Toplum farklı olanı mı dışlıyor

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Sokrats tarafından oluşturulan Toplum farklı olanı mı dışlıyor başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,254 kez görüntülenmiş, 38 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Toplum farklı olanı mı dışlıyor
Konbuyu başlatan Sokrats
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan yamak

Sokrats

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Türkiye'de; Kürt,Alevi,Ermeni,Hıristiyan, Yahudi,Ateist...
Ermenistan'da; Azeri veya Türk
Filistin'de; Yahudi
İsrail'de; Filistinli
ABD'de; müslüman
.
.
.
Dünyada eşcinsel

yani azınlık/az isen
toplum seni dışlar.
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
Toplum bir aradalığın tanımıdır, gücünü genişlemesinden ve farklılığından alır, İnsan bedeni de organizmalar, hücreler topluluğudur, hiç bir organizma yada hücre virüs dışında bir yapıyı dışlamaz. Toplumlar oluşturduğu kurallar vesistemlerler ve sınırlarla varlıklarını devam ettirirler, dışlanma oluşacaksa burda başlar, egemen olmak isteyen kurallarla gücünü arttırmak için izlediği yol yöntem yada toplumun temel yapılarına saldırı durumunda tepki biçiminde oluşur. vs.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Türkiye'de; Kürt,Alevi,Ermeni,Hıristiyan, Yahudi,Ateist...
Ermenistan'da; Azeri veya Türk
Filistin'de; Yahudi
İsrail'de; Filistinli
ABD'de; müslüman
.
.
.
Dünyada eşcinsel

yani azınlık/az isen
toplum seni dışlar.

''Azınlık/az isen toplum seni dışlar''Burada hatalı bir açıklama var azınlık kavramı sadece sayıca az olanı ifade etmez sayıca çok olup ta azınlık statüsünde olan gruplar vardır.Yani çok olup ta dışlanan gruplar vardır.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
''Azınlık/az isen toplum seni dışlar''Burada hatalı bir açıklama var azınlık kavramı sadece sayıca az olanı ifade etmez sayıca çok olup ta azınlık statüsünde olan gruplar vardır.Yani çok olup ta dışlanan gruplar vardır.
Etnik ve inanış olarak ele aldım konuyu ama istersen ekonomik olarak da ele alayım.
Dünyada sayılı sermaye sahipleri çoğunluk bir kitleyi yönetir.Bak burada da parası az olan dışlandı.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Tabi azınlığın tek bir tanımı yoktur ama dışlanma,ayrımcılık bağlamında konuyu ele alacak olursak genel kabul gören tanımı şudur ''üyelerin kendi yaşamları üzerinde baskın gurubun üzerinde daha az gücü,kontrolü ve etkisi olan gruplara azınlık gurubu adı verilmektedir.Etnik ve inanış bakımından sayıca az olup ta azınlık statüsünde olmayan guruplarda vardır (Güney afrika örneği).
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Tabi azınlığın tek bir tanımı yoktur ama dışlanma,ayrımcılık bağlamında konuyu ele alacak olursak genel kabul gören tanımı şudur ''üyelerin kendi yaşamları üzerinde baskın gurubun üzerinde daha az gücü,kontrolü ve etkisi olan gruplara azınlık gurubu adı verilmektedir.Etnik ve inanış bakımından sayıca az olup ta azınlık statüsünde olmayan guruplarda vardır (Güney afrika örneği).
Güney Afrika'da siyah nüfusun çok olmasına rağmen "azınlık" olarak görülmesini mi kastediyorsunuz? Bu konuyu sömürgecilerin varlığı, G.Afrika'nın tarihi geçmişi ve de Mandela'yı içine alarak açıklamak gerekir. Dünyada "siyah" olmak ile "beyaz" olmak aynı mıdır?
Bazı çoğunlukların pek bir önemi olmaz. O size sosyal veya ekonomik eşitlik getirmez. Mesela Türkiye'deki bir Kürt'ün çoğunlukta olan Galatasaraylı olması pek de önemli değildir.
Ekonomi de dengeleri pek değiştirir. Azınlık/ayrımcılıya uğrayanlar ile ayrıcalık yaşayanlar burada; " parası çok olanlar ve parası az olanlar" diye ayrılır.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
O faktörleri yadsımadım zaten salt sayısal çokluktan veya ekonomiden bağımsızda çeşitli faktörler olduğunu dile getiriyorum.Dünya genelinde de hangi toplumların insanları ten renklerine göre nasıl değerlendirdiği yönünde akademik bir çalışma okumadım o sebeple internetteki bilgilere göre açıklama yapamam ama dünya genelinde ekonomik ve askeri yönden baskın olan devletlerin geneli hakkında konuşacak olursak kendi adıma aynı diyemem.

Belirli bir etnik grup belirli bir konuda ortak çıkarlara sahip bir sosyal gruba dahil olursa ve o sosyal grup ülkede baskınsa o gruba dahil olması o etnik grubun etnik kimliğine yönelik bakış açısını değiştirebilir onlara önemli bir avantaj sağlayabilir onlar yerine biz kavramı gelişebilir ama o grubun baskın olması gerekir mesela galatasarayın sayısal çoğunluğu olabilir ama fenerbahçe daha baskın gruptur:)

Ekonomi dengeleri tabikide değiştirir hatta en önemli sebeplerden biridir ama bu tek başına sebep değildir mesela kültürel yönden baskın olan bir grup sayısal çoğunluğu ve ekonomik yönden üstün olan bir gruba karşı ayrım yapabilir.Mesela biz müslümanlığa girdikten belli bir süre sonra Arap kültürü bizde etkili olmuş Türk kültürüne sağdık olan Türkler bu bağlamda dışlanmış değersizleştirilmiştir.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
mesela galatasarayın sayısal çoğunluğu olabilir ama fenerbahçe daha baskın gruptur:)

Burada baskın dediğin grup Fenerbahçe’den başlarsak onların baskınlığı karakterlerinden kaynaklı. Nezaket ve görgü namına eser yok :) Hem klinik vaka oldukları için saldırgan tutumlarıyla baskın olması normaldir:) Bak bu baskınlığı kabul ediyorum.Burada genetik bir özellik devreye giriyor.Katil gen taşıdıklarını düşünüyorum:)

Ekonomi dengeleri tabikide değiştirir hatta en önemli sebeplerden biridir ama bu tek başına sebep değildir mesela kültürel yönden baskın olan bir grup sayısal çoğunluğu ve ekonomik yönden üstün olan bir gruba karşı ayrım yapabilir.Mesela biz müslümanlığa girdikten belli bir süre sonra Arap kültürü bizde etkili olmuş Türk kültürüne sağdık olan Türkler bu bağlamda dışlanmış değersizleştirilmiştir.

İyi de kılıç zoruyla Müslüman olmuş Türklerden kültürünü korumalarını ne kadar beklersin ki ? Bak aslında korudukları bazı şeyler de var. Göktanrı inancı ile bakarsak ağaçlara çaput bağlamalarını örnek verebilirim eski Göktanrı inancından kalma.Bildiğim kadarıyla “başlık parası” denilen şey de Araplardan geçme.
Ama sen kültürel asimilasyona değinmişsin. Bu konuyla ilgili Türkiyedeki devlet destekli asimilasyonları biliyorsan bunun yukarıda bahsettiğim azınlıklara karşı yapıldığını asimile edildiğini bilirsin. Bilmiyorsan bu konuyu örneklerle açıklayabilirim gene… Camiye gitmeyen bir toplumun yaşadığı şehre/semte onlarca cami yapılması yerinde bir örnek olacaktır.
İnsanın ten rengi ayrımı ırkçılığa girer.
Güney Afrika’dan bahsettiğin için meseleyi biraz açalım.Güney Afrika üzerinde oldukça baskın şekilde dış müdahaleler,antidemokratik tutumlar var.”Kanlı elmas” konusunu bilirsiniz.
Şöyle bir rivayet var:
Bilim adamları ilk insanların 350-500 milyon yıl önce Afrika'da yaşadığı, buna karşılık ırksal farklılıkların ancak 100 bin yıl önce ortaya çıktığı konusunda birleşiyorlar. Böylece insanların aynı kökten türediği, önce Eskidünya'ya ardından da Yenidünya'ya yayıldığı öne sürülmektedir. Asıl yurtlarından uzaklara göç edince insanlar arasında farklılaşmalar doğdu. Değişik fiziksel özellikleri olan halklar ya da ırklar oluştu.

ne oldu da böyle ayrılıklar/ayrımcılıklar doğdu diye sorarsak meselenin köküne inmiş oluruz.
Keşifler sırasında Avrupalılar kendisi gibi olmayan insanlarla karşılaşıyorlar.Beyaz ırk bu keşifler sonucunda üstünlük kurmaya başlıyor.Beyazlar sömürge amaçlı olduğu ülkelerdeki siyah ırk ile köle ticareti başlıyor.Bununla birlikte karın tokluğuna ve zorla çalışan köleler (siyah ırklar) ortaya çıkıyor. Zaten bunu da yaparken siyah ırk beyazlar tarafından aşağılanıyor onların köleliğe elverişli olduğu doğalarında böyle olduğu dile getiriliyor.Neyse bu konuyu uzatmayayım da sosyolojiye bağlayayım . Aslında genelde toplumsal tabakalaşmadan bahsetmiş oluyoruz.Bu tabakalaşma sistemleri sosyoloji de şöyle betimleniyor:
Kölelik
Kast
Zümreler(Estates,Feodalite)

Sınıf:1.Üst sınıf 2.Üst-orta sınıf 3 Alt-orta sınıf 4.işçi sınıfı 5.Alt sınıf
Marks da toplumsal sınıfı burjuva ve proleterya diye ayırır.
Weber ise tabakalaşmayı ekonomik eşitsizlik,toplumsal onur/prestij hiyerarşisine ve siyasal eşitsizliklere bakarak anlaşılabileceğini savunur.
Bir de küreselleşme ile toplumsal eşitsizlik ortaya çıkmıştır.
Daha da unuttuğumuz bir şeyin kaldığını düşünmüyorum.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Bu şuna benziyor herhalde ''felsefede tümevarım'' yöntemi
Bir fenerbahçeli tanıdım nezaketsiz görgüsüzdü.
İki fenerbahçeli '' '' ''
3. 4. 5..... 1000 diyelim mesela
o halde tüm fenerbahçeliler görgüsüz ve nezaketsizdir. halbuki geride bir milyar fenerbahçeli var(Resmi rakamlar değil gönlümden geçen rakamlar bunlar :...)Bu zayıf bir çıkarım oluyor herhalde bu mantık yürütmeyle galatasaraylıları tüm olumsuz tanımlara yerleştirebilirim hoşumada gitmedi değil bu.
Hitlerde genlere filan girdi bu işin sonu çok tehlikeli yalnız:)
(Yazdıklarınızın espri mahiyetinde olduğunu farkındayım sadece devam ettiriyorum yanlış anlamayın lütfen)

''Türkler kılıç zoruyla müslüman olmuştur''Bu çok büyük bir idaa bunu kanıtlamak tarihin tüm seyrini değiştirir.
Kültürün baskın olması sürecide bir süre sonra asimile olmaktır zaten ama bizde tam anlamıyla tabana yayılmamıştır (islam kültürü farklı). mesela osmanlıda sarayın kullandığı osmanlıcayı halk anlamaz kullanmaz, sarayda halkın kullandığı dili kullanmaz değer vermezdi .Osmanlı padişahlarına bu konuda yazılmış hiciv niteliğinde Türkçe şiirler bunun göstergesidir. Ama şuda var Türkler göçebe kültürün özelliklerini barındırırdı lakin yerleşik kültüre geçince ihtiyaçlar,boşluklar doğmuştur buradaki baskı unsurlarından bir taneside ihtiyaçlardır bu konuda baskın olan Arap kültürü yerleştirilmiştir.(''Tarihin arka odaları'' isimli programa o programa yakıştıramadığım vede ismini hatırlamadığım çok saygıdeğer bir bayan çıktı (onuda yurt dışına kaçırmayı başarmışız) anlattı aslında farkında olmadan sayısız şeyi çok eski kültürümüzün bir parçası olarak bozulmadan yaşıyoruz.)

Bir tanım sorunu yaşıyoruz Sömürü ile ayrımcılığı,dışlamayı karıştırıyoruz.Bir etnik grup içselleştirerekte pek ala sömürülebilir hatta bu yolla sömürmek daha kolaydır, pozitif ayrımcılık yoluylada belli bir kesim belli bir kesimin kaynaklarını sömürebilir.Güney afrikada beyazlarda belli bir grup beyaz tarafından sömürülebilir onların dışlanması, azınlık durumunda tanımlanması sadece kaynaklarını yönetememelerine bağlı değildir.siyah/ beyaz algısı ile ten ayrımını yapmışınız orada ırkçılıkta var.Devletin siyasetinden başka toplumun algısı da önem taşıyor mesela mandela hapisiten çıktığında sevinen bir çok beyaz olmuştur ama tutumlarını değiştirmişlermidir bilemiyorum.

İkimizde olaya farklı açılardan bakıyoruz bi tanımı,ideolojiyi,düşünceyi v.s içinde insan unsuru olan bir yapıya olduğu gibi yerleştirmek herşeyi her açmazı onlar ile çözümlemeye çalışmak vede zamanla değişen toplumsal yapılarda sabit bir düşünceyi olduğu gibi sürdürmeye çalışmak olanaklı değildir.Çok farklı mevcut veya zamanla doğabilecek etkenler vardır.Bu konuda ayrı düşmemizin sebebi siz sosyolojik ve ekonomik açıdan konuyu ele alıyorsunuz ben ise işin psikolojik,sosyal psikolojik,tarihi ,siyasi .demogrofik v.s görünenin aksine çok farklı yönlerininde olduğunu söylüyorum.Nitekim sosyolojinin açmazlarını giderebilmek için bir çok alt dalları oluşmuştur yardım aldığı birçok sosyal bilim dalları vardır.Salt klasik sosyolojik bakış açısıyla sağlıklı bir çözüme ulaşılamaz
Bu arada Kendi adıma sosyolojik açıdan klasik sosyologlardan Durkhaim ı çok iyimser görmüşümdür, Marx ı düşüncel boyutta ilgiyle, hayretle okumuşumdur ama Weber 'i hepsinden çok daha gerçekçi ve akılcı bulmuşumdur çünkü tek bir çizgide tüm açmazları çözmeye çalışmamıştır insan faktörünü göz önünde almıştır.:)

Benimde söyleyecek bir şeyim kalmadı.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
''Türkler kılıç zoruyla müslüman olmuştur''Bu çok büyük bir idaa bunu kanıtlamak tarihin tüm seyrini değiştirir.

Ya benim iddiam sizin çok büyük bir yalana inanmanızla eş değerse? Bu konuya itirazınızı bu konu içinde değerlendirmeyeceğim.Daha önceden bir başlık açılmıştı.Siz kendi görüşlerinizi oraya aktarırsanız bu konuyla ilgili o doğrultuda cevap gelecektir. Eğer bu konuya bir şeyler yazmak isterseniz sizden ricam bildiğiniz tarihin aksi yönünde görüşler kaynaklar vs görürseniz/öğrenirseniz sizde ne gibi değişiklik olacak? sorusuna cevap vererek bir şeyler yazabilirsiniz...

Bkz: http://www.felsefe.net/din-bilimler...ren-hayir-kapilarini-acan-el-fettah-ismi.html

Tabakalaşmayı açıklarken sosyolojik olarak aslında bütün konulara değinmiş oldum. Sadece bunları başlıklar altında verdim. Tek tek açmadım.

psikolojik,sosyal psikolojik,tarihi ,siyasi .demogrofik

Bakın sosyolojik olarak açtığım tabakalaşmada salt tek bakış açısı yok.Bir çok bilimden yararlanıp bu tahliller yapılmıştır zaten. Mesela ırkçılık diyelim.Siyahileri anlatırken tarihten de bahsettim. Çok bilinen bir video var izlemeyenler için ekliyorum buradaki psikolojiyi ırkçılıkta nasıl inkar edebilirim ?


[video=youtube;s9uVp1My1A0]http://www.youtube.com/watch?v=s9uVp1My1A0[/video]
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hani bugünlerde kullanılan çok meşhur bir söz var idaa sahibi sizsiniz sizin kanıtlamanız gerekir ama bu konuda hangi tarihi belgelerden hangi yerli yabancı kaynaklardan, hangi tarihi araştırmalardan hangi araştırma yöntemlerinden yararlandığınızı veya yararlardığınız kişilerin akademik geçmişi, uzmanlık alanı ,kaynaklarının güvenirliliği,bu konuda sunulan tüm belgeler ona karşıt olarak sunulan tüm belgelerle bunları nasıl çürüttüğü daha aklıma gelmeyen bir sürü şeyi toplayıp derleyip anlatıp kanıtlarsanız zaten tarihte yeni bir sayfa açarsınız o zamana kadar kabul gören genel görüş geçerlidir. Ama sosyete tarihçlerinin veya belli bir ideoloji yazı yazan tarihçilerin yazdığı belgelerle yola çıkarsak zaten çocuk ölü doğar.İçselleştirmeden kastım da onları eşit olarak algılamalarını sağlamak bu videoda öyle bir şey göremedim .Demek ki aksini düşünüyorlar ki silahlı mücadeleye kadar gitmişler.Bu günlerde gündelik dil felsefesini okuyorum bu tartışmanın gittiği kısır döngüye girmesinin sebeplerinden biride buna benzer özellikler taşıyor düşünceler,fikirler ne ise başkalarının söylediğini algılamada o yönde oluyor.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Bakın konunun başlığı toplum, devlet veya belli bir siyasi görüşler değil, siz devlet politikaları temelinde açıklamaya gidiyorsunuz yanılgımız buradan başlıyor.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Hani bugünlerde kullanılan çok meşhur bir söz var idaa sahibi sizsiniz sizin kanıtlamanız gerekir ama bu konuda hangi tarihi belgelerden hangi yerli yabancı kaynaklardan, hangi tarihi araştırmalardan hangi araştırma yöntemlerinden yararlandığınızı veya yararlardığınız kişilerin akademik geçmişi, uzmanlık alanı ,kaynaklarının güvenirliliği,bu konuda sunulan tüm belgeler ona karşıt olarak sunulan tüm belgelerle bunları nasıl çürüttüğü daha aklıma gelmeyen bir sürü şeyi toplayıp derleyip anlatıp kanıtlarsanız zaten tarihte yeni bir sayfa açarsınız o zamana kadar kabul gören genel görüş geçerlidir. Ama sosyete tarihçlerinin veya belli bir ideoloji yazı yazan tarihçilerin yazdığı belgelerle yola çıkarsak zaten çocuk ölü doğar.İçselleştirmeden kastım da onları eşit olarak algılamalarını sağlamak bu videoda öyle bir şey göremedim .Demek ki aksini düşünüyorlar ki silahlı mücadeleye kadar gitmişler.Bu günlerde gündelik dil felsefesini okuyorum bu tartışmanın gittiği kısır döngüye girmesinin sebeplerinden biride buna benzer özellikler taşıyor düşünceler,fikirler ne ise başkalarının söylediğini algılamada o yönde oluyor.
Ben konuyu ilgili bölüme aktarmanızı rica ettim.Benim merak etmediğim bir şeyi kendi kendime yazıp, kendime öğretmek isteyişimde mantık hatası yok mu?Bir de burada iddia ve kanıt makamı mı olması gerekiyor?İlginç...Ben size iyi niyetli yaklaştım merakınız varsa orada tartışalım diye.Bu arada ben Tarihçi olarak Murat Bardakçı gibi popülist tipleri vermem merak etmeyin.Bu konularda fazlasıyla titizimdir. Ama emin olun inandırmak gibi bir çabam da olmaz. Öğrenmek isteyen araştırır okur kendi doğrusuna kendisi inanır. Hele bu konular amannn diyorum kuru inatlaşmalar falan kabak tadı veren ezbere cümlelere dönüştüğünden pek de ortada dolanmıyorum ramazan davulcusu gibi.

Bakın konunun başlığı toplum, devlet veya belli bir siyasi görüşler değil, siz devlet politikaları temelinde açıklamaya gidiyorsunuz yanılgımız buradan başlıyor.

Bakın ben de toplum denilince ilk akla gelen sosyolojiden bir genelleme yapmışım. Zira sosyoloji tarihten de bir çok bilimden de etkilenmiştir. "Fahişelik" konusunu anlatırken bile tarihten yararlanır ama benden satır aralarında her dediğim cümleye bakın burası tarih burası antropoloji burası istatistik burası ekonomi vs gibi dememi beklemeyin.
Devlet politikaları olarak mı açıklamışım? hmm bakalım demişsiniz ki Türklerin Araplaşmasını örnek vermişsiniz ben de kılıç zoruyla müslüman olan bir milletten ne beklersiniz demişim.Asimile edilmesi normal demişim hatta bunun devlet/iktidar eliyle de olduğuna dair bir örnek vermişim.Ne alaka mı? Toplum dışladı ve bunu dışlayanlar arasındaki insanlar/toplum iktidar oldu ve onların farklılıklarını sindirmeye/asimilasyona başladı.
Toplumu insanlar oluşturur devlet ya da iktidar diyelim toplumun dışladığı şeylere karşı çıkıp bunu da sahip olduğu güç ve iktidar ile yaptı. Böyle tek tek açıklamam gerektiğini düşünmemiştim.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
O konuda tartışmamız bizi herhangi bir yere getireceğini sanmıyorum. Yeterli bilgim yok,çalışmam yok sizin var ise buyurun anlatın benim bildiklerim bize akademisyenlerin anlattığı genel kabul görmüş yalanlar o da çoğu yayınlarda yazıyor burada tarihin seyrinin değişimine tanık olmak öğrenmek isterim ama yukarıda saydığım unsurları idaanızın gücünün göstergesi olacaktır.

Çin de asimile etmeye çalışmıştır ve akrabalık bağları ile yönetimde yer edinmiştir yer yer asimile olmuşuzdur türkler tamamen dışlanmış sinmişler midir ?Bakın ihtiyaçta vardı diyorum yerleşik kültürün dili baskındır ,mimarisi baskındır,yönetim anlayışı gelişmiş oturmuştur asimle olmaya başlamışlardır ama bunda etkin olan kültürünün gücüdür o makama mevkiye gelmelerinin nedeni de kültürünün gücüdür onu siyasi alanda kullanmaları diğer kültürü değersizleştirmekte onlara güç sağlar farklılıklardan besleniyor herkesin o kültürden beslenmesi onlara ne fayda sağlayacak demokrasi yok ki adamalar sayısal çokluk peşinde koşsun.

Sosyoloji dallara ayrılır neden dallara ayrılır bir konu hakkında düşüncelerin özüne inmek tek tek incelemek için değil mi? ayrımcılık dışlama konusunda azınlık tanımını sosyolojinin genel tanımı tam açıklama getiremediği için sosyal psikolojiden yardım almıştır.O tanım odur verdiğim Güney afrika örneğinide o tanım içersinde örneklendirlmiştir.İlk mesaja bakarsanız konunun izlemesi gereken ana hatları bellidir o ana hatlar içerisinde değerlendirirseniz zaten söylemek istediğimi anlarsınız azınlık tanımının sadece etnik veya inanç temelli sayıca az olanı veya üretim ilişkilerine dayanmadığı gerçeğini yadsımazsınız.

Bu konuda bundan sonraki her tartışmamızın bizi biraz daha amacından saptıracağını konuyu belli bir neticeye getirmeyeceğini kestirmek zor değil ben kendi adıma konuyu burada sonlandırıyorum sizlere teşekkür ediyorum .
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
toplumsal doku genel olarak tutucudur ve mevcudu koruma eğilimi taşır; o farklı olanı değil aykırı olanı red etme eğilimindedir.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
toplumsal doku genel olarak tutucudur ve mevcudu koruma eğilimi taşır; o farklı olanı değil aykırı olanı red etme eğilimindedir.

Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz benim içinden çıkamadığım, bocaladığım tanımını koyamadığım şeyi tek bir cümle ile anlatmışsınız teşekkür ederim.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst