Anne Kokusu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde sobel68 tarafından oluşturulan Anne Kokusu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 862 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Anne Kokusu
Konbuyu başlatan sobel68
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sobel68

sobel68

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Ara 2010
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Yorgun bir sürüklenişte geçilen bir yol... Ve sondaki o kapı... Bir yuvaya açılabilir mi? İçeride anne yoksa çocuklar, sıcak dokunuşlarını hissedebilirler mi yine evdeki her şeyin? Ben dışarıdayken neler yaptılar kimbilir? Ortalığı karman çorman etmişlerdir yine. "S.O.S" dercesine... "Bir anne yok bu evde!"


Dolapta dünden kalma çorba olacaktı. Dokunmamışlardır bile. Abur cubur birdolu şey yayılmıştır ortalığa. Cips kırıntıları her yerde... Çikolata ambalajları halıyı pırıltılara boğmuş...


'Modern zamanın yetim çocukları'nın dokunuşlarıyla doludur evin her köşesi. Başka tür bir yetimliktir bu. Annen baban vardır... Ama yine de kimsesizsindir. Hesapsız kitapsız sığınamazsın şefkatin kucağına. Anneler yorgundur çünkü. Bedenleri külçeye dönmüş, taşımaz olmuştur anneliklerini. Biraz zamanları olsa o çok değerli yükü baş tacı edecek, en yükseklerde tutacaklardır hep.


Ama... Hep bir 'ama'ları vardır. Modern dünyadır, en büyük 'ama'... O dünyanın kadınları, anneleri... Yarın erkenden gidilmesi gereken iş yeridir.


'Modern' sıfatının tek değiştiremediği zümreyse çocuklardır yalnızca. Onlar hep aynıdır yine. Düşünce hep ağlar çocuklar. "Aferin!" hep aynı anlamı uyandırır gözlerinde. İçlerindeki en güçlü kısımlarına dokunur, uyandırır orayı. En çok kendileri görülsün isterler hep. Bir kez görülmeyiversinler, küserler hemen. Işıltıları birden sönüverir. Bir başına kalmış gibi hissederler kendilerini. Koca evrende kaybolmuşlardır sanki.


Anahtarı çıkarmak için çantamı kurcalarken, ani bir kararla zile doğru kaldırıyorum parmağımı. Gelişim bu kadar sessiz olmamalı. Hiç değilse arasıra da olsa varlığım bir parça gürültü çıkarabilmeli bu evde.


Çorba yapmak ne kadar sürer? Yanında bir de çoban salatası... Yorgun bacaklarım bir yarım saatçik daha taşıyabilir herhalde beni. O kadarlık da bir hukukumuz olmalı. İçimde bir anne var ne de olsa... Hiç değilse onun hatırına kırmazlar beni.


Parmağımı birden indiriveriyorum. Aklıma bir şey geldi ve bacaklarım da hemen ikna oldu bu fikrime. Merdivenleri beşer onar inmeye başladılar bile. Uçuruyorlar beni adeta. Yakınlarda bir pastane var. Camekanında da muzlu yaş pasta... Çorba ve salatanın arkasından o teşrif buyuracak bu akşam masamıza. Az önce karar verdim. Parmağım tam zile bastı basacak, havada asılı kalmış...


Çalışan bir kadının yorgun bedeninde uyuyakalmış bir annenin o derin uykusundan uyanışına tanıklık edecek o pasta. Damaklarda öyle bir tat bırakacak ki, tüm tatsız sorular muzlu kremaya bulanacak. Yemek boyu gözlerde var olan "Nerdeydin şimdiye dek?" sorusu, sıra ona geldiğinde gülümseyen bir "Hoşgeldin!"e dönüşecek. Bu şefkatli ve anne kokan pasta sayesinde yeniden anne olacağım.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst