Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
ruhların birbirlerine meydan okuduğu bir platform, bir süreç... felsefi anlamda ise asla sonlanmayan bir diyalektiktir.
hitabet ile ilgili okunabilecek bir makale: http://www.felsefehayat.net/bir-romantik-belagat-ya-da-ahlak-denemesi.html
"Neden yaşıyoruz" değil de "neden varız" sorusu daha yerinde olur diye düşünüyorum.
Cevap: O'nda bir olmak için, kopan varlığımızın farkına varmak için...
suskunluğun fizyolojisi beni daha çok etkiliyor, konuşmanın ise daha çok laf-ı güzaf olduğuna inanıyorum.
kavramların çoğu kez suskunlukta çok daha iyi işlendiğine tanık olmuş birisiyim.
bilmek diye bir şey yok, bilmek tüm şeyleri sonlandırmaktır, tıpkı "merak" gibi.
felsefe de bu açıdan, diğer sosyal bilimlerin mantığını güder, gütmelidir, "felsefe yapmak", bilmenin peşinde sürekli olarak bilmediğini kendi kendine dikte ettirmektir. bu bir kısır döngü gibi görünse de aslı...
Neden yaşıyoruz sorusu gariptir, neden varız sorusu daha felsefi duruyor.. Aslında her ikisi de aynı şeye hizmet etmektedir.
Cevap ise basit: Unuttuklarımızı hatırlayıp tanrıdan koptuğumuz güne geri dönmek, kısaca yaşamak, tanrıya ulaşma arzusudur, birliğin içine sızma ve tekliğin huzuruna...
Tanrının birçok çocuğu var aslında.. ,İnsanlık, cennet, cehennem, günah ve kefaret vs.. Bunlardan biri de "kader" ..
Kader insanın acziyetinin ruhani belgesidir.
“Ben Dünya’ya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim.” Adolf Hitler
Bu alıntı belagatin önemini gayet iyi açıklar sanırım.. iyi okumalar herkese