Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Uzak şehir ya da köy ışıklarıdır yalnızlık bazen gecenin karanlığında yolalırken,
İçinin sıcaklığı olur küçük korlar gibi tepelere işlenmiş nakışlarla.
Yağmurun şiddetidir ya da, can vererek ve alarak yeni bir sabaha, hayata hazırlar,
Kupkuru kelamların ve bakışların topraklarında can çekişen bedeni.
Ama ne olursa olsun bir uğultuyla gelir ve zifiri bir karanlık gibi çöker yüreğe,
Tutar yakasından kişinin yansımalarını ve oturtur karşısına.
Ve bilmek gerekir; ne karanlık hep korkutucu ne de sessizlik hep ürkütücüdür,
Nabzını hissedebiliyorsa insan, ruhunun...
Bir neşe verir gibi kederlendirir insanı. Sağa sola doğru fırlatır seni. Bildiğin tek bir şey vardır o an için aklında; konuşmak uzun bir nefes ala ala. Susmamak istersin karşındakinin gözlerine bakarak konuşmasını dilersin. Ta ki gitmeniz gerekinceye kadar... Bir burukluk kalır içinde. Daha sonra geçersin bir köşeye işlerini keskin bakışlarla yaparsın. Sırf kendinin yalnız olduğunu belli etmemek için. Daha sonra arkadan birileri seslenir; "Ooooo ne yapıyorsun" vs. Cevap vermezsin belli bir müddet. Daha sonra tek başına kaldı ya cevap vermiyor. Daha sonra seni çağırdığını sanırsın bu sözlerle. Ve kim olursa olsun koşa koşa gidersin. İsterse bir yankesici olsun. Hayatın böyle devam eder. Ve insanların %99.99'u yalnızlıktan korkar. Ve sen %00.01 lik kesim olarak ezilirsin korkaklar tarafından. Sesini çıkartamazsın sırf seni o çevreden uzaklaştırmamaları için.
İşte biraz saçma bir yorum oldu. Fakat kafamdaki yalnızlık bunları söylüyor.
Yüreğimin derinliklerinde ise karlı tepelerin üstündeki bulutlardan gelen yankılı bir çığlık gibi hissedersin kendini. Ve ne kadar düşünürsen, o kadar gömülürsün düştüğün çukurdaki yalnızlığının çatlaklarına....
“[FONT=Arial, sans-serif]Efendiler; Bir ulus varlığı ve hakları için bütün gücüyle, bütün düşünce ve maddi güçleriyle ilgilen-mezse, bir ulus kendi gücüne dayanarak varlık ve bağımsızlığını sağlamazsa, şunun bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. [/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]Ulusal yaşamımız, tarihimiz ve son dönemde yönetim biçimimiz buna pek güzel kanıttır. Bu nedenle örgütlerimizde Kuvayı Milliye'nin etken ve ulusal iradenin egemen olması ilkesi kabul edilmiştir. [/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]Bugün, bütün dünya ulusları yalnız bir egemenlik tanırlar; Ulusal Egemenlik… [/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]Örgütün öteki ayrıntılarına bakacak olursak işe köyden ya da mahalleden, ve mahalle halkından, kısa-cası bireyden başlıyoruz. [/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]Bireyler düşünür olmadıkça, haklarını anlamış bulunmadıkça, yığınlar istenilen yöne, herkesçe iyi ya da kötü yönlere sürüklenebilirler. Kendini kurtar-abilmek için her bireyin ülkenin alınyazısıyla kendisinin ilgilenmesi gerekir. [/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]Aşağıdan yukarıya, temelden çatıya doğru yükselen böyle bir kuruluş elbette sağlam olur. Kuşku yok, her işin başlangıcında aşağıdan yukarıya olmaktan çok, yukarıdan aşağı olması zorunluluğu vardır.” [/FONT][FONT=Arial, sans-serif]( [/FONT][FONT=Arial, sans-serif]Atatürk’ün[/FONT][FONT=Arial, sans-serif] 28 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya ilk gelişinde verdiği söylevden)[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]sen[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]orda tek başına[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]olduğunu düşünerek oturan[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]sen[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]orda sevdiğinin elinden tutmuş[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]karanlığın ardına gizlenen[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]sen[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]orda ailenle oturan[/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]karanlığın içerisinde ki gösteriden [/FONT]
[FONT=Arial, sans-serif]keyif çatarak medet uman[/FONT]
Hatırlıyorum bu duyguyu bir çocuk okula başladığı ilk gun etrafı kalabalık ama ben içinde yalnız uzun zaman sonra tekerrür etti asker ocağında 10 bin asker arasında ben yalnız ve anladımki ben sadece kalabalık icinde hissediyorum bu duyguyu ve anladımki yalnız olmadığım zamanlar bir başıma kaldığım zamanlarmış
Yalnızlık,yalınlığa açılan penceredir.Öznesi de yüklemi de sen olan tek cümledir,tekilliğe aşık bir delilik halidir.Doğaya aykırı olan ve tadı şaraba benzeyen leziz bir ihtiyaçtır.
Mutlak savaş halidir.Bedenle,içsellikle,akılla yapılan uğraşıkarın tamamıdır.Aziz bir ev sahibidir.Açıkcası yalnızlığı tarif edenler kendilerini betimlerler farkında olmadan.Yalnızlık ben halidir hep de öyle kalır.Yalnız kişi hem mutlu hem hüzünlüdür,zengindir aynı zamanda tüm ruh hallerine tanıdık bir yüzle bakar.Maneviyatı sorgulatır yalnızlık kişiye,öze inip yırtıcı olmadan yaşamayı öğretir,öğrenmeye açık olana.Yalnızlık aynadır aslında size açılan.Büyüklüğü mü tam bir sırdır kişide asılı olan...
Yalnızlık, gerçekle yüzleşebilme cesaretini gösterdiğimiz ve üşümeyi göze alarak içine atladığımız soğuk bir nehirdir.
Ondandır, herkesin biraz nemli olması....
Yalnızlık bitebilen bir hal değil zaten,bizden beslenen bir yapısı var.Konakladığı sahibini ya sever ya da sevmez,sevmesi ona olan yakınlığına ve kendine dürüst olmana bağlı.Kendine dürüst olmayan kişiler yalnızlığı öteler ancak kendine açık insanlar yalnızlıkla büyürler.Yalnızlığı değil aslında kendilerini severler.
Kesinlikle yalnızlığı bilmiyorsunuz. Yalnızlık o değildir. O aşağılık duygusudur. Yalnızlık, kalabalık bir toplumda susma eylemidir. Bildiğiniz halde susmaktır. Yalnızlık, düşündüklerinizi paylaşacak birinin olmamasıdır. Her şeyi içinde büyütmektir. En ufak bir sarsıntı da yüreğinin her köşesinde derin bir hararet, vücudunuzda bir ağırlık hissetmektir. Ayağınıza bir taş bağlayıp kendinizi denize atma isteğidir. Yalnızlık gökyüzünde uçmaktır. Yer yüzündeki bütün insanlardan ve görüşlerden arınmış bir şekilde beklemektir hayatınıza inecek olan karartıyı. Ve yalızlık sevdiklerini değil, kendin gibi olanları beklemektir. Kimi zaman uçsuz bucaksız çayırlarda koşma isteği ve kimi zaman sessizlikte haykırma isteğidir. Bütün dünyanın üzerinize çöktüğünü hissetmektir, yalnızlık. Ve en önemlisi yalnızlık paylaşamamaktır hayatını. İstesek bile uzak kalmaktır. Ve hayatta ne üzen ne de üzülen olmama isteğidir.