- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 1 Kas 2012
- Mesajlar
- 3,434
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 68
LEVENT GÜLTEKİN
acikcenk@gmail.com / @acikcenk
Bu ülkeyi 13 yıldır Tayyip Erdoğan yönetiyor.
Onun her sözü, her davranışı, her icraatı, her hareketi hepimizin hayatını etkiliyor. Aldığı her karar çocuklarımızın geleceğine etki ediyor.
Bu nedenle biz de yanlışlarını gördüğümüzde eleştiriyoruz.
Gönüllü kölelere bir çift sözüm var
Fakat eleştiri kültüründen zerre kadar nasiplenmemiş, ele geçirdiği güçle aklını ve vicdanını kaybetmiş kimileri bu tür eleştirileri, ‘Erdoğan’a düşmanlık’ olarak göstermeye çalışıyor. Kafalarına göre, eleştirilerimizi ‘saplantı, meczupluk, vatan hainliği…’ gibi ipe sapa gelmez suçlamalarla nitelendiriyorlar.
İstiyorlar ki Tayyip Erdoğan kafasına koyduğu, ülkeyi felakete götüren stratejisini uygulasın, biz de sesimizi çıkarmadan izleyelim. Çocuklarımızın geleceğini heba etsin fakat biz de, “Vardır bir bildiği” deyip teslim olalım. Kaderimizi onun iki dudağı arasına ve kişisel hırslarına teslim edelim.
Bir anlamda Erdoğan’ın kölesi gibi hareket ediyorlar. Üstelik gönüllü köle. Bizden de tüm olup biteni aynen bir köle gibi sorgulamadan kabullenmemizi bekliyorlar.
İşte bu gönüllü kölelere bir çift sözüm var…
Hepimiz kişiliğimize, vicdanımıza, ahlak anlayışımıza göre hareket ederiz. Tayyip Erdoğan Soma’da yaralı bir işçiyi tokatladığında bunu kendi onurumuza atılmış bir tokat olarak gördük ve eleştirdik. Sizin bir onurunuz yoksa biz ne yapalım?
Acılı bir anneyi miting meydanlarında yuhalattığında, bir insan olarak yüreğimiz yandı. Bunun için onu çok eleştirdik. İktidarda kalma karşılığında insanlığınızdan vazgeçtiyseniz, biz ne yapalım?
Mezhep savaşının bölgeyi kasıp kavurduğu bir dönemde mezhep ayrımcılığı yaptığında ülkemiz adına endişeye kapılıp eleştirdik. Ve geldiğimiz nokta ortada. Sizin tek derdiniz kişisel çıkarsa biz ne yapalım?
“Oğlum paraları sıfırladın mı?” cümlesinden ve tüm o süreçte yaşananlardan utandık, adeta kahrolduk. Sizin utanma duygunuz yoksa biz ne diyelim? Bunu bile içinize sindirecek kadar ahlaktan ve dürüstlükten yoksunsanız biz de mi olalım?
Toplumu, “Affedersiniz… Ermeni”, “Onlar Zerdüşt”, “Şunlar Alevi”, “Bunlar ateist” diyerek ayrıştırıp bu ülkenin insanlarına hakaret etmesine tahammül edemedik. Bu tür konuşmaların bölücülük olduğunu söyledik. Sizin insanlığınız tüm bunları normal görmeye elveriyorsa biz ne yapalım?
Tayyip Erdoğan bu ülkenin bütün değerlerini siyasetin malzemesi yapıp hepsini gözünü kırpmadan harcadı. Pespaye bir taraftarlık uğruna bunu görmezden geldiniz. Biz de mi gelelim?
Onun yönettiği ülkede çocuklarımızın öldürülmesini vicdanımız almıyor. Sizin vicdanınız yoksa bize ne yapalım?
Onun adına sağa sola tehditler savuran tetikçi takımının yaptıkları haysiyetimize dokunuyor. Sizin haysiyetiniz yoksa biz ne yapalım?
Bütün kurumlar işlevsiz hale getirildi. Toplumun huzuru kaçırıldı. Ülke resmen bir felakete sürükleniyor. Türkiye’nin hayatı tehlikede. Sizin hastalıklı, takıntılı, bir ruh haliyle tek derdiniz Erdoğan. Tüm bunları yapan birinden hâlâ iyi bir şeylerin sadır olabileceğine inanıyorsunuz. Bu nasıl bir anlayışın ürünüdür? Nasıl bir ahlak anlayışınız var ki tüm bunları görmezden geliyorsunuz?
Nasıl bir ruhunuz var ki tüm bunlardan hiç rahatsız olmuyorsunuz?
Söyledik, dinlemediniz
Kaldı ki yaptığımız her eleştiride haklı çıktık.
“Çatışmacı bir dil kullanmayın, bu bizi felakete götürür” dedik, dinlemediniz. Felakete götürdü.
“Barış süreci’nde somut adımlar atın, bölge giderek karışıyor bir an önce çözün yoksa sorun daha büyük bir çatışmaya dönüşür” dedik, dinlemediniz. Geldiğimiz durum ortada.
“Toplumu bir arada tutan değerleri bu kadar hovardaca harcamayın” dedik, dinlemediniz. İnsanlar yolda birbirlerine selam vermez duruma geldi.
“Kravatın rengi uymamış” diyebilecek cesaretiniz var mı?
Sanki ülke güllük gülüstanlık, işler yolunda bizim eleştirilerimiz anlamsızmış gibi utanmadan bize laf ediyorsunuz.
Söyleyin Allah aşkına, Tayyip Erdoğan’ın birkaç yıldır bu ülkenin iyiliği için söylenmiş bir tek sözü var mı? Bütünlüğümüzü güçlendirici, barışı teşvik edici tek bir politikası var mı? Etrafımızdaki onca tehlikeye, onca tehdide rağmen bu tuzakları boşa çıkarıcı, akıllıca tek bir hareketi, ya da sözü var mı?
Hangi sözü, hangi konuşması, hangi icraatı sizi onu desteklemeye itiyor? Söyleyin de bilelim…
İki aydır seçim olmuş, ne yaptığını ne tür engellemelere başvurduğunu hepimiz görüyoruz. Ülkenin bugün geldiği durumdan kim sorumlu? Erdoğan değil mi? Bu ülkeyi o yönetmiyor mu?
Peki tek bir gün Erdoğan’ı eleştirdiniz mi? Hadi bırakalım siyasi eleştirileri de “Kravatın rengi uymamış” diyebilecek cesaretiniz var mı?
Onun yönettiği ülkede insanlar ölüyor, şehirler mahvoluyor, devlet adeta çöktü. Bu durum hiç mi zorunuza gitmiyor?
Köpeklere has bir sadakat
Nedir sizin derdiniz? Üç kuruşluk çıkar için veyahut hastalıklı tarafgirlik uğruna tüm bunlara sessiz kalıyorsunuz. Üstelik bir de utanmadan bizim eleştirilerimize de ‘düşmanlık’ yaftası vuruyorsunuz.
Bizim eleştirilerimiz düşmanlıksa peki siz ne yapıyorsunuz? Köpeklere has bir sadakatle Erdoğan’ın yaptığı her şeyi, söylediği her sözü onaylıyorsunuz.
Siz nasıl insanlarsınız? Sizin bu ülkeye zerre kadar sevginiz yok mu?
Köle gibi, her dediğini, her yaptığını onaylayarak önce Erdoğan’a sonra da bütün ülkeye kötülük ettiniz.
Erdoğan’a kötülük ettiniz, çünkü onu böyle kural tanımaz, hesap vermez, kimseden korkmaz hale, sizin bu katıksız itaatiniz getirdi. Bu korkakça tavrınızla, ülkeye verdiğiniz zarar ortadayken hâlâ utanmadan sağa sola laf yetiştirmeye nasıl cesaret edebiliyorsunuz? Güce, paraya, makama o kadar itibar ediyorsunuz ki, kimilerinin vicdanı gereği eleştiri yapabileceğine, sesini yükselteceğine bir türlü inanamıyorsunuz.
Kölelik ruhunuza işlemiş
Sizde vicdan yok, sanıyorsunuz ki kimsede yok.
Aslında ne olduğunu siz de biliyorsunuz. Nasıl bir felakete doğru ilerlediğimizin siz de farkındasınız.
Kapalı kapılar ardında Erdoğan hakkında söylediklerinizi açıktan söyleyecek cesaretiniz yok. Çünkü çıkarcı ve korkaksınız. Kölelik ruhunuza işlemiş.
Kiminiz gönüllü köle, kiminiz paralı köle. İçinde bulunduğunuz bu utanç verici duruma rağmen bizi de sizin gibi köle olmaya zorluyorsunuz.
Bazı insanların onuru, kişiliği, ahlak anlayışı, vicdanı sizin gibi köle olmaya müsaade etmiyor. Bunu niye anlamıyorsunuz?
Tüm bu olup bitene karşı çıkmak için vicdan sahibi olmak, özgür ruhlu olmak her şeyden önemlisi de insan olmak gerekiyor.
Bunlarda ne yazık ki sizin bir iktidar uğruna terk ettiğiniz değerler.
acikcenk@gmail.com / @acikcenk
Bu ülkeyi 13 yıldır Tayyip Erdoğan yönetiyor.
Onun her sözü, her davranışı, her icraatı, her hareketi hepimizin hayatını etkiliyor. Aldığı her karar çocuklarımızın geleceğine etki ediyor.
Bu nedenle biz de yanlışlarını gördüğümüzde eleştiriyoruz.
Gönüllü kölelere bir çift sözüm var
Fakat eleştiri kültüründen zerre kadar nasiplenmemiş, ele geçirdiği güçle aklını ve vicdanını kaybetmiş kimileri bu tür eleştirileri, ‘Erdoğan’a düşmanlık’ olarak göstermeye çalışıyor. Kafalarına göre, eleştirilerimizi ‘saplantı, meczupluk, vatan hainliği…’ gibi ipe sapa gelmez suçlamalarla nitelendiriyorlar.
İstiyorlar ki Tayyip Erdoğan kafasına koyduğu, ülkeyi felakete götüren stratejisini uygulasın, biz de sesimizi çıkarmadan izleyelim. Çocuklarımızın geleceğini heba etsin fakat biz de, “Vardır bir bildiği” deyip teslim olalım. Kaderimizi onun iki dudağı arasına ve kişisel hırslarına teslim edelim.
Bir anlamda Erdoğan’ın kölesi gibi hareket ediyorlar. Üstelik gönüllü köle. Bizden de tüm olup biteni aynen bir köle gibi sorgulamadan kabullenmemizi bekliyorlar.
İşte bu gönüllü kölelere bir çift sözüm var…
Hepimiz kişiliğimize, vicdanımıza, ahlak anlayışımıza göre hareket ederiz. Tayyip Erdoğan Soma’da yaralı bir işçiyi tokatladığında bunu kendi onurumuza atılmış bir tokat olarak gördük ve eleştirdik. Sizin bir onurunuz yoksa biz ne yapalım?
Acılı bir anneyi miting meydanlarında yuhalattığında, bir insan olarak yüreğimiz yandı. Bunun için onu çok eleştirdik. İktidarda kalma karşılığında insanlığınızdan vazgeçtiyseniz, biz ne yapalım?
Mezhep savaşının bölgeyi kasıp kavurduğu bir dönemde mezhep ayrımcılığı yaptığında ülkemiz adına endişeye kapılıp eleştirdik. Ve geldiğimiz nokta ortada. Sizin tek derdiniz kişisel çıkarsa biz ne yapalım?
“Oğlum paraları sıfırladın mı?” cümlesinden ve tüm o süreçte yaşananlardan utandık, adeta kahrolduk. Sizin utanma duygunuz yoksa biz ne diyelim? Bunu bile içinize sindirecek kadar ahlaktan ve dürüstlükten yoksunsanız biz de mi olalım?
Toplumu, “Affedersiniz… Ermeni”, “Onlar Zerdüşt”, “Şunlar Alevi”, “Bunlar ateist” diyerek ayrıştırıp bu ülkenin insanlarına hakaret etmesine tahammül edemedik. Bu tür konuşmaların bölücülük olduğunu söyledik. Sizin insanlığınız tüm bunları normal görmeye elveriyorsa biz ne yapalım?
Tayyip Erdoğan bu ülkenin bütün değerlerini siyasetin malzemesi yapıp hepsini gözünü kırpmadan harcadı. Pespaye bir taraftarlık uğruna bunu görmezden geldiniz. Biz de mi gelelim?
Onun yönettiği ülkede çocuklarımızın öldürülmesini vicdanımız almıyor. Sizin vicdanınız yoksa bize ne yapalım?
Onun adına sağa sola tehditler savuran tetikçi takımının yaptıkları haysiyetimize dokunuyor. Sizin haysiyetiniz yoksa biz ne yapalım?
Bütün kurumlar işlevsiz hale getirildi. Toplumun huzuru kaçırıldı. Ülke resmen bir felakete sürükleniyor. Türkiye’nin hayatı tehlikede. Sizin hastalıklı, takıntılı, bir ruh haliyle tek derdiniz Erdoğan. Tüm bunları yapan birinden hâlâ iyi bir şeylerin sadır olabileceğine inanıyorsunuz. Bu nasıl bir anlayışın ürünüdür? Nasıl bir ahlak anlayışınız var ki tüm bunları görmezden geliyorsunuz?
Nasıl bir ruhunuz var ki tüm bunlardan hiç rahatsız olmuyorsunuz?
Söyledik, dinlemediniz
Kaldı ki yaptığımız her eleştiride haklı çıktık.
“Çatışmacı bir dil kullanmayın, bu bizi felakete götürür” dedik, dinlemediniz. Felakete götürdü.
“Barış süreci’nde somut adımlar atın, bölge giderek karışıyor bir an önce çözün yoksa sorun daha büyük bir çatışmaya dönüşür” dedik, dinlemediniz. Geldiğimiz durum ortada.
“Toplumu bir arada tutan değerleri bu kadar hovardaca harcamayın” dedik, dinlemediniz. İnsanlar yolda birbirlerine selam vermez duruma geldi.
“Kravatın rengi uymamış” diyebilecek cesaretiniz var mı?
Sanki ülke güllük gülüstanlık, işler yolunda bizim eleştirilerimiz anlamsızmış gibi utanmadan bize laf ediyorsunuz.
Söyleyin Allah aşkına, Tayyip Erdoğan’ın birkaç yıldır bu ülkenin iyiliği için söylenmiş bir tek sözü var mı? Bütünlüğümüzü güçlendirici, barışı teşvik edici tek bir politikası var mı? Etrafımızdaki onca tehlikeye, onca tehdide rağmen bu tuzakları boşa çıkarıcı, akıllıca tek bir hareketi, ya da sözü var mı?
Hangi sözü, hangi konuşması, hangi icraatı sizi onu desteklemeye itiyor? Söyleyin de bilelim…
İki aydır seçim olmuş, ne yaptığını ne tür engellemelere başvurduğunu hepimiz görüyoruz. Ülkenin bugün geldiği durumdan kim sorumlu? Erdoğan değil mi? Bu ülkeyi o yönetmiyor mu?
Peki tek bir gün Erdoğan’ı eleştirdiniz mi? Hadi bırakalım siyasi eleştirileri de “Kravatın rengi uymamış” diyebilecek cesaretiniz var mı?
Onun yönettiği ülkede insanlar ölüyor, şehirler mahvoluyor, devlet adeta çöktü. Bu durum hiç mi zorunuza gitmiyor?
Köpeklere has bir sadakat
Nedir sizin derdiniz? Üç kuruşluk çıkar için veyahut hastalıklı tarafgirlik uğruna tüm bunlara sessiz kalıyorsunuz. Üstelik bir de utanmadan bizim eleştirilerimize de ‘düşmanlık’ yaftası vuruyorsunuz.
Bizim eleştirilerimiz düşmanlıksa peki siz ne yapıyorsunuz? Köpeklere has bir sadakatle Erdoğan’ın yaptığı her şeyi, söylediği her sözü onaylıyorsunuz.
Siz nasıl insanlarsınız? Sizin bu ülkeye zerre kadar sevginiz yok mu?
Köle gibi, her dediğini, her yaptığını onaylayarak önce Erdoğan’a sonra da bütün ülkeye kötülük ettiniz.
Erdoğan’a kötülük ettiniz, çünkü onu böyle kural tanımaz, hesap vermez, kimseden korkmaz hale, sizin bu katıksız itaatiniz getirdi. Bu korkakça tavrınızla, ülkeye verdiğiniz zarar ortadayken hâlâ utanmadan sağa sola laf yetiştirmeye nasıl cesaret edebiliyorsunuz? Güce, paraya, makama o kadar itibar ediyorsunuz ki, kimilerinin vicdanı gereği eleştiri yapabileceğine, sesini yükselteceğine bir türlü inanamıyorsunuz.
Kölelik ruhunuza işlemiş
Sizde vicdan yok, sanıyorsunuz ki kimsede yok.
Aslında ne olduğunu siz de biliyorsunuz. Nasıl bir felakete doğru ilerlediğimizin siz de farkındasınız.
Kapalı kapılar ardında Erdoğan hakkında söylediklerinizi açıktan söyleyecek cesaretiniz yok. Çünkü çıkarcı ve korkaksınız. Kölelik ruhunuza işlemiş.
Kiminiz gönüllü köle, kiminiz paralı köle. İçinde bulunduğunuz bu utanç verici duruma rağmen bizi de sizin gibi köle olmaya zorluyorsunuz.
Bazı insanların onuru, kişiliği, ahlak anlayışı, vicdanı sizin gibi köle olmaya müsaade etmiyor. Bunu niye anlamıyorsunuz?
Tüm bu olup bitene karşı çıkmak için vicdan sahibi olmak, özgür ruhlu olmak her şeyden önemlisi de insan olmak gerekiyor.
Bunlarda ne yazık ki sizin bir iktidar uğruna terk ettiğiniz değerler.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.