“Yaratıcı biçimlendirme eylemi.”

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kültür ve Sanat kategorisinde turko29 tarafından oluşturulan “Yaratıcı biçimlendirme eylemi.” başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,091 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kültür ve Sanat
Konu Başlığı “Yaratıcı biçimlendirme eylemi.”
Konbuyu başlatan turko29
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan turko29

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
“Yaratıcı biçimlendirme eylemi.”
“ Bir duygunun, bir tasarının, bir düşüncenin ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bunların sonunda erişilen üstün yaratıcılık.” Olarak genel anlamı ile tanımlanan “SANAT” kavramı bu anlamda da insanlar arası ortak mutabakat özelliği taşır.
“Bir duygunun, bir tasarının, bir düşüncenin ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemler” dendiğinde elbette ki devreye giren kişi faktörü kişide ki özelliklere ve izledikleri yöntemlere göre sıfatlandırmaları da beraberinde getirecektir, ardından sanatın ruhsallığı tartışılır hale gelir, Yaratıcılık kalıtsal bir olgumudur, yoksa kazanılmamı oluşur; Bu durum elbette beraberinde bir çok soruyu getirecektir.
Burada şu tümceyi kullanmak mümkün mü; “Felsefei bir tabana oturmamış hiçbir olgu sanatsal nitelik taşımaz.”
Sorunun yanıtı sanatın tanımına girdiğimizde açıktır, yaratıcı olabilmenin yolu, aklın kullanılmasından geçer, aklın gelişimi ve kullanımı ise yaşam tarzının oluşumunu sağlayan çevre koşullarının oluşturduğu yaşama tutunma biçiminden geçer.
Öncelikle ihtiyacın oluşması gerekir, beraberinde de bu ihtiyacın karşılanmasına yönelik konfor ihtiyacı, bu konforu sağlatacaklarında da farklılık hissedebilme ortamının doğması, yaratıcılık yönünü besler. Yaratıcılık her insanda var olduğu düşünülen yatkınlık olgusudur.
Bu durumda ister istemez sanatın tanımını yaparken insanın yaratabilme yetisinin, kavrama özelliklerinin değişim dönemlerini zorunlu olarak dikkate alma durumunda olacağımızdan dolayı bu tanımında belirli dönemlere göre tasnifini yapmak durumunda olduğumuzu görüyoruz.
Yerleşik dönem öncesi sanat anlayışı ile yerleşik döneme geçişteki sanat anlayışı elbette ki bir birinden farklı olacaktır, aynı biçimde, tinsel inançların oluştuğu görkemli şeylere karşı hayranlığın yoğun olduğu süreçte de buna uygun bir anlayış gelişecektir ve tek tanrılı dinlerin yaygınlaştığı süreçte tasavvufun gelişip Reformlarla birlik de Rönesans harekatı tasavvuhun temellerinde biçmin öne geçtiği biçimden öz arayışlarının başladığı hegel felsefesi ile beslenen ve o doğrultuda bir tanıma bürünen niteliğe dönüşmüştür, şekilcilikte sanayinin gelişimi ve diyalektik tarihsel materyalist düşüncenin ortaya çıkışı ile sanat tanımı yerini özsel ve geçmiş ve geleceği de içerisine alan neden sebep sonuç sorgulamaları ile bilgiye dayalı ve geleceğe ışık tutma yönünde yetenek kullanma biçimine dönüşmüştür.
Her dönemde izlenen yol ve yöntemler bakımından sanat kendi içerisinde dallarını ve çeşitlerini doğurmuştur, benzer çeşitlemelerde, sıfatlamaları yeni tanımlamaları getirmiştir, sanat bireysel gibi görünse de usta çırak ilişkisi, okullaşma beraberinde farklılaşma ve farklılaşmada kaçınılmaz olarak yüzeysel olduğu kadar derin sınırlarda çizmiştir, burada da akımlar dediğimiz yapılanmalarla karşılaşırız.
Sanatın ortaya çıkışını her ne kadar temel öğe olarak nesnel koşullar belirlese de, insan yapısının farklı olma tutkusu da (fark ettirme-fark edilme) yaratıcılığı tetikleyici unsurların başında gelmektedir, bir çok biçimde fark edilme isteği karşımıza çıkar, insanın duygusal yapısında ki karmaşıklığın tüm izlerini burada görmemiz mümkündür.
Açık net bir biçimde fark edilme isteği…
Fark edilmek istemiyorum ama fark edilmeye değerim anlayışı…
Fark edilmeyi hak ettirecek beceriler geliştirme…
Fark edilirlik için taklit yöntemleri…
Fark edilmek için olmayanı yapma…
Fark edilmek için olmadığını sandığını yapma…

Elbette ki olumlu ve olumsuz olarak bunları çoğaltmamız mümkün, sonuçta fark edilebilmek için kişinin kendi birikimleri kendisinde yetkin gördüğü yöntemlerle ortaya koyma çabası, sanatın oluşumu ve tanımında şekillenmeleri oluşturmaktadır, genel anlamda baktığımızda insan kadar nesnel zaman ve nesnel çevre koşulları da bir o kadar önem taşımaktadır, tercihlerde öne çıkan yöntemler ve tanımlar, amaçlar ve araçlar bu kapsamda insan bilincini bir ileriki aşamaya taşımaktadır. Kısaca değerlendirecek olursak hangi açıdan, hangi sebep sonuç, zaman mekan açısından bakarsak bakalım, sanat bilgi birikiminin felsefik temellerde becerinin belirli üslup ve yöntemlerle somutlaştırılması biçimidir.


sanat Ar. ¹an¤at
a. 1. Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık: “Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi.” -T. Buğra. 2. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım: “İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu.” -A. H. Çelebi. 3. Bir şey yapmada gösterilen ustalık: Konuşma sanatı. 4. Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü: Askerlik sanatı. 5. Zanaat.
Güncel Türkçe Sözlük

sanat
Saat
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sanat İng. art
(Yun. tekhne ile eşanlamlı; Yunanca tekhne sözcüğü, ereği bir şey ortaya koyma olan, yaratma olan, doğru bir plana göre yönetilmiş bir davranış anlamına gelir. Ancak tekhne sanatın yalnızca bir bölümünü karşılar.) 1.(En geniş anlamıyle) Belli bir yetkinliğe eriştirilmiş olma (ör. yemek pişirme sanatı). 2. Bir şeyi kendi iç yasalarına göre özgürce biçimlendirme yeteneği. 3-İnsanın, yarattığı yapıtlarla kendisini yücelten ve ölümsüzleştiren yaratıcı yeteneği. Sanatın temel türleri: mimarlık, resim, plastik sanatlar, musiki, söz-yazı sanatı: yazın, sahne oyunu (tiyatro) ve dans. Sanat sorunu ve sanatçının yaratmaları üzerine felsefe tarihinde çok çeşitli açıklamalar yapılmıştır: yansılama = mimesis (Aristoteles), fantazi (romantikler), oyun türünden biçimlendirme atılımı (Schiller), simgeleştirilmiş yaratma atılımı (Alman idealizmi) vb.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975

sanat Alm. Kunst
Yaratıcı biçimlendirme eylemi.
BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü 1968

sanat İng. art
İnsanoğlunun iç ve dış dünyasının etkisinde kalarak oluşturduğu duyulara yönelik beğenisel ve güzelduyusal (estetik) yönleri, yararlı yönlerinden daha çok olan nesne ya da onun bir bölümü. bk. aygıt. krş. halk sanatı, büyü, din.
BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü 1978

sanat Fr. Art
İnsanda estetik duyguyu heyecana getirecek eserler meydana getirme işi (SANATÇI, Artiste; SANATÇA, Artistique).
BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü 1948

sanat İng. art
Gerçeği güzel tasarımlarla yansıtan özel bir toplumsal bilinç ve insan devinimi biçimi.
BSTS / Toplumbilim Terimleri 1975

sanat Fr. art
Bir duygunun, bir tasarının, bir düşüncenin ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bunların sonunda erişilen üstün yaratıcılık.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü 1974

Sanat Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
1. Bir duygunun, tasarının, güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. 2. Ustalık, hüner, beceri. 3. Yetenek.
Kişi Adları Sözlüğü

zanaat Ar. ¹in¥¤at
a. (zana:at) 1. İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat: “Hiçbir vatandaşa benim zanaatı tavsiye etmem.” -N. Hikmet. 2. El ustalığı isteyen işler.
Güncel Türkçe Sözlük

zanaat İng. handicraft, trade
1. Özdeksel gereksinme ve zorunlukları karşılamak için el ve araçla yapılan iş. 2. El uzluğu isteyen işler.
BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974

zanaat İng. craft, handicraft
El emeği gerektiren ve büyük ölçüde öğrenimle birlikte beceri ve deneyime dayanarak gerçekleştirilen küçük ölçekli üretim.
BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü 2004
yaratıcılık, -ğı
a. 1. Yaratıcı olma durumu: “Yaratıcılığımızı sürdürelim, daha iyi bir dünya için var gücümüzle çalışalım.” -M. C. Anday. 2. Yaratma yeteneği. 3. ruh b. Her bireyde var olduğu kabul edilen, bir şeyi yaratmaya iten farazi yatkınlık.
Güncel Türkçe Sözlük
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
belki de fark etmeyeceğim
değişen bir şey olmasa da
aynı tadı vermeyecek
çiçeklerin tomurcukların fırlayışı
aynı hüznü tattırmayacak
yuvasından düşen serçe yavrusu
bulutların salınışı
ağaçların gölgesi
oltamın ucuna takılacak balık
hiçbir şey aynı olmayacak
yinede soluyacağım havayı
ayakkabılarımı eskiteceğim
yüzüm gülecek
çalacağım her kapı
önceden çalınmış olsa da
kapıda kalmasam da
hüzünlerimle tek başıma olacağım

13.03.2011
T.Öğer KOÇ
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst