Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Vala Nureddin

mavimor

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,456
3
38
46
Vala NURETTİN

Polisiye roman yazımının Türkiye’de de giderek popülelerleştiği bugünlerde, bazı yazarlar polisiye roman tarihini nedense kendileriyle başlatıyorlar. Sanıyorum bu böbürlenme kötü bir niyetten değil, Türk edebiyatı ile ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Çünkü, 1930’lu yıllardan başlayarak, yalnız Vala Nureddin, yani Va-Nu imzalı polisiye roman sayısı onu buluyor, bir o kadar da karısı Nihal Karamağaralı ile birlikte ürettikleri var.
Va-Nu, 1901 İstanbul doğumlu bir yazar. Çok iyi bir eğitim görmüş, liseyi Galatasaray’da, üniversiteyi Viyana Ticaret Akademisi’nde tamamlamıştı. Hayatı oldukça renklidir Vala Nureddin'in. 1925 yılında, Sovyetler Birliğine geçip, Moskova Doğu Üniversitesi’nden de diploma alır. Daha sonra “Bu Dünyadan Nazım Geçti” kitabını yazacak olan Va-Nu’nun Nazım Hikmet’le dostluğu işte o yıllara dayalıdır. Türkiye’ye döndüğünde elbette eğitimine uygun bir iş bulamaz solcu kimliğiyle. Bu nedenle, 1909 yılındaki ölümüne dek hep basın yayın işlerinde çalışır, Vakit, Akşam, Haber, Cumhuriyet, Tercüman, Havadis ve Köroğlu gazetelerinde fıkra, röportaj ve sanat-edebiyat yazıları yayınlar. Edebiyat yaşamına 1918 yılında çeşitli dergilere verdiği şiirlerle başlayan Va-Nu’nun telif ve çeviri olarak kırka yakın kitabı bulunuyor.
Kim Zehirliyor Bunları? 1944 yılında basılan romanın girişindeki notta, “Olay” mecmuasında tefrika edilirken, matbaada vuku bulan bir yangın sonucu neşrine devam edilemediğini ve yazarlar tarafından noksan kısımların bilahare tamamlanmasıyla, yayınevinin yayınlama vaadini yerine getirdiğini öğreniyoruz. Yazarları diyorum, çünkü kitap kapağında yazar adı her nekadar Va-Nu olarak görülüyorsa da, bu romanın iki yazarı var. Va-Nu ve Nihal Karamağaralı takma adını kullanan –karısı- Müzehher hanım..! Bu ikilinin bir çok kitaba birlikte imza attıklarını biliyoruz.
Kısa bir roman “Kim Zehirliyor Bunları”. Yukarıda sözünü ettiğim yangın ve vaad nedeni ile olacak, yazarlar kitabın son bölümünü biraz aceleye getirmişler. Ne var ki, olup bitenlerin sadece altmış sayfaya sıkıştırılıverilmesi, öykünün temposunun çok hızlı seyretmesiyle neticelenmiş. Bir solukta okuyup bitiriyorsunuz bu romanı.
“Kim Zehirliyor Bunları”, klasik polisiyelerin bütün kalıplarını eksiksiz yerine getiriyor. Yani tam bir oyuna dönüşmüş salon polisiyesi. O yıllarda Türkçeye çevrilen cinayet romanlarının klasik “whodonit” yani “katil kim” kurgusunda olduğu düşünülürse, bu metnin de o yapılardan etkilendiği kolaylıkla söylenebilir. Ayrıca Va-Nu, bir Sherlock Holmes çevirmeni olması nedeniyle, detektifin zekasına dayalı bilmece tarzı polisiyelere aşinadır da.
Yaz mevsiminde bile pek rağbet görmeyen bir sayfiye yerinde, sert bir rüzgar eser, ince bir yağmur yağarken, karanlık çöktüğünde başlıyor öykümüz. Böylelikle, bir ürperti yaratmayı, okuyucuyu romanın havasına sokmayı sağlıyor yazarlar. Kalabalık bir aile yaşamaktadır bu bakımsız büyük evde. İyice çökmüş Kadir Bey, hasta karısı, oğlu, kızları ve damat Ferid sanki sürekli bir tedirginlik içindedir. Küçük oğlan Cemil ise babası tarafından kovulmuştur evden. “Bu vakalar gece geçer” sözünü bir kez daha doğrulayarak, yatma vakti gelip evde el ayak çekildiğinde, yeni bir cinayet girişimine tanık oluruz. Katil zehirlerle iş görmektedir. Tam bu sırada Necla’nın nişanlısı, yazarların diğer polisiyelerinin değişmez siması, meşhur hafiye Yılmaz Ali de katılır öyküye. Sona gelindiğinde katil -Yılmaz Ali tarafından- yakalanır, cinayetlerin nedeni ve nasılı çıkar ortaya.
Kısa öyküsünü kısaca özetlediğim roman tam bir kapalı mekan polisiyesi. Agatha Christie’nin İngiliz kırsalındaki malikanesinin yerini İstanbul yakınlarındaki bir sayfiye evinin, yoksullaşan aristokrat ailenin yerini iflas etmiş bir iş adamının ve Poirot’un yerini Yilmaz Ali’nin aldığı bu yerlileştirilmiş öykünün iyi bir adaptasyon olduğunu düşünüyorum. Sanıyorum Va-Nu ve Nihal Karamağaralı’nın orijinallik gibi bir dertleri de yok. Aksi takdirde, 1940’lı yıllar Türkiye’sinde golf pantolonlu bir detektif tipiyle, evinde labaratuar kurmuş bir doktorla uğraşmazlardı. Zehirlerle ilgili bilgiler de cabası.
Her metin kendi tarihi üretim ve tüketim ilişkileri içerisinde değerlendirmelidir. Türkiye’de ucuz polisiye kitapların çok rağbet gördüğü yıllarda dergilerde tefrika olarak yazılan Va-Nu romanları, tüketicinin taleplerine göre belirlenmiş görünüyorlar. Estetik değerlerin söz konusu bile edilmediği, heyecan ve maceranın öne çıktığı, satış fiatını düşük tutabilmek için sayfa sayısının olabildiğince kısıtlandığı, böylelikle dilin ekonomik kullanımının da zorunlu olduğu bu tarz seriler için yazılabilecek en güzel polisiye öykülerden biri “Kim Zehirliyor Bunları”. Her iki yazarın kendi başlarına ürettikleri cinayet ve polisiye kitaplarını da incelediğimizde, Va-Nu ve Nihal Karamağaralı’nın, Cumhuriyet dönemi Türk romanının ilk ciddi polisiye yazarları arasında olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Vala Nureddin'ın Yayınlanmış Kitapları

Dipsiz kuyu
Küçük ilanlar
Kardeş katili
Karacaahmedin esrarı
Kim zehirliyor bunları?
Tuzaktaki Kaplan
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Üst