Yıkıcı aşk nedir?

Çok seviyorsunuz adımınızı atıyorsunuz aklınızda, kalbiniz o o o diye atıyor bu kadar seven biri karısını,flörtünü,sevgilisini, öldürür mü zarar verir mi ?

yıkıcı aşk nedir hitlerin alman ırkına aşkı,stalinin sovyet işçisine aşkı yıkıcı aşk örneği midir?

ozgurlukveadam' Alıntı:

Çok seviyorsunuz adımınızı atıyorsunuz aklınızda, kalbiniz o o o diye atıyor bu kadar seven biri karısını,flörtünü,sevgilisini, öldürür mü zarar verir mi ?

yıkıcı aşk nedir hitlerin alman ırkına aşkı,stalinin sovyet işçisine aşkı yıkıcı aşk örneği midir?

Genişletmek için tıkla ...

Yıkıcı aşk ya da saplantılı aşk normal bir zihinden çıkmaz. Kişi kontrolsüzce sevdiği ve o kişiyi hayatının merkezine aldığı zaman; şayet karşılık bulamazsa intikam almak ya da kendiyle beraber onu da yok etmek için böyle yollara girebiliyor. Gerçek sevgi ya da aşk ise tam tersi sizinle olmasa bile, o insanın iyiliğini istemek ve seçimlerine saygı duymaktır. Bir insanı yanınızda ise sevmek; fakat gitmeyi seçerse öldürmeyi düşünmek, bencilce ve hastalıklı bir bakış açısıdır. Bu gidişleri kabullenmek çok zor olabilir; ancak insanların özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmak, o kişiyi sizden daha çok uzaklaştırır. Ölümüne sevgi olmaz; fakat bazen bu cümleyi mecazi anlamda herkes kullanabiliyor yani sevgisinin büyüklüğünü anlatmak için kullanılabilir.

Bir ideale tutku ile bağlanmak ve peşinden gitmek çoğu zaman hayranlık uyandırır; fakat Hitler gibi hasta ruhlu bir insanın maalesef peşinden koştukları da hastalıklıydı. Hitleri anlamak için normal tarih kitaplarını değil de ezoterik kitapları okumak gerekiyor. Alman ırkına hayran falan değildi; çünkü Yahudi kökenliydi ve amacı hastalanmayan üstün bir ırk yaratmak sureti ile ölümsüzlüğü bulmaktı.

Hormonların fazla coşması durumudur. Aklınız beş karış aşağı inerse birşeyciğiniz kalmaz, ne kendinize ne de kalbinizin attığı yöndeki kişiye zarar vermezsiniz.

1 Haa Hitler ve Stalin mevzusuna gelirsek ikisinin de kendi zevklerinden(diktatörlük) başka bir şeye aşık olmadıklarını düşünüyorum; Alman halkı, işçi sınıfı felan hikaye yani.

ÜstünKişi' Alıntı:

Hormonların fazla coşması durumudur. Aklınız beş karış aşağı inerse birşeyciğiniz kalmaz, ne kendinize ne de kalbinizin attığı yöndeki kişiye zarar vermezsiniz.

1 Haa Hitler ve Stalin mevzusuna gelirsek ikisinin de kendi zevklerinden(diktatörlük) başka bir şeye aşık olmadıklarını düşünüyorum; Alman halkı, işçi sınıfı felan hikaye yani.

Genişletmek için tıkla ...

Aradaki uçurum, yaş ilerledikçe daha çok ortaya çıkmaya başlıyor yani sadece hormonlarla ilgili bir durum değil ve 58 yaşında bir kadınla 37 yaşında bir erkek arasında bu saatten sonra uyum beklemek hayal olur, nitekim sevgilisi olduğu iddia edilen kadına baktığımız zaman, gerçekler daha çok ortaya çıkıyor.

Yine aynı şekilde erkek büyük ve kadın küçük olunca da sorun çıkar. Kaya Çilingiroğlu (54) ve sevgilisi (37) arasında da dilerim böyle bir durum yaşanmaz.

ozgurlukveadam' Alıntı:

Çok seviyorsunuz adımınızı atıyorsunuz aklınızda, kalbiniz o o o diye atıyor bu kadar seven biri karısını,flörtünü,sevgilisini, öldürür mü zarar verir mi ?

Genişletmek için tıkla ...

Aşkla yapılan herşey iyinin ve kötünün ötesindedir demiş filozof.. ölür de öldürür de ..

ozgurlukveadam' Alıntı:

yıkıcı aşk nedir hitlerin alman ırkına aşkı,stalinin sovyet işçisine aşkı yıkıcı aşk örneği midir?

Genişletmek için tıkla ...

Bu aşk değil, insan kendini eşref-i mahlukat saysada ,objektif bakış noktasından bakıldığında hayvani güdüler ile donatılmış bir sürü üyesi veya lideri olduğu dair güçlü deliller vardır..

ls2' Alıntı:

Aşkla yapılan herşey iyinin ve kötünün ötesindedir demiş filozof.. ölür de öldürür de ..

