Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
S
Kuyuya düşmüş ala kara bir yılan,
Değilse Yusuf acımaz kimse, canlı cansız .
Bir açlığın varsa tok iştahlarda bir lokma
Midesi boş çocukların vicdanı ve viyana,
semalarında ruhu yükselen bir yeniçeri.
Ah vicdan adil değil, göreceli.
Dağlar mis kokulu kekiklerini efil efil esen rüzgarlarla hafızamın derinliklerine kadar getiriyordu. Hiç unutmam askerliğimi bitirip türlü bunalımlardan muzdarip kendimi güzel ülkemin merhametsiz dağlarına atmıştım. O sağda solda gördüğüm güzel, şevkatli doğa manzaralarına aldanıp. İşte o gün...
Karda Kadın Var Kayıp
Masmavi olmuştu soğuk,
Ayışığı altında.
Bir kâbus ürpertisi ile değdi ellerin
Rayların kara kaderine, ezilmekli olan.
Ellerin masmavi gecenin ortasında rayların üstünde iki gümüş külçe.
İstasyon köpekleri ileride soluk soluğa.
Vaktini doldurmuş trenin altında ellerin.
Bir...
2008 yılından beri buradayım. Bu siteyle büyüdüm resmen. Arkadaş çevrem arabesk rap dinleyip boş konuşmayı seven insanlarla doluyken rastgele bulduğum bu site beni bu günkü ben yaptı. Çok çok uzun anlatıp zamanınızı almak istemiyorum; fakat beni üzün şu ki çok şey borçlu olduğum bu siteye eskisi...
Köşe Başında
Seni üşüyorum,
Gölgelerin karanlık izleri altında.
Bir duvar kenarında, gece.
Kediler yüz vermeden geçiyor ayaklarımdan.
Ellerim duvardan kireç,
Paltomun deliği büyüyor, aydan önce.
Ben seni üşüyorum,
Kalbimin titremesi bundan doğdum doğalı.
Tavlon
Varsa senden yana umutlar,
Bir yanı yamalı gökkuşağı,
Bir yanı yarıçıplak gökyüzü.
Uçurtması rüzgarda bocalayan çocuk telâşı
Tellerin gölgesinde, içine düşen bir parça paslı bakır.
Ellerinde yaraları, izleri iplerin.
Dizginlenemeyen tayların kanatlı hâli.
Bir yanı kanadı yaralı martı...
Yüreği Kırgın Çocuklar
Bir yaz günü mutlu, güneşli.
Elleri boş ve hüzünlü.
Gözlerinde yaş, ağzında gülüş.
Onurlu yürür, yüreği kırgın çocuklar.
İçinde duygular pranga.
Dilinde şarkıların en sessizi, hüzün.
Elleri cebinde yumruk,
Öfkesi kafeste kasırga.
Garip yürür, yüreği kırgın çocuklar...
Sekizi Topladım Yüz Etti Kasım Ayında
Kasımda güller açar mı İran'da,
İsfahan Nato notasyonunda yok hükmünde;
Fakat ellerin beyaz güvercinler buluyor.
Ellerin kasımın ortasında kırmızı güller tutuyor,
Ellerin dağ başında Pers göllerinde.
Huzistan'nın gül yetiştirmeyen suları
Alkeyni'nin...
Soğuk Gecede Yalnız Gökyüzü
Gelmedi kuşlar,
Bekledim.
Sokağın soğuğu iz yaptı paltomun yakasına.
Omuzlarım saatlerin ağırlığı altında ezildi hep.
Ağır geliyor zamana hamallık, gücüme gitmiyor.
Dizlerim her şeyi taşıyor da ruhum yavana atılır yük değil.
Ya kuşlar,
Kanatları altında atan ufacık...
Adı Çiçek
Bir ben olsam da daha olsam.
Tek yüreğe ağır geliyor sevdan.
Paylaşmalı sevecek seni seven.
Benimle bir çiçeği koklar gibi değil,
Dağ başında yalın ayak kardelenler
Üzerinde yosun ezer gibi.
Gezer gibi sevdiğin ilin bahçelerinde,
Su içer nehirlerinden gibi bir ceylanın alnı soğuk...
Tohum Sustu
İntihar çiçek açtı,
Sonbaharın koynunda.
Birden bire kayıverdi eli,
Sonrası çiçek pazarı.
Kırmızı ne varsa alıp getirdi.
Soran oldu mu,
Notasını bestenin son düzlüğünde.
Küt notası, rengi kırmızı.
Ne belâ başında masmavi
Ne de dumandan sırılsıklam hasta.
İntahar çiçek açtı...
Parmak İzinde Yanık Var Senin
Görecek neyin var, yokluğunda seni getiren.
Gözlerim ışıksız karanlıklar içinde iki kayıp, bir yolcu.
Ne kavuşmak fayda ediyor ne ayrılık,
İçindeyken bir kara kuru yalnızlık.
Kör olmuş, sağır olmuş,
Işık olmuş, ses olmuş...
Var olmak,
Dile sığmayan yokluğun...
Zerk
Gece kör bir yılan gibi koynuma sokulan.
Soğukluğu karnımın altındayken,
Sıcak kanıma yavaş yavaş karışan
Ve kıvranırken kabusların çıkmazında
Usul usul uzanıp giden, sen.
Ne ölüm yetiyor öldürmeye
Ne de yaşamak yaşatmaya.
Düşünmek seni en zehirlisi, güzel şeylerin.
Ölümün Onursuzu
İnsanlar öldürdü beni.
Bir zerre toz parçasından
Bir damla göz yaşına boğulmak,
boğulmak için atladım kucağına.
Bir balkondan atlar gibi
Baş aşağı, taşlaşmış yüreklerine.
İnsanlar öldürdü beni.
Sevmek diye sarılmak için
Sarılmak dikenli göğüslerine,
Bir damla kan akar gibi...
En Gerçek Yalan, Umut
Bir çocuk koşuyor,
temelini atan ustanın şimdi altına geldiği yolda.
Uzun uzadıya düşe kalka...
Diz kapakları yaralı bir evsiz gibi darma dağın.
Yol kenarında soluk aldığım ağacın dalı kırılmış.
Gökkuşağı düşmüş diyorlar geçen üstüne.
Hayalleri başına çalınmış, damsız...