ismailduran kullanıcısının son içeriği

  1. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Yunancadan alınan "Felsefe" sözcüğünü Türkçeye "bilgi tutkusu", "bilgelik sevgisi" türünden çevirmişlerdi. Bizler, öğrenme, bilme, merakımızı tatmin etme serüvenimizde elimizden geldiğince tarafsızlığımızı korumalı, perspektifimizi elimizden geldiğince geniş tutmalı ve deyim yerindeyse her...
  2. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Kant'ın ünlü bir sözü var: "Üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlak yasası" Charlie Chaplin'in bir filminde sarfettiği şu cümle çok hoşuma gitti:"Yaşam bir anlam değildir, yaşam bir istemedir" Kant, Yargı Gücünün Eleştiri'sinde arzu ve beğeni kavramlarını incelerken, evrende "temaşa" ettiğimiz...
  3. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    [B][COLOR=#333333]"Iste bu tuzaga dusmemek icin, bilimsel bilgi bilisselligi gerekir. Zaten bunu elde edemeyenler, bilim adami da olsa kendi inanclarini bilim adina aciklama gafletine duserler. En son S.Hawkins gibi." Dunyanin en unlu atom fizikcilerindendir. Google'dan bakabilirsin. Aradigi...
  4. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    "Benim savim degildir, o; bilimsel bir olgudur. Olgular tartisilmaz. Cunku tum insanoglunu baglar." görüşünüze katılmıyorum. Bu önerme bir aksiyom değildir, öyle olduğuna inanmadır. Her ne kadar çağdaş, modern, çok güvenilir bir bilim insanı da olsa, (sınırlı kapasiteli bir akılsal varlık olduğu...
  5. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Kant, bilen özne ile bilinen nesne ilişkisi esnasında, eğer bilgiye konu olan varlık bu süreçte özne için eksiklikler taşıyorsa "sanma" ve "inanma" da oluşabilir, der. Bu nedenle, C, A'yı B'ye dönüştürürken bazen "bilme" yerine "sanma" ve "inanma" oluşabilir. Bu da sizin söz konusu ettiğiniz...
  6. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Bir çelişki yok mu? Hem tüm çıplaklığıyla A öteki olarak orada duracak, biz yani C onu B'ye dönüştüreceğiz ve bu B üzerinden A hakkında konuşacağız. Demek ki C için tek gerçeklik var o da B...
  7. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    İnsan varlığı bilemez ama ona tanıklık eder mi diyorsunuz?
  8. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Sayın evrensel-insan dostum, paylaştığınız görüşler acaba birazdahaderinmavi dostumla yapageldiğimiz diyolog esnasında mı oluştu, yoksa ilk olarak gündemi okudunuz da bağımsız olarak mı düşüncelerinizi sergilediniz tam algılayamadım. Eğer ilk durumsa, tartışmanın zemini inanın ki epistemolojik...
  9. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Ben hiç bir sözümde "nesneyi insan zihni kurar, aslolan insanın zihnindeki imgelerdir" ifadesini kullanmadım. Hard diskteki kodlama veya insan zihnindeki kodlama bilgi değildir, nesnenin kendisidir de demedim. Söz "numen" ve "fenomen" ayrımından buralara geldi. Nesnenin bilgisi aslına uygun...
  10. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Ben kauçuğun insan zihnindeki "imgesi" ile dış dünyadaki "nesnesi"ni aynılaştırıyor değilim. Berkeleyciler gibi dış dünyadaki kauçuğun varlığını yadsımıyorum ki... Bir köpek dile gelse ve şu karşımda duran gri nesneye kauçuk mu diyorsunuz? dese ve biz de hayır o karşında duran nesne...
  11. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    Bilgisayar ekranında gördüğümüz "kauçuk" resmi, bilgisayar hard diskinde "1" ve "0" rakamları ile kodlanmış biçimde bulunur. Hard diskte sadece O'na ait bu "kodlama" en az ekran aracılığıyla bize kendini sunduğu biçimi kadar "gerçek" tir ve her iki koşulda da bunlar "O" dur. Acaba doğada...
  12. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    "Givenness" (verilmişlik) bir sınırlamadır. Bu sınırlama çerçevesinde doğal kauçuk olarak deneyimlediğimiz şey "kendinde şey" olarak bize tam olarak kendini açımlamamıştır. Bu olsa olsa bu sınırlılığımız içinde deneyimlediğimiz kadarıyla kendini bize "doğal kauçuk" olarak sunan "şey"in bizim...
  13. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    "exnihilo nihili" (hiçten hiç çıkar) antik yunandan kalma bir sözdür. İki hiç arasından varlık çıkamaz, demişler. Sizin varoluşçu görüşünüze uygun olarak ifade ettiğiniz "yeryüzüne fırlatılmışlık" kavramına ben, başka bir kavram olan "givenness" (verilmişlik) kavramını eklemiştim. Her durumda...
  14. I

    İnsan "bilmek" için mi vardır yoksa "tanık" olmak için mi?

    İnsanın beş duyu organı algılama konusunda sınırlandırılmış. Belli frekanslar arasında görüyor ve işitiyoruz. Bu "verilmişlik" koşulu içinden baktığımızda, bilme eylemini gerçekleştiren araçlarımız bu sınırlılığıyla eşyanın "kendinde şey" olarak hakikatini nasıl olur da kavrayabilecek? Bu açıdan...
  15. I

    Kader hakkında

    Sanırım kaderle ilgili ortak bir paydada buluşamamızın ana nedeni "kader" sözcüğünün terminolojik anlamını hakkıyla tespit edememiz. Arapçada kader sözcüğü "kadir, iktidar, mukadder, kudret vs" ile aynı kökten yani "KDR" fiilinden türüyor. Arapça olan bu sözcüğü biz, "yazgı, alınyazısı, senaryo...
Üst