TÜREV, IŞIK HIZI VE İNTEGRAL (Lütfi ŞAHİN)

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Makaleler kategorisinde faust tarafından oluşturulan TÜREV, IŞIK HIZI VE İNTEGRAL (Lütfi ŞAHİN) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,883 kez görüntülenmiş, 2 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Makaleler
Konu Başlığı TÜREV, IŞIK HIZI VE İNTEGRAL (Lütfi ŞAHİN)
Konbuyu başlatan faust
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs
F

faust

Ziyaretçi
Yüzyılların vermiş olduğu bilgi doygunluğu içerisinde insanlar, madde ve enerji modellemeleri üzerinde yoğunlaşmış ve bunun ile ilgili hem farazi ve hem de kanun niteliğinde ve nitelden çok nicele dayandırılmaya çalışılan bir bilimler zincirini oluşturmuştur. Bütün bilim dallarının birbiri ile ilişkili olduğu düşünülürse, bu bilimler zinciri içerisinde matematiğin ve buna bağlı olarak gelişimini hızla sürdüren fizik ve bunun alt dalı olan enerji mekaniğini verebiliriz. Ben enerji mekaniği diyorum, buna fizikçiler ister optik ve yan dalları desin isterse dalga mekaniği desin; ancak bütün enerji modellemelerin temelinde maddenin; bütün maddenin temelinde de enerjinin olduğu aşikardır. Basit bir modelleme ile ifade etmeye çalışırsak; enerji maddenin az yoğun hali; tam tersi olarakta madde enerjinin daha yoğun halidir diyebiliriz. Yapılan çalışmalar neticelerini vermeye başlamış ve bizim evren düzlemimiz içerisinde yer alan elektromanyetik spektrumun benim bu bahsetmiş olduğum faraziye uygun olduğu da tespitler içerisinde yer almıştır.
Spektrum içerisinde yer alan ve insan ve diğer canlılar için büyük öneme haiz olan görünen dalgalar ise ayrı yere sahiptir. 3900-6500 angstrom dalga boylarında yer alan bu enerji modellemesi üzerinde yıllarca araştırmalar yapılmış ve girişim deneyleri ile kırılım deneylerinin birleştirilmesi sonucu hem partiküler düzeyde ve hemde dalga düzeyinde değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Relativistik parçanın dinamiklerini formülleştiren ünlü fizikçi Einstein ve ileriki dönemlerde yer bulan matematiksel ifadeler neticesinde, ışığın saniyede yaklaşık bir ifade ile üçyüzbin kilometre gibi bir hızla hareket ettiği tespit edilmiştir. Bu kadar hızla hareket eden enerji düzeyi ile ilgili çalışmalar günümüze kadar sürmüş ve sürmeye de devam etmektedir.
Bazı bilim çevreleri tarafından spekülasyon olarak ifade edilse de benim kabul ettiğim çalışmalardan biriside 2004 senesinde Azerbaycanlı bir araştırmacının yapmış olduğu ve ruhun görüntülenmesi ile ilgili çalışmadır. Ben size bu çalışmanın izahını yapmak istemiyorum, ancak örneklendirme babında ele almak amacıyla bu ifadeye yer vermek istedim. Acaba çok hızlı hareket eden nesneleri görüntüleme imkanı var mı? Ben kendime ait bir nitel hipotezi size bu yazımda sunmak istiyorum…
Düşünsenize, çok hızlı giden bir nesneyi görüntüleme imkanına sahip olsanız ve gözün görme reflekslerini buna göre ayarlama imkanımız olsaydı… Şu an geliştirilen cihazlar ile hareketli bir görüntüyü yavaş çekimde seyretmemiz mümkün, ancak benim ifade edeceğim olay biraz farklı. Çünkü , sizin seyrettiğiniz görüntü normal karakterler düzeyinde çekilmiştir. Bu da insan gözünün algılamasının üstünde olan ve saniyede 16 ile 25 arasında bir kareye görüntü aktarma şeklinde olacaktır. Benim düşündüğüm ifade de ise saniyede 25 kareye değilde 2500 kareye görüntüyü atma imkanımız olsa ve daha sonra bu görüntüleri yavaş çekimde seyrettiğimiz zaman, gözümüzün algılayamayacağı hızda giden nesneleri görmemiz mümkün olabilir mi? Bu yöntem ile foton taneciklerini yada daha yavaş hareket eden nesneleri yada uygun optik aygıtlar ile enerji modellemelerini görme imkanı olacak mıdır?
Ben bu hipotezi fizikçilere bırakıyorum, deneyip görmede fayda vardır. Eğer günün birinde bir fizikçi bu yazımı okuyup bunu denerse sonucu ilk öğrenmek isteyenlerden birisi de ben olurum…
 

Gauss

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Ara 2011
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Çok ilginç bir tahmin fakat bir kaç nokta eklemek gerekir. Öncelikle türev ve integral konusunun temeli limit almaktır. Örneğin y=x^2 dediğimiz bir parabol yapılısı xy düzleminde incelenirse ve bu parabol grafiğinde x, 0 dan sonsuza giderken bu eğrinin altında kalan alan birbiri ardına yapışık dikdörtgenlerin alanının toplamı olarak verilir. Bu dikdörtgenler sonsuza doğru gittiğinden limitleri alınır ve buradan çıkan formül genelleştirilerek adına integral denilir.
Daha iyi anlamak için grafik aşağıdaki şekle benzer.
imgres

Burada anlatmak istediğim nokta ise bir eğrinin alanının tam olarak bulunamamasıdır. Tabi tam olmasada varsayılan tam alana çok yakın bir değerdir. Işığın hızının bulunması ise bildiğim kadarıyla yine limit konusundan çıkar ve yukarıda anlattığım türde bir işlem yapılır. Kısaca ışığın hızı 299.792.458 m/s olarak aldığımız değerde tam bir değer değildir. Diğer taraftan son zamanlarda atomun çekirdek içersindeki kuarkların hızının ışıktan daha fazla olması türünden bir araştırma mevcut. Tabi şu anda tam bir kanıtla teorem haline gelmiş değil. Daha kütle olarak en küçük kabul ettiğimiz elektronları bile yaydıkları dalgalardan görebiliyoruz. Yani elektronu tam net olarak göremiyoruz ki kuarklardan bahsetmiyorum bile çünkü onların kütlelerini tahmin ediyoruz. Yinede bu bahsettiğim olaylar yapıldıktan sonra ( tabi tam olarak küsüratlı ya da tahminli değil ) öyle bir makine yapılması fotonları, elektron hareketlerini daha iyi anlamamıza yarar. İşin yararı ise benim tahminimce belli bir güç kitlesi olmadan elektron hareketleriyle sonsuz manyetizma elde edilebilir. Bu elektrik enerjisi içinde geçerlidir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Fizikçi olmadığım kesin..Ama ilgimi çekti..Hız, zamana bağlı olarak belirlenen hareketi betimliyorsa eğer, öncelikle zaman konusundaki bilinmezliklerin açıklığa kavuşturulması gerekir bence..Her bir maddenin kendi zamanını "ürettiğini" kurgularsak, tüm farklı zamanlar için sayısız hızlar mümkündür.Yani standart bir zaman dilimine göre yapılacak her araştırmada bunun alt-üst değerleri konu dışı bırakılmış oluyor..Bütün sesler, bizim duyum eşiklerimiz içinde algıladıklarımızdan ibaret olmadığına göre, tüm zamanlar da -dolayısıyla hız, hareket vb..) bizim algılarımızla sınırlı olmayabilir pekala...Kurguma bayıldım..Fizikçi arkadaşlar gülmeyin-ya da ben bakmazken gülün-:)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst