Yasa ve Töre

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde sherlockholmes tarafından oluşturulan Yasa ve Töre başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,403 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Yasa ve Töre
Konbuyu başlatan sherlockholmes
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

sherlockholmes

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2016
Mesajlar
84
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ben hukukçu değilim ama bizim yasalarımız başka ülkelerden alınma olduğunu biliyorum

eninde sonunda hepsi ROMA ya yada BABİL e dayanıyor olması lazım ve tabi günümüzün

sosyolojisine psikolojisine bilimine bu bağlamda Yasalarınızın ne kadarını Törenizle

geleneklerinizle dininizle örtüşmesini isterdiniz....

Mesela hırsızlık yapanın eli kesilmeli adam öldüren idam edilmeli,Zina bugun suç değil suç olmalı mı?

Bunların içinde en büyük ceza sanırım idam acaba dönüşü olmayan bu yolda kişinin idam

sonrası suçsuz olduğu anlaşılırsa bu yükümlülüğü kim taşıyacak ve idam cezasını devlet

verebilir mi?

Hapis cezası yeteri kadar ağır bir ceza değil mi insanın yıllarca özgür olamaması büyük

bir ceza değil mi ?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:05 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:01 ----------

Çünkü hukukta bir karine vardır bir masum için bin suçlu dışarıda gezebilir eğer idam gelirse ve

uygulanırsa bunun sorumluluğunu kim alacak siz idam konusunda bu büyük ceza konusunda ne

diyorsunuz ? Masumlar idam edilir mi Deniz Gezmiş Masum değil miydi? Adnan Menderes masum değilmiydi?

İdamın geri dönüşü yok !!!

Bu yükümlülüğü alabilir misiniz?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:07 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:05 ----------

Yasalarımız Türk töresine göre mi İslama Göre mi yoksa çağdaş humanist değerlere uygun mu olmalı

dinde bunu emretmiyor mu affedici olun.....
 

tekdana

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
öncelikle suç oranında azalma olması için gereken en önemli şey eğitimdir ve bu eğitim ailede başlayıp sonra devlet kontrolünde verilmelidir,eğitim düzgün oldugunda her insan dpğruyu yanlısı ayırt ederek bunların önüne geçilebilir.Unutmayalım ki,KİŞİLİK 12 YAŞINDA BİTER.ONDAN SONRA HAL,HAREKET VE DAVRANIŞLARIN ADI KARAKTERDİR
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Hukuk ve hak kavramları cezalaştırmadan ve ceza hukukundan ibaret değildir
Yasa daha genel bir kavrama

Yasa kurarken, daha baştan toplumu idealize etmek/düzenleştirmek ya da bi arada uyum içinde tutatabilir tüm yasamalar/biçemler bütünü gözetilmelidir

(suç üretmeyen toplum (ya da az suç üreten ancak) yasalar öncelikle suçlarla ve cezalarla mı ilgilidir?)

Suç ve ceza daha baştan toplumsal sorunların işaretidir
Bozuk bir toplumsal yapı cezayla/cezasal girdilerle onarılamaz, onun köküyle oynanmalıdır

Suç ve ceza daha baştan eşitlik-özgürlük, adalet duygusu yoksunluğunu ya da güç üzerine ideliaze edilmiş toplumu ve güç vurgusunu içeriyor. Güç temelli toplum kuramları. Gücünü güçten alan yaklaşımlar

Suça yönelik düşünme (ceza üzerinden suç gidermeye bastırmaya çalışma düşüncesi) ya da suça yönelik gidermeye değil de cezaya yönelik suç giderme vurguları aslında kökten uzak vurgulardır



ceza kavramına vurgu yapan hukuk düşüncesi ile yola başlarsak /çıkarsak?
sondayızdır başta değil ay da yapraktayızdır dal da değil-kökte hiç değil


Bu kadar suç karmaşası zaten toplumsal kirlenmenin, karmaşanın, düzen yokluğunun (entropik düzenin) toplumsal eşitsizliğin işaretidir. Cezalarla suç önlenmez, bastırılmaz.

Suç karmaşası , toplumsuzluk (toplum yoksunluğu) başta olmak üzere toplumsal birleşme, kaynaşma uyumsuzluk sorunlarını gözler önüne seriyor.

Başta suç ve ceza üreten koşulları düzenleştiren-toplumu iyileştiren ve idealize eden yasamalara yönelinmelidir


*Suç ve ceza bir güç kuramıdır-güç yaklaşımıdır


(Bizler hala eşitlikçi -ve de özgürlükçü- toplumalrın suç ve cezalar üretmeyeceğine inamıyoruz çünkü inanmıyoruz)


Suç ve ceza yaklaşımından önce toplumsal eşitliksizliklerin, genel hukuksuzluğun ve adaletsizliğin, uygun yasamasızlığın ve bilinçsiz yasamanın gözler önüne serilmesi gerekiyor


Güç ve otoritelerik; güç öve otorite kavramlarının baştan sorgulanması gerekiyor. Güce maruz kalmamış kisme suçluluk üretmez


Bireye güç dayatarak, zorbalıkla yasama yapmak güçlülere ve rahat sakinlerine hitap eden bir yaklaşım

Toplumsal yasamasızlıktan ve eşitsizlikten , toplumun ürettiği sorunlardan birey tek başına sorumlu kılınamaz. Düzeltmeler toplumsal yapı üzerinden vurgulanmalıdır. Birey üzerinden değil. Suçlar genel- toplumsal yapı üzerinden giderilir.
Ve suçlar evet genel topluma ve toplumsuzluğa hatta maledilmelidir-
Entropik bir sistemin sorunları bireylere maledilemez
Yasalarınız uygun ya da değilse suçlar üretir

yasa ya da ilke koyucu ve ilke koymak önemli .çelişmeyen yasam/yasama bulunmalı
Bir yasa (öncelikle) kökleriyle yapılmalıdır /kökler gözetilmelidir.
(Ne kadar antivirüs geliştirirseniz geliştirin virüsler hep işe yarıyor değil mi? Toplumsal bağışıklılık diye bir kuram var mı?)

Suç üreten koşulları gideren yasalar yapılmalıdır
Toplumsal koşulları iyileştiren yasalar yapılmalıdır

Bunun dışında, kamuyu gözeten otorite (devlet kurumu ve kuramı bir arada) bir güç ve hükümet (hükmetme) odağına güç ve otoriteye yumağına dönüştüğünde gözleri köreden yabancılık ve statüko bakışı arakasından hemen kanun koyucuya dönüşüyor

Öncelikle olabilidiğince eşitlikçi suç gideren ve suç üretmeyen bir toplum olmalıdır

Yasa ceza üretmek için yapılmaz. Toplumsal uyum (bilinci) sağlamak- ve sınamak ve gerekirse tekrar tekrar o yasayı iyileştirmek,(gözetmek) ve olması daha iyisini türetmek, geliştirmek üzere yapılır/koyulur

bir yasaya uyulmuyorsa onun filli olarak varolması ilginç-yasa onuru zedelenmiştir
Bir yasa öncelikle herkesin yanında durmalı ay da herkesin yanında durmayı öğrenmelidir
Herkes için, genel koruyan, olabildiğine genel-geçer uyum yasaları araştırmak bizi yasakoyuculuğa ve daha iyi ve daha doğru ve uygun yasa koyuculuğa götürür. Birilerinden yana olan yasalar değil
Bu nedenle daha baştan yasama işlevi ve toplumsal düzenler-işlevler, yönetim biçimleri şekilleri gibi katmanlar da tek tek sorgulanmalı ve incelenmelidir
Yas koyma ve yönetim ilişkileri yeniden sorgulanmalıdır.
Yasa koyma ve yönetim ilişkilerinin birbirinden ayrışması gibi fikirler de araştırılmalı ve sorgulanmalıdır
Yeni yasa koyuculuk/yapıcılık fikirleri araştırılmalı ve geliştirilmelidir
Yasa koyuculuğun geniş tabana yayılması (tüm halkı ya da kitleyi temsil etmesi) gibi fikirler incelenmelidir
 

sherlockholmes

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2016
Mesajlar
84
Tepkime puanı
0
Puanları
0
O zaman siz devletin yasa koymasına karşısınız neden yönetilen yöneten ayrımı oluyor neden siyasal

iktidar baskıcı zorcu oluyor...Onlarda halktan...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
baba oğul, anne kız baskısı da oluyor ve onlar aileden
Örneğin aileye ilişkin yasaları babalar ve anneler mi koyar?

neden ebevyn/yetişkin çocuk ayrımı oluyor?
neden çocuk -sahipliği (sahip olma-hak sahipliği) gibi bir kavram var


nasılsın?
idare eder işte ,idare edip gidiyoruz
derken geçen bir idare/yönetim anlayışı ve kavramı var mesela

devlet bilge ise yasa koysun? devlet kamudan bilge mi? ve devleti bilge/bilinçli yapacak olan (çaba) nedir?

daha uyumlu ve düzen oturtmuş toplumların yasalarını arıyoruz-şimdilik bu iyi

Bir mülteci olsanız-bir ülkeye ve topluma göçerken/sığınırken neyi gözetirdiniz? örneğin

---------- Mesajlar Birleştirildi at 13:15 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 13:06 ----------

ve ama öyle değil işte
o toplum daha baştan sizi içinde barındırmak/tutmak ve baştan sizi içine almak/koymak için sizden neler bekliyor

(bir ailede değişik türde bireylerde olsa "zorunlu bir aile bireyi"ni ve üyesini içsellersiniz-
bunu, gökten tanrı bize niye böyle bir birey verdi denmez genelde
değişik bireyler de olsa yıllar süren uyumlar ve çatışmalar uyumlanmalar olur
ve bireyler ya da toplumlar da benzeşme, aynılaşma ve yakınlaşma süreçlerine yönelirler-bunun dışında özgürlük çabaları hep olur.)

(dört ayrı dinden dört ayrı aile bireyi olur mu ve bir ailede dört hukuk var mı?)

Yasalara-kurallara ve düzenlere itaatin en azından kamu bireylere ve kamusal bireylere ve sözde kamusalaştırılmış vicdanlara itaatten daha iyi bir tarafı var

eğer ona herkes uyuyorsa ve uyacaksa tabi

---------- Mesajlar Birleştirildi at 13:19 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 13:15 ----------

devlet kamu vicdanını temsil ediyor mu? genel kamu vicdanını

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:50 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 13:19 ----------

herkesi uyumlaştıran/bütünleyen tarafsız yasaların tarafı olmak
Şiddete grerek yok şöyle yok. kişinin gerçekten bir toplumdan /ait olacağı ve hissedeceği birincil yada ikincil ve diğer ait olabileceği olası tüm toplumlardan dışlanacağı (kesinlikle yalnızlanacağını ve ayıplanacağını ya da kınanacağını) bilmesi herhangi baskından kesinlikle evladır
Suçlu bireyler suçlulara ait toplumlara, düşmüş bireyler düşmüşlere ait toplumlara, kontrolsüz bireyler diğer kendilerine benzeyen toplumlarla (kkişielre-diğerlere) ait hissedecek

ama sen bunu niye yaptın ki biz de ne var? biz iyi bir toplum yapamadık mı? olamadık mı? ve bizimel neden konuşmadın ve sana yetericne dostluk/alan ve arkdaşlık sunmadık mı yaklaşımı da bir yaklaşım
 
Son düzenleme:

sherlockholmes

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2016
Mesajlar
84
Tepkime puanı
0
Puanları
0
toplum içinde yaşıyoruz ve hata yapanlar elbetde olacaktır ceza da olmalı ben idam cezasına karşıyım

aslında mahkumların üretimden düşürülmesine de karşıyım bence çalışmalılar üretmeliler okumalılar

ama devletin koyduğu ceza ne kadar acıtsada bir ahiret cezası ile kıyaslanamaz bence ....
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
sizce suçlular var ama düzensizlik var-toplumsuzluk ve yasamasızlık (uygun yasamasızlık) ve bilinçsizlik-kontrolsüz insan temelli dürtüsel duygular vb. ile birlikte toplumsal zorluklar/eşitsizlikler ve entropi var
Suç üreten koşulları bu yolla gidermezsiniz- cezalandırma yoluyla bastıramaz ve köreltemezsiniz hiç bir toplum köreltemeyecek
Dengelenme içeren bir ceza mantığı gerekiyor.

siz hala suçlulardan sözedeceksiniz anlıyorum
ve galiba öbür taraftan
bir öbür taraf var sanıyorum bu tarafa bağlı

Ceza suç sonrasıdır. Toplum ceza öncesi ve suç öncesi yapabileceği herşeyi denemelidir. araştırmalıdır.Suç gideren giderecek bütün yöntemleri araştırmalıdır

Bundan sonra hala kamu vicdanını ve birey vicdanını yaralayan olgular tekrarlıyorsa ve tekrarlayacaksa
sıkı bir rehabilitasyon emeksel kullanımdan ve işletmeden hala iyi bir çözüm olabilir
sizinki suyunun suyunu sıkmak olur anca
öldürmeyelim çalıştıralım.

Suç rehabilitasyon gerektiren bir çabaya ilişkin bir süreçtir

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:20 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:07 ----------

Kamu vicdanında suçlanmış ya da kirlenmiş bireyi aktif geri kazandırım aktif pişmanlık ve bilgilendirme (süreçlerine sokmaksızın) , (yönelimleri sunulmaksızın) hatayı görerek kabul ve telafi bilinci ile birlikte tekrar yapmasızlık bilinci ve affolmuşluk/afffolunmuşluk ve affedilmişlik bilinçleri sağlanmaksızın (ve toplumsal kucaklar açılmaksızın) bu toplumsal (yaralar kapanmaz ve) döngüler sürecek

siz suçlu bir bireyin topluma geri kazandığını (ve kucak açıldığını-bunun mutlak olabileceğini) düşünüyor musunuz?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:28 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:20 ----------

tabi ortada bir toplum varsa?
tabi ortada -benimsenmiş- bir toplum varsa?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:30 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:28 ----------

suçlular toplumlarına (ya da alt toplumlarına-)
suçlanmışlar toplumlarına
anlanmayanlar toplumlarına
dinlenmeyenler toplumlarına
ya da yalnızlar toplumlarına
ya da diğerleri gibi olanlar toplumuna
ya da dışlanmışlar toplumlarına örneğin kıyı kenar toplumlarına
ötekiler ve ötekileştirilmişler toplumlarına
diğer dinden/milleten şundan bundan olanlar olanlar -alt- toplumlarına ve alt kastlarına
alt kast toplumlardan ve köle/hizmetli/hizmetçi alt toplumlarına
uzar gider hissettirilmiş olanlarımız olmazsa bi gün bunu başarırız bizler

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:35 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:30 ----------

insanın kafasındaki kastları yıkın suç bitsin.
insanların kafasındaki kastları
her türlü kastları
her türlü kastı yıkın geçin
belki biter

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:39 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:35 ----------

kesinlikle modern toplumlarda ve her yerde ağır bir kast var
-kast anlayışı var ve geçerli
en modernimizde -sözde
en uygarımızda nerdeyse
derin bir kast -bakışı var ne yazık ki
bu insan kalıbında böyle

Avrupa da az Amerika da çok belki belki ama az çok her yerde var
Doğu da az batı da çok belki ama her yerde bir ölçüde biraz bi şeyler var

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:43 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:39 ----------

Kast derken herhangi eşitsiz yüksekli alçaklı bakış_görüşte böyle sınıflanabilir
Kadın erkeğe göre birbirine kastlı
Anne baba çocuğa göre kastlı
din adamı kastlı, patron kastlı
parası ve pulu olan zenginliği ve şöhreti olan bu uzar gider
 
Son düzenleme:

sherlockholmes

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2016
Mesajlar
84
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kastı kuran insan mı yoksa dünya şartları mı yani suçlu insan mı yoksa elinde olmayan nedenler mi?

Yoksa yıkmakla bitmez bu zulum mevsimi ama suçlu insansa önce insanı eğitmeli derim ben...
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
İnançlı biriyim.Ancak bir ülkede teokratik bir anlayışın benimsenmesini pek hoş karşılamam.Hatta koyulacak kanunlar direk Kur'an çıkışlı da olsa kabul edemem.Çünkü içinde bulunduğumuz çağda din çok istismar edildi ve ediliyor bu yüzden din kisvesi altında keyfi olarak bir çok asılsız yaptırımlar uygulanabilir.

Ancak halktan bu yönde bir talep olursa bilemem.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kastı kuran insan mı yoksa dünya şartları mı yani suçlu insan mı yoksa elinde olmayan nedenler mi?

Yoksa yıkmakla bitmez bu zulum mevsimi ama suçlu insansa önce insanı eğitmeli derim ben...

kastı kuran şu. sen benim hizmetçim ol. sen benim yemeğimi hazırla ve getir
sen benim evimi inşa et. O benim işimi yapsın
o/biri bana yiyecek üretsin
biri bana kıyafet diksin toplumu ve bu toplumun düzenlenmemesi ve inşa edilmemesi

Buradaki üretim bölüşüm süreçlerinin denetlenmemesi -kontrolsüzlüğü ve yanlış bir mekanizmaya (güce) devri
burdan yaratılan bir üst sınıfın (ve seçkinciliğin) çıkar sağlanması gibi faktörlerle bu uzatılabilir
Ortalığa ortak çıkarcılığa ve işbirliğine dayalı üretim ve bölüşüm ve yaşam değilde farklı mekanizmalar sözkonusu

ancak insan çıkarları sonuçta, Kazanma hırsı. Sahip olma hırsı ve güdüsü, diğerlerini yönetme ve köleştirme gütme anlayışı
biriler köleler olmalıdır ya da birileri gönüllüce hizmet etmelidir
Belli hizmetleri biri isteklice sürdürmelidir
Sonra alt işleri yapanlar- yüskekte olanlar, çok harcayanlar, çok parası ve mevkisi olanlar, çok bilenler gibi vb. uzayan sınıflaşmalar ve kastlar kuruluyor
Din bilginleri, toplum bilginleri hepsi kast

ben bir ofiste çalışayım kendimi iyi hissedeyim ve birileri üretsin önüme getirsin
çorabımı diken kaç saat çalıştı? ne şartlarda yaşıyor
suçlu kim?

restoranda hazır bi yemek yiyeyim ve üstüne ıstılmış/ısınmış evimde iyi bir gün geçireyim ve oturduğum yerden hak/hukuk yapayım derken
ve rahat cinsel/türsel hoşluklar ve aile ilişkileri türeteyim derken, arkaplanını bilmiyoruz biz
Günümü gün edeyim . Rahat yaşayayım .Sanat tüketeyim, bilim tüketeyim. Birileri hazırlasın ve hazır önüme gelsin. Önüme hazırı gelsin

ya da birileri hazırlasın. benim adıma yapsın
evimin kömürünü kimin nasıl ne koşullarda üretitiğinden türettiğinden haberim olmasın. oturuğum duvarı kimin boyadığından
koltuğumdaki kumaşın dokusundan ve onu üreten işçinin 16 saat çalışıp çalışmadığından ve mutlu olup olmadığından ve bana ucuz emek-işçilik üretmek karşılığı sözde patron ve zangoç baskısı altında hoyratça çalışıp ezilip üretip üretmediğinden haberim olmasın

Modern dünya taa Pakistan'dan gelen sucuk mumbarı ya da dokusunu birkaç dolar karşılığında pespayece gırtlak tokluğuna çalışan işçilerin nasıl ürettiğini umursamaz
Oraya pek te modern diyemeyeceğiz bu koşullarda
Mısır ülkesi en büyük plastik ve geri dönüşüm çöplüğüdür. Kim ne koşullarda topluyor bilmeyiz

bu alanlarda duyarlılığımız olmasın

kimin nasıl hayatıma konfor ve girdi üretimi yaptığından haberim bile yokken
toplumunun ve insanlığın dünyanın nasıl işlediğinden bile haberim yokken suçlular türeteyim evde ve rahatıma bakayım ben derim genelde mesela

öte dünya bir sorundur-bu dünya değildir anlıyoruz

rahatım ve konforum için yaşıyorum .birileri bi şeylerin görevlisi
ben doktorum
ben kamu görevlisiyim
ben hakimim
rahatı yaratan bu
bunlardı
kastı türeten ne?
-

insan eğitilirse sizin kuramlarınız çöker
toplumunuz çöker kusura bakmayın

statükoya hizmet eden diğerlerimiz gibi rahat konfor yaşamlarının süreğen izini takip ederken çökenlere yama yeni kuramlar dikip duruyoruz. tüm hepimiz, bu koşullarda
yeni direkler dikmiyoruz maalesef şimdi

--
insan eğitilirse -idi-
kimse kimsenin hizmetçisi kulu (bilinci ) olmazdı
Ortaklaşmadan ve işbirliğileşmeden emek ve üretim olmazdı.

Bir topluma ait (toplum bireyi/üyesi-tanrı kulu değil ama) hissederek ,tanrı çıkarcılığına değil (kendi çıkarcılığıan deda değil) toplum ortak çıkarına yaşanırdı orda

Tüm bunları hissetmeden ve ortak işbirliği ve el emeği geliştirmeden herkes bi işin icinden birliktece tutmadan ve gerçek bir işbirliği/hukuk türetmeden asla kımıldayamazdınız o toplumda
-
çaycımız başımıza geçirmiyor bardağı
ve garson tabağı
lastikçiniz kendin değiştir demiyor
benzin pompacınız çök aşağı sen doldur kolaysa demezserahatız da

ve toplumsal hizmet sektöründe (güce ve patrona bağımlı kımıldayamaz esanslı millet) size sekiz astar( lı sekiz punto ekstra kat) gülümsetilen yüzleriyle çocuklarına ne almak götürmek için buna katlandıklarını asık suratlarla bize göstermiyor

--
ya da öncesinde hukuk olurdu değil mi?
barışmış bi hukukla çalışırdı kişiler ve türetirdi-ortak bölüşümlü
birleri halinden memnun
kimler memnun tutuluyor

-
biri patron
diğeri işçi
diğeri kamucu
diğeri bilmem ne
onlar zeki değil bu yüzden alt sınıflarda düşük işleri yapmalı ve işçi olmalı. Benim adıma üretmeli
onlar işçi sınıfı
onlar üretmeci

----
sınıflaştırılmışsınız
dokulaştırılmışız
....

"ellerinde bi hayat (doğru düzgün bir yaşam umudu) olmayan/kalmamış insanların türettikleri toplumsal hoşnutsuzlukları (ve suçları) gözardı ederek ve bu yaşamları görmezden gelerek bi yere varamayacaksınız,"

aksine suçlar toplumsal devinmenin-ivmenin (çırpınmanın) konağıdır ve işaretçisidir (göstergesidir de)

suçlar hala tam kısırlaşmamış bie toplumun işaretçisidir- bu yönde

--
toplumun diğerleri suç işliyordur-suç işleyenler değil -
suç işlemeyenler de bunlara göz yumarak (suç) işliyordur
gözardı ederek
buna kanmayın

-
suç işlemeyecek kadar da bastırılmış ya da sindirilmiş insanlarla siz bir toplum kuramazsınız

onları devindiremez-ilerletemez ve ivmeleyemezsiniz
-
Suç koşullara isyandır. Suç artık başa çıkamama göstergesdir
Suç üstesinden gelememedir
ve suç düzen girdisidir
düzen azlığı ya da yokluğu vb işaretidir

Suç bireysel bir hata dam fazlasıdır ve bu anlmda tam olarak bireysel diyemeyiz
suç -tam anlamıyla- bireysel bir edim değildir
Bir koşul olgusudur ve oldukça da toplumsaldır bu anlmda ve toplum kuramnı ilgilendirir biereyi değil
Baskılanarak ve örselenerek susturulmuş ve dindirilmiş ya da dindirilmiş suçlar kanser edecek sizi

suç kişilere bu anlamda yeterince bölünüp paydalanamz
Suç anlayışı toplumsal düzene ve düzensizliğe birlikteliğe maledilmelidir

---------- Mesajlar Birleştirildi at 16:38 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:53 ----------

"şu an bu dünyada ve konjektürde evet bir yorumda suç bile umuttur ve umut olarak yorumlanabilirdi"
sistemin devindiğinin ya da çırpındığının işareti
sönmüş volkanlar gibi insanlar ne yaşayacaktı

bu durumdaki suç olgusu en azından devinim-çırpınma ile birlikte sistemin en azından (dışa) devindiğinin-arayışının ve dışa sorun yansıtıp-bildirip belirtebildiğinin de işaretidir

tamamen sinmiş-sönmüş ve eylemsizleşmiş robot insanlar mı istiyorsunuz?
norm manyağı olmuş hiçbişeye hayır diyemeyen, herşeye göz yuman ve herşeyi dendiği gibi yapan sönükler ve sinikler mi istiyorsunuz siz?
rahat ve konfor kuramları?

nasıl bir düzen ya da insan ve insan gurubu aradığınıza beklediğinize ve istediğinize bağlı bu

rahatçı (antigerçekçi-gerçekten kaçan) ve konformist kuramlar bunlar

hiç tepkisizlik sorunsuzluk ve aksilik olmaması herkesin sinmesi ve normal olağan normlu davranımı daha mı iyi;?
bunca sorun varken
herşey normal mi ki herkes norm-al olsun
norm var mı? kime göre neye göre?
norm lar nedir? norm nedir?
normalr düzenli mi? düzen yansıtmalı mı? düzen siz sistem düzen yansıtırsa ne olur?
en azından suçlar suçlular vb. diğer sorunlar gıdıkılıyor bizi bi şeylerin çözümü ve görümü için

ve ama şunu diyorsak, aman benim rahat yaşamıma batan da ne ne?
bu olgu ne?
beni rahat bırakmıyorlar bir rahat yaşayayım
onları cezalandıralım bu suçu söndürelim bitirelim
başa döneceğiz biz
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst