Yeni Bir Kaç Denemelerim

Merhaba arkadaşlar.Önceden yazdığım denemelere yeni birkaç tane daha ekledim..Buyurun, olumlu olumsuz yorumlarınızı bekliyorum.


EN İYİ VE KUTLU OLAN YAŞAM
Tekerleği olmayan bir bisikletin pedalını çeviriyor günümüz modern köleleri.Sonunda yorulup bırakacakları –ölecekleri- halde yapıyorlar bu beter şeyi. Modern köle dilinde para kazanmak, kariyer yapmak diyorlar buna. Halbuki, farkında değiller harcıyorlar hayatlarını birçok bankotlu yeşil kağıt uğruna. Sürü içgüdüsü yöneltiyor toplumu bu yanlışa.Yetişkin oldukları zaman ilk görevleri para kazanmak oluyor tüylü dört bacaklıların. Bu içgüdüyü sorgulama cesareti gösterildiği zaman çıkıyor gerçekler, fırtına sonrası güneşin açması gibi. Peki nedir insan olan insanın, iki bacaklıların, mağarayı dost kurdu onurlu bir düşman edinenin içinden gelen güdü? Nedir bu kutlu şey! Nedir bu iliklere kadar nakledilen mutluluğun ham maddesi? Nedir, kimdir yalnızlığın babası. Yalnızlığın anası. Hakiki düşüncenin cereyan edeceği en elverişli mekan! Neresidir burası? Evimizdir, anamızdır, babamızdır ve gerçekliktir orası. Dört bacaklılar giremesin diye sabır abideleri korur orayı. Tamam, yeter! Duyun artık doğadır oranın adı.Dört bacaklı insan hayvanlar birbirlerini kan ile bezenmiş ufak çelikler ile katlederken, biz fakirler(!), yeşilin hakim tonu, sadeliği ve mutluluk veren bilgeliği ile savunuruz kendimizi.Onurluca ve cesurca. Biz onların bütün ruhsuz, cansız ve tiksinesi beşeri mahlukatlarına yaşamın yaşam kaynağı olan ütüsüz yeşil örtü ile cevap veririz.Kahrolsun ki ütülüyorlar kirli mekanlarında temiz olan ne varsa.Evimizden uzakta olduğumuz bu yaşanmayası yaşamı en iyi ve kutlu olan yerde sürdürmeliyiz. Doğada. Dört bacaklı insan hayvanların arasında yaşayıp beslenen kızışmış ruhların olduğu mekanda değil. Dört bacaklı insan hayvanların boyunlarında asılı duran eski levhaların olduğu mekanda değil. Dört bacaklı insan hayvanların vazgeçilmez özelliği olan yağcılık, ayakçılık, kibir, ego ve nicelerinin olduğu mekanda değil.Dört bacaklı insan hayvanların –en tiksindirici olan- korkuyla duyulan saygının olduğu mekanda değil.Buralarda yaşayacak olanlar; taş bloklar, tuğlalar, çimentolar ve daha fazlalarıdır.Oysa en iyi ve enkutlu olan yaşam; yeşilin mutluluk veren bilgeliği ile yaşamaktır, en iyi ve kutlu olan yaşam; ütüsüz yeşil örtünün abisi olan yağmurdan kaçmak için ‘’şemsiye’’ adı verilen bir hurdanın üretilmediği yerdir. En iyi ve kutlu olan yaşam toprağın bir araç olarak değil bir amaç olarak kullanıldığı yerdir.En iyi ve kutlu olan yaşam yağmurdur.Islak ve saydam.Bu hakiki düşüncenin tohumunu ektim beyninize. Yeşertmek size kalmış…
PRANGALARDAN KURTULMAK PAHASINA
Nedir bu kutlu olan hakikat? Gerekli, gereksiz herkesin ağızcığında olan.Bilmesi gerek artık gerekli olanların bu kutlu şeyi.Bunu bilmeleridir onların gerekli olmalarını sağlayan.Gerekli olmayanlarada söylemeli, kırarlar belki o zaman dümenlerini, yeşil kağıt dolu adacıklar yerine okyanusa, sonsuzluğa,hakikate… Genellikle yeşil kağıt dolu ada ve adacıklarda yaşar insan adını almış bu koyunlar.İnsan olan insanı utandıranlar.Birşey vardır onların memleketinde ‘’para’’ adını almış.Bunun için yaşar onlar.Aciz bir şekilde.Beton yığınlarının arasında istemedikleri şeyleri yaparlar hergün ve hergün. Prangalamışlardır kendilerini sabah yedi, aksam sekize.Zorla yaptırır büyük koyun küçük koyuna bunu. Garip bir şekilde hürmet eder birde istemediğ ve sevmediğ şeyi zorla yaptırana. Şaşılası.Ama anladım ben galiba. Yeşil kağıt için yapıyorlar bunu.Ada ve adacıklarında yeşil kağıt neden bu kadar çok önemli? Düşünüyorum da buldum galiba. Herşeylerini onla alıyorlar; yiyecekleri, evlerini, arabalarını, koltuk takımlarını, bilgisyarlarını, telefonlarını, vb. herşeylerini.Peki soruyorum, olmasa arabaları, olmasa telefonları, olmasa bilgisayarları ne kaybederler acaba? Sabah yedi akşam sekiz yapmasalar ne kaybederler acaba?Sisteme uymayıp haykırsalar isyan bayrağını savurarak ne kaybederler acaba? Koca bir hiç. Biraz daha basit(!) yaşarlar sadece.Yaşamak denilirse.Daha az para kazanırlar –hatta belkide hiç- sadece.Prangalardan kurtulmak pahasına.Kirli çıkını bu kadar temizdir(!) sistemin.İste dostlarım.Hakikatte ise yoktur böyle kirli oyunlar.Berrak ve temizdir orası.Düşünün şimdi; Ütüsüz yeşil örtüde yoktur para kazanmak çünkü verir sana nazik elleri ile yaşaman için gerekli olanı.Asla değil fazlasını.Ütüsüz yeşil örtüde sistem, sabah yedi akşam sekiz yoktur.Hakiki olan yapılır orada sadece, tutarlıca. Saat yoktur orada, söyler çünkü insan olan insana zamanı güneş.Ütüs yeşil örtüde fazlası için(emeklilik) çalışmaz kimse.Gerekli olan kadar çalışır hakikakatten olan her kimse. Zamanı geldiği zaman çalışamamanın, yorgunluğun, o zaman verir sana toprak, hakikate giden yağmur ile ıslanmış biletini.Zamanı gelmiştir zaten o zaman tatilden eve gelmenin.İnsan geçici olarak geldiği bu mavi kürede neden uğraşır acaba iz bırakmak için.Hakikate bırakmaya gayret edeceğine.Uzaklaşırız Ütüsüz Yeşil Örtüde zinadan, fesattan, bütün günah olanlardan.Yaklaşırız orada, mavi kürede gölgelerini tattıklarımızın aslına. Hakiki olmayanda hakikiyi yaşamaya çalışandanda uzaklaşırız orada. Yaklasırız meleklere orada, hakikati besleyen aracılığıyla. Komiktir, ama unutmayın sakın dostlarım, sürüde söylediğiniz zaman bunu, aykırı görürler sizin ruhunuzu.Beyine ekilen tohumun yeşermesi içinde yağmur gereklidir.Bırakın, yağmurunuz olayım ben sizin…

yarın ölecekmiş gibi bu dünyaya çalışmayın diyorsun yani

ana fikrini anladım gibi ama ifadelerin dağınık,vurgulamaların oldukça başarısız,önerilerin gerçeklerden kopuk.