- Konbuyu başlatan
- #1
İnsanlar yalnız yaşayamaz. En "yalnız" insan bile toplumun içerisinde bir yere sahiptir ve yalnız değildir. Dostu/arayanı soranı/ailesi olmayan bir fırıncı ekmeği üreterek müşteriye satar ve bir döngü içerisinde ki toplumu/topluluğu; birliği oluşturur.
Bu döngüde sürekli yeni şeyler öğreniriz. İnsanlar birbirine kendi hakkında, doğa ya da bambaşka bir şey hakkında bilgiler verir, görülen gerçekleri söyler ya da düşüncelerini paylaşır. Her zaman bir aktarım durumu söz konusudur. Bunun en iyi ve en geniş çaplı örneği üzerinden konuşmak gerekirse:
"Okul"
Öğretmen-öğrenci ilişkisinde adlarında da belirtildiği gibi matematikten, sağlığa, insan hüclerine kadar gereken ya da kimilerince gerektiği düşünülen bilgileri öğretmek; öğretmenlerce: bu bilgileri hayatında kullanmak, genel kültür olarak bilmek ya da yalnızca "sınavlarda" geçmek için öğrenmek; öğrencilerce görevdir.
Okullarda önümüze kitaplar halinde verilen; öğrenilmesi gerekenler dedikleri dersler ve konular ne kadar 'gerekli'? Gözümüzle göremediğimiz, hiçbir yerde işimize yaramayacak bakterileri öğrenmem mi gerekiyor?
Avukat olmak isteyen birisi, niçin bunları öğrensin?
İlkokulda öğretilen hiçbir şeye karşı değilim. Fakat lisede öylesine ezbere dayalı ve hiçbir yerde işimize yaramayacak bilgilerle kafamızı doldurdularki. O alana ilgisi olmayanlar için diyorum tabikide bunu.
Ezberi güç olan kişilerin çektiği sıkıntıyı anlatamam. Belkide gerçekten çok iyi şair olacak bir oğlan; sırf matematik yüzünden okulda kaldı ve ardından atıldı.
"İlk sene yeni okula, liseye alışsın ve kafasını toparlasın. Tüm derslerin nasıl olduğunu görüp gerçekten hangi bölümü seçmek istediğini anlasın." 9. sınıfta bölüm seçtirmeyerek düşündükleri bu ise, güzel. Fakat toparlamak istedikleri kafayı, böylesine dağıttıktan sonra neyin isteğinde olabilir ki birisi?
Onca ders ve onca sorumluluk yüklenen öğrenciler zaten artık "dolma" doktasına ulaştıkları için bazıları ilk sene okulu bırakmayı tercih ediyorlar ya da yapamasalarda, bunu gerçekten bir dönem ciddi ciddi düşünüyorlar.
"10,11,12 daha kolay sabredin." diyen öğretmenler var birde. Bu yıl zar zor derslerini vermiş, yeni büyümeye başlayan çocuklara/gençlere geleceğin vaadini öncesinde boğarcasına sıkarak vermek doğru mu?
Bu döngüde sürekli yeni şeyler öğreniriz. İnsanlar birbirine kendi hakkında, doğa ya da bambaşka bir şey hakkında bilgiler verir, görülen gerçekleri söyler ya da düşüncelerini paylaşır. Her zaman bir aktarım durumu söz konusudur. Bunun en iyi ve en geniş çaplı örneği üzerinden konuşmak gerekirse:
"Okul"
Öğretmen-öğrenci ilişkisinde adlarında da belirtildiği gibi matematikten, sağlığa, insan hüclerine kadar gereken ya da kimilerince gerektiği düşünülen bilgileri öğretmek; öğretmenlerce: bu bilgileri hayatında kullanmak, genel kültür olarak bilmek ya da yalnızca "sınavlarda" geçmek için öğrenmek; öğrencilerce görevdir.
Okullarda önümüze kitaplar halinde verilen; öğrenilmesi gerekenler dedikleri dersler ve konular ne kadar 'gerekli'? Gözümüzle göremediğimiz, hiçbir yerde işimize yaramayacak bakterileri öğrenmem mi gerekiyor?
Avukat olmak isteyen birisi, niçin bunları öğrensin?
İlkokulda öğretilen hiçbir şeye karşı değilim. Fakat lisede öylesine ezbere dayalı ve hiçbir yerde işimize yaramayacak bilgilerle kafamızı doldurdularki. O alana ilgisi olmayanlar için diyorum tabikide bunu.
Ezberi güç olan kişilerin çektiği sıkıntıyı anlatamam. Belkide gerçekten çok iyi şair olacak bir oğlan; sırf matematik yüzünden okulda kaldı ve ardından atıldı.
"İlk sene yeni okula, liseye alışsın ve kafasını toparlasın. Tüm derslerin nasıl olduğunu görüp gerçekten hangi bölümü seçmek istediğini anlasın." 9. sınıfta bölüm seçtirmeyerek düşündükleri bu ise, güzel. Fakat toparlamak istedikleri kafayı, böylesine dağıttıktan sonra neyin isteğinde olabilir ki birisi?
Onca ders ve onca sorumluluk yüklenen öğrenciler zaten artık "dolma" doktasına ulaştıkları için bazıları ilk sene okulu bırakmayı tercih ediyorlar ya da yapamasalarda, bunu gerçekten bir dönem ciddi ciddi düşünüyorlar.
"10,11,12 daha kolay sabredin." diyen öğretmenler var birde. Bu yıl zar zor derslerini vermiş, yeni büyümeye başlayan çocuklara/gençlere geleceğin vaadini öncesinde boğarcasına sıkarak vermek doğru mu?