Bu aşk değil, insan kendini eşref-i mahlukat saysada ,objektif bakış noktasından bakıldığında hayvani güdüler ile donatılmış bir sürü üyesi veya lideri olduğu dair güçlü deliller vardır..

Genişletmek için tıkla ...

İnsan aşkın etkisi ile delirecek noktaya bile gelebiliyor, bu durumun en bilinen örneği Nietzsche değil midir? Asıl sorun şu ki; insan çok sevdiği birisine zarar verecek aşamaya nasıl geliyor? Tabii ki hormonların etkisi ile.

Aşk aslında bir hastalık çeşidi gibi de değerlendirilebilir; çünkü insan asla yapmam dediği şeyleri yaparken kendisini bulabiliyor.

"İlk defa Antropolog Helen Fischer, deli gibi aşık olan kişilerin fonksiyonel MRI çekimlerinde beyinde gözle görülebilen değişiklikler olduğunu göstermiş. Pisa Üniversitesi psikologlarından Donetella Marazziti, aşk acısı yaşayanlarla örneğin ellerini günde 100 kez yıkayan obsessif kompulsif bozukluk hastalarının (OKB, takıntı, vesvese) MRI görüntülerinin benzer olduğunu ifade etmiş. Dolayısıyla nevrozla aşık olma hali arasında ortak bir paydadan söz etmek yanlış değil” deniyor…"-Alıntı-

Kavuşamayacağını düşünen aşık ise çok daha tehlikeli oluyor çünkü o psikoloji ile kaybedecek bir şeyi yokmuş hissine kapılıp, kendine ya da başkalarına zarar vermekten çekinmiyor.

Aşk geçici bir duygu yoğunluğudur, insan kendini aşk acısı çekerken bulursa ilk yapması gereken o acıyı azaltacak aktivitelerle serotonin hormonunu yükseltmektir yoksa gerçekten yıkıcı bir hale gelir ve telafisi de mümkün olmaz. İnsan sevdiğinden nefret etmemeli ve bu aşamaya geldiğini fark ettiği an önlem almalıdır.

Lefty' Alıntı:

İnsan aşkın etkisi ile delirecek noktaya bile gelebiliyor, bu durumun en bilinen örneği Nietzsche değil midir? Asıl sorun şu ki; insan çok sevdiği birisine zarar verecek aşamaya nasıl geliyor? Tabii ki hormonların etkisi ile.

Aşk aslında bir hastalık çeşidi gibi de değerlendirilebilir; çünkü insan asla yapmam dediği şeyleri yaparken kendisini bulabiliyor.

"İlk defa Antropolog Helen Fischer, deli gibi aşık olan kişilerin fonksiyonel MRI çekimlerinde beyinde gözle görülebilen değişiklikler olduğunu göstermiş. Pisa Üniversitesi psikologlarından Donetella Marazziti, aşk acısı yaşayanlarla örneğin ellerini günde 100 kez yıkayan obsessif kompulsif bozukluk hastalarının (OKB, takıntı, vesvese) MRI görüntülerinin benzer olduğunu ifade etmiş. Dolayısıyla nevrozla aşık olma hali arasında ortak bir paydadan söz etmek yanlış değil” deniyor…"-Alıntı-

Kavuşamayacağını düşünen aşık ise çok daha tehlikeli oluyor çünkü o psikoloji ile kaybedecek bir şeyi yokmuş hissine kapılıp, kendine ya da başkalarına zarar vermekten çekinmiyor.

Aşk geçici bir duygu yoğunluğudur, insan kendini aşk acısı çekerken bulursa ilk yapması gereken o acıyı azaltacak aktivitelerle serotonin hormonunu yükseltmektir yoksa gerçekten yıkıcı bir hale gelir ve telafisi de mümkün olmaz. İnsan sevdiğinden nefret etmemeli ve bu aşamaya geldiğini fark ettiği an önlem almalıdır.

Genişletmek için tıkla ...

Bilmiyorum..aşk üzerine; bilimsel,edebi,felsefi, tecrübi bir çok şey var aklımda ama bilmiyorum..ne olduğuna dair karar veremiyorum..

Maxrix 'ten bir replik;

Aşk belirtilerinin, delilik belirtilerine bu kadar benzemesi doğrusu çok ilginç !

kalp

ls2' Alıntı:

Bilmiyorum..aşk üzerine; bilimsel,edebi,felsefi, tecrübi bir çok şey var aklımda ama bilmiyorum..ne olduğuna dair karar veremiyorum..

Maxrix 'ten bir replik;

Aşk belirtilerinin, delilik belirtilerine bu kadar benzemesi doğrusu çok ilginç !

kalp

Genişletmek için tıkla ...

Aşkın ifadesi için kalp kullanılsa da her şey beynin kontrolünde ve beyin hissiz olduğu için aşk ile ilgili her duyguyu kalp ve diğer organlarda hissediyoruz.

Aşk ve deliliğin benzerlik göstermesinin en önemli sebebi; insanın kontrolü kaybetmesi ve davranışlarındaki tutarsızlığın idrakine varamıyor olmasıdır. Çevresi ne kadar uyarırsa uyarsın kişi yaptıklarını mantıklı bulmaya devam eder oysa ki saçmalıyordur. Bir şirketin CEO'su bile olsanız, aşk sizi tabiri caizse maymuna çevirebilir ve ne kariyer ne de iş gözünüze görünmemeye başlar, işte aşkın en yıkıcı etkisi de budur.

Beyine hakim olmaktan başka seçenek kalmıyor yoksa sonuçlar çoğu zaman zarar veriyor.

İntihar eden ABD'li şef, Emmy ödüllü televizyon programcısı ve yazar Anthony Bourdain'ın uyuşturucu testi sonuçlandı. Ünlü şefin intihar etmeden önce alkol aldığı anlaşıldı.

Kariyerinde başarılı 61 yaşında bir erkek, 42 yaşında sevgilisinin kendinden 14 yaş küçük başka bir erkekle yakınlaşması sebebi ile bunalıma girer ve intihar eder.

İşte yaş farkının yarattığı uçurum ve asla kapatılamayacak farklılıklar sebebi ile yaşanan ruhsal çöküntü ve yok olan bir hayat daha, geride kalan kadının da "benim yüzümden" diye ömür boyu çekeceği bir vicdan azabı...

Yaş farkı olan ilişkilerde ihanet kaçınılmazdır çünkü taraflar arası farklılıklar, aldatmayı zorunlu kılar. İnsanlar bile bile bu riski aldığı zaman da bu sonuca hazırlıklı olmalıdır. Kendi yaşına uygun bir insanla bu risk azalacaktı ve yaş farkını kompleks yapmayacaktı, yazık olmuş ne diyelim...

****
Haziran ayı başında program çekimi için gittiği Fransa’da kaldığı otel odasında intihar eden ünlü şefin vücudunda uyuşturucu izine rastlanmadı.

2013 yılından bu yana CNN'deki programına devam eden; No Reservations'ın İstanbul bölümünde kebapları, işkembeyi ve ıslak hamburgeri tadan, Mardin'da ise kaburga dolmasını beğenen Bourdain 2 yıldır İtalyan korku sineması üstadı Dario Argento’nun oyuncu ve yönetmen kızı, 42 yaşındaki Asia Argento ile aşk yaşıyordu.

Asia Argento 61 yaşındaki sevgilisiyle birlikte dizi çekiyordu. Ancak Asia Argento Roma'da kendisinden 14 yaş küçük Hugo Clement ile öpüşürken görüntülenmişti.
Anthony Bourdain'in bu olaydan kısa bir sonra hayatına son vermesi, intiharın arkasındaki nedenin ihanet olduğu iddialarını gündeme getirmişti.
Oyuncu Rose McGowan, yazdığı bir mektupla Anthony Bourdain’ın oyuncu sevgilisi Asia Argento’yu savunmuştu.

Yıkıcısın sen denıldıgınde kısı duraklar ve bır an olsun dusunur sonrasında cevap verme azmınde olur....bu terımı ask ıle ballandırdıgımızda senın askın yıkıcı dedıgımızde kısıde bır buyuklenme ve egoların agır basması olur sonrasında kısı verdıgı guclulukle bırlıkte daha net ama daha sert yanıtlar ıletır....


Koru korune her hataya ragmen asık olmak dıyebılırız...Boyle durumlarda kısıye ne soz nede baska bır durum tesır eder kısı bıldıgı çark ve duzen ıcerısınde tokezleyesıye kadar devam eder ne kadar eder bılınmez...


Hıtler donemınde kı ask daha zalım ve sert nıtelıkte bır asktı hatta buna ask degıl tam manasıyla kendınden otekılere duyulan sevgısızlıgın meyıl verdıgı asırı ama zararlı bagların guclendıgı Kor alev diyebiliriz...Her an yanmaya ve fıtıllenmeye hazır dıyebılırız..bence ta bıı..

Anthony Bourdain'in intihar etmesinde sosyal medyadan tarafına yöneltilen ağır eleştirilerin de etkisi olduğu söyleniyor ki, bu gerçekten çok üzücü. Bir insanı intihara sürükleyecek kadar nasıl acımasız olabiliyor bu insanlar ve kendilerinde başkalarının yaşamı hakkında pervasızca konuşma cüretini bulabiliyorlar?

İhanet eden kız arkadaşı da hatalı, ilişkisini bitirip ondan sonra yeni sevgilisi ile yola çıkmalıydı. İnsanların duyguları, onuru bu kadar hafife alınmamalıdır.

Sevgilisi Asia Argento'nun, Hugo Clement ile yakınlaştığı fotoğraflar basında çıkınca tabii ki bu insan da gurur meselesi yaptı, yaş farkı olunca eminim ki daha da zoruna gitmiştir.

Değer miydi, bir insanı canından etmek pahasına bir ilişkiyi bitirmeden başka bir ilişkiye başlamaya?
Neden ihanetin onur kırıcı bir davranış olduğu idrak edilemiyor olabilir ki?