikirli olsa bile aydınlatacak bir ortam olmadığı için kendisini geliştiremiyor.
Lütfen beni, kendindi yeterli bakış açınızla aydınlatabilir misiniz.
Eh anlatımda pek yeterli değilim ama bir daha açıklayayım; ben olaylara onun, bunun, şunun tarafından bakmam. Kendi tarafımdan bile bakmam. Beni ilgilendirmeyen bir olayı inceleyeceğimde bakış açımı sadece en gerçeğe ayarlarım...
Hehehe, sen varoluştan gelen anlamlar olduğunu mu zannediyorsun? Evet Hitler de, savaşta ölen çocuk ta, havada uçan sinek de, uçan kuş da, o kuşun pisliği özünde atomlardan oluşuyor, aslında hepsi aynı şeyin farklı şekilleri. Seni farklı, anlamlı(!) yapan şey o atomların kendilerini...
Müşterisi/kullanıcısı fazla olacak gibi duruyor. Her ne kadar belirli bir kesim tarafından yasaklansa bile illegal yollardan yeterince iş yapabilir.
Eğer fazla yaygınlaşırsa İnstagram gibi popüler fotoğraf paylaşma uygulamalarının geleceğini tehlikeye sokabilir bu yüzden bu büyük şirketler bu...
Son 20 yılda özellikle internetin bilgi alışverişini çok büyük boyutlara taşıması nedeniyle yeni nesil (z kuşağı, 30 yaş altı):
Diğer insanların farklılıklarını çok kolay farkedip bu farklılıkları aynı kolaylıkta benimseyebiliyorlar.
İnternette buldukları -günlük hayatlarına oranla- serbest...
Herşeyin varlığını kendime bağlamamın sebebi; narsizm benzeri saçma bir kendini beğenmişlik duygusu değil, kendimin ve bildiğim her şeyin değerini kendim için kendim belirlememdir.
Şöyle ki: Her şeyi algılayan ve değerlendiren şey benim beynim/bilincim/kendim. Bilincim yok olursa, yani ben yok...
Var olmuş ve hala var olan her türlü canlı cansız, soyut somut varlık içinde kendinizi ne kadar değerli buluyorsunuz?
Bir sıralama yapacak olsanız kendinizi kaçıncı sıraya koyardınız?
Sıralamada altınızda ve üstünüzde neler/kimler olurdu?
Ben duygusu "Ben ... isimli kişiyim, şu yılda doğdum, şurada eğitim gördüm" gibi bir farkındalık mı yoksa "Ben düşünebiliyorum, çevremdeki şeyleri hissedebiliyorum." gibi bir şey mi?
Bu açıdan bakarsak birinci örnekte benliği -daha doğrusu kişiliği- anıların oluşturduğu bilgisine ulaşılabilir...
Farklı bir açıdan bakarak ekliyorum:
Hayatı sevsek de sevmesek de yaşamaya alıştığımız için yaşıyoruz. Var olmaya başladığımızdan beri yaşıyoruz, bu yaşama durumunu o kadar benimsemişiz ki aksi olan yaşamamayı hayal bile edemiyoruz.
Sonuç olarak yaşamaktan başka bir şey bilmediğimiz için yaşıyoruz.
Öfkemi duyabiliyor ve yönetebiliyorum. Öfkelendiğim kısacık an içerisinde kazanılacak-kaybedilecek dengesini kurup büyük çoğunlukla öfkeyi bastırmayı yeğliyorum. Ancak bazı zamanlar öfkenin verdiği haz duygusunu hissetmek için kontrollü şekilde öfkemi saldığım oluyor.
Olmayacaktık. Düşünce olmayacağı için hiçbir şey var olmayacaktı. Varlıkların var olduğunu anlayan dolayısıyla varlıkları kendisi için var eden şey farkındalıktır, farkındalık da düşünce sayesinde olur. Beden, beyin, düşünce, farkındalık olmazsa bir şey gerçekte var olsa bile bizim için var...
Bedenin olmazsa beynin olmaz, beynin olmazsa bilincin olmaz, bilincin olmazsa düşüncelerin olmaz, düşüncelerin olmazsa felsefe olmaz. Bedenin olmazsa felsefe yapamazsın.
Düşünce, duyu organlarıyla algılanan verilerin işlenmesi ve önceki bilgilere göre yorumlanmasıyla oluşur. Bu verileri...
1 <--- Burada bir tane "bir" var, ----> 1 burada da bir tane "bir" var. İkisi de aynı bir olmasına rağmen iki taneler, bu durum onları aynı mı yapar farklı mı yapar? Aynı yapar çünkü tamamıyla özdeştirler; farklı yapar çünkü iki tanedir, birisi birinci "bir"dir diğeri ikinci "bir"dir.
İnsanın...
İnsanın kişiliği ,kendi seçimleri haricinde, çevresinden öğrendiği, duyduğu, gördüğü, deneyimlediği bilgiler sayesinde şekillenir.
İnsanın kişiliği(benliği) eski ve yeni fikirlerin arasında sıkışamaz; çünkü benliği sıkıştıran bu fikir akımları değil, kişinin hangi fikir akımına yakın olduğunu...
Pratikte varlığın kaynağı biliş gücüdür. Gerçekte var olan şeyleri bildiğimiz ölçüde kullanabiliriz, dolayısıyla hayatımızı bildiğimiz şeyler ölçüsünde yönlendirebiliriz.
Nokta nokta milyar ışıkyılı ötedeki galaksiler gerçekte var olsa bile bilme ve değiştirme gücümüzün ötesinde olduğu için yok...
Ortada (akp tarafından bakılırsa) yanlış bir durum yoktur, insanların siyasette ve günlük hayatın çeşitli kısımlarında istediğini elde etmek için çeşitli şekillerde davranması gayet sıradandır. Bu şekillerde davranmak günümüz "doğru" ahlak kuralları çerçevesinde incelendiğinde karşımıza şok...
İdeal 'en iyisi' demektir. İdeal düşüncemizde ölçütler olmazsa 'en' pozitif sonsuzluk belirtir insan sonsuzluğa ulaşamayacağı için mutlak ideal diye bir şey olamaz. İdeal olan, mutlak ideale ulaşmaya çalışmaktır. Bu yüzden ütopyalar asla gerçek olamaz, sadece düşlenir ve onlara ulaşılmaya çalışılır.