- Konbuyu başlatan
- #1
Ütopya: Sol İlahiyat
Burhan Sönmez
Ütopya, sol ilahiyatın gizli adıdır. Eski zaman tabletlerine yazılmış bir sırdır bu. İster dinsel kisve altında olsun ister maddi dünyanın diliyle kurulsun. Peygamberler, antik çağ filozofları ve şairler bunu anlatır. Marks’ın “din afyondur” ifadesinden önce sarfettiği sözler de buna işaret eder.
Her ütopyada, sol ilahiyatın izleri vardır. Gizlidir bu. Dünyevidir. İyilikçidir. Dünyevi olanı, ilahî bir dille kurar. Vaadçıdır. Ve aşkındır, şu anki maddi koşulların aşılmasıyla varılacak bir yeri tarif eder. Felsefe ve bilim, bunun parçalarını bulmaya çalışırken, semavi dinler, doğdukları zamanın bilgisini ve felsefesini kapsayarak ütopyayı ilahî bir tüle sarar. Din, gerçeğin üzerindeki tüldür. Peygamberler bu dili kullanarak varlığın ‘bütünsel’ olarak kavranmasına aracı olurlar. Parçalanmış maddeler dünyası ve hayat algısı içinde, varlığın birliği ve onun parçalanmaz ruhu, ancak bir kutsiyetle, bütünsel bir tülle ayakta durabilirdi.
Bilimciler, büyük patlama (big bang) teorisi sayesinde, evrenin bir başlangıcı olduğunu söyleseler de, bu, varlığın değil, evrenin başlangıç noktasıdır. O noktadan önce varlığın ne halde olduğu bilinmez. (Belki sonsuz bir devri daimin parçasıdır, S. Hawking’in dediği gibi. Ama, “ilk an”dan öncesine dair söylenen her şey, “belki”dir.)
Bilim, “nasıl” diye sorar. Felsefe ise “neden” diye merak eder.
İnsan, “neden” sorusunu sormaktan vazgeçtiği an ütopyadan da vazgeçmiş ve aklını örtmüş olur. Nereden geldiğini bilmeyen insan, bu aleme ve kendi varoluşuna kesin bir mana verememekten korkar. “Bilmediğinin farkında olmak” insana mahsustur. Beyin sahibi diğer canlılar, bir şey bilmediklerinin farkında değildirler. Onların beyni, akıl mertebesine ermemiştir. Bu yüzden varoluşun kendisine dair bir dertleri yoktur. Dert, huzursuzluktur. “Varoluşun kendisi, bilinen alemden ibarettir, başka bir anlamı yoktur” demek, aklımızı tatmin edebilir. Alemle barışık yaşamak için iyidir bu. Ama “bilmediği” şeyi bilmeyi istemek, insani maceranın gizli parçası olmaya devam eder.
………………..
yazının tamamı için:
Burhan Sönmez
Ütopya, sol ilahiyatın gizli adıdır. Eski zaman tabletlerine yazılmış bir sırdır bu. İster dinsel kisve altında olsun ister maddi dünyanın diliyle kurulsun. Peygamberler, antik çağ filozofları ve şairler bunu anlatır. Marks’ın “din afyondur” ifadesinden önce sarfettiği sözler de buna işaret eder.
Her ütopyada, sol ilahiyatın izleri vardır. Gizlidir bu. Dünyevidir. İyilikçidir. Dünyevi olanı, ilahî bir dille kurar. Vaadçıdır. Ve aşkındır, şu anki maddi koşulların aşılmasıyla varılacak bir yeri tarif eder. Felsefe ve bilim, bunun parçalarını bulmaya çalışırken, semavi dinler, doğdukları zamanın bilgisini ve felsefesini kapsayarak ütopyayı ilahî bir tüle sarar. Din, gerçeğin üzerindeki tüldür. Peygamberler bu dili kullanarak varlığın ‘bütünsel’ olarak kavranmasına aracı olurlar. Parçalanmış maddeler dünyası ve hayat algısı içinde, varlığın birliği ve onun parçalanmaz ruhu, ancak bir kutsiyetle, bütünsel bir tülle ayakta durabilirdi.
Bilimciler, büyük patlama (big bang) teorisi sayesinde, evrenin bir başlangıcı olduğunu söyleseler de, bu, varlığın değil, evrenin başlangıç noktasıdır. O noktadan önce varlığın ne halde olduğu bilinmez. (Belki sonsuz bir devri daimin parçasıdır, S. Hawking’in dediği gibi. Ama, “ilk an”dan öncesine dair söylenen her şey, “belki”dir.)
Bilim, “nasıl” diye sorar. Felsefe ise “neden” diye merak eder.
İnsan, “neden” sorusunu sormaktan vazgeçtiği an ütopyadan da vazgeçmiş ve aklını örtmüş olur. Nereden geldiğini bilmeyen insan, bu aleme ve kendi varoluşuna kesin bir mana verememekten korkar. “Bilmediğinin farkında olmak” insana mahsustur. Beyin sahibi diğer canlılar, bir şey bilmediklerinin farkında değildirler. Onların beyni, akıl mertebesine ermemiştir. Bu yüzden varoluşun kendisine dair bir dertleri yoktur. Dert, huzursuzluktur. “Varoluşun kendisi, bilinen alemden ibarettir, başka bir anlamı yoktur” demek, aklımızı tatmin edebilir. Alemle barışık yaşamak için iyidir bu. Ama “bilmediği” şeyi bilmeyi istemek, insani maceranın gizli parçası olmaya devam eder.
………………..
yazının tamamı için:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Sol İlahiyat!