Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bu dünyada var olmamızın bir anlamı olduğuna inanmak, bu inancı doğrulayacak nedenler yaratmak, çevremizdekilere "iyi ki varsın" dedirtebilecek kadar varlığıyla dünyayı güzelleştiren biri olabilmek için yaşarız.
İhtiyarlamak, bedenden ziyade ruhla ilgili bir süreç... Sabah uyandığında kalbinin pır pır etmesini sağlayan şeyleri yaşamında ne oranda var edebildiğinle ilgili... Yani 20 yaşında biri ille de genç, 80'indeki ihtiyardır diye bir kural yok :))
İster inançlı olalım, ister inançsız hepimizin şeytan konusunda ortak bir paydası var: Şeytanın kötülüğü simgelemesi... Şeytan ister gerçekten var olsun, ister sadece sembolik bir kavram olsun; insandaki karanlık yanla, kötülükle ilgili bir şey... Bu açıdan bakınca şeytanı, bizi esaretten...
[/FONT][/COLOR]
Ben "bireysel mutluluk önemsizdir" demedim. Bireysel mutluluğumuzu geri plana atamamızı gerektirecek kimi durumlar olabileceğini ima ettim. Tabii ki kendi mutluluğumuza önem vermeliyiz. Kendimiz ne kadar mutlu olursak başkalarını da mutlu etme şansızmız o kadar çoğalır. Ben...
Mesele son 30 yıldır toplumda yaşanan ahlaki çöküşten kaynaklanıyor. Serbest piyasa ekonomisine geçerek, sadece ekonomik yönden değil kültürel yönden de dışa açılmış olduk. Medeni ülkeler olarak gördüğümüz ülkeleri olumlu olumsuz her yönleriyle kopyalamaya başladık. Özümüzden gitgide...
Evlilik, serbest bırakıldığında doğa belgesellerindeki vahşi hayvanlarınkinden beter gözümüzü döndüren içgüdülerimize teslim olmamızı önleyen kurumlardan biridir. Evlilik denen şey olmasa ne aile olurdu ne de mutlu, sağlıklı bireyler... Herkes duygularının peşinde dört nala koşar, o duyguların...
Kendimizi çeşitli şekillerde ifade edebiliriz (konuşarak, bir gülüşle ya da bakışla, hatta kimi zaman suskunluğumuzla). Önemli olan ifade etme yolumuz değil, ifade ettiğimiz o şeyin gerçekten bizi anlatıyor olması... Yani aslolan maskesiz olabilmek, kendimizi gerçekte nasılsak o şekilde ifade...
Çok fazla düşünmemeli sonu. Yoksa her şeyi alır o sona bağlarsın. Çünkü neticede en küçüğünden en büyüğüne yaşamımızdaki her şey ve herkes de dönüp dolaşıp o noktaya varmayacak mı adına ölüm denen?
Derinleşelim derken yüzeyden çok da uzaklaşmamak lazım. Yoksa yaşam denen şeyin çok ötesine...
Oyunun içinde kaybolmamışlar, dışarıdan bakabilenler; o oyunu oyunun içindekilerden çok farklı bir gözle görür. En başta tüm bu hıncahınç çabayı gereksiz bulur, çünkü söz konusu olan ve oyunun içinde kaybolanların çoktan unuttuğu şeyi o görebiliyordur: Bunun bir oyun olduğunu... İşte hayat da...
Önemseme, hayatımızı anlamlandırmakla ilgili bir şey... İçinde kendimizden bir şeyler bulduğumuz, kalbimizi diğer şeylere oranla daha çok çarptıracak kadar bizi iyi hissettiren şeyleri önemseriz. Yani önemsediğimiz şeyler bizi kendimize götüren pusulalardır bir bakıma. Bizi gerçekten neyin mutlu...
Yorgun bir sürüklenişte geçilen bir yol... Ve sondaki o kapı... Bir yuvaya açılabilir mi? İçeride anne yoksa çocuklar, sıcak dokunuşlarını hissedebilirler mi yine evdeki her şeyin? Ben dışarıdayken neler yaptılar kimbilir? Ortalığı karman çorman etmişlerdir yine. "S.O.S" dercesine... "Bir anne...
Çocuklarına saygı duyan, onları kendilerinden ayrı şahsiyetleri olan, bağımsız kişiler olarak gören birsürü aile var. Olumsuz örnekler olması aile kavramının yanlış olduğunu göstermez. Çünkü aile son zamanlardaki anlayışın tam aksine çok önemli bir kurumdur, zamana bağlı olarak önemi...
Çocuk sahibi olmak istemek bencillik değildir. Annelik doğal bir güdüdür. Bir kadının anneliği tatmak istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Doğal olmayan, bencilce olansa; annelik duygusu taşımayan; bir çocuğa bakacak, onu her yönden yeterli, mutlu bir birey olarak yetiştirmeyi kendi sorumluluğu...
Kimi zaman karşımızdaki insan bir duvardan farksız olur. Dünyanın en etkili kelimelerini de söylesek bizi duymaz. Ama aslında bir yanıyla bizi dinlemeye devam ediyordur. İşte bu yüzden bizi dinlemiyor diye düşünüp susmamalı; o el değmemiş, temiz yanına hitap etmeliyiz. Çünkü o anki olumsuz ruh...
Şefkat kendini, kendin dışındaki her şeyle bir görebilecek kadar olgun bir ruha sahip olmaktır bence. Her şeyde ( bu her şeye insan da giriyor, canlı cansız diğer şeyler de) kendini gören bir insan doğal olarak onlara karşı güzel hisler duyar, iyi davranır. Yani bir bakıma şefkat, kendine...