- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Bir ağaç dikelim ve adı ütopya olsun; öyle bir ağaç ki, adı gibi özgür ve sınır tanımaz olsun, öyle bir ağaç ki, kimsenin mülkiyetinde ve egemenliğinde olmasın, öyle bir ağaç ki, herkesin çiçeklerle bezediği ve herkesin meyvelerinden sonsuzca yararlandığı bir ağaç, bir ağaç olsun ki, bilgenin sevgisini paylaşsın...
Canetti’nin dediği gibi, ütopyaların olmadığı yerde geleceği yaratamayız. İnsan, 3.5 milyar yıl önceki fosilleşen mikro dünyaların doğal uzantısı olarak makro dünyaları keşfetmek için çırpınırken beş-bin yıllık paradigmaların gölgesinde kalmayı her halde düşünemez ve benimseyemez; o, kendini ve geleceği yeniden keşfederken tüm zamanların bilgisini sakınarak kullanır. Soyutlanmış, ezber ve kalıplarla ifade edilen mantık dizgelerini neden sorusu ile yeniden çarpan, bölen ve toplayan bilginin, insanı ve canlıyı tutsak etmeyen ve fakat onun yolunu aydınlatan önermelerin önemi onun Ütopya Ağacı’nın nirengisi olacaktır.
Filozofun dediği gibi “ yanlış hayat doğru yaşanmaz” . Benzer şekilde temelleri yanlış atılan her bina sonunda çökmeye mahkumdur. Gerçi hiçbir olgu sonsuza dek yaşayamaz ve fakat diziliş temelleri sağlam olan düşünceler uzunca süre insanlaşmaya katkıda bulunabilirler. Dünya insanının tüm coğrafyaları aşan bilgisel etkileşimi binlerce yıldır sürmektedir. Bu diyalektik sürecin koparılamaz yanı onun coğrafyalara mal edilmesine de engel olur; kolektif aklın vardığı sayılırsa en son nokta, bundan muaf değildir. Ütopya ağacının kolektif aklın ürünü olduğu gerçeği, onu, mülksüzleştirerek zenginleştirmektedir. Öyle ise, tüm insanların bu ağacın dallarına konduracağı güzel bir çiçeği mutlaka vardır ve olmalıdır da!...Bu ise, olsa olsa ancak felsefi meyvelerdir.
Ütopya Ağacı’nın felsefi meyvelerini olgunlaştırma ödevini düşüncede sınır tanımayan, düşüncenin gönüllü emek işçileri, tabiri caiz ise filozoflar üstlenmiş görülmektedir. Filozofun kim olduğu, işlevi ayrı bir tartışma konusu olsa gerek. Çok genel bir tanımla, bilgiyi damıtan, sabırlı, söz dizgelerini önemseyen, geçmişten aldıklarını geleceğe yansıtabilen, ezberi zayıf, ön görüsü kuvvetli, üretmek-paylaşmak-çoğaltmak için düşünen, sevgi arayışçısı kişi filozof sayılmalıdır.
“Filozof güncel olaylara müdahale etmeli midir?” (*) Bir tartışma konusu...
--
(*) Felsefe ve Güncellik,Bir Tartışma, Slavoj Zizek, Alain Badiou, Philosophie und Aktualitat, Viyana 2005, Özgür Aktok çevirisi, Encore yayınları, Birinci Basım Aralık 2009, S: 4
Canetti’nin dediği gibi, ütopyaların olmadığı yerde geleceği yaratamayız. İnsan, 3.5 milyar yıl önceki fosilleşen mikro dünyaların doğal uzantısı olarak makro dünyaları keşfetmek için çırpınırken beş-bin yıllık paradigmaların gölgesinde kalmayı her halde düşünemez ve benimseyemez; o, kendini ve geleceği yeniden keşfederken tüm zamanların bilgisini sakınarak kullanır. Soyutlanmış, ezber ve kalıplarla ifade edilen mantık dizgelerini neden sorusu ile yeniden çarpan, bölen ve toplayan bilginin, insanı ve canlıyı tutsak etmeyen ve fakat onun yolunu aydınlatan önermelerin önemi onun Ütopya Ağacı’nın nirengisi olacaktır.
Filozofun dediği gibi “ yanlış hayat doğru yaşanmaz” . Benzer şekilde temelleri yanlış atılan her bina sonunda çökmeye mahkumdur. Gerçi hiçbir olgu sonsuza dek yaşayamaz ve fakat diziliş temelleri sağlam olan düşünceler uzunca süre insanlaşmaya katkıda bulunabilirler. Dünya insanının tüm coğrafyaları aşan bilgisel etkileşimi binlerce yıldır sürmektedir. Bu diyalektik sürecin koparılamaz yanı onun coğrafyalara mal edilmesine de engel olur; kolektif aklın vardığı sayılırsa en son nokta, bundan muaf değildir. Ütopya ağacının kolektif aklın ürünü olduğu gerçeği, onu, mülksüzleştirerek zenginleştirmektedir. Öyle ise, tüm insanların bu ağacın dallarına konduracağı güzel bir çiçeği mutlaka vardır ve olmalıdır da!...Bu ise, olsa olsa ancak felsefi meyvelerdir.
Ütopya Ağacı’nın felsefi meyvelerini olgunlaştırma ödevini düşüncede sınır tanımayan, düşüncenin gönüllü emek işçileri, tabiri caiz ise filozoflar üstlenmiş görülmektedir. Filozofun kim olduğu, işlevi ayrı bir tartışma konusu olsa gerek. Çok genel bir tanımla, bilgiyi damıtan, sabırlı, söz dizgelerini önemseyen, geçmişten aldıklarını geleceğe yansıtabilen, ezberi zayıf, ön görüsü kuvvetli, üretmek-paylaşmak-çoğaltmak için düşünen, sevgi arayışçısı kişi filozof sayılmalıdır.
“Filozof güncel olaylara müdahale etmeli midir?” (*) Bir tartışma konusu...
--
(*) Felsefe ve Güncellik,Bir Tartışma, Slavoj Zizek, Alain Badiou, Philosophie und Aktualitat, Viyana 2005, Özgür Aktok çevirisi, Encore yayınları, Birinci Basım Aralık 2009, S: 